ßL00Dy L0v£_(KanLı Aşk) 1. BöLüM

1.BöLüM__KaßuS

Gözlerimi açtığımda kalın perdenin aralandığını ve altın sarısı güneş ışığının saçlarımı okşadığını fark ettim. Camda açılmıştı içeriyi ılıcık bir bahar havası doldurdu. Yatağımın içinde doğruldum. Pencereden dışarıya baktım. Burada gördüğüm en güzel havaydı. Güneşten gözlerimi kısıp yatak örtüsünü ayaklarımla köşeye doğru itledim. İlk defa bu kasvetli yerde dinlenerek kalkmıştım. Yatağımdan kalktığım gibi aynanın karşısına geçtim. Aynaya çok içten gülümsüyordum. Güneşi seviyordum. Uzun dalgalı saçlarımı düzeltip dolabıma yöneldim. Kısa askılı çiçekli elbisemi çıkarttım. Ona uygun babetlerimi dolaptan çıkartıp giyinmeye başladım. Hazır olduğumda saçlarımın arasına küçük bir kurdele yerleştirdim. Cama doğru yaklaşıp tüm perdeyi açtım ve camdan aşağıya doğru sarkarak baktım. O kadar güzel çimlerle doluydu etraf. Yemyeşil çimler aralarda papatyalar. Çok büyük bir ağacın bir dalında her tarafında rengârenk kurdeleler asılı bir salıncak. Hayranlıkla izledikten sonra merdivenlere koştum. Korkuluklara ve duvarlara elimi sürüyerek hızlıca indim merdivenlerden. Mutfağa salona tüm odalara gidip tek tek perdeleri açtım. İçerisi beklide ilk defa bu kadar çok aydınlanıyordu. Elimde olmadan ritimli bir şarkı tutturdum. Hoplaya zıplaya, dans ede ede yürüyordum. Beni tanımayan biri beni böyle görse zihinsel özürlü ya da fazla gelişmiş çocuk sanardı. Giriş kapısını hızlıca açtım. Güneş ışınları tüm vücudumu tarıyordu adeta. Koşamaya başladım. Saçlarım uçuşuyordu. Salıncağa oturduğum gibi sallanmaya başladım. Kahkahalarım yankılanıyordu. Salıncaktan indikten sonra güneş gören çimlerin üstüne attım kendimi. Vücudum ısınıyordu. Bu çok güzel ve çoktan beri özlediğim bir histi. Bir anda fıskiyeler çalışmaya başladı. Ayağa kalkıp onlar arasında koşturdum sırıl sıklam olduğumda. Yorularak kendimi çimlere tekrar attım.

O sırada “O”nu hissettim. Nefesini boynumda. Güneşten rahatsız oldukları için kapalı olan gözlerimi araladım. Yanımda yatıyordu. O pürüzsüz cildi morararak çürümeye başlamıştı. Daha önce hiç görmediğim hatta olmadıklarını düşündüğüm damarları belli oluyordu. Bana acı çekerek baktı. İşte o anda tatlı rüyam bir kâbusa dönüşmüştü. Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı. Ve şimşekle beraber mermi gibi sert yağmur yağmaya başlamıştı. Az önce üzerinde yattığım çimler çamur olmuştu. Elbisem yırtık ve kirliydi. Papatya diyerek gördüğüm bitkilerse dikenli otlara dönüşmüşlerdi. Gördüğüm dev ağaç tüm yapraklarını dökerek korkunç bir hal almıştı. Ve az önce salıncağın olduğu yere şimdi bir karga sürüsü tünemişti. Korkunç çığlıklar atarak bana doğru koşmaya başladılar. Bunun bir rüya olduğunu biliyordum. Ama uyanamıyordum. Ayağa kalktığım gibi eve doğru koşmaya başladım. Ev kasvetli ve rutubet kokuluydu. Açık olan camlardan içeri rüzgarla birlikte yağmur giriyordu. Gıcırdayan merdivenlerden koşarak çıktım. Odama girdiğimde pencereyi kapatıp perdeleri çektim ve yatağıma uzandım. Bu kadar mükemmel olmasından rüya olduğunu anlamalıydım. Ama hala bu “mükemmel”(!) rüyamdan uyanamamıştım. Bir anda “O” yanıma geldi. Soğuk ve sert elleriyle kollarımı sımsıkı tuttu. Bacaklarıma oturarak hareket etmemi engelledi. Ne olacağını biliyordum. Dudaklarını boynuma doğru yaklaştırdı. Ve beni ısırdı. Kanımın çekildiğini hissediyordum…
Bağırarak uyandım…

Beğenmeniz dileğiyle

vaayyyy.. yeni bir hikaye ve süper..
devamını bekliyorumm..

kimse girmio siteyede ondan.. tatilde girmeye başlar millet diye düşünüyorum.. benim hikayemde pek okuyan olmuo yani.. xD
inş. tatilde girerlerde okurlar..merak etme.. =)

cok guzel olmus devamını bekliyorum