Twilight Türkiye Fan Forumu
Twilight-Vampire Türkiyeye Hoşgeldiniz..
Sitemizden daha çok faydalanmak,mesajları,resimleri,videoları ve linkleri görmek için lütfen sitemize üye olunuz.
Sitemizde iyi eğlenceler dileriz.


Twilight-Vampire Türkiye Yönetimi
Twilight Türkiye Fan Forumu
Twilight-Vampire Türkiyeye Hoşgeldiniz..
Sitemizden daha çok faydalanmak,mesajları,resimleri,videoları ve linkleri görmek için lütfen sitemize üye olunuz.
Sitemizde iyi eğlenceler dileriz.


Twilight-Vampire Türkiye Yönetimi
Twilight Türkiye Fan Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Twilight Türkiye Fan Forumu
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:20 am

Sanırım bu özelliğimden sıkılmaya başladım özellikle bu köpüşcük yakınlarımdayken..Tamam Nessie ile olan şu ‘ mühürlenme’ durumunu anlaya biliyorum ama Jasper’ın doğum günü sürprizime vereceği tepkiyi görememek beni çıldırtıyor !..Onunla tanıştığım günden beri her şey farklı benim için hayatımın öncesini nasıl vampir olduğumu hep merak ettim ama onunla tanıştığım andan itibaren bunların bir önemi kalmadı benim için..Hah bugün ava ben çıkmayacağım ne de olsa Jacob ve Nessie gidecekler diğerleriyle Jasper da benimle kalmak için çok ısrar etti ama biraz şu mükemmel ‘ özelliğimi’ kullanmak istiyorum bu sefer tüm planlarımı ona göre hazırlayacağım ah tıkırtılar ve bu adımlar Edward geliyor..Üç iki
‘ Alice ? ‘ tam isabet !
‘ Evet ne oldu ? ‘ sanki konuşmak zorundayız ne de olsa tüm düşüncelerimi duydu ah umarım Jass’e söylemez ben Bella’ya onun sürprizlerini elimden geldiğince söylememeye çalışıyordum ne de olsa..
‘Sence bu sürpriz gerekli mi ?’ ne demekti şimdi bu ah hadi ama neler oluyordu böyle tamam Jass avı yarım bırakıp gelmeden kendime gelip konuşarak daha doğrusu Edward’ın anlayacağı şekilde konuşarak neler oluyor öğrenmeliydim.
‘ Ne demek şimdi bu bak sen hiç bu konularda yorum yapmazdın neler oluyor birden bu soruyu sordun.Şaşırmamı mazur gör çünkü alışık değilim.’ Ah bu bakışlar hey hey heey acı ne ne dedim ben?
‘Alice…? Sen bu ..bu konuda ciddisin yani neredeyse bizi . . ‘ Tanrım cümlesinin devamını getiremedi ben ne yapmıştım ki şimdi Edward lütfen devam et !..
Edward’ın gözleri kısıldı acı evet tam da bu kelime uyuyordu şu anki ifadesine onu böyle bu duruma soktuğum için kendimi öldürmek istedim.Yapa bilecekmişim gibi..
‘Alice İtalya’da tatilden bahsediyorsun Volturiler bizim ailemizi ortadan kaldıracaktı ne çabuk unuttun!’ Ah hadi ama şaka olmalıydı bizi bir daha rahatsız edemezlerdi ki !
‘Bunu hiçbir zaman bilemeyiz Alice bu fikirden hemen vazgeç!!
Biran gördüm pek de olumsuz sayılmazdı ah o o da ne yoo hayır!...’

• * * * * * * * * * *



Tam da sırası görüntü bulanıklaştı ne yani nasıl nasıl olur da Jacob Nessie’yi tehlikeye ata!?r yanılıyorum yine sanırım bunu en son yapacak kişi Jacob, bir insan ormandayken nasıl olur da onu yalnız bıraka bilir umarım yine yanılıyorumdur .Böyle bir şey görmedim ki ben neler oluyordu yine!?..Bizim ailemiz gibi hareketli bir aile olamazdı herhalde kurt damat yarı vampir yeğen . . Off neler diyorum ben sanki bir insanın titreme halinde kurt olması , onu geçtim kan ile beslenen vampirler olması normal bir şey de bu dediklerim hareket kattı gibi bir şey oldu . . Edward’ın yüzündeki paniği fark etmem uzun sürmedi ve anladığım an ile aşağıya inmesi bir oldu onun ardından ben de aşağıya indim Jasper hemen yanıma geldi ahh kokusu çok özlemişim.Hemen fark ettim ortalığı sakinleştirmeye çalışıyordu elini omzuma koydu ve hemen baktım bana değil önüne bakıyordu elimi omzundaki elinin üstüne koydum gerginlik evet bu gerginlik anlaşılmayacak gibi değildi ki.Jacob rengi evet rengi atmıştı Edward öne atıldı dişlerini gösterdi ve Jacob anında geri çekildi büyük bir hızla Nessie önüne atıldı Bella şaşkındı dona kaldı Rose ah tabi ki Edward ile aynı safta yer alıyordu zaten hiçbir zaman Jacob’u sevmemişti ki !
‘ Lütfen baba, onun hatası değil! Kokuyu kokuyu duyunca kendime hakim olamadım bak küçüklüğümden beri bu kadar değişik bir koku . . ‘ lafını tamamlayamadan garip bir hal almıştı Nessie’nin yüzü özlem arzuydu bu ifade.
‘Her ne olursa olsun bunu yapmamalıydınız, sizin neyiniz var böyle çok çok tehlikeliydi nasıl bu kadar dikkatsiz olabiliyorsunuz hiç mi anlamadınız? Hadi o daha yeni diyelim ya siz !? ‘
Ah biri bana bunların şaka olduğunu söylesin!. Jasper’ın zorluk çektiğini anladım ve ben devreye girdim Edward sert bir bakış fırlattı keşke bir çözüm olsaydı düşüncelerimi okumasını kapsama alanı dışında alsaydım mesela ?
‘ Jack senin derdin ne size uzaklaşmamanızı söylemiştik değil mi ya çok çok kötü olsaydı’ Bella’nın boğazı düğümlenmişti sanki kelimeler çıkamadı bir türlü.
‘Ya görseydi Jacobsonumuz ne olurdu biliyor musun sen !? daha yeni nasıl bir tehlike atlattığımızı hatırlıyor musun acaba aklın neredeydi senin! ‘ bu sefer bu son cümleyi söylerken istek dışı mı istemli mi bilmiyorum ama, hırlamıştı Bella onu böyle görmeye pek alışık değildik ve herkes o anda dondu , aniden Jacob yere düştü başı eğikti kollarıysa önde çömelmişti ağlıyor gibiydi ve kimseye bakamıyordu . Nessie fark edince hemen arkasını döndü ellerini yanağına koydu Jacob’ın gözünden süzülen o tek damla yaşı hemen eliyle geri itti ve tüm düşündüklerini yansıttı. Edward Jasper’dan dolayı mı Nessie’nin düşündüklerini duyduğundan dolayı mı bilmiyorum ama kendini toparladı söz konusu kızı ve karısı daha doğrusu ailesi , biz olunca akan sular duruyordu onun için.
‘ Tamam Nessie artık dikkat et bu olay bir daha yaşanmayacak artık aynı ormanda avlanmak yok bu konu hakkında tek bir itiraz bile duymak istemiyorum.Aşkım sen de benimle gel Jasper , Alice.’ Al bir de buradan yak! konu nasıl oldu da bize döndü Jasper’a söyleyecek miydi benim sürprizimi ? yani hayır bu olamazdı olmamalıydı.Tabi ki söylediklerimi duydu ve bana ters ters baktı ‘Ne var haklıyım ben bu adiliği sana yapmadım hiçbir zaman! ‘ diye düşündüm tepkisiz bir şekilde arkasını döndü ve yukarı çıktı, tabi ki biz de arkalarından takip ettik Bella durumdan sıkılmış gibi
‘ Tamam hayatım neler oluyor neymiş bu kızımızın meselesinden daha önemli olan bak eğer bilerek uzaklaştırdıysan ?! . . ‘ dedi ve tek kaşını kaldırdı o kadar tatlı bir duruşu vardı ki Bella’nın topuklu ayakkabılara ve dar kotlara alışacağını biliyordum zaten.Bilmemek ne mümkün kollarını karnında bağladı ve insanlıktan kalma bir alışkanlık mıdır o an çözemediğim bir halde ayağını ritimli olarak yere vurmaya başladı.Bu özelliği insanlıktan kalmış olabilirdi ama gücü eskisi gibi değildi.Bunu arada bir hatırlatmak gerekiyordu.Neyse ki o da anladı ve uzun bakır saçlarını geriye attı elleriyle anlaşılan hala sinirliydi.
Ama Edward bunu yapamazdı bana o ah hadi amaa çok güzel bravo soluk surat!Şimdi her şeyi anlatacaksın değil mi ?! tek kaşını kaldırdı zafer benim dercesine !..
‘ Alice’in planlarından haberin var mı Jasper ?’ hemen bir refleks olarak yanına gittim elini tuttum ve masumca baktım o kadar tatlı duruyordu ki o an Edward ve Bella’nın yanımızda olduğunu unutup öpecektim.
‘Ihımm öhöömm’ ah çok ayıp Edward!..
‘Alice o garip fantezilerini biz odadan çıkınca yapsan nasıl olur konumuz bu değil de.’Aşşağıdan bir kahkaha koptu gürledi. Emmet!.Jasper aniden bana döndü gözlerindeki o ışıltı ve ah o huzurlu gülümsemesi onu bu kadar çok sevmem için bir sürü neden var ama bu gülüş bakış her şeye bedel..
‘Ne planıymış bu tamam hey siz genç aşıklar ne planı Alice neler oluyor?’ Bella’ya döndüm Edward çoktan belinden tutmuştu sanırım Bella hala aşağıya inip Jacob’un üstüne atılmayı planlıyordu.
‘ Jasper’ın doğum günü sürprizini Alice İtalya tatili olarak planladı ‘ cümlesinde İtalya lafı geçer geçmez Bella irkildi acı doldu gözleri, Jasper hemen savunmacı bir hale büründü hepsi bana suçlayıcı gözlerle baktı.O anda kendimi karınca kadar küçük ve en aşağılık varlık olarak hissettim, bu evde ne kadar sessiz de konuşsanız mutlaka duyulur hepsi kapıdaydı.Sadece Jacob ve Nessie yoktu Charlie’nin yanına gitmeleri gerekecekti öyle görmüştüm yani.
‘Böyle bir şeyi ne nasıl neden ? ‘ Bella anlam veremiyordu ve zaten bu en normal olanıydı ama ben gördüm hiçbir şey olmayacaktı ki niye böyle yapıyorlardı anlamıyorum.
‘ Belki gördüklerini bizlere de anlatırsan bu kadar tepkili olmayız Alice?’ dedi Edward
‘Hiçbir şey olmayacak lütfen bana şöyle bakmayı keser misiniz kendimi ucube gibi hissediyorum’ Jasper’ın arkasına saklandım ve hemen beni koruma iç güdüsü ortaya çıktı. Sanki beni ailemden değil de kavgada düşmandan korurmuşçasına elleriyle siper aldı.Emmet bir adım attı
‘ Tamam Jasper sakin ol düşman değiliz ayrıca kavga edecek havamda da değilim beyzbol sözünüzü tutmadınız çünkü!’
‘ Ne kadar umursamazsın Emmet ‘ dedi Bella gözlerini devirerek
‘Bakın hiçbir şey olmayacaktı ne gördüğümü Edward da gördü şuan zaten olsaydı planı iptal ederdim değil mi sayenizde sürprizim mahfoldu ‘ dedim hepsine arkamı döndüm ve kollarımı önümde bağladım.
‘ Bak üzgünüz ama biliyorsun bu konuda yani ister istemez hassas oluyoruz ‘ dedi Edward mahcup bir tavırla.Dilimi çıkardım ve arkamı dönüp yürümeye başladım;
‘ Alice lütfen bizi bağışla biliyorsun bu konu içimizi yakan en derin konulardan biri hatta sadece bu konu hatırlamamak için elimizden geleni yapıyoruz ‘ dedi Esme ah nasıl kıya bilirdim ki ona nasıl ve haklıydı o benim annemdi ve bizi koruma iç güdüsü her şeyden öncelikliydi elimi duvara koydum ve hafif bir hareketle akamı döndüm
‘ Ama bir daha düşüncelerimi okurken özelime girme Edward! ‘ dedim gözlerimi kısarak
‘ Aman tehlikeli bir şey olmadıkça karışmam zaten ‘ dedi gözlerini devirdi.
‘ Hey avımız da yarım kaldı sizin yüzünüzden’ dedi Emmet aniden Rose elinden tutu ve hemen onu dışarı çıkardı artık susması gerektiğini anlamıştı herhalde.
Tam o sırada gördüklerim karşısında şaşkına döndüm neden geliyordu ki şimdi ne gerek vardı ev oturmasına mı geliyordu? kimse sevmezdi ki bu kızı ah uyuz şey!..
* * *


En son ilkiz tarafından Cuma Eyl. 11, 2009 6:25 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:20 am

Evet Jessica geliyordu herhalde bu durumdaki en gereksiz insan bozması .pis dedikoducu, ucuz düşüncelere sahip kişi yaklaşık 3 dakika sonra arabası ve yanında getirdiği iğrenç insan yapımı pastasıyla geliyordu. Bella’ya davetiye getiriyordu ah hadi ama hala Mike’tan mı kıskanıyordu Bella’yı tam bir salak bu kız!..Evet şimdi bu mükemmel ötesi haberi cici aileme bildirecektim, bu asil görev bana aitti.Edward gözlerini devirdi kim bilir neler düşündü o ucube.
‘Bella bil bakalım kim geliyor ?! ‘ diye şakıdım adeta o mutluluk verici sesimle Bella’nın gerginliği birden geçti ,sanki benim bu ses tonuma ihtiyacı varmış gibi bakış attı gözlerindeki umutla
‘ Kim ? Charlie mi ? ‘ diye sordu Edward o umut dolu sesi duyunca tuhaf oldu.E tabi aklına geldi Charlie yaklaşık bir aydır yoktu -ki kendisi tatil demişti ama sanırım 3 yılda torununun 6 yaşındaki bir çocuktan (hatta belki 10 ) farksız olduğunu ,kızının bu hallerini görmeye dayanamadı ve tatil diyerek biraz kenara çekilmeyi tercih etmişti ve bu durum Bella’yı bir hayli üzmüştü.
‘ Ah aşkım keşke o olsa ‘ diyerek gözlerini devirdi Edward .Bella anlamamış bir halde ne kim ki ? şeklinde bir bakış attı ve sonra kapı çaldı herkes olağan durumundaymış gibi davrandı Emmet yine bir beyzbol maçı açtı ve maçı izlerken Jasper’a sinirli bir bakış attı hala verilen maç sözünün tutulmamasında takılı kalmıştı hiç büyümeyecek bir çocuktu adeta.Rosalie ah inanmıyorum nerden akıl ettiyse kırmızı bir ojeyle tırnaklarına bakım yapıyordu bu kız insanı öldürürdü Esme birkaç çizim yapıyordu Carslie ise bir roman almış (ki bu romanı önceden bildiğine emindim) okuyordu ben de yeni açılan giyim mağazalarının ürünlerine bakmak için laptobumu aldım Edward her zaman ki gibi piyanosunun başına geçti Bella ise gelenin kim olduğunu anlamadan kapıya doğru ilerliyordu, arkasını döner dönmez herkesin suratında bir sırıtış belirdi.Bu misafire çıkabilecek tepkiyi az çok tahmin ediyorduk hatta ben biliyordum bile !
Bella kapıyı açar açmaz yüzündeki ifadeyi ,o gıcık Jessica’nın bakışlarını her şeyini biliyordum.Bunlardan en fazla komiğime giden Bella’nın deyim yerindeyse dumur olmuş bakışlarıydı .Hiç beklenmedik kel alaka bir zamanda hiç beklenmedik ve beklenilmeyecek gereksiz , Bella’nın insan hallerinden bir arkadaş çıka gelmişti gerçekten de çok gereksizdi.Üstelik amacı sadece Mike ile evleneceğini bildirme olduğunu ,düğün davetiyesini ve gelinliğinin Bella’nın gelinliğinden bin kat kötü olması halinde güzelmiş gibi davranması olduğunu bilmek beni öldürecekti.Edward düşüncelerimden haberdar olduğu için gözlerini devirdi . Keşke Mike da gelseydi diye geçirdim içimden ve piyononun tuşuna öyle bir bastı ki o ses uyuz Jessica’yı korkuttu.Bella kapıyı açtı
‘ Jess ? ‘ ah o bakışlar.
‘ Ah Bella nasıl da özlemişim seni ç..çok değişmişsin ah canım arkadaşımm’ ayy şimdi ağlaya bilsem ağlardım herhalde ne yapmacık bir tip bu!
‘ Ah Jess hiç beklemiyordum haber verseydin bir şeyler yapardım hazırlık yani’ işte o anda en fazla sessiz kahkamızı attık.
‘ Ee içeri davet etmeyecek misin beni Bella ? ‘ hayır böyle daha iyi diyesi geldiğine emindim.
‘ Ah tabi kusura bakma bu süprizini beklemiyordum da.’ Bella elindeki fırsatı değerlendirip kafasını kopara bilirdi.. ama yapmayactı tabi ki.
Jessica içeri girer girmez pastasını Bella’nın eline tutuşturdu onu görünce şaşkınlık hallerine büründük ,hemen ayaklandık evet 2 saat ve o çekilmez akşam yemeği bizleri bekliyordu şimdi.


* * *
Evet her şey gördüğüm gibi gitti. Tanrım ne çenesi varmış şu Jessica’nın tüm aile sanki onun o aptal yalanlarını dinlemeye can atıyormuşuz gibi geçti ve tam 2 saat boyunca ( iğrenç insan pastası ve yemekler dahil! ) Mike’ın ona olan aşkını anlattı, ah tabi gecemizin sonunda Mike’cığı Jessica’yı almaya geldi.Bu çocuk çok garipti Bella evli, çocuğu var ve hala ona aşk dolu gözlerle bakıyordu bir ara gözüm Edward’a kaydı dişlerinin gıcırtı sesi dikkatimi çekti kim bilir Mike’ın sapık beyni neler düşünüyordu!.
‘ Hayatım Bella’ya evlilik ve çocuk yaramış dğeil mi ? ‘ sinsice güldü Jessica
‘ Bilmem Bella çocuk için erken değimliydi ? Zaten evliliğin bayağı bir erken oldu ,tamam çocuk Edward’ın akrabasının çocuğu olabilir ama garip yani.’ Sanki fikri sorulası ,önem duyulası bir insanmış gibi bu tavrı Edward için bardağı taşıranı son damla oldu.
‘ Mike biz evleneli daha 4 yıl oldu ama bakıyorum sen de pek acele etmemezlik yapmadın ? ‘ ses tonu sakin çıkmış gibiydi ama cam olsa çatlardı, dişlerindeki ses.. Bella rahatsız oldu.
‘ Ah her neyse arkadaşlarımız bizleri düğünlerine davet etmiş hayatım gelmeye çalışırız ‘ dedi bunların hepsini Edward’a bakarak söylemişti
‘ Ne demek gelmeye çalışırız Bella saçmala lütfen gelin ben sizin düğününüzde vardım ama’
‘ Ya evet Mike da yüzüne bişey yemişti hatta değil mi ? ‘ diyerek kahkahayı bastı Emmet. Edward da elini ağzına görürüp saklar gibi güldü dakikalarca,Mike’ın yüzü kıpkırmızı olmuştu bunu fark edince iyice bir güldüler.
‘ Ah eğer yemek bittiyse kalka bilir misiyiz ? ‘ diye izin istedim açıkçası bu iğrenç şeyleri görmeye ve bu parazitlere katlanmayı sürdüremeyecektim.
‘ Tabi ki iyi geceler Alice.Jasper’ diyerek selamladı Mike sahte bir sırıtış koydum yüzüme ve Jasper da o sert bakışıyla benimle birlikte ayrıldı masadan.

Bella sıkıntıdan ve meraktan çatlamak üzereydi sıkıldığı konu malumdu ve merak ettiğiyse kızıydı.



Bu evde kimse uyuyamazdı ve zavallı Nessie gelecek tepkileri bilmiyordu birazdan Jacob ile geleceklerdi ne de olsa Jacob onu yalnız bırakamazdı.Keşke onları göre bilseydim benim ne olduğunu bilmemem de evdekileri iyice huzursuz ediyordu.Bella kısa deri montunu ve arabasının anahtarlarını kapıp çıkıyordu ki
‘ Bella Nereye gidiyorsun Bella ? Lütfen sakin ol kızım.’ Carslie’nin her olaydaki soğuk kanlılığı konu biricik torunu olunca endişeye bürünmüştü.Bella’nın o sinirle yapacaklarından korkuyordu.
‘ Carslie yapamam kızım burada değil ve bilmem fark ettiniz mi ama tam 6 saattir yok!’ gerçekten de o kadar olmuş muydu ?
‘ Tamam ben de seninle gelirim o zaman biricik Reneesme’mizi bizden alı koymak neymiş gösterelim pis köpeğe! ‘ Rosalie’nin bu tavrı Bella’nın sinirine tuz biber olmuştu tam kapıdan çıkarken araba Jacob’un arabasının sesini duyduk hemen verandanın önüne fırladık.Araba evin önüne gelir gelmez.
Arabadan ilk önce Nessie indi benim aldığım pembe uzun şirin elbisesini giymişti saçları o kadar tatlı duruyordu ki kıvır kıvır ve hala kimsenin çözemediği bakırımsı kahvemsi tonundaki saç rengi parlıyordu gecenin içinde ve bir de ormanın içinde ki gözler , kimin gözleri olduğu belliydi tabi ki..
‘ Bakın ben suçlu değilim, olanları bilmiyorsunuz.Bu benim elimde olan bir şey değil ki..Bells hadi ama onun her istediğine boyun eğmek zorunda olduğumu biliyorsun.’ Dedi Jacob.Yüzünde anlaşılması zor bir ifade vardı üzgün korkmuş bir ifade.
‘ Anneciğim yanına gelmeme izin verir misin ? ‘ dedi Nesssie o narin ses tonuyla.O anda Bella’nın uzun dişlerini gösteren bakışları yerini merhamete bıraktı
‘Ah meleğim bir de izin mi istiyorsun bendengel hadi ‘ dedi ve dizlerinin üstüne çömeldi kollarını açtı.
Nessie koşarak annesine sarıldı işte bu anda ağlaya bilsem ağlardım boğazımda düğümler oluştu JAsper hemen yanıma gelip elimi tuttu.Nessie o narin ellerini annesinin yanağına koydu ve yeteneğini konuşturdu, Bella ve Edward merhamet dolu bakışlarıyla gülümserken , am o sırada Rosalie fırladı ve Jacob yanına kondu , Jacob bu tepkiyi beklemediği için bir adım geriye attı.
‘ Seni pis köpüş! Reneesme’mizi nereye götürdün o pis kulubene mi ha ?! ‘ diye hırladı
‘ Bana bak sarışın çeneni kapa yoksa kafanı koparmak zorunda kalacağım! ‘ dedi Jacob bu kadar üstüne gelinince sabır taşı çatlamıştı.
‘ Öyle mi kokuşmuş köpek dene bakalım sen o kafayı koparamadan ben senin lanet olası kafanı koparıp bacaklarının arasına sıkıştırıp k.çına tekmeyi basmış olurum’ Emmet çok sinirlenmişti Rose ile böyle kimse konuşamamıştı konuşanların da sonu belliydi.
‘ Emmet amca lütfen yapmayııınn Jacob’umun bir suçu yookk‘ diye bağırdı Nessie , ağlamaya başladı birden o anda hepimiz yanına koştuk O anda ortalığı sakinleştirmek bana düştü
‘ Ah sakın ağlama tatlım neden ağlıyorsun bak hiçbir şey yok.Annen , baban , ben , Jasper amcan , Rosealie Halan , Emmet amcan , büyük anne ve baban senin için çok endişelendik lütfen sen ağlama olur mu hayatım.’ Dedim ve gözündeki yaşları elimle sildim.
‘ Bak beni bilirsin , sinirli bir ımm şnsan demek isterdim ama değilim.Vampirim Ness konu özellikle sen ve Rosie olunca iki katı sinirleniyorum,ama ağlarsan olmaz ki sadece endişelendik o kadar küçüğüm.’ Kulaklarıma inanamıyorum cümlesi biter bitmez ani bir şekilde dönüp Emmet’e baktıp bu dokunaklı sözlerin hepsinin ondan çıka bilmesi beni çok şaşırttı doğrusu.
‘Meleğim bir şeyim yok bak yanındayım ve elini tutuyorum bak seni merak edeceklerini söyledim düğüne kalmaya bilirdik biliyorsun.’ Ne düğünü ay zaten Nessie’nin olduğu yeri ve Jacob’un olduğu alanları bulanık görüyorum, sanki gözleri bozuk olmayan bir insanın, miyop olan başka birsinin gözlüğünü takması gibi bir görüntü oluyor bende.
‘ Ne düğünü bu ‘ dedim birden
‘ Emily ve Sam’in ertelenerek bu günlere kadar uzayan düğünü ‘ dedi Jacob
‘ Ah ‘ dedim ne tepki vere bilirdim ki başka ama meraklanmıştım onların düğünleri bizimkiler gibi olmaması gerekirdi yani ben öyle tahmin ediyordum.Ama şimdi önemli olan bu değildi.Bir an Bella’yı gördüm sanırım Nessie ah! Nessie ile ilgili bir problem çıkacaktı ne olabilirdi ki bu şimdi


başladılar.Neyim olduğunu bilmiyordum ama iyi olmadığım kesindi , gözlerimi kapadım ve rüzgarın bana iyi gelmesini

Bella ormana hızla girdi arkasından o kadar koşuyordum ki yorgunluk hissedebilsem çoktan düşmüş olurdum
gelmesini diledim.









* * *

Evet tam olarak 28 saattir olduğumuz yerde duruyorduk.Benim – bana göre ilaç aileme göre yemek- saatim gelmişti.Ailedeki herkes bir haftalık sürede kendi arasında plan yapmış,her gün farklı biri bana yemeğimi getiriyordu.İlk gün Emmet getirdi,her ne kadar tam olarak içemesem de güzeldi.Bugün sanırım Rose’daydı sıra fakat o şuanda çok yoğundu sesleri kesilmiş değildi henüz.
‘Hayatım ‘ dedim , ah hadi ama sesime yine ne olmuştu böyle.Jasper anında panikledi ve ayaklandı yüzümü ellerinin arasına aldı ve
‘ Aşkım ne..neyin var ne oldu ? Sesin..neyin var yoksa benim yüzümden mi ‘ dedi
‘Ne alakası var.Öyle bir şey değil.Bilmiyorum’ odamızdaki saat hiç işe yaramaz sanırdım ama hastalandıktan beri daha da bakar olmuştum o saate.Önceden bir cümleyi yarım saatte kurarken şimdi bir saat boyunca şu küçücük cümleyi kurmakta çok ama çok güçlük çekmiştim.Boğazım kavruluyordu adeta,susuzluk bile bu acıdan iyiydi.
Benim bu halimi görünce Jasper ondanın içinde dönmeye başladı üstünü giyindi,ona aldığım haki yeşili eşofmanını ütüne geçirdi ve o kadar tatlı olmuştu ki.Bu halimle bile aklımdan neler geçiyordu.!
‘Edward’ dedim uyuşma ,uyuşma daha da artmıştı sanki.Jasper ateş ve acı dolu gözlerle bana baktı ve odanın kapısını öyle bir çarptı ki..Kapı ortadan ikiye ayrıldı ve Edward ile birlikte yanıma geldiler.
‘Tamam minik kardeş , şimdi kendini sakın sıkma.Sadece aklından geçir yeter.’dedi bir yandan da elimi tutuyordu,Jass’e çaktırmıyordu ama o da korkmuştu.
Birden gördüm.Bu bir haftada tam tamına 359 bardak kan –ilaç dozları aşırı ağır- içecektim.Benim için problem yoktu fakat o uyuşukluk geçmeyecek ve Jasper hep yanımda olacaktı.Geceler de muhteşem..Uyuşuk olsam bile
‘Ihımmm..Alice bilmem farkında mısın ama buradayım biraz sessiz görsen ?’ dedi Edward.Ne yapa bilirdim ki ?Elimde olan bir şey değildi sonuçta,ama çok utanmıştım.Hemen konuya döndüm.
‘Edward kendimi çok kötü hissediyorum ve konuşamıyorum.’dedikten sonra Carslie elinde çantasıyla geldi.Ardından da Esme elindeki tepside bardaklar vardı
‘Evet canım şimdi Jasper ve Edward seni kaldırsınlar da güzelce iç şunları,haydi bakalım ve sakın ha sakın babanın verdiği ilaçları almamazlık için inat etme yoksa çok kırılırım.’dedi Esme.Gerçekte annem kim hiç bilemedim ya da hatırlamıyorum ama Esme çok farklıydı ona aldığım mavi uzun elbisesini giymişti saçlarına da ona uygun bir toka takmıştı,göz kamaştırıyordu.
‘Edward söyle Esme’ye çok güzel olmuş’
‘Alice çok güzel olduğunu söylüyor’ dedi Edwrd ona yardım ederek.Esme o kadar mahcup olmuştu ki
‘ Ah teşekkür ederim canım ‘dedi
‘Pekala Alice hepsine eşit ölçüde koydum dozları biraz daha ağır ve ne yapalım artık 1 hafta boyunca iyileşmeni bekleyeceğiz dikkat et kendine.’dedi Carslie
‘Meraklanmasın Edward iyi olacağım’dedim
‘Carslie , görmüş iyi olacakmış Alice’ dedi ve Nessie paytak paytak yürüyerek geldi
‘Alice kapınıza ne oldu’ dedi o yumuk ellerini ağzına koyarak.
‘Biraz sert çarptım Nessie’dedi Jass ,Nessie’yi kucağına almıştı
‘Yani sen de Emmet gibi mi yaptın Jasper ‘ dedi Nessie
‘Nasıl canım anlamadım’ dedi Jass
‘ O da sert yapmış ve yatakları ortadan ikiye bölünmüş’ dedi Nessie o kadar masumdu ki.O lafını tamamlar tamamlamaz kahkahalar evi inletmişti adeta ve ben de o arada 8 bardağı da bitirmiştim Jass ile göz göze geldik ve
‘Bizi yalnız bırakır mısınız ?’ deyiverdi Jass utandım ve bardaklarla uğraşırmış gibi yaptım.Edward öyle kocaman gülümsedi ki o anda Jass’in düşüncelerini okuduğuna emindim.Hepsi teker teker çıktı ve Jass dizlerinin üstüne çöktü.Heyecanlandım ve elleri eşofmanının cebine gitti.
O anda uyuşuk ucube halim birden gidivermişti..
* * *

Jasper’ı en son ilk karşılaşmamızda bu kadar ..heyecanlı görmüştün.Elini cebine atması ve çıkarması bir olmuştu.Yattığım yerden göremiyordum ama elinde bir kutu olduğunu biliyordum.O anda sürprizi bozulmasın diye görmemi engelledim.Arada sırada Jass bana sürpriz yaparken engelliyordum göreceklerimi.
‘Jass ne yapıyorsun.Hayatım.Gel.Yanıma! dedim ellerimi – uyuşuk ellerimi- boğazımda birleştirdim o kadar acı vardı ki ve ben bunu karşımda duran dünyalar tatlısı aşkıma belli etmemek için o kadar uğraşıyordum ki.En sonunda;
‘Hayatım,biliyorum bir şey görmedin ama rica etsem gözlerini kapatır mısın ? ‘ dedi,o içten gelen heyecanlı ses tonuyla.Başımla onayladığımı gösterdim ve kapadım gözlerimi.Kendimi yorgun hissedecekmişim gibi geldi ve açmamak istedim bir an.
Elleri..O büyük ama benim için minicik ve sıcak,koruyucu elleri ;benim minicik ellerimi tutuyordu.O kadar sıcaktı ki elleri..Parmağım..Parmağımda bir erinlik hissetmiştim emindim neydi bu ilaç falan mıydı ? Panikledim bir an
‘Jass ?’ dedim yüz ifademden anlayacağnı umarak.Hala gözlerim kapalıydı.
‘Sonsuzluğumun simgesini bulamadım ,aradığım her şey sende toplanmış çünkü sevgilim.Bu hastalığın bende bir şeylerin dank etmesini sağladı.Ne olursa olsun biz..Lice biz evlenmeliyiz.’
Hiçbir şekilde gözlerini aça bilirsin dememişti ama ben fal taşı gibi açmıştım o ‘evlenmek’ kelimesini cümlenin içinde duyduğumda ve gözüm hemen parmağıma kaymıştı.Tanrım bu ne kadar büyük bir taştı böyle.Bu kadar ömürlük hayatımda bu kadar büyük ve güzel bir taş görmedim.Bu benim parmağımda o kadar göze batıyordu ki minik ve ince parmaklarım iyice kaybolmuşlardı.Gözlerim dola bilse o dakikada dolar ve evi sel basardı.Çok duygulanmıştım.
‘Jass bu..bu hayatımda görüp göre bileceğim en muhteşem şey.Senden sonra tabi ki.Hayatım yüzüğün bu kadar güzel olması benim için bir şey ifade etmiyor bilesin.Senin şu anda ağzından dökülen cümleler ve söylediğin ‘ evlenelim’ kelimesi benim için her şeye bedel’ dedim ona sarıldım.Bir nefeste söylemiştim tüm bunları çok ama çok zor olsa da.Tam o sırada kapımız tıklatıldı.
Gelenler Nessie ve Jacob’dı.Nesie Jacob’ın kucağındaydı ve ellerinde kucaklar dolusu papatyalar vardı.Yatağın başına gelip hepsini başımızdan aşağı döktüler ve ailenin geri kalanları da geldi,o kadar mutluydum ki.Bu iyileşmemdeki süreçte büyük rol oynayacaktı.
‘Alice,Jasper inanamıyorum bu bu ne kadar güzel bir yüzük böyle?!’ Rose’un dibi düşmüştü ve Emmet’ın kafasına bir şaplak indirdi.Emmet vurulan yeri ovuşturarak JAper’a pis bir bakış attı ve;
‘Ne biçim kardeşsin sen böyle ha! Ne oldu yani o kadar büyük yüzüğü alınca şimdi ?’ dedi ve hemen Rose’a dönüp;
‘Bebeğim parasında çekindiğimden değil.Biliyorsun zamanımı seninle geçirmeyi seviyorum ama sana geçen yıl dönümümüzde aldığım kolye ve küpeler de süper oluyordu o muhteşem teninde’
‘Öhümm ..Hey kes şunu Emmet ‘ dedi Edward anlaşılan minik ayıcığın aklından geçenler hoş değildi.Kafamı iki yana sallayıp gülümsedim ve Edward da dönüp bana gülümsedi.
‘Ee ne zamana tarih ? Ne zaman büyük gün ?’ dedi Bella.Biricik sırdaş.dost ve kardeşim
‘Bilmiyorum.Sayenizde konuşamadık ‘dedim.Carslie kapıda elinde bardaklarla durmuştu.
‘Şu bir hafta içinde bir şey olmasın da ne zaman olursa olsun.’ Dedi,Esme de sert bir bakış attı oona.Aslında hafif bir sert
‘Hayatım ona kimsenin lafı yok zaten.Alice’i tek düşünen sen değilsin bizler de onun bir an önce iyi olması için uğraşıyoruz.Ayrıca çocuklarımız her şeyi daha iyi bilirler.Özellikle Jasper her şeyi planlamıştır.Titiz oğlum benim’dedi ve o içten gülümsemesini yansıttı.Jasper’ın yanağını okşadı.
‘Tamam ben de onu diyorum ya bugünün sırasını Rose bozdu ve ben avlandım.Alice yemek saatti,hastayı yalnız bırakalım.’ Dedi ve tebessüm etti Carslie.
‘ Ben her şeyi ayarladım gelinliği bile’ dedi Jass ve hemen ona döndüm elimdeki bardakla
‘Gelinlik mi ?’ dedim ağzım açık kalmıştı bir anda
‘ Evet hayatım, ‘’gelinliğin’’ ‘ dedi o içten gülen gözleri ve minik dudak bükme hareketiyle ortaya çıkan gülümseyişiyle.
Hayatımda bir çok kötü-iyi sürprizle karşılaşmıştım ama bunun kadar beni etkileyen olmayacağı için, artık sonsuz hayatımın gelmiş geçmiş en büyük sürprizi buydu benim için.Gelinlik-im- yüzük-üm- ve en önemlisi ‘ DÜĞÜNÜMÜZ’
* * *
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:21 am

Sanki onunla tanışalı üç yüz asrı değil de üç yıl olmuştu da birden evlenmeye karar vermiştim.Bu evlilik denen şey çok garipti , bir hafta nasıl geçecek derken , o zor günleri nasıl atlatırım diye düşünürken şimdi düğün telaşı sarmıştı içimi.Acaba gelibliğim nasıldı.Bu hasta halimle yüzüğü taşımam çok zor gelse de gelinliği en iyi halimle taşımak ve içinde kaybolmamak istiyordum.
Jasper bana gelinliğimi –daha doğrusu ısrarlarım sayesinde- anlatmıştı.Yüzüğümle rengi uysun diye tam beyaz değil de onun rengine yakın kırık beyaz bir gelinlikmiş.Sadece bu kadarını söyledi,benim ne kadar moda tutkunu ,giyime ,tarza önem veren biri olduğumu bildiği için ‘
Bütün bir haftayı özet geçecek olursak şöyleydi ;
Jasper ile gecelerin aniden sabah oluşu,Emmet’ın bitmek tükenmek bilmeyen müstehcen espirileri,Bella’nın nedime kıyafetlerini sergilemesi,Jacob’un damat sağdıçlarından biri olma konusundaki gerginlikleri,ilaçlı yemeklerim ve günden güne kendimi iyi hissetmem ile geçti.Ah bir de Rose’un Emmet ile küs oluşu benim düğünümü gölgede bırakmıştı.
‘ah hadi ama bebeğim bir hafta oldu konuşmayacak mısın benimle ?’ Emmet kapının dibinde bağırarak konuşuyordu.Jasper hemen toparlandı , kot pantolonu ve gri kazağını giydi.Gri kazağı üstüne yapıştığı ve o mükemmel vücudunu ortaya çıkardığı için.benim minik bünyem dayanamadı ve hemen üstüne minik kedi gibi atıldım.Emmet düşüş sesini duyar duymaz
‘ Çiftimiz yoğun , rahatsız etmeyin ‘ dedi ve kahkahasını patlattı.Ardından da kapımıza ‘ Rahatsız etme ‘ yazısını koyacağını biliyordum.Uyuz.
* * *
Bir hafta boyunca her gece aralıksız olarak Jass ile gelinliğimi,düğünümüzü konuştuk.Ağzından laf almak neredeyse imkansızdı,sadece benim o gelinliği çok eskiden gördüğümü söyleyip duruyordu.O anda çok zor olsa da kendimi tutum ve görmemi engelledim.Bana rengi konusunda üzüntüye düşmemem gerektiğini tam olarak beyaz olmadığını söylüyordu hep.
‘Tamam benim gelinliğimden çok bahsettik.senin damatlığın nasıl peki hayatım?’ dedim ve boynuna kollarımı doladım,ilaçlar etkisini göstermeye başlıyordu yavaş yavaş.
‘Sade ve sıradan bir damatlık hayatım’ dedi ve saçlarımdan öptü,ekledi ‘ Gelinliğini ararken biraz uğraştım ama değdi hayatım’ dedi
Nasıl olmuştu ki ? bir haftadır yanımdaydı,ondan öncesi zaten malum hep birlikteydik.
‘nasıl oluyor da yanımdan ayrılmadan her şeyi ayarlaya biliyorsun Jass ? Ne ara ,nasıl ? Hiç anlamadım ne olduğunu’ dedim.Bunları söylerken istem dışı kollarımı boynumdan çektim ve “küs” pozisyonumu aldım.
‘ Hayatım , ben yanındaydım ama Carslie ve Esme yanında değillerdi.Hatırlarsan geçen hafta Elezar’ın yanına gitmişlerdi.’ Dedi ve sırıttı.
‘Ah !.’ dedim ve kıkırdadım.
‘Onlarda davetli değil mi ?’ diye sordum hemen.
‘Carmen gelinlik olayında çok yardımcı oldu Esme ile ,tabiki gelecekler.Yardımcı olmasalar bile onlar da bizim ailemiz hayatım.’dedi ve sarıldı,ekledi ‘ Şimdi sen sadece o muhteşem düğünümüzü düşün’ dedi.
Başka yaptığım bir şey yoktu ki zaten.
* * *
‘Jacob ! Nerelerdeydin? İhtiyaç olduğunda olmazsın,ihtiyazç olduğu zaman ortalarda yoksun’
‘Hey ! Bells sakin olur musun? Seth şey eee ‘
‘Ne ? Nesi var kurt kardeşin?Jack sorun ne ?’
‘O da mühürlüler kervanına katıldı Bells’
‘ Ah inanmıyorum kime peki ?’
‘Tanımazsın ama Paul’ün kuzeni,Joanna’
‘Vay be sen şu Seth’e de bak.Mühürlendi ha ? Peki kız kaç yaşında JAck?’
‘Seth ile yaşıt,durumdan haberdar falan filan.Sen de biliyorsun işte Bells.Evet her neyse benim Nessie’m nerede ?
‘Burda ve sana küs Jack ‘
Ah ne kadar çok bağırıyorlardı.Biran kalktım ve merdivenlerden süzülerek indim.
‘Biraz yavaş olur musunuz ? ‘ dedim.
Herkesin bakışları üstümde olunca anlamıştım,ayağa kalkmış,yürümüş ve zorluk çekmeden bizimkileri az önce azarlamıştım.Sersemledim.
‘Hayatım! Sen ah iyi misin? Özür dilerim ama damatlığımı almaya benim gitmem gerekiyordu bilirsin işte ölçüler falan’
‘Jass gayet iyiyim.Bak yürüdüm,konuştum –ki hala konuşuyorum- bir hafta doldu ve ben iyileştim.’dedim
‘Ah hayatım seni seviyorum’dedi ve boynuma atıldı.Tam iki saat sonra gitmesi gerekti.Gelini nikahtan önce görememe uğursuzluğu..
‘ben de hayatım ama gitmen gerek ‘ dedim.Dudaklarına bir öpücük kondurdum ve evet!
Muhteşem bir düğün,gelin,damat ve diğer her şey beni bekliyordu.Yanıma Bella geldi ve
‘ Haydi bakalım minik kardeş.Bana yaptığının aynını ben de sana yapacağım.Rose sen saçlardan başla ,ben de makyaja girişeyim.Jack Nessie’yi al biraz takılın.Esme sen de gelinliğin son rötuşlarını yapar mısın? Ah hayatım siz de yola çıkın Charlie sizi bekler.Emmet sen de Tanya’ları getir.Evet uzun bi gün bizi bekliyor’ dedi ve güldü.Bense çoktan bir sandalyeye oturtturulmuş – sanki gerek vardı- ve üstünde çizimler ve yenilikler yapılan bir oyuncak bebek gibi sahiplerime bakıyordum.
Akşamın heyecanı şimdiden kendimden geçiriyordu beni ve “ GELİNLİĞİM!”



* * *
Önüme iki tane devasa boyutta hediye paketi geldi.Biri malum gelinliğimdi ve diğeri de Esme’ nin hediyesiydi.Aynaya bakma fırsatım olamıyordu son 3 saattir hediyelik eşya gibi bir kenarda paketleniyormuşum gibi hissettim , kısacık saçlarımı bile bu kadar uğraşarak – ki Rose utanmasa alıp kafamı eve götürecek- bana eziyet çektiriyorlardı.
‘Yeter artık! Rahat bırakın beni’ bir hışımla kalktım ve aşağıya indim arkamdan Bella:
‘Heey duur! Ah hadi ama Lice.Tamam sadece şu ruju sürüp bırakacağım seni tamam söz veriyorum ‘ diye koşuşturuyordu
Bir an durdum.Kendimi ne diye zorluyordum ki aynaya bile bakamamıştım,Rose kadar dış görünüşüme önem vermesem de merak ediyordum nasıl bir tip haline geldiğimi.Saçlarımın uzadığını biliyordum,adı neydi . . Ah “ doğal kaynak tarzı”ymış Rose öyle söylemişti..Her neyse kafamda o garip ve anlamsız yapma şeyler ile saçım yapılmıştı,gelinliğimden görebildiğim tek şey gelinliğimin tacıydı.Kristaller ve elmaslarla süsü güzel bir taçtı ama bu merakımı yenmemi engelleyemedi.
‘Tamam Bells yeter artık sürdün rujunu da ‘ dedim bu kadar bunalacağımı bilmiyordum.Bella gülümserken benim o tepkim karşısında suratını astı.
‘Alice ben kötülüğün için dememiştim’ dedi mahcup bir şekilde ve geri çekildi,elindeki ruju da komidinin üstüne bıraktı.
‘Evet benden bu kadar’ dedi ve odasına geçti.Onu kırdığım için çok ama çok üzülmüştüm.Rose bile bana o kadar kötü bakmıştı ki
‘Sen ne halt ettiğini sanıyorsun Lice’ bir an duraksadım,daha sonra hemen Bella’nın yanına,odasına geçtim.
Arkası dönüktü ve yatağın baş kısmını siliyordu.Ancak sinirlendiği ya da üzüldüğü zaman böyle şeyler yapardı.
‘Bells özür dilerim.Gerginim biliyorsun’ dedim , o kadar mahçup olmuştum ki onun karşısında yüzüne bile bakamıyordum.
‘Lice bilirsin ben sana kırılmam ama şey..bu sefer çok kırıldım’ dedi.Yanına gittim ve oturdum.
‘Bells özür dilerim.Sen benim en yeni kardeşim ve eski bir dostumsun,sen de bu heyecanı yaşadın beni anlaman lazım.’ Dedim ve ona sarıldım.
‘Pekala !..’ dedi ve ekledi’ Ama artık şu nedime kıyafetimizi beğensen iyi olur ! Reneesme ve Rose durmadan kıyafet giyip çıkarmaktan bıktılar’
‘Tamam kabul şey şu beğendiğiniz krem rengi olsun ‘ dedim ve’ Bak şimdi gelinliğimi giyinmeye gidiyorum lütfen yanımda ol Belss’ dedim melodik ses tonumla ve cevabını beklemeden elinden tutup salona ,herkesin beni beklediği yere gitti.
* * *
Önümde iki kut u. .Hangisi gelinliğim bilmiyorum,kutuların rengi farklı biri buz mavisi kocaman bir kutu diğeri de en sevdiğim renk olan beyaz kurdelesi olan yeşil bir kutu seçim yapmak çok zor geldi bir an.Hangisini ilk açarsam onu mu giyecektim ne olacaktı anlamamıştım ama Esme bu çaresizliğimi fark edip
‘ Canım,hangisini ilk açtığın önemli değil eğer benim hediyeme denk gelirsen ben hemen söylerim ve diğer kutuyu açarsın.İkisi arasında seçim apar ve öyle “ilk” gelinliğini giyersin ‘ demişti ve sımsıcacık gülümseyişiyle içimi ısıtmıştı.Bu gülüş bana güven verdi ve yeşil kutuya doğru gittim.Gözlerimi kapadım ve pratik bir el hareketimle kurdeleyi açtım,kutunun kapağını da açtım ve ayağa kalktım.Gözlerim hala kapalıydı ve
‘Lütfen biri benim için kutudaki şeyi eliyle alıp göstere bilir mi ? ‘ diye rica ettim.Rose yerinden kımıldadı ve kutudaki “şeyi” elleriyle havaya doğru kaldırdı.Kokusu ipek ve sateni andırıyordu .Evet elbiseydi ama gelinliğim miydi yani Jasper’ın aldığımıydı bilemiyordum,gözlerimi açmadan ikinci kutuya eğildim.Aynı şekilde kutuyu açar açmaz Rose aynı hareketleri tekrarladı.Bu sefer aldığım koku naftalin miydi ? hemen gözlerimi açtım ve iki mükemmel gelinlik karşımda duruyordu.Esme’nin hediyesini ilk görüşte anlamıştım.Naftalin ve küf gibi kokan onun eski yani Carslie ile olan evliliğinden kalan gelinlikti.O kadar güzeldi ki gözlerimi alamamıştım uzun bir süre.Daha sonra birden gözüm diğer uzun ve dökümlü aynı zamanda bana tanıdık gelen “kırık beyaz” gelinliğe baktım.Aman Tanrım inanamıyordum! Bu . . bu hayatımda gördüğüm ve ilk görüşte beğendiğim tek gelinlikti ve burada üretilmiyordu.Bir katalogda görmüştüm yine seyahatlerimiz sırasında sanırım Türkiye’ydi ve çok beğenmiştim,Jasper da oralıklı olmuyor gibi görünmüştü hatta.
* * *
Ayaklarım beynimden izinsiz hareket ederek beni o ilk bakışta büyülendiğim gelinliğe götürdü ve Rose o narin gülümseyişiyle gelinliğimi avuçlarımın üstüne bıraktı.Artık sadece bu muhteşem gelinliği giyinip Jasper’ a “ EVET” demem kalmıştı.Şuanda kadar bir şey gördüğüm yoktu ve umarım bundan sonra da olmazdı..
* * *

‘ Tamam! İşte son rütüşlar ,evet. . Hey Nessie , bebeğim gel kucağıma bak Alice halana ne yaptık.’ Bella inatla makyajımla uğraşırken Emmet de isyanları oynuyordu;
‘Tamam Jasper biraz sakin ol lütfen ! Şu lanet papyonumu biri bağlaya bilir mi ?’ dedi bir yandan da yeleginin düğmelerini iliklemesi muhtemeldi yani öyle görmüştüm.-kesindi - =)
Tüm bunlar bir yana herkesin gözünden kaçan tek şey Jacob oldu.Ama tabiki benim gözümden kaçmadı.O kadar sıkılgan ve huysuzdu ki ,tamam bizim kokumuzla alakası olmaması muhtemeldi ama bir derdi vardı sanki.İşte yine başlıyoruz ;
‘ Şey ,Edward biliyorsun sizler ve bizler her ne kadar aramızda eskisi gibi kötü değil ama bu ? Yani benim sağdıç olmam gerekli miydi sence ? ‘ Edward’ın ona soran gözlerle baktığını görünce kafasını Jasper’a yönlendirdi’ Ha Jasper ? ‘ dedi ellerini açmıştı sanki yağmur duasına çıkmış gibi bir hali vardı.
‘Bak Jacob.Biliyorum şuanki durumundan çok da hoşnut değilsin ama artık sen de bizim …ailemizden sayılırsın.Bunu göz ardı etmemiz imkansız ‘ dedi Carslie istem dışı kaşlarıyla Nessie’yi işaret ederek.Jacob bir an onun işaret ettiği yöne baktı ve gözleri ışıldadı.Küçük “Nessie”si saten ,krem rengi minik nedimeliğinin içinde görünce ki düşünceleri Edward’ı biraz sinirlendirdi…….
Bunlar olurken ben mi ne yapıyordum.Ellerimde gelinlik çiçeklerim ,yüzümde gereksiz bir ton makyaj ve saçlarımdaki gereksiz ağırlık ekleme saçlarla ,istemsiz bir şekilde yatağın üstüne oturmuş duvara bakıyordum.Heyecandan mıdır yoksa her şeyin en sadesini sevdiğim için bu kadarının abartı olduğunu düşünmemden midir bilmiyorum ama sadece orada oturmak ve kalkmamak istediğimi hissettim.O an o kadar gerginlik vardı ki üzerimde herhalde deprem olsa göremeyecektim.Birden kapımın tıklanmasıyla yataktan hafiften sıçradım;
‘Evet ?’ dedim sesimi toparlayarak
‘ Canım ? Gelebilir miyim ?’ dedi şuanda en ihtiyacım olan ses.Esme
‘Ah ! Esme , tabiki gel lütfen ‘ dedim ve kendime çeki düzen verdim.Biraz dağıtmış gibi görünüyordum ve Esme’nin beni bu şekilde görebilme ihtimalini bile aklıma getirmek istemiyordum
‘Canım bir terslik mi var ? ‘ dedi ve hemen yanıma oturdu.Bizim oturmamız gerekmezdi,hatta saçmaydı ama bazen boşlukta bulunca kendimizi otururduk işte..ama Esme hep dertlerimizi,sıkıntılarımızı dinlemek için otururdu yufka yürekli =)
‘Esme.Bilemiyorum,sanki bir şey mi olacak ne ? o kadar büyük bir gerg..’ daha lafımı bitirmeden o ellermi tuttu ve konuşmaya başladı.
‘Ah JAsper sabahtan beri seni sakinleştirmeye çalşıyor hayatım.Sana gelip soramıyor da malum “ uğursuzluk” .Neyin var yoksa uyuşukluk mu başladı ‘aslında bu konuşmanın benim idrak edebildiğim bölümüydü.O anda donup kaldım.Esme telaşla beni sarstı
‘Lice ne ne gördün? Ah neler oluyor ? Biri buraya gelsin Bella’ diye haykırdı ve saniyesinde Bella odaya girdi
‘Neler oluyor ? Lice ? Esme ? ‘ şaşırdı ve Esme’ye döndü.
‘ Bilmiyorum ,bir..birden kala kaldı ‘ dedi çaresizlik ses tonundan belli oluyordu.

Elime verdikleri bir kağıda ,gördüklerimi çizmemi istediler.Yapacağım tek şey “gördüklerimi” değil de ismi yazmam olacaktı.Bu onlar için açık ve net olur diye düşündüm ama bir kere benliğimin en uç noktasında kaybetmiştim kendimi..bu bu olamazdı..olmamalıydı..Benim “Bizim” düğünümüzde bu olmamalıydı.Bırak düğünü artık bu olay hiçbir şekilde olmamalıydı.

Edward tabiki düşündükleri duydu ve yere yığıldı.Bella yanına koştu ve onu tuttu,Nessie ağlamaya başladı.Jacob da titremeye..Emmet dişlerini gösterdi ve arkasını döndü,Jasper tüm aileyi arkasına aldı ve kollarını siper edercesine açtı.Ve herkesin beklediği gibi Bella kalkan moduna geçti.Bu işte daha yeniydi,ama Tanya’ların gelmesiyle Kate de yardımcı oldu herkes aynı yede kıpırdamıyordu ve bir o kadar da gerilim vardı.Oysa ki ben haftalar öncesinden görebileceğim şeyi görmemiştim!..
Ah! Tabi ya Jasper’ın sürprizi bozulmasın diye kendimi kontrol altına alıp görüş yeteneğimi zor da olsa kullanmamıştım ve şimdi bunun yüzünden ailem..Nessie , Bella,Edward ve diğerleri tehlikedeydi..ve Jasper onun o anki hırlaması kadar kuvvetli bir hırlama duymamıştım.

Sonunda verandanın az ilerisinde görüldüler.Hepimiz onları bekliyorduk , o iğrendiğim uzun pelerinleri,ve uçuşumuş gibi gerginlik veren – her halleriyle gerginlik veriyorlar- yürüyüşleri ve orta yani merkezdeki o koyu kan kırmızısı pelerinli şahsın o uyuz sırıtışı..

Onlar bu sefer eşleri olmadan gelmişlerdi ve beni iyi avlamışlardı.Ne yapacağımızı bile bilemiyorduk ve ben tüm ailem hariç masum insanlara da zarar geleceği için kendimi o kadar suçluyordum ki ellerimi yüzüme kapatmış bunun bir kabus ve benim de imkansız bir şekilde uyuyor olduğumu düşünmekten ziyade yaşamak için her şeyimi verirdim..Jasper aniden döndü ve kollarına aldı beni
‘ Lice kendine gel! Hiçbir şey olmayacak ve bunların hiç biri senin suçun değil’ diyerek en kısık sesiyle fısıldayıp dudaklarıma öpücüğünü kondurdu.Bu öpücüğü beni sakinleştirmekten ziyade sanki uzun bir yolculuk öncesi özlem gidermek için verilen o öpücüklerine benziyordu..Öpüş şekli ve tutkusundan bunu anlamak basitti ve ben de ona aynı şekilde karşılık verdim..Kim bilir damatlık ve gelinlik bizim ölüm kıyafetimiz,bu öpücük de son öpücüğümüz olacaktı.

‘ Bizden ne istiyorsunuz ? ‘ diye haykırdı Esme . Bella ve Kate kendilerini sıkarak güçlerini iki katına çıkardılar o anda..Jacob’un sürüsü ise kalkanın en sonundan ani manevralarla en baş saflarına yerleşiyorlardı bile..



* * *
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:21 am

Hepsinde de ayrı ayrı bir rahatlık söz konusuydu,sanki alışverişe gelmişler gibi rahat ve..” Vurdumduymaz” davranıyorlardı.Bir farklılık vardı ama neydi ? onu anlayamıyordum(k)
Aro o kalabalık grun-bu yararak en arkaların ortasından bizim tam önümüzxe doğru yürüme başladı.Bella ve Kate’in yüz ifadelerinden güçlerini en fazla bir şekilde kullandıklarını anlaya biliyordum..Gelinliğim,n yanlarından tutarak,sırf o güzel gelinliğim kirlenmesin diye dengemi koruyarak kalktım.Bizi o kalabalık kalkanın ortasına sıkıştırmışlardı daha doğrusu beni.Jasper o kadar sinirle hırlıyordu ki yanına gittim elimi omzuna koyar koymaz bana döndü ve sıkıca sarıldı
‘Hayatım’ dedim ve boynunun altından ona gözlerimdeki acıyla baktım,ben bakar bakmaz sımsıkı sarıldı ve
‘ Sakın yanımdan ayrılma,kimseye bir şey sorama ya da söyleme,her şey iyi olacak,söz veriyorum’ dedi ve kollarını hafifçe çekerek tekrar eski pozisyonuna döndü.Ben de onun hemen arkasında duruyordum ve dişlerimi gösterdim..sanki onlarda yokmuş gibi..
Nessie ortamdaki gerginlik ve stresten o kadar bunalmış ve korkmuştu ki Jacob’un sırtına sinmiş , onun kürküne asılmış ve kafasını gömmüştü bir an sadece yanına gidip huzurla uyutmak istedim,uyumasını izlemek..

Esme’nin çığlığından sonra Carslie ani bir hareketle kalkanın içinden çıktı ve Aro ile aynı anda ve aynı yerde buluştular.Ailesini bu sefer hiçbir tehdide maruz kalmayacak şekilde savunmak istiyordu..Aile babası <3 üstelik sadece aileyi değil, etraftaki masum insanları da düşünüyordu,onların durumları daha da vahimdi çünkü..

‘ Aro ‘ diye selamladı Carslie en kibar şekliyle.Aro ise o yılışık tavırlarını sergilemeyi sürdürüyordu.Gıcık!
‘ Ah Carslie,sevgili Carslie’ciğim..Nasılsın görüşmeyeli epey bir zaman oldu ha ‘ dedi ve gözü kalkanı taradı.Özellikle Nessie , Edward ve Bella’daydı..O arada Esme’yi gördü ve
‘Ah Esme niye bu kadar panikliyorsun ? Sadece düğün pastasını yemek ve gelin ile damadı tebrik etmek için geldik’ dedi ve elini uzatarak yanına çağırdı.Esme..Onu bu kadar garip hiç görmemiştim,o anaçlığı gitmiş yerine büyük bir nefret gelmişti.Kalkandan çıkmadan yürüdü ve
‘Bu düğüne davetiyesiz kimseyi alamayız Aro lütfen senden şu durumda bile rica ediyorum,lütfen o korumalarını ve diğer herkesi de al ve git.Daha ne istiyorsun benden! Benim ailemden! Git, tamam bak tebriğini Alice ve Jasper kabul ediyorlar daha niye bizleri geriyorsun derdin ne ?! ‘ bu konuşulmasından ve saldırgan tavrından sonra Aro iki adım geriledi ve
‘ Ah canım, Esme tamam bu kadar sorun yaratacağımızı düşünemedik.evet haklısın korku makinesi gibi olabiliriz ama sonuçta sizler bizim..Dostlarımızsınız ‘ dedi ve Esme tekrar aynı tarzda ama biraz daha yumuşak bir ton ile
‘ Tamam Aro burada birazdan insan dostlarımız da bulunacak bu tehlikeyi göze alamayız sen de biliyorsun’ dedi ve kibarsa ‘ ARTIK DEFOL GİT ‘ diyerek eski yerine geçti.
‘Alice ve Jasper ailemizin en güzel çiftlerinden birisiniz ve ben ta İtalyadan sizleri tebrik etmek için geldim dedi ve özel olarak yapılan üzerinde yakut ve zümrütlerden oluşan bir kolyeyi Alice’e ,kendi villalarından biri olan İtalya’nın en ünlü yapıtlarından birinin anahtarını da Jasper’a verdi ve ekledi
‘bu tavrınız çok kırıcıydı’ dedi ve parmağını havaya kaldırır kaldrımaz gittiler , gittikleri anda Nessie’nin hapşurduğunu duydum ve döndüm
‘Tatlım,çok yaşa ‘ dedim
‘ Alice hala biliyor musun bana bakmasın ya da konuşmasın diye hapşurmamı tutuyordum,JAck’in tüyleri huylandırdı da ‘ dedi ve kıkırdadı.Onun o gülmesi her şeye bedeldi ve tüm gerginliğimiz dağıldı ve Emet
‘ Hadi ama pastamızı yiyelim artııııkkkk bu peder de nerede kaldı ah buarada Rose bebeğim nerdesin?’ dedi ve Rose soran gözlerle ona baktı
‘ Bebeğim işte bu da sana hediyem dedi ve kocaman bir kutu içinden gelinlik ve yüzüğü çıkardı
‘ Artık son kez evlene biliriz ‘dedi ve sırıttı Emmet Rose o kadar mutlu olmuştu ki Emmet’ın üzerine atladı ve dudaklarına sonsuz bir öpücük kondurdu..Dördümüz ,misafirler ve peder hazırdık sonunda o duymayı dört gözle beklediğim soruya cevap verebilecektim
‘Sonsuzluktan öteye kadar EVET’ dedim ve en son bana asorulmuştu , ben evet der demez klasik marş ve çığlıklar arasında minik porsche’muza bindik ve yola çıktık.O anda Jass arabayı durdurdu ve soran gözlerle ona baktım
‘Hayatım ? Sorun mu var ‘ dedim .sırıtttı ve
‘ Evet hayatım şunu unutmuşum’ dedi ve dudaklarımız birden birleşti ve bir daha ayrılmadı!...

* * *
‘Yardım ediiinn!!! Ona hemen yardım edin daha sadece küçük bir çocuk sakın! Sakın !!Hayır’
‘Hayatım ne? ne oldu? Al bak bu kağıda çiz gördüklerini.Lice korkutuyorsun beni ne ? ne oldu?’
Jasper’ın beni sarsmasıyla kendime gelebildim.En son ne kadar derin bir ‘görüş’ gördüğümü ,yani en azından böyle gördüğümü hatırlıyorum-unutmam ne mümkün zaten-hayatımda en büyük varlık olan ve şuanda resmi eşim olan Jass’i görmüştüm yani onunla tanışacağımızı falan işte..Ama bu ? nereden çıkmıştı ki birden bire o çocuk?
‘ Lice bu çocuk da kim ve neden savaş alanı gibi bir yer burası ? Tamam hayatım şimdi kendine gel ve neler olduğunu anlat bana.Lice gözlerime bakar mısın hayatım? Lütfen’
Kafamı çevirdiğimde Jass’in korkmuş masum ve merak içindeki gözleriyle karşılaştım.Elleri minik yüzümü kavramıştı ve bir cevap bekleyen bakışlarıyla gözlerimi gözlerinden kaçırıp işaret ettiği kağıda baktım.Normalde gördüklerimi kağıttan hatırlamazdım ama sanki daha demin gördüklerim bir görüş değil de bir kabus gibi geldi..Korkutucu,üzücü bir kabus.Kağıda bakar bakmaz konuşmayı başarabildim
‘ Jass eğer biz gidip yardım etmezsek,çocuğu öldürecekler Jass..Diri diri yakacaklar.Bir suçu yok Jass ben gördüm hiçbir suçu yok.Sadece aç o çok aç olduğu için bir elma ve ir ekmek çaldı.Sırf açlıktan ölmemek için ve o auhhh caniler o caniler o minik elleri olan çocuğu bedeninden daha büyük sopalarla dövdü,hiç acımadan ve hatta iğrenç..iğrenç güldüler.Jass eğer yetişemesek ..çocuk ölecek!!’ bunları söylerken istem dışı hırladım ve ayağa fırladım Jass kolumdan tuttu ve ;
‘ Hayatım sakin ol.Tamam gidelim o gördüğün çocuğu kurtaralım ama ölmek üzereyse nasıl kurtara biliriz ki.Gösterdiğin yer bugün geçtiğimiz pazar yeri.Ama Lice oraya en yakın hastane 40 km ötede ve bunun haricinde bir polikinlik ya da eczane de işimize yaramaz.Çizdiğine göre çocuğun yaraları oldukça derin.Nasıl kutra..’ Jass lafını bitirememişti çünkü benim ecza dolabından üç kutu morfin yara bandı ve sargı bezleri aldığımı fark etmişti,olduğu yerde kala kaldı ve
‘Sakın benim tahmin ettiğim şeyi yapacağını söyleme Lice! Bu imkansız sen de biliyorsun!’ dedi ve kollarımdan tuttu ,sanırım benim en sonunda kafayı yediğimi düşündü.Haksız da sayılmadı hani.
O benim kaçık olduğumu düşüne dursun ben hızla kollarının arasından sıyrılıp konuşmaya başladım;
‘ Bak hayatım burada konuşarak vakit harcıyoruz sen de farkındasın bunun değil mi ? ‘ dedim ve arabanın sürücü koltuğuna geçtim.
‘ Bana o çocuğu vampire dönüştürerek kurtaracağını sakın söyleme Lice’ dedi şüpheli ve o mükemmel gözlerine adeta bir haylazlık katan kaşlarını kaldırarak bana soran gözlerle baktı.
Ben de tek kaşımı kaldırıp minik bir gülümsemeyle sorusuna karşılık verdim,daha elim kontağa değer değmez arabanın kapısı açıldı ve Jass oturdu.
‘Buna nasıl dayana bilirim aslında dayana bilir miyim bilmiyorum ama sen benim hayatımsın ve senin yanında her yerde her zaman şartlar ve durumlar ne olursa olsun bulunacağımı defalarca,her gece,her sabah ,her saniye söylüyorum Lice ve bu durumda da yanında olacağım hayatım.Belki artık olgun bir vampir olmuşumdur ha ?’ dedi ve korkak gülümseyişiyle kemerini bağladı-gerek varmış gibi-
İşte o anda yanımda oturanın sadece eşim ya da sevdiğim adam olmadığını,gerçek anlamda benim yaşam kaynağım ve hayatıma (hayatına) yön veren ve vere bileceğim bir varlık olduğunu anlamıştım.Aslında kendimde o minik ve bana ihtiyacı olan çocuğu dönüştüreceğime hiç bir şekilde inanmıyordum.Jass yanıma gelip elimden tutup bana güç verene kadar oraya nasıl gideceğimi bile bilmiyordum.Evet bana ihtiyacı vardı o minik erkek çocuğunun ,ihtiyacı vardı ki görüşüm altına girmişti..Ben bunları düşünürken Pazar yerine doru ilerliyordum.
‘ Umarım yetişiriz,lütfen yetişelim’ durmadan bunları söylüyordum ve Jass el,mi tutup
‘Yetişeceğiz ve sen başaracaksın,yetişeceğiz’ diyordu.Bunları sırf bana moral vermek için demediğini biliyordum.Çünkü hiçbir güç Jass’in inanmadığı bir şeyi –ki özellikle konu bensem- söyletemezdi.Onun bana inanması hızımı arttırıp kendime güvenimin gelmesine yetmişti bile.
* * *
‘Lice çizdiğin yere göre buradan sağa dönmemiz gerek’ dedi Jass ve dediğini yaptım.Tam karşımdaydı aniden frene bastım ve koşarak yanına gittim.
‘ İşte başlıyoruz’ bu cümle Jass’in dudaklarından dökülürken o minik kafasından akan kanlardan yüzü bile görülmeyen çocuğun başını dizlerimin üstüne koydum.Yarı baygın olduğu çok belliydi ve
‘ Ayuda !’ (İspanyolca da yardım demek)diyip gözlerini yumdu.Hemen kalp atışlarına baktım ve düzensiz olduğunu fark ettim.Babam doktordu ve ben de yanında bunca yıldır boru yerine durmuyordum neler yapılacağını biliyordum,etrafta kimsenin olmaması ve aşırı derecede sakin olup panik yapmamam ( Jasper sağ olsun) da ayrı bir şekilde yardım ediyordu.
‘ Kalp atışları dengesiz ve çok kan kaybediyor Jass hemen çantamı getir ve içinden morfinleri çıkar,umarım üç morfin kurtulmasına yeter’ ben bunları söylerken Jass uzaktan burnunu ve ağzını kapatarak yanıma geldi ve
‘ Ben yetmeyeceğini düşünüp sekiz tane daha aldım ne ile karşılaşacağımızı bilemezdik ya’ dedi ve gerekenleri yanıma bırakıp uzaklaştı, arabanın yanında acı çekerek çöktü ve benden gelecek emirleri beklemeye koyuldu.İlk yaptığım vücudunu morfinle uyuşturmak oldu acı çekmesini istemiyordum ve morfini yapar yapmaz Jass’e baktım akan kanların kokusunu ben hiç alamıyordum sanki ve Jass de ilk gördüğümden daha iyiydi bana gülümsedi ve
‘ Başaracaksın hayatım ’ dedi , gülüşü bana cesaret verirken hiç kendine hakim olamayacak gibi durmadığının da farkındaydım, ben de ona gülümsedim ve çocuğa döndüm.
Bilindik İspanyollara hiç benzemiyordu,altın sarısı saçları,deniz mavisi gözleri ve minik ağzıyla uyumlu bembeyaz dişleri vardı o kadar tatlı bir dişlek gördüğümü sanmıyordum hayatımda.etrafında elmalar ve ekmek dağılmıştı,adamların vurdukları sopalar da yanlarda duruyordu o an kendime hakim oldum ve asıl yapacak olduğum şeye odaklandım,’Bilek’ dedim kendi kendime ve o minik sıcak ve morarmış kolunu tuttum ve bileğine odaklandım.

İlk ısırıkta kendimi kaptıracağım sandım ama sandığımdan da güçlü çıkmıştım,insan kanı bizi her şekilde etkilerdi ama o an ne olduğunu anlayamamıştım.İlk aklıma gelen Bella’nın kan kokusu oldu..O çok güçlü ve cezp edici bir kokuydu , ama sanırım bu çocukta bir şeyler vardı ve ben bunu şuan düşünemeyecek kadar kritik bir durumdaydım.
İkinci ısırığı yapsam mı diye düşünürken kalp ritmine baktım ve hafif bir şekilde düzene giriyordu fakat yüzünde inanılmaz bir acı vardı miniğin.
‘Tamam bak acı çekmeyeceksin’ dedim ve bir morfin daha yaptım yarım saat bekledim ve kalp ritmindeki değişikliğin-hızlanmıştı- yanında melek yüzünde acı geçmemişti ve bir morfin daha yaptım.

‘ Sakinim,Sakinim,Sakinim’ durmadan kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama Jass sayesinde kendime geldiğimi hissediyordum,minik çocuktan gözlerimi biran Jass’e çevirdim,zorlanıyor muydu ? bunu bilmem gerekti ve müthiş bir huzur ile bana bakıyordu ve yerinden kalkıp yanıma doğru yürümeye başladı.Her yer kan gölüydü,çocuğun kanları her yerdeydi ve o yanıma doğru geliyordu , yüzünde en ufak bir endişe,korku olmadan.Yanıma , yere oturup elimi tuttu ve gülümsedi
‘Sana başaracaksın demiştim’ dedi ve işaret parmağını havaya kaldırıp
‘ Dinle’ dedi.Minik çocuğun kalp atışları,hayata dönmüştü tamamen ve bir “Vampir” olarak.

Göz yaşlarımı içime akıtıp Jass’e sarıldım.
‘Biliyorum,şimdi ayılmayacak ama kurtardım Jass başardım’ dedim ve gözlerimin içine bakarak;
‘Başaracaksın demiştin , başardın.Lice farkında değilsin ama ben de başardım’ dedi.Evet o da kendine hakim olmayı başarmıştı,birbirimize sarıldık..



* * *

Jass uyanmadı hala 4 gün oldu ve hala Carslie ve diğerlerinin telefonlarına cevap vermedik.Biliyorum bizi aramayacaklar, Jas bu minik yanımdayken bir türlü tam odaklanıp görüşümü betleştiremiyorum’ dedim telaşlı bir ses tonuyla..Korkuyordum,merak ediyordum ve büyük bir sevgi vardı içimde,derinlerde bir yerde sanki bu minik abideyi arıyordum yıllardır ve bulmuştum,biricik kocam,yaşam sebebim Jasper,ben ve bu minik yeni bir “ Hale” ailesi kuruyorduk sanırım.Bu düşünce bile gülümseyip mutluluk dansı – parmaklarının üstünde bir balerin gibi kollarını açarak dönmesi- yapmamı sağlıyordu.Jasper ise o kadar mutluydu ki..
Mutluluğunun iki sebebi vardı
1 – Sonunda kendine hakim olup , kan kokusuna aldırmayıp , acemi vampir olmaktan kurtulduğu için,
2 – Aklımdan geçenlerin hepsi onun da aklından geçiyordu ve işleme bile koymuştu.

Aklımızdan geçen şunlardı ki ; henüz ailemize nasıl açıklayacağımızı bilemediğimiz bir ‘ miniğimiz’ vardı ve biz ona normal bir anne – babadan daha çok bağlanmıştık bile.Şundan emindik ki ; ailemiz ne olursa olsun bizim yanımızda olacaktı.Bu kadar rahat olmamızın sebebi belki de Jass’in o evlere şenlik özelliğini harekete geçirmesiydi ama olacakları düşündükçe her şey sanki bir cama atılan taş gibi tuz-buz olacakmış gibi geliyordu.
‘ Bebeğim,bak acı hissetmiyor ,etrafında da alabileceği kan kokusu yok – en azından insan kanı – onun için tam 80 şişe farklı hayvanların kanını getirdim ve bu dönemi hızla atlatmasını beklemekten başka çaremiz yok.Ben diyorum ki ailemize bu dönem geçene kadar haber vermeyelim.Biliyorum artık etrafımızda bizi Volturi’lere ispiyonlayacak hiç düşman yok ama onların ziyaretlerinin ne zaman olacağını bilemeyiz.’ Dedi ve belimden sıkıca kavradı,onun yanında huzursuz olmak ne mümkün.Kafamı çevirdim ve dudaklarına öpücüğümü kondurdum aradan iki dakika geçti ve bir ses ile hemen yatağın başına üşüştük.
‘ Madre ? ‘ diye bir haykırış ile o kusursuz gözlerini açtı,kapamadan bir dakika önce masmavi olan gözleri şimdi kıpkırmızıydı ve bu haliyle bile çok masum duruyordu.
‘ Ah , Jass annesini soruyor’ dedim ve hayal kırıklığına uğramış gözlerle ona baktım.
‘Tu madre no está aquí’ dedi o kusursuz İspanyolcası ile , ona annesinin burada olmadığını söylerken son derecede pürüssüz yanağını okşuyordu,onu izlerken kendimi ona layık olmamakla suçladığımı itiraf ede bilirim.Karşımda bir ‘ baba’ duruyordu ve ben bunca yıl onu bu zevkten mahrum etmiştim.
‘Dónde se? ‘ dedi ‘minik’ ve birden bana baktı o içten masum gülümseyişiyle,annesinin nerede olduğunu soruyordu.
‘No sabemos’ ona bilmediğimiz söylerken minik ellerimi,o minik elleriyle birleştirdim ve yeni-doğan vampir gücüyle parmaklarımı sıktı – kırılacaklar sandım- ama yine de gülümsüyordum.
‘Cómo te llamas’ der demez Jass’e döndü ,adını sorarken büyğk bir merakla ,adının ne olduğunu öğrenmek için can atıyordum
‘Eneas’ dedi.Anlamını pek bilmiyordum aslında adının tam bu olduğunu bile bilmiyordum ama eğer o istemez ise ismini değiştirmeyeceğimizi söylemeye hazırdım.Ben bunları düşünürken aynı anda göz kaçamaklarıyla Jass ve bana bakarak;
‘Usted ? ‘ dedi , bizi merak ediyor diye düşündeüm ve hemen cevap verdim.
‘ Alice y Jasper Mi pequeño’ der demez ‘miniğim’ sözcüğüne verdiği ilk tepki şu oldu
‘ Madre’ dedi ve benim boynuma atladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:22 am

** * *
Kötüydüm.Hislerimi tek kelimeyle açıklamak gerekirse..Evet kötüydüm ve Jasper’ın tapılası yeteneği ve güzelliği,Eneas’ın masum ve huzur – ki şuanda içimi dolduran şey bu değil- dolu bakışları , Reneesme’nin babasını andıran kadife sesiyle dinlediğimiz şarkıyı mırıldanması,Jack’in ona aşk dolu bakışları. . . . . . .
Tüm bunların hiç biri beni mutlu etmiyordu.Nasıl mutlu olabilirdim ki?
Ailemle aram bozuktu ve haklılardı,oğlumu ölürken bırakmadığım için pek saygı değer Volturi’ler peşimize düşmüşlerdi ve ailemin ‘plan’ dedikleri şey ise..Koskocaman bir “HİÇ”ti.Kendimi iyi hissetmemi sağlayacak hiçbir şey yoktu.Ne JAss ne Eneas ne de başka birileri..Eve yaklaştıkça bu mide bulantısı sıkıntım kat kat ekleniyordu,biliyorum affedeceklerdi ,hatta Rose Eneas’ı elinden bir saniye olsun bırakmayacaktı ve ona ‘ Rose hala’ demesine izin verecekti.Renesme’den alışık değildik hala,amca kelimelerine çünkü..Evet herkes mutlu olacaktı.Esme hariç..Tabi ki o da mutlu olacaktı ama benimle 1 hafta konuşmayacaktı.Tüm bunları görüyordum,onların geldiğini biliyordum,olacak olanları bilemiyordum ,ama sanırım bilmek istemediğimden biemiyordum.
Her şey o kdar üst üste geliyordu ki artık bir kuytu köşeye geçip ağlamak,ağlamak,ağlamak,uyumak,uyumak,susmak ve tekrar tüm bunları baştan yapmak istiyordum.Ya elimdekiler bir bir kaybolur da ben tek kalırsam ve Aro’nun kölesi olursam? İşte o zaman tamamen ölmüş olurdum.Bir intihar bile kurtaramazdı beni,kendimi…
‘Lice?’ birden gözlermi açtım.evet uyumuyorduk ama gözlerimi kapatıp kendimizi dinlediğimizde rahatlıyorduk..
‘Ah!’ dedim ve Jasper’ın elini sıktığımı fark ettim.Utandım ve sonra içimden ‘ şimdi yandın işte’ dememe kalmadan
‘ Jack arabayı durdur!’ dedi ve Jack aniden frene bastı Renesme öne yapıştı ve kafasını cama vurdu-tabi ki bir şey olmadı ama Jack hemen arabanın arkasındaki buzluktan buz getirdi,Eneas üzgün gözlerle bize bakıyordu,bense ne olduğunu anlayamamıştım,neler olduğunu sormak için tam dönüyordum ki Jass beni kolumdan tuttuğu gibi arabadan dışarı çıkardı ve bağırmaya başladı,gök gürüldüyordu bu sayede kimse bizi duyamazdı.Arabadakiler ise huzursuzlukla beklemeye koyuldular.
‘Ne var Lice? Sorun ne ? Neden artık benimle konuşmuyorsun’ Jasper o kadar huzursuzdu ki ,sanırım büyük bir tartışma bizi bekliyordu..
‘Jass..ben..’ kafamı yerden kaldıramıyordum,utanmak da değildi bu..kafamda olan planları asla ve asla bilmesini istemiyordum.
‘Ne ?’ acı..Hayır bunu görmek istemiyordum,bu gözlere bakamazdım,acı bu acıyı kaldıramazdım
‘Jass..Korkuyorum’ dedim ve arkamı döndüm tam boğazımdan gelen sesler çıkmaya başladı..evet ağlıyordum ve Renesme arabadan hışımla indi.
‘Yeter artık yeter’ yere çöktü ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı o kadar çok ağlıyordu ki korkarak koştum-daha doğrusu bana göre yürümek-yanına ,dizlerimin üstüne çöktüm ve sarıldım.
‘Bu olayların hepsi benim yüzümden Alice hala,eğer ben hiç olmasaydım bu çocuk vampir olayı da tekrar ortaya çıkmayacaktı.’der demez JAck de ağlamaya başladı ve kendimi olduğum durumdan daha da berbat bir duruma soktuğum için , her şeyi batırdığım için kendime elimden geldiğince en içten küfürlerimi ettim.
‘Sana doğumundan önceki yaşananları kimse anlatmadı mı küçüğüm?’ dedim ve ona kocaman bir öpücük kondurdum.
Anlatmaya başladım,her şeyi hatta Bella ve Jack’i,Bella’nın intiharını,Edward’ın uğruna ölümü – tam anlamıyla ölümü – göze aldığını,vampirlerle savaşlarımızı,Edward ve Bella’nın evliliğini,hamileliği,doğumunu,her şeyi anlattım..O kadar çok gülüp ağladık ki saat ilerledikce ilerledi ve sonunda Reneesme’nin telefonu çaldı.
‘ Evet anne.Tamam şey birkaç şey oldu ama iyiyiz,sorun yok..Evet iyiler.Şey o ..Çok tatlı anne evet Jack hala yanımda.Ne ? Leah mı ıyk tamam söylerim.Evet tamam anne geliyoruz.Dedem mi ? Tamam uğrarım anne.Öptüm’

‘ Evet Alice hala artık gitmemiz gerek.endişelenmişler ve dedemin yanına da uğramamız lazım,beni özlemiş de’ beni özlmiş de derken iki eliyle kendini işaret ediyordu ve kesinlikle espiri yeteneğini Emmet’den almıştı..Bir an gülümsedim ve Jass sımsıkı elimden tuttu.
‘Seni seviyorum,yalnızca dayanamıyorum Lice,böyle olmamıza dayanamıyorum.’
O an sadece ona sarılmak ve öpmek istedim.bunu başarmıştım daa
‘Annee ben susadım’
‘Uopss!’ dedim ve arabaya binerek biricik yavrumu besledim ( xD)
‘Baba,hadi bana ordu anılarını anlat’ Eneas bunu der demez Reneesme ve Jack
‘ Ah hadi ama olamaaaz’ diye bağırdılar.

Ben gerçekten de şuanda mutluydum ve kahkahalarla Charlie’nin evinin yolunu tuttuk..aşlamıştı b


‘ Palamut!! Dede inanamıyorum mükemmel kokuyor’ En az annesi kadar kötü yalan söylüyordu Renesme ve bizler buna gülmemek için dudaklarımızı kemirmek zorunda kalmıştık.
‘ Alice,Jasper bu ne sürpriz hey bu..Bu da kim? Merhaba ufaklık’ Charlie Eneas’ı görünce saçlarını karıştırdı ve bize sarılmakla yetindi,gerçekten de Charlie’yi özlemiştim ona her zaman iyi bir arkadaş olmuştum ve bizim ailemizden en çok benimle dertleştiğini bilmeyen yoktu.Eneas ise o İspanyol aksanlı İngilizcesiyle
‘Merhaba efendim.Ben Eneas’ dedi ve beklenmedik bir hareketle Charlie’nin yanağından öptü,o öperken Jack ve Reneesme korku dolu bakışlarla bize baktılar,Jasper ise onlara göz kırptı.
‘Charlie,bu Eneas balayımızda onu bulduk ve hemen ısındık.Evlat edindik.Artık o da bir Hale’ dedim ve gülümsedim.Eneas kucağımdayken Charlie onun eline küçük bir oyuncak at tutuşturdu ve
‘Gerçekten çok sevindim Alice,Jasper.Al bakalım Eneas bu senin,eh torunuma pek de oyuuncak alamadım malum hızla büyüdüğü için’ dedi ve gözlerini Reneesme ve Jack’e çevirdi.Bella ve Jack’in beraber olmasını çok istiyordu zamanında fakat Reneesme veJack’in beraber olmalarına aşırı derecede karşıydı.Dedelik iç güdüleriyle hareket ediyordu 
‘Charlie,bana merhaba yok mu ? ‘ dedi Jack ve sırıttı,Charlie ise sert ve huzursuz bakışlarıyla Jack’i süzdükten sonra;
‘ Bella geleceğinizi söyledi,bende olan bir “emanet” vardı da.’ Dedi ve merdivenlerin altındaki küçük kapıyı açıp o kapıya sığamayacak büyüklükteki kutuyu çıkardı.
‘Bunlar da ne ? ‘ dedi Reneesme ve büyük bir merakla kutuyu açmaya gitti.O sırada Jack de peşinden giderken Eneas birden kucağımdan indi ve
‘Anne,boyama kitabım nerede?’dedi.Çantamdan hemen çıkardım ve ona televizyonun karşısındaki masada boyama yapa bileceğini söyledim.
‘ Şey biliyorsunuz,yaşlandım artık ve ilaçlarımı almam gerekiyor.Ben yukarıda olacağım,siz işinizi halledin.’dedi.Yukarı çıkarken “Bilmem gerekeni bilmeli gerisini düşünmemeliyim” dediğine yemin ede bilirdim.
‘ Aman Tanrım bunlar da ne böyle ?’ Reneesme kutuyu açar açmaz küçük – sadece bizim duya bileceğimiz bir şekilde- bir çığlık attı
‘ Jasper buraya gelsen iyi olacak’ dedi Jack endişeli bir sele.eler olduğunu anlayamıyordum ama Eneas elini bırakmamam gerektiğini söylediği için yanlarına gidip bakamıyordum.Neler oluyordu.kimse neden bana bir şey söylemiyordu?
‘Jass?’ dedim korkmuş bir sesle ve ayağa kalktım,o sırada Eneas elimi tuttu ve ;
‘ Madre,gitme,şuanda çizdiklerim çok ama çok önemli.Yanımda kal’ dedi ve ben çaresizce yerime oturdum.
‘ Bunu gerçekten yapmak zorunda mıyız ?’ bu soru Reneesme’den gelmişti.
‘Biri bana ne olduğunu açıklayacak mı? Ya da ben mi yanınıza geleyim? Hey o kafanızı kaldırın da bana bakın neler oluyor?’Jass gülümseyerek yanıma geldi ve bir şey olmamış gibi Eneas’a sarıldı.
‘Benim biricik oğlum ne çiziyormuş bakalım?’ dedi ve Eneas ona çizdiklerini gösterdi.Bir uçak çizmişti ve tüm ailemizi uçağın camlarından kafaları görünerek gülümsetmişti.O an anladım neler olduğunu.
‘Pekala Eneas sen Charlie’nin yanına çık da ona o güzel resimlerinden bir tane çiz.Sen Jack Seth’i çağır.Reneesme büyükbabanın yanına kadar Eneas‘a eşlik et , ben ve Jass eve gidiyoruz siz ikiniz –hatta üçünüz bu gece burada kalacaksınız.’
‘Seth’i neden çağırıyorum onu anlamadım.’dedi Jack şakın gözlerle ve odada bulunan herkes neden bu kadar sinirli olduğumu anlamaya çalışarak birbirlerine bakıyorlardı.
‘Madem gidiyoruz arkamızda kalacakları da tehlikeye atamayız’ dedim Jack’e döndüm ve ’ Seth’i çağırmanı söyledim çünkü bir planlama yapmamız gerek neler olacağı konusunda yani..Jack bizimle geleceğini biliyorum fakat onlar, yani sürün bizimle gelmez onları da peşimizden sürükleyemeyiz.Babanı,kız kardeşlerini,arkadaşlarını..’yukarı bakarak sözlerimi tamamladım.’Charlie’yi bile.’ Reneesme gözleri dolarak Eneas’ı kucağına aldı ve
‘Gel bakalım kuzen’ diyerek onu yukarı çıkardı.Eneas ise neler olduğunu anlamamış bir halde o minik elini Reneesme’nin saçlarına dolayarak yukarı çıktı.
‘Sence bu gece burada olması doğru mu Lice.Onu burada bırakmamız yani.’ Dedi Jass endişeli bir ses tonuyla.
‘Şuanda neyin doğru olduğu benim için şüpheli hayatım.’dedim ve geleceğimizi ayarlayan kutuya doğru adımlarımı attım.
‘Bu kutudakileri görünce neden bu kadar paniklediğinizi anlayamadım doğrusu Jack’ dedim minik yüzüme minik bir gülümseme kondurarak.
‘Alice,ben değil Nessié panikledi,o henüz ne olacağını idrak edemiyor ve çok korkuyor.Savaşırsak kaybedeceğimizi..’ Jack sözlerini tamamlayamadan kapı çaldı.Charlie yukarıdan seslendi
‘Biriniz baksın aşağı inemeyecek kadar meşgulüm’ dedi Eneas,Reneeesme ve onun gülüşmeleri – daha doğrusu kahkahaları- kulaklarımızı çınlatıyordu,kapıya doğru ilerledim ve biraz bekledikten sonra açtım.
* * *
Karşımda Rose’u görünce birden geri adım attım.Neden gelmişti ki? Benim için mi..hiç sanmam,ona soran gözlerle bakarken birden yüzündeki sert ifade değişti ve bakışlarındaki özlem şaşırmama yetti ve uzun bir süre öylece baktık birbirimize.
‘Rose ben..’ cümlemi tamamlayamadan boynuma sarıldı ve
‘Seni gerizekalı minik şey.Nasıl ? Nasıl bizi bırakır da yeni bir hayat kurmaya çalışırsın?Kendini nasıl tehlikeye atarsın?Esme’yi hiç düşündün mü.Alice tam tamına 365 gündür seni ne duyabildik ne de göre bildik.Bunun bizim için ne kadar kötü olduğu hakkında bir fikrin var mı? Annem tam 4 hafta avlanmadı ve bithap düştü,bizleri ne yanına gönderdi ne de aramamıza izin verdi,tüm o arayışlarımız ondan gizli oldu.Ailede bencillik ünvanı bana aittir küçük hanım!Ya sana,size bir şey olsaydı o zaman ne yapardık?Jack’ten gelecek haberlere kulak kesilmiş bir haldeydik, herkesin elinde telefonlar,peki Bella?En iyi arkadaşın ve artık kardeşin olan Bella sence nasıldır hiç düşündün mü?Ya Emmet,o bana her gece seni tek eliyle havaya kaldırıp bir basketbol topu gibi seni döndürdüğünü anlatıp durdu,şaklaşmalarınızı,Carslie var bir de tabiki.O Esme’yi mi iyileştirmeye çalışsın yoksa sizin yokluğunuza mı alışsın?Ne yapacağını bilmez bir halde evde kendini durmadan laboratuarında zamanını geçiriyor vee gel gelelim Edward’a….’tüm bu isyan dolu lafları söylerken ellerini boynumdan çekmemişti ve onu ne kadar özlediğimi de söylemeye gerek yok.Ama Edward’a konu geldiğinde kollarını boynumdan çekiyor ve yüzüme bakarak sözlerini tamamlıyor.
’Bitmiş durumda Alice.’Daha sonra Jasper’ı görüyor ve bir fırça da ona atıyor.
‘Seni uyuz mahluk!Nasıl bir abisin sen acaba ?!Nasıl Jasper ? Anlayamıyorum.Tamam Alice biraz uçuk ve özgür olabilir ama sen ailenin en aklı başında,sessiz ve..ve..en mükemmel abisisin.Nasıl bizi sizin varlığınızdan mahrum bırakırsınız hiç mi aklınıza gelmedik?’ dedi ve ellerini beline koydu,o bağırırken sesinin ne kadar tiz ve ne kdar yüksek çıktığını anlamamıştı.Kollarını önünde bağladı.Üzgün olan bir yanımı kenare itip onun ben yokken de ne kadar harika giyindiğini fark ettim.Üstünde taba rengi bir deri spor bir ceket giymişti ve kollarını bağlarken çıkan o sesten başka ses yoktu,ben bitmiş bir halde omuzlarımı düşürdüm ve oturma ihtiyacı hissettim.Hastalığımın ne olduğunu bilmiyordum ama sanırım zehirlenme olayından sonra böyle olmam normaldi.Jass benim o halimi görür görmez yanıma geldi,elimi tuttu ve;
‘Rose şuralarda bir yerde sarı bir çanta olacak,onun içinde bir kapsül var onu hemen getir.’komutunu verdi ve Rose afallamış bir şekilde denileni yaptı
‘Jass,hayatım ben iyiyim’dedim güç bela ve o anda eğer hayat damarlarım olsaydı yeniden harektlenirlerdi.Çünkü Eneas o uysal ve uykulu sesiyle seslendi merdivenlerin başında,Reneesme’nin kucağında
‘Anne?Neler oldu burada?Neden bağrıdınız?’ben tam cevap vermeye yeltenirken Rose uo ufak çığlığını attı.
‘Sen de kimsin böyle,minik beyaz çikolata*m ‘ açıkcası Rose’dan bu tepkiyi bekliyordum ama bu kadar sevecen davranmasını ilk başta düşünmüyordum,Eneas’ı Reneesme’nin kucağından aldığı gibi aşağı indirdi ve gözlerimize pişmanlıkla baktı.
‘Özür dilerim,Alice bir an kendimi senin yerine koydum ve evet bir parçada olsa haklısın buraya dönmemekle ama yine de kızgınım bu dünya tatlısı minik vampircikle nasıl tanıştırmasın beni?’
‘Rose.Her konuda haklısın ve şuanda o kadar kötüyüm ki, nasıl eve geri döneceğim hakkında hiçbir fikrim yok yani aslına bakarsan yüzüm yok.’
‘Rose,evet gördüğün gibi bizim de artık bir çocuğumuz var ve ne kadar istesek de bunu bir şekilde gizleyemedik ve…Peşimizdeler Rose,gitmemiz lazım.’ Dedi Jasper yanımda,ellerimi tutarken.
‘Ne gitmesinden bahsediyorsunuz siz?’bir an gözleri kutuya kaydı’ Ah şu mesele.Tamam neyse ne,Charlie’yi daha fazla rahatsız etmenize hiç lüzum yok Alice,ben buraya sizi eve götürmek için geldim ve gitme vakti geldi,ben şu kutucuğu alıp sizi arabada bekliyorum,ah ayrıca belki unutmuşsunuzdur diye hatırlatmak istedim beklemekten nefret ederim.!’yüzünde mutlulukla dolup taşan gülümseyişiyle altın sarısı saçlarını sallayarak kapıdan çıktı.
‘Ah,Charlie sana ne kadar teşekkür etsek az bizi evinde misafir ettiğin için..’
‘Lafı bile olmaz Alice.Biliyorum Eneas ve Reneesme burada kalacak’dedi talimatları alan bir işçi gibi ve tam o sırada Jacob araya girdi
‘Bir de ben Charlie’ dedi ve yüzüne o her zamanki sırıtışını koydu
‘Aman ne büyük mutluluk!’ diyerek tersledi ve Reneesme araya girdi
‘Büyük baba ,lütfen’ yüzünden mahcup olduğu belli oluyordu ve Rose kornaya ardı ardına bastı.
‘Charlie,her şey için teşekkür ederiz biz yarın gelir alırız ya da en iyisi siz getirirsiniz’ Reneesme başını tamam şeklinde salladı
‘.Neyse biz gitsek iyi olacak malum evde bizi bekleyen bir..Karmaşa var da.’ Dedi Jasper ve evden çıkıp o meşhur gri Volvo’ya doğru ilerlemeye başladık.
* * *
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:22 am

3 dakika sonra evdeydik ve veranda da Emmet bizi bekliyordu,Rose direksiyonu evn tam önüne doğru kırdı ve el frenini çekerek minik bir artistlik yaparak son derece uygun bir şekilde arabayı park etti.Jasper önde oturduğu için Emmet ile ilk göz göze gelen o oldu.
‘Başlıyoruz,kemerlerinizi sıkı bağlayın bakalım kaçaklar’ diyerek Rose arabadan indi ve Emmet’a sarılarak dudaklarına uzun ve insanı “olamaz” dedirten bir öpücük kondurdu,Jasper tam orada kahkahalarla arabada güldü
‘Gördün mü hayatım hiç değişmemişler’ dedi.Bazen onun neden bu kadar rahat olduğunu düşünüyorum,fakat daha sonra da vazgeçiyorum.Çünkü eğer o bu kadar sakin olmasaydı ben tüm bu sorunların altından kalkamazdım,onun gülümseyişi ve rahatlığı benim de rahatlamama yardımcı oluyordu.Arabadan indik ve el ele tutuştuk.
‘Yanımda kal,seni seviyorum’ dedim ve gülümsedim,bu sefer gerçekten gülümsemiştim.Alyansına baktı ve elimi sıkıca kavradı
‘Sonsuza kadar,seni seviyorum’ dedi ve evin kapısına geldik,çalsak mı yoks direk mi girsek düşünürken Emmet kapıyı açtı ve
‘Ne yani davet mi bekliyorsunuz yoksa “özel işleriniz” mi var dedi bu çocuğun karşısında ister istemez kahkahalarla güle bilirdiniz fakat bu sefer kendimizi tuttuk,nefesimi alıp içeriye ilk adımımızı attık.

‘Alice,geldiniz..gerçekten’ diyerek boynuma ilk atlayan Bella olmuştu.Tanrım benim yokluğumda neden evdeki herkes bu kadar zevksizleşmişti ki sanki?Bella’nın üzerinde siyah ve vücudunu saran göğüs dekolteli bir elbise vardı saçlarını topuz yapmıştı ve evet gerçekten de bu kokusunu özlemiştim
‘ Bizi çok korkuttunuz!Aklınız neredeydi sizin? Jasper inanmıyorum hadi bu kaçık kız gelmedi peki ya sen nasıl zorlayıp getirmesin onu?’Bella boynumu o kdar çok sıkmıştı ki
‘Bella,sanırım boğuluyorum’ diye bildim ve o mahcup tavrıyla kollarını boynumdan çekti ve
‘Uopss’ dedi,daha sonra da bir kucak da Jasper’a verdi,sırayla herkes sarıldı,Edward o kadar kırılmış ve sinirliydi ki sadece kuru bir
‘Hoşgeldiniz..’demekle yetindi,Carslie de onun gibiydi ama ben dayanamayıp
‘Baba’ diyince işler değişti bana sarıldı ve
‘Eğer gözümün önünden bir daha kaybolursanız,işte o zaman kalbinizi kırarım’ dedi.Jasper biricik arkadaşı Edward’a bir çok konuda mahcuptu ama Edward’ın bu tavrına çok bozulmuştu.Ona olanları düşünce yoluyla açıklamaya başladığını anladım ve yanına gidip boynundaki kolyesini çıkardı.
[Kosta Rika’da Eneas pusetindeydi ve bize bir tane değerli taşlarla ve altınlarla dolu olan bir
dükkan çizmişti,dükkanın içine girdiğimiz andan itibaren yaklaşık 20 tane şey almıştık ve
Jasper’ın en çok hoşuna giden şeyse 3 tane orta boy haklanın yan yana gelmesiyle
Oluşan,içinde fotoğraf koyulabilen bir kolye oldu.Bu kolyeden 3 tane yaptırdık ve
3’ümüzünde boynunda bulunmakta.Ne olursa olsun çıkarmayacağımıza dair söz vermiştik]
Kolyedeki minik bebeğimizi görünce Edward
‘Şimdi anlaşılıyor’ dedi ve ikimize de sarıldı.Herkesle sarılmıştık ama gözlerim tek bir kişiyi arıyordu.

Annemi……


- Esme

‘Hayatım,geldiler.’ Dedi Carslie ve ben de yeni bir ev tasarımı üstünde uğraşıyordum,umursamaz bir şekilde başımı çizimimin üstünden kaldırmayarak;
‘İşim var Carslie,kimseyle görüşmek istemiyorum.’ dedim ve o da
‘Kendini kandırmaktan başka bir işe yaramıyor bu yaptıkların hayatım.’diyerek çıktı,o çıkar çıkmaz da kalemi elimden bırakıp bir yıldır yaptığım gibi ; çalışma masamdan kalktım,odamıza geçtim,aile fotoğraflarımızın bulunduğu ahşap ve bir o kadar da dayanaklı olan duvara gömülü ,küçük küçük odacıkları olan dolaba yürüdüm,ve onların resimlerine bakarak eski günlerimizi hatırlamaya başladım..
Zaten 1 yıldır bu halde değil miydim?!.Bu siyah kıyafetlerle sanki yasta gibi gezmiyor muydum? Carslie,Edward,Bella ve diğerlerini de kendim gibi umutsuzluğa ve üzgünlüğe iten ben değil miydim?Nasıl bir anneydim ben böyle,çocuklarıma ne olursa olsun dayanıklı görünmem gerekmez miydi ki onlar da beni örnek alsınlar.
‘Berbat bir anneyim,berbat sahte bir anne.’ dedim kendi kendime.
‘Böyle olmadığını biliyorsun Esme,sen bizim öz mü öz annemizsin.Evet hiç birimizi doğurmadın belki ama eminim doğursaydın da aynıları olurdu.En başta senin o içten ve sıcak gülüşünün yanında etkileyici konuşman olmasaydı asla Reneesme ve Jacob’ın ilişkilerine izin vermezdim.Eğer sen olmasaydın Alice ve Jasper’a güveip onları ailemize katmazdık.Sen bizim yuvamızı yapan dişi,şefkatli anne kuşumuzsun.Bella hep seni örnek almaya çalışıyor bak.Sen mükemmel bir annesin Esme’
Bu sözleri Edward söylerken yanıma doğru yürüdü ve bir tane fotoğrafı küçük bir çerçeveye koyup Reneesme’nin bebeklik fotoğrafının yanındaki yere koydu,o kadar tatlı bir çocuktu ki bu.
‘Bu da kim Edward?’ dedim,resmi incelemekle o kadar meşguldüm ki Alice’in geldiğini hiç fark etmedim.
‘Yeni bir Cullen-Hale anne,torunun Eneas’ dedi
Onu karşımda görmek bana yetti de arttı bile.

* * *
- Alice

Esme’ye sarıldığım anda mantıklı olarak düşünmeye başladım.Ben de bir anneydim ve Eneas benim yanımdan ayrıldığı an yani kilometrelerce uzağa gitseydi ve tam bir 365 gün boyunca onu görmeseydim,sesini duymasaydım ve ona sarılıp o cennet kokusunu içime çekmeseydim ne yapardım? Öyle bir hayatımız vardı ve öyle garip bir dünyada yaşıyorduk ki o korumasız boncuk gözleri,minik elleri,elma yanakları nasıl savunmasız bırakırdım?Peki ben Esme’nin yerinde olsam nasıl dayanırdım?
Öyle ki Esme’nin 6 tane çocuğu vardı,benim bir taneyken onsuz olmaya nasıl dayanırdım..düşünmek bile nefes almamı engelliyordu.Bu gerçekten de
‘Haksızlık?’ diye araya girdi Edward ben düşünürken sanırım etrafta onun olma ihtimalini gözden çıkarmıştım.
Aslında buna gözden çıkarmak da denemezdi,Esme’nin o ona özel dalından yeni koparılmış şeftali kokusu ve yumuşacık ellerinin saçımı okşayışını,omzuna yaslanıp huzur buluşumu,bana sarıldığı anda saçından gelen o portakal ve tarçın kokusunu gerçekten çok özlemişim..
Benden ses çıkmayınca Edward ukala bir tavırla tahminlerini yürütmeye devam ediyordu tabi ki..
‘ Bencillik ? Kendini bilmezlik?Terbiyesizlik?Vurdum duymazlık….’ Esme neler olduğunu anlamayan bir tavırla Edward’a döndü ve;
‘Yine ne kaçırdım?Edward neler oluyor acaba ?’ dedi Esme ve biz de gülüşünce de ekledi
‘ Annenizden eğer bir şey saklıyorsanız çok büyük ceza alırsınız anladınız mı beni?’ dedi ve küçük çocuklar gibi omuz silkip arkasını döndü.Edward dayanamayıp
‘ Esme,Alice ne kadar çok pişmanlık duyduğunu düşünüyordu ve bu yaptığını kelimelerle anlatamadığı için ona yardımcı olmaya çalıştım sadece’ diyerek gülümsedi.
‘Sen sussan iyi edersin minik aslan!!Hani tango dersine gidecektik?Hocayı kızdırmamalıyız hayatım ! Hadii’ dedi Bella kapıda dikilirken.
Gayri ihtiyari odadaki herkes gibi ben de Bella’yı baştan aşağıya süzdüm.Saçlarını sıkı bir topuz halinde getirmiş,kıyafetiyle makyajı süper uyumlu olmuş ve o kıyafetiii…Kelimeler kifayetsizleştikçe konuşamıyordum ve sadece
‘ Olağanüstü’ diyebildim ve Edward’ın ağzının açık kaldığına yemin edebilirim..

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) 37splasposaSonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) W160

(işte bu Bella’mızın kıyafeti) :kalp

‘Bella..mükemmel gözüküyorsun.’diye kekeledi Edward ve Bella da utangaç bir tavırla gülümsedi kulağındaki elmas küpesiyle oynadı ve Edward kendini silkeleyip sözlerine devam etti
‘Hayır ! Asla olmaz,bu kıyafetle olmaz Bella o lanet tango hocasının evli olduğun halde senin hakkındaki düşüncelerini zaten duymamak için kendimi sıkıyorum ama bu kıyafetle olamaz!!’
‘Edward ? Sakın beni kıskandığını söyleme..Ah hadi ama o adamın ne düşündü..’
‘Hayır Bella! Önemli o hayvan herif şu halinle seni görürse kesinlikle bu sefer sakin olmam.Hem daha gösterimize 4 gün avr giyeceğin kıyafeti neden şimdiden giydin ki sanki?’
‘ Ah..Bay unutkan ve umursamaz bilmem hatırlar mısınız ama bugün provamız var ve Mr.Anderas bize kıyafetlerimizle gelmemiz gerektiğini söyledi.Lütgen şimdi sorun çıkarma ve üstüne hemen takım elbiseni giyin.Hemen!!!! ‘
Bir an Esme ile kendimi büyük bir tartışmanın ortasında bulduk.Onları hiç böyle görmemiştim birbirlerine hep bağırıyorlardı..Dertleri neydi bunların?! Bella Edward’dan bir tepki alamayınca inanılmaz bir şekilde bağırdı.
‘ Edward Cullen,eğer yarım saat içinde hazır olup aşağı arabamızın yanına inmezsen gerçekten elimden çekeceğin var.Benden söylemesi ‘ diye bağırıp hızla garaja indi ve aşırı derecede kötü bir kırılma sesi geldi.
‘ Gitti güzelim trabzan’ diyerek bir iç çekti Esme
‘Bunlara neler oluyor böyle ? Dertleri ne?’ dedim Esme’ye kısık bir sesle ve Edward’ın da garaja indiğini ve arabayla hızlı bir şekilde uzaklaştıklarını duyduk.Tabi ki barışacak ve barışmalarını tangonun sonunda minik bir öpücükle tazeleyeceklerdi :kalp
‘ Pis kılıbık’ diyerek kahkahalarla gülmeye başladı Emmet ve Jasper da
‘ Ne yani sen olsan ne yapardın?Rose’u dinlemez miydin Emmet? Şimdi doğruları söyle dediği anda aşağıda minik ve tatlı bir atışma yaşanmaya başladı.
fark etmeden başımı sallayıp güldüm ve Esme de mutlulukla bana baktı ve
‘Evin neşesi..Hoşgeldiniz’ diyerek bana tekrar sarıldı ve Eneas’ın resmini eline alarak;
‘Hadi bana torunumu anlat.’ Dedi ve koltuğuna oturdu ve ben de her heyecanlandığımda yaptığım gibi yere bağdaş kurup olan biten her şeyi,onun gizli gücünü anlattım.Beni sanki bir Pazar günü kilisedeki ortamdaymış gibi (nasıl olduğunu bilemediğim için yazamadım ama kutsal bir şey işte xD ) dinliyordu ve huzurlu bir şekilde gülümsüyordu.
Daha sonra sarılarak merdivenlerden aşağıya indik ve trabzan gerçekten de ağır hasar almıştı..
‘Bu maçı Miami Heat alır Jasper hiç şansın yok!’ diyerek suratında galibiyet almışçasına bir gülümseme ekledi Emmet.Tanrım bu çocuk ortamdaki konu ne olursa olsun hiçbir şey takmaması ve bizi neşelendirmesi belki de her şeye yetiyordur da biz usanmış numarası yapıyoruzdur.
‘Tanrım Dwyane Wade bizde olduktan sonra hiç şansınız yok dostum!! ‘ diye kahkaha attı ve Jasper da ortaya attığı muhabbete bodoslama dalarak;
‘ Hadi oradan! Kobe Braynt olduktan sonra size attığımız farkları ne yapacaksın bakalım maç başlıyor bebek.Göreceğiz..Hadi Lakers..’
‘Hey biraz sessiz olur musunuz acaba? Konsantre olup yeni aldığım kırmızı ojelerimi süremiyorum…ıhhh’ diye hırladı Rosalie ve Carslie de başını okuduğu bilim dergisinden kaldırıp
‘Hey,siz eğer biraz daha bağırırsanız bugün menüde fare avlamak zorunda kalırsınız’ diye azarlayınca ben kahkalarla gülmeye başladım.
Herkes bana bakıyordu ve ben tam 15 dakikadır gülüyordum.En sonunda kendime gelip
‘Tanrım..Sizi gören de normal,sorunsuz bir ailenin içinde yaşadığımızı sanacak , tamam bu kadar mutlu olmanızı anlıyorum ama aklınıza büyük bir sorunumuz olduğu gelmiyor mu ?’ dedim tam yanında durduğum kutuyu gözlerimle işaret ederek.Herkesin birden suratı asıldı ve ben mutlu aile tablosunu bozduğum için kendimden nefret etmiştim kii;
‘ Ne yani Alice ? Minik kardeş hani sen de Mıamı Heat’i destekliyordun?Hemen kocanın yanına geçtin.Görürsünüz şimdi büyük sorunu size fark atınca gerçekten de büyük bir sorun olacak’ Emmet bu sözleri küçük huysuz bir çocuk gibi söylemişti ama biz onun söyleyiş tarzına değil de konuyu anlamadığı için – ya da anlamamazlıktan geldiği için – söylediği sözlere gülmeye başladık.Gerçekten çok komikti..

Ama herkes gülerken ben birden durdum.Sonumuzun ne olacağını düşünmek gerçekten de o an yere yığılmama yetti.

* * *
Alice,tatlım kalk hadi ne oldu ?’ diye sesleniyordu Esme.O huzur ve şefkat dolu sesi beni biraz olsun kendime getirmişti.Hemen herkes yanıma koşarak geldi ve hepsinin yüzündeki telaş fark ediliyordu.
‘Ne gördün hayatım,sorun ne ?’ dedi titrek sesiyle Jasper ve ben ona acı dolu gözlerimle baktım ve boynumda duran 3’ümüze ait kolyeyi sımsıkı tuttum ve istem dışı olarak
‘Hayır!’ diye küçük bir çığlık attım.Benim acı dolu gözlerimdekileri okumaya çalışarak Rose beni yerden kaldırdı ve sakinleşmem için konuşmaya başladı.
‘Alice,şimdi senden bana bakmanı ve sadece sakin olmanı istiyorum,ne gördüğün hakkında bir fikrim yok ama eğer çizim gerektiren bir şeyse bak burada hazır hepsi,kağıtlar falan eğer konuşamayacak kadar kötüysen de sadece evet ya da hayır anlamında kafanı sallarsın.Şimdi kağıtlara ihtiyacın var mı?’ diye sordu Rose.Bu gibi durumlarda hep soğuk kanlılığını kou
ruyan bir Rose vardı bir de Carlisle’ydı zaten.
Hayır anlamında başımı iki yana salladım,Rose devam etti ve Jasper yanıma oturdu,elimi tuttu ve kulağıma fısıldadı.
‘Ben yanındayım hayatım,sakın korkma.’Tepkimi vermek için elini sıktım.
‘Alice,her ne kadar bu soruyu sormak istemesem de sormak zorundayım.Geliyorlar mı?’ dedi Rose tereddüt dolu sesiyle ve Emmet ona destek olduğunu belirtir bir tavırla ellerini Rose’un omzuna koydu,etrafıma baktım ve Carlisle ve Esme’nin de tam sağımda olduklarını fark ettim.Carlisle kolunu Esme’nin beline dolamıştı ve Esme de bir eliyle onun elini tutuyordu.
‘Alice?’ dedi Rose ve ben tekrar ona döndüm ve dudaklarımı büzerek yüzümdeki acıyı onlara göstermemek için başımı aşağı eğerek “Evet” şeklinde başımı salladım ve herkes birden gerildi.
‘Tamam,peki ne zaman Alice?Biliyorsun bu çok önemli.Yakında mı?’ dedi ve ben birden onun yüzüne baktım,Rose bana bakarken yüzüne saplanan acının farkına vardım ve daha da kötü oldum.
‘Toparlanmalıyız.Amaçlarını zaten biliyoruz ama..Zarar verecekler,eğer bir an önce gitmesek zarar verecekler’ dedim.
Haykırarak ve Esme’nin “hayır” diye küçük bir çığlığını duydum,Jasper yanımda gerildi,Emmet büyük bir sinirle hırladı ve Rose da kutuya doğru yürüdü.Adımlarını atarken kendinden emin olmadığını fark ettim,sanki yıkılacak eski ve soylu bir bina gibi duruyordu,onu hiç böyle görmemiştim.
‘Bunlara ihtiyacımız olacak,Jasper sen yokken bu işlerle Bella ilgilendi ve işte,hepsi burada,işte kıyafetler,pasaportlar,yeni kimliklerimiz,kullanacağımız peruk vs. gibi şeyler. . ‘ Rose orada oturmuş kutunun içinden eşyaları çıkarıyordu ve hepimiz onu izliyorduk.
‘Yine,yeni bir hayat mı?’ dedim başımı iki yana sallayıp silkinmeye çalıştım ve yüzümdeki çarpık gülümsemeyle aileme baktım.
Hepsi bana üzgün ve bıkmış bir şekilde bakıyorlardı.Çareleri yoktu ,ne yapa bilirlerdi ki kaçmaktan başka?
‘Böyle yapma hayatım.Ne yapa biliriz ki önümüzdeki iki seçenekten en zararsızı bu,Eneas’ı düşünsene Reneesme’nin yaşadıklarını yaşamak zorunda kalmasını ister misin hiç ?’ diye sordu Jasper elimi sıkıca tutup beni rahatlatmaya çalışarak ama bu sefer işe yaramıyordu.
Birden kendimi kuyu gibi bir yerde gördüm,üstüm başım mahvolmuştu,kir-pas içindeydim ve sanırım kolum kırılmıştı ve ağrısını bile hissediyordum.Başımı yukarı kaldırıp baktığımda bir ışık vardı ve o ışık bana o kadar uzakta duruyordu ki. . Birden ışığın olduğundan daha fazla parladığını fark ettim,gözlerim bu parlaklığa hiç alışık değildi.Vücudum ışığın etkisiyle bir elmas gibi parlarken ben hala nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum.
‘Neredeyim ben?’ diye haykırdım ama kimse cevap vermedi,bir ses vardı ve etrafa dağılan bir çok kağıt kuyunun dibinde yürümeye başladım.Ne olduğunu anlayamıyordum,kağıtlardaki şeyler neydi anlayamıyordum çünkü çamur vardı.Birden ışığın yansımasıyla bir ayna gördüm ve aynayı kaldırıp kendime baktım.Tek kelimeyle berbat görünüyordum.Tam kendime baktığım sırada arkada Eneas’ın resim defterini gördüm,o buradaysa oğlum da buradaydı değil mi?
‘Eneas’ diye seslendim ve sesim yankılandı ama cevap yoktu.Küçük alanın içinde dolanıp durdum,onu arıyordum ama bulamıyordum.Birden oturup onun defterindeki resme baktım ve inanamadım.
‘Alice,Alice cevap ver ne olursun.’ Diyordu ve ben gördüklerimden sıyrılıp birden kendime geldim.
Jasper yanımdaydı diğerleri de ama Eneas yoktu ve ayağa fırladım.
‘Eneas nerde ? Oğlum nerde?!!.’ Diye haykırdım.Bella yanıma geldi ve beni tuttu.
‘ Alice ,sakin ol unuttun mu Charlie’nin yanında Reneesme ve Jackle beraber’ dedi ama ben yine de tatmin olmamıştım.
Birden Bella’nın telefonu çaldı ve
‘ Ah Charlie arıyor bak’ diyerek gülümsedi.
‘Selam Charlie çocuklar nas..’ Bella donup kaldı
‘Sue ?! Nerdeler,hayır bu olamaz,hayır’ diye haykırdı ve telefonu fırlatıp koşmaya başladı,Edward da ardındaydı.
‘Neler oluyor?’ diye sordu Emmet sinirli bir halde.
‘Gelmişler’ dedi Bella sesindeki acının tarifi yapılamayacak kadar zordu ve Edward öyle bir hırlayıp bağırdı ki ormandaki tüm hayvanlar kaçıştı
‘Hayır!!Ne zaman,Nasıl olur bu?!’ diye haykırdı Rose
‘Geç kaldık.Eneas!’diyebildim en kısık sesimle ve Jasper da kükremeye başladı. . .

* * *
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:23 am

- Bella

Alice kendine gelemiyordu,tek söylediği laf ‘ Yetişemedim’ di ve onu böyle görmek bizi daha da kötü yapıyordu.Arabalara doluştuk ve benim insanken yaşadığım o huzurlu eve geldik.Ambulanslar,sağlık görevlileri ve itfaiyelerle çevrili alana vardığımızda aklımdaki tek şey ‘hiçbirine bir şey olmasın.Lütfen.’di eğer hepsi yandıysa. . .Kızım,babam,en iyi arkadaşım ve daha hiç görmediğim yeğenim.Bu acıya dayanamazdım,hayır asla katlanamazdım.Reneesme’m. . Edward ile ölümsüz aşkımızın tek gerçeği..
Yangın söndürülmeye – daha doğrusu kontrol altına alınmaya-çalışılıyordu ve tüm aile fertlerim eskiden evim olan alev parçasına bakıyordu.Ben ise çaresiz bir şekilde sağlık görevlilerinin yanına koşuyordum.
İşte oradaydı.Ah Tanrı’ya şükürler olsun!!Yanına koşup sarılmaya yeltendim ama beni durdurdular
‘Hanımefendi,lütfen dokunmayın yanıkları ağır şuanda.’ Dedi ve beni geri çekmeye çalıştı.
‘Annesiyim,lütfen yaşayacak mı? İyi mi ?’ çaresizce kızıma bakarak cevapları bekliyordum.
‘Ah,bakın yanıkları çok ağır ve çok darbe almış özellikle başı ve karnına sanki özellikle darp edilmiş.Bilemiyoruz,ama durumu bu ortamda iyiler arasında.’diyerek içimi rahatlatan sağlık görevlisini öpücüklere boğmak istiyorum ama kafamdaki şu sözleri birden kontrolden çıkmama yetti



Çok ağır ve çok darbe almış özellikle başı ve karnına sanki özellikle darp edilmiş.

Bu sözler kafamda dönüyordu ve sinirlerime hakim olamıyordum.Edward yanıma geldi ve Reneesme’yi gördükten sonra benim sorduğum aynı soruları tekrarlayacağını düşünerek ona istediğim zaman düşüncelerimi okuttuğum gibi yaptım ve ellerimi pürüzsüz yanaklarına koydum.Biraz içi rahatladı ve
‘Bella,Charlie,Jack ve Eneas’ı gördün mü?’ diye sordu,kendi kızımı bulmanın sevincinde onları unutmuştum ve tekrar hengamenin içerisinde aramaya başladık.
Daha sonra Jack’i bulduk Reneesme’nin birkaç metre ilerisindeydi ve çıplak bir halde bedeni karşımızda duruyordu,Edward üstünden çıkardığı paltosunu üstüne kodu ve sağlık görevlilerini çağırdı,çok derin yaralar almıştı Jack , onu bu halde görünce fena olmuştum.
‘Bella.Ben onu kurtardım değil mi? İyi değil mi?’ diye sordu Jack çok acısı olduğu konuşurken kısık sesle konuşmasından ve yüzündeki acıdan belli oluyordu.
‘O iyi Jacob.Kurtardın’ dedim ve gülümsedim,sağlık görevlileri ile beraber Edward geldi,Jack’i sedyeye koydular ve götürdüler.
Diğerleri neredeydi,korkuyordum babama bir şey olmasından korkuyordum.Onu James’den,Victoria’dan ve envai çeşit vampirden koruyup kollayan ben , bugün o aptal tango dersi yüzünden koruyamamıştım ve bu durumda kendimden nefret ediyordum.
Dumanlar kara kara bulut kütleleri halinde gökyüzüne doğru yükselilerken bir çığlık duydum,Edward ile olduğumuz yerde donduk ve ayaklarımız toprağa çivilenmiş gibi sadece başımızı çığlığın geldiği yere doğru çevirdik.Bu Alice’di. . .Ağlıyordu,ağlamaya çalışıyordu,bize özgü ağlamasıyla,bir küçük bedenin üstüne yatmış ağlıyordu.Yanında Jasper vardı ve o da ağlıyordu,kükrememesi için,sakinleşmesi için Emmet onu tutuyordu ama nafile,işe yaramıyordu.Emmet,Rose,Carlisle,Esme hepsi ağlıyordu. . .
Sağlık görevlilerine Alice izin vermiyordu.Bağırıyordu
‘Yetişemedim!’ diyordu,haykırıyordu.
‘Çok geç kaldık Edward’ dedim ağladığım için sesim titriyordu ve Edward da aynı ses tonuyla cevap verdi.
‘Onu kaybettik.’ Dedi ve ailemizin yanına doğru koştuk.
Koşarken babamı gördüm,yüzünde yanık vardı ama ağır bir yanık değildi,boynuna boyunluk takmışlardı,gözleri açıktı her yeri kan içindeydi,kan kokusuna aldırış etmeden sedyesine koştum.
‘Baba’ dedim titrek sesimle
‘Bells. . Ben iyiyim,ama kurtaramadım Bells çok güçlüydüler,Eneas’ı. . ‘
‘Şşşş..’dedim ve alnına bir öpücük kondurarak ambulansa bindirdim,üç ambulansın gidişini izleyip Alice’in yanına koştum.
‘Yetişemedim.Benim yüzümden,onu kurtaramadım,benim yüzümden vampir oldu ve benim yüzümden öldü’ kimseyi duymadan,durmadan ağlıyordu elleri o minik cansız bedenin üstündeydi ve durmadan ağlıyordu.
‘Edward yardım et Jasper’ı götürmemiz gerek’ dedi Emmet titrek sesiyle ve Edward da kafasını salladı
‘Bırakın beni,bir yere gitmeyeceğim!!Oğluma sarılmama izin verin lütfen’ diyordu Jasper ve takati kalmamıştı ; Emmet’ın kolları arasında çırpınmaktan.
‘Emmet,bırak ‘dedi Rose ağlıyordu ve Emmet’in boynuna sarıldı.
‘Eneas,özür dilerim evlat.Seni kurtaramadığım için..özür dilerim beni affet’ dedi Jasper ve Alice gibi o da dizlerinin üstüne yığıldı,yüzünü minik cesedin üstüne gömdü ve ağlamaya başladı. . .


- Jasper-

‘Yetişemedik Jass,minik oğlumuzu kurtaramadık kötü adamlardan’ diyordu Alice.
Bir eli Eneas’ın minik elini tutarken bir eli de benim elimi tutuyordu,bu sözlerinden sonra sımsıkı sarıldım ve tek kelime bile edemedim.
Sağlık görevlileri geldi ve Alice’in elinden zar zor minik oğlumuzu alıp gittiler,onu bir poşet gibi bir şeyin içine koyup fermuarı çekerlerken Alice ayağa kaktı.
‘İzin verin son kez öpelim’ dedi,ikimiz de Eneas’ın eskiden kıpkırmızı olan ama şimdi mor ve ağır derecede yanık olan yanlarından öptük ve gitmesini izledik…


-Alice-

Gidiyordu,onu o yanık kokusuyla öpeceğimi hiç aklıma getirmemiştim,hep cennet kokusuyla hatırlamak isterken,yanık kokusunu içime çekerek onu son yolculuğuna uğurladım.
Karanlığı aydınlatan güneşim bir daha doğmamak üzere batmıştı.
‘Yetişemedim’ dedim ve Jass’in omzuna yaslanarak ağlamamı sürdürdüm. . .

- Jasper –

Havanın soğuk olduğunu hissediyorum bugün ilk defa,üşüyorum hiç üşümediğim kadar.Hayatıma gireli daha bir yıl olmasına rağmen o mavi gözlerin masumiyetini çıkaramıyorum aklımdan.Her gece sanki insanmış gibi onu odasına kucağımda çıkarır ve yatağına yatırırdım.Sanki uyuyacakmış gibi üstünü örterdim.
‘Baba,hikayemi isterim ama haksızlık,söz vermiştin.’ Derdi,aralıksız her gece aynı şeyler olurdu.Sözlerini hep şu kelimelerle bitirirdi..
‘Söz verdin,babalar verdikleri sözleri tutarlar.’ Derdi kadife sesiyle.
‘Sana verdiğim tüm sözleri tutmaya hazırım Eneas,sen benim annenden sonraki diğer sonsuzluğumsun,oğlum ve sana söz veriyorum seni o kötü adamlardan her zaman uzak tutacağım.’ Derdim ve o da hep utandığını ve mutlu olduğunu belli etmek için ellerini,o minik pamuk ellerini gözlerinin üstüne kapatıp şen gülümseyişiyle gülüp içimi ısıtırdı…
‘Baba,annem neden bu kadar güzel?’ diye sormuştu.
O sırada o huzur dolu,sakin evimizin bahçesinde en gölge kısım yani verandada oturuyorduk ve Alice kendine ait gölgelikli serasındaki bitkilerini suluyordu.O kadar muhteşem gözüküyordu ki..bir Pazar günüydü ve ben en kıymetli dinlenmemi yapıyordum.
Hayatımın kadınını isliyordum.
‘Eneas,sır tuta bilir misin oğlum?’ demiştim kulağına doğru eğilip fısıldayarak.Hemen meraklı gözleri kocaman açtı ve kafasını sallamıştı.
‘Çünkü o bir melek,kanatlarını saklıyor.Bu yüzden hep gölgede yürüyor,akşam olunca dışarıda oturabiliyor.’demiştim ve gülümsemiştim.
Şok olmuş bir ifadeyle bana baktı ve elindeki uzaktan kumandalı uçağının kumandasını yere bırakarak kucağıma oturup;
‘Peki baba,biz neden gölde duruyoruz?Biz de mi meleğiz?’ demişti şaşkınlıkla,şaşkınca sorduğu için minik ağzı açık gözleri ise irileşmişti.Gülümsemiştim ve devam ettim.
‘Biz onu korumakla görevliyiz Eneas.’ demiştim ve minik ellerimi yanaklarıma koyarak;
‘O zaman ben de bir meleğim baba’ demişti gözlerindeki gülümseyişi ile
‘Nereden çıkardın şimdi bunu?’ demiştim,melek bir adam.Gülümsememe engel olamamıştım.
‘Çünkü sen beni de koruyorsun,annemi de bu yüzden ben de bir meleğim değil mi?’ demişti kendiyle gurur duyan bir ifadeyle.
Tanrım!.Ne kadar da zeki bir çocuktu,şefkatle gülümseyerek devam etmiştim sözlerime..
‘Evet,melek Eneas,ben sizin koruyucunuzum’ demiştim,sesimi kalınlaştırarak ve onu gıdıklamaya başladım.
‘Hadi bakalım,kaslarını göster babana evlat!’ demiştim
Hevesle,bir yumurtaya benzeyen kaslarını şişirdi ve beni yumruklamaya başladı,canımın yanmasını bırak daha çok gıdıklanıyordum fakat oğlumun büyük çabasını da görmezden gelemezdim,hemen yere yattım ve sanki kıvranıyormuşum gibi yerde ona “melek Eneas,vurma bana” diyordum.
‘Hey,siz ne yapıyorsunuz böyle?Eneas babana vurmayı bırak,Jasper lütfen yerden kalkar mısın?Daha buraları boyayacağım,lütfen.’ Diyordu Alice,o gerçekten bir melekti.
Ben onun uyarılarını dikkate almadan ayağa kalktım ve onu tek hamlede kucağıma almıştım.
Kahkahalarımızla eve girmiştik. . . .


Şimdi ise geriye dönüp baktığım anılarımdaki mutluluk yoktu ,hissedemiyordum.Onu bulduğumuz zaman üstüne giydiği yeşil hırkasını elimde tutuyorum.Kolyemizi tutuyordum ve kendimi en son bulmak istediğim yerde bulunuyordum.
Oğlumun mezarının başında..Tam yirmi dokuz ay 13 saat 35 dakikadır yoktu o..


Eneas Leonard HALE
2004-2009
Sweet Dreams Mi pequeño


Mezar taşında Alice bilerek böyle yazdırmıştı..Daha doğrusu o düşünmüş,Edward söylemiş,mezar taşını yazan adam da altın harflerle işlemişti.
Alice bilerek söylemişti,her gece Eneas uyuyor gibi yapıp gözlerini kapattığında yanağına bir öpücük kondurup;

‘ Tatlı rüyalar,miniğim’
derdi,onu ölü olarak kabul etmediği için,hep uyumak istediği için ve onu sonsuz uykusuna daldığını düşünerek söylemişti bunları.
Şimdiyse akıtamadığım göz yaşlarımla suluyordum içimdeki yangını…

Kendimi suçlu hissediyordum.Verdiğim sözü tutamamıştım.
Alice kendini kötü hissediyordu.”Yetişememişti”

* * *
- Esme –
Tam iki buçuk yıldır yastaydık.Torunumu daha kucağıma alıp sevemeden öldürülmüştü.Hunharca,nasıl bir varlıktı bunlar?Nasıl gözlerini kırpmadan o minik varlığa kıyarlardı?Bu kadar zalim olunca ellerine ne geçti?Kime nasıl bir zarar verebilirdi ki,ne ile insanların kanını emecekti?O minik ağzı ve küçücük elleriyle mi?
Alice avlanmayı bırakmıştı,her şey anlamını kaybetmişti onun için..Düşüncelerinde Edward hep yangını ve Eneas’ın kül kokusunu gördüğünü,hissettiğini söylüyordu.
‘Alice?’ dedim odalarının kapısının önünde
‘İçeri gire bilirsin.’ Dedi Edward buruk yüzüyle.
İçeri girdiğimde odanın bordo perdeleri örtülmüştü,loş bir ışık sayesinde önümdeki kırık vazoya basmadım.
Evet biz vampirlerin gözleri karanlıkta da görür ama iki haftadır avlanmıyorsanız bu farklı!..
‘Alice.’ Dedim titrek sesimle.
Yatağında arkasını dönmüş yatıyordu,
‘Onu rüyamda da olsa görmek istiyorum anne’ diyerek o içindeki göz yaşlarını bizlere özgü tavrıyla akıtıyordu.
Yanına oturdum,saçlarını okşadım ve kendimi kontrol altına alıp zor olan konuşmama başladım.
‘Alice,gitmemiz gerek.’ Dedim,tahmin ettiğim gibi bana hışımla döndü ve simsiyah gözleriyle adeta bir kör gibi bana baktı,acısı daha da arttı.

‘Sen neden bahsediyorsun Esme? Onu bir kere yalnız bıraktığımda neler olduğunu gördün.Evet ölmüş..’bu kelimeyi söylerken karnına kramp gitmiş gibi acı içinde durakladı ve devam etti ‘Ölmüş olsa da onu burada bırakamam Esme.Anlıyor musun?Sen hangimizi ardında bırakırdın söylesene?’ dedi ve anlamıyormuş gibi kafasını iki yana salladı.
‘Bırakmazdım ama hepinizin ölümünü de oturup izlemek istemezdim Alice.Anlamıyorsun,çünkü yastasın.Evet bunu hepimiz anlıyoruz,hepimiz yaşıyoruz ve hepimiz yastayız.Reneesme ve Jacob Eneas’ı koruyamadıkları için o olaydan beri La Push’dan ayrılmadılar,daha doğrusu Billy’nin evinden çıkmadılar.Charlie ise..Ah onu görmelisin Alice,üzüntüsünden buradan taşınmaya bile karar verdi.Bella onu zar zor ikna etti.Emmet artık espri yapmayı bırak konuşmuyor bile,Rose ne saçlarını ne de makyajını yapıyor,Carlisle yıllık iznini kullandı ve ona üzüntüsünden dolayı bir yıl daha izin verdiler.Edward senin o acı düşüncelerinde boğulduğunu,her seferinde tükendiğini gördüğü için bitmiş bir durumda,Bella ise Reneesme’yi göremediğine mi yoksa Eneas’ın üzüntüsüne mi dayanamasın şaşırdı…
Ve Jasper. .Alice farkında mısın?Üç aydır Eneas’ın mezarının başında aynı pozisyonda duruyor.’dedim,dediklerimi zar-zor idrak etti ve bir çırpıda eli boynundaki kolyeye gitti.
‘Jasper’ı da kaybedersem,artık yaşayamam ’dedi ve odadan koşarak çıktı.


* * *
-Alice-

Koşuyordum..koşuyordum,bıkmadan usanmadan koşuyordum,yaşadığım en büyük acıdan beri avlanmamıştım,ağzıma bir damla kan bile sürmemiştim ve nefessiz kalmama rağmen koşuyordum.Eğer benim hatalarıma Jasper da kurban giderse bu sefer gerçekten işler karışırdı..O lanet olası soylu gibi gözüken gaddar aileye kendimi bir hediye gibi sunmaktansa kendi yaktığım alevin içinde diri diri yanarım daha iyiydi..
Forks mezarlığı şehrin kuzey doğusundaydı ve oraya ulaşmak o kadar beni yormuştu ki,ama yılmadan koşmaya devam ettim.Mezarlığın kapısına vardığımda nefes nefese kalmıştım,biraz durakladım ve dinlendim.O ağır kapıyı açtım ve minik oğlumun uyuduğu yere doğru sakince ve acıyla yürümeye başladım,bu mezarlığın soğukluğu kansız bedenimin her köşesine işliyordu,oğlumun o cennet kokusunu çalan yanık kokusu geliyordu burnuma,onun huzur dolu sonsuz uykusunu aldığı yere yaklaşırken..
İşte Jasper oradaydı.İnsanlar – daha doğrusu biz kadınlar-evlendiğimizde ailelerimizden uzaklaştığımız için eşlerimizi evin erkeği-koruyucu baba figürü- olarak tanımlar ve daha çok bağlanırız.Ama benim iki buçuk yıl önce bıraktığım o hayat dolu,gülen ve her türlü durumda güçlü duran,sonsuzluğumun geride kalan tek simgesi Jasper orada o kadar bitap ve yıkılmış bir şekilde duruyordu.
‘Jass’ dedim kısık sesimle.Duyduğuna bile emin değildim,o kadar güçsüz kalmıştım ki dizlerimin üstüne çöktüm ve kendimi bıraktım,ufak bir baygınlık haline büründüm.

* * *
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:24 am

Jasper-

Burada ne kadar durduğumu bilmiyordum ama uzun zamandır avlanmadığımı ve Alice’i görmediğimi biliyordum.Gök gürüldüyordu,bu Forks’da normal karşılanıyordu ama yağmurun yağması ile sanki Eneas yanımda gibi hissetmiştim birden,titreme gelmişti ve aklıma vampir olmadan önce babamın küçükken anlattığı –daha doğrusu söylediği- bir şey gelmişti.
Melekler yağmurlar ile yeryüzüne inerler

Ve yine aklıma o minik oğlumun o kadife sesiyle söylediği söz kulaklarımda çınladı.
Ben de bir meleğim baba.

Evet şuanda benim yanımdaydı,yağmur ile yanıma gelmişti.Bunu hissede biliyorum,milyonlarca meleğin içinden kendi oğlumu da hissede bilirdim,tanıya bilirdim değil mi ?
Peki Eneas buradaysa Alice neredeydi?Oğlumuzu ona göstermem gerekmez miydi?Bu mutluluğu onun da tatması gerekmez miydi ?..
Kafamda bu sorular dönüp dururken birden yağmur damlaları hızlandı,başımı yukarı kaldırdım.Soğuk,serin,huzurlu…
İçimdeki yangınları sadece bu minik damlalar mı söndürüyorlardı yoksa ben mi öyle olmasını istiyordum?Son üç aydır en son ne zaman Alice’i görmüştüm ? Ya da avlanmıştım? Deliriyor muydum yoksa..Yüzüme sert rüzgarla vuran damlalar bana iyi gelmeye başladı
‘Jass’ diye bir ses geldi ama rüzgarın arasında kaybolup gitti,geldiği gibi..Alice’in bana gerçekten ihtiyacı olabilir miydi ?
‘Ne yapıyorum ben!Eneas’ı kaybettim,Alice’i de kaybedemem,eve dönmeliyim,ona sarılmalıyım,doya doya öpmeliyim.Oğlumun acısından kör olan gözlerim!!Açılın artık!Acı dolu boş kalbim,Alice’in sevgisine bürün yeniden..Ve ey o eşsiz gülümseyişin sahibi,hayatım,sonsuzluğum,tek’imm bekle beni ve aç kollarını!Bu dayanılmaz acını biraz da olsa azaltmaya geliyorum şimdi!..’ diye haykırdım gök gürülderken,arkamı döndüm.
‘Alice’ dedim yutkunamamıştım adeta.
Elindeki bir defter ile baygın bir halde yatıyordu,yüzü çamurluydu,alyansı ve ona düğünümüzde taktığım kimsede olmayan eşsiz pırlantası yağmurun damlalarıyla ıslanıyordu adeta..Rüzgar ise o defterdeki sayfaları uçuşuyordu,Alice o kadar yorgun ve aç gözüküyordu ki..
Alice’i kucağıma tek hamlede aldım,elindeki defteri bırakmıyordu ısrarla,buna aldırış etmeden,yağmura aldırış etmeden koşmaya başladım,ben hızla koştukça Alice’in o minik ve narin başı tam kalbimin olduğu yere çarpıp duruyordu.
‘Buradayım sonsuzluğum..tüm varlığımla..Dayan ve sakın sen de beni bırakma’ dedim ve koşmaya devam ettim..


* * *
-Jasper-
Eve vardığımızda kapıyı tekmeleyerek açtım,neler olduğunu anlayamayan ve irkilen ailem de hemen kapının önünde toplandılar.
‘Alice?’ dedi Bella titrek sesiyle ve bana baktı.
‘Geleceğini biliyordum Jass’ dedi ve kırık bir gülümsemeyle Alice’i kucağımdan almaya çalıştı.
‘Bella,ben hallederim,onu taşıyamaya bilirsin..’sözlerimi tamamlamadan bitirdim.Onun aramızdaki “Emmet dahil” en güçlü vampir olduğunu unutmuştum.Yeni doğandı..
Tüy kadar hafif olan Alice’i tek hamle ile kollarımın arasından aldı ve onun hamileliğinden kalan odaya götürdü.Burayı ameliyathane gibi yapmıştık,Bella’nın hep yatmaya ve o kalp ritmini gösteren makinelere ihtiyacı vardı.Arkasından hızlı bir şekilde yürüdüm,çok geçmeden Carlisle ve diğerleri de odaya doluşmuştu.
‘Ne oldu Jasper?’ dedi Carlisle korkmuş gözlerle bana bakıyordu.
‘Ben..Eneas’ın yanındaydım ve bilmiyorum Carlisle geldiğini görmemişim,hiç hissetmedim ve tam eve gelmeye karar verip döndüm ki orada yerde yatıyordu ve bilmiyorum..’ dedim yutkunmak zorlaşmaya başlamıştı benim için.
‘Büyük ihtimalle avlanmadığı için böyle olmuştur Jasper,korkma.Hiç beslenmedi ve bu da onun gücünü azalttı’ dedi ve telefonunu çıkardı.
‘Emmet,evet yanınıza bir şişe alın ve avladığın hayvanın kanını bu şişeye koyun ve acilen gelin.Alice baygın bir durumda ve Jasper’ın da kana ihtiyacı olduğu kesin.’dedi ve telefonu kapattı.
Onu dinlemiştim ama gözlerimi bir türlü Alice’den alamıyordum,o kadar güçsüz ve ilgiye muhtaç duruyordu ki..Elini tuttum o minik ve narin ellerini,diğer elimle de yağmur ve çamurun karıştırdığı ve alnına düşen saçlarını geriye atıp alnına bir öpücük kondurdum.
‘Yanında olamadığım ve seni böyle bir durumda yalnız bıraktığım için beni affet Alice.’dedim
‘O iyi olacak Jasper,bizi çok meraklandırdın.’dedi birisi.
Tüm ilgimi Alice’e verdiğim için sesi tanıyamamıştım.Gözlerimi bir an için Alice’den ayırıp sesin geldiği yere doğru baktım.Bu Esme idi.Ondan başkası bu kadar şefkatli bir ses tonuna sahip olamazdı ki.
‘Esme eğer ona bir şey olursa..’ dedim gözlerimi yumup nefes almaya çalıştım,aldığım her nefeste Alice’in o mis kokusu pek bir işlevi olmayan ciğerlerime doluyordu ve yakıyordu,acı çekiyordum.
‘Jass,kendine gel oğlum,şuanda en son kendini bırakacak olan sensin.Lütfen’ dedi ve yanıma yaklaşıp sırtımı sıvazladı.
Esme benim için bir anneden öteydi.Çünkü vejeteryanlığa alışmaktaki en zor zamanlarımda,Alice gibi o da bana destek olmuştu ve hep sırtımı sıvazlamıştı.Boyu benden kısaydı ve vücudu da minik bir yapıya sahip olduğu için sanki o benim çocuğummuş gibi duruyordu.
‘Evet,kendimi bırakmamalıyım Esme,haklısın’ dedim ve gözlerimi açtım.
Gözlerim tekrar onun o narin yüzüyle buluştu ve o kadar huzur dolu duruşuna kapılıp gittim.Birden gözlerim elindeki kırmızı ve tanıdık deftere kaydı.Israrla elinden bırakmamıştı ve merak ettim.Uzanıp diğer elindeki defteri aldım,içini açtım ve nefesim kesildi,gözlerim büyüdü ve acıyla
‘Eneas’ dedim,Esme hemen yanıma koştu ve bana soran gözlerle baktı.
‘Aman Tanrım!Bu onun defteri mi?’ dedi sesinde anlayamadığım bir şey gizlenmişti,merak!
‘E-evet.Esme bu onun bize aldırdığı resim defteri,biliyorsundur belki onun yeteneği buydu.Çizdiği resimler gerçek oluyordu.’dedim ve Esme’nin yüzüne huzurlu bir gülüş yayıldı
‘Jasper,mükemmel,bunların hepsi.’dedi ve tekrar eli sırtıma gitti,sırtımı sıvazladığında kendimi daha güvende hissediyordum.
‘Alice’ diye inledi Rose .Onun sesiyle irkildik ve defteri bir kenara bırakıp tekrar Alice’e döndüm.
‘İnanamıyorum,Jasper döndün!’dedi Emmet ve bana “bize” özgü sarılmasıyla sarıldı.(Koskoca kollarını açarak sarılır ve ayaklarımı yerden keserek sarsar da sarsardı.) gülümsedim ve hemen Rose’a döndüm.
‘Getirdiniz mi ?!’ dedi Carlisle,benden önce davranmıştı
Rose sırt çantasından çıkardığı iki şişe taze kanı Carlisle’a verdi ve geri çekildi.Carlisle Alice’in başının altına elini koyup onu biraz ayağa kaldırdı ve içmesi için bir yudum kan damlattı.Alice’imin minik ağzı açıldı ve kanın tadını aldığı andan itibaren kıpırdandı ve Carlisle de fazla fazla içirmeye başlattı.En sonunda Alice gözlerini açmadan Carlisle’ın elinden şişeyi alıp içti ve gözlerini açtı.
‘Jass!’ dedi ve ayağa fırlayıp bana sarıldı,biraz sarsılsam da onun o minik vücudu beni düşürmeye yetmemişti.Ben de ona karşılık verdim ve sarıldım.
‘Çok özür dilerim Alice,seni bırakmamalıydım,ne olursa olsun.Zaten yıkılmış bir durumdaydın ve ben de tuzu biberi oldum.Tüm yaptıklarım,sana yaşattıklarım için öz..’
‘Şşş’ dedi ve minik parmağını dudaklarıma koydu.
‘Sadece bir şey yapmak istiyorum Jass’ dedi,adeta sesi kuşların ötüşmesi gibi canlıydı.en son bu ses tonuyla ne zaman konuşmuştu hatırlayamıyordum.
Soran gözlerle baktım ve minik ellerini,yüzümü ellerinin arasına koyarak tuttu ve yüzüne o istekli ve tanıdık muzip gülüşünü yerleştirdi.Ve yaklaştı,dudaklarıma özlem ve istek dolu bir öpücük kondurdu. .
‘Gençleri yalnız bırakalım’ dedi Emmet ve ailemizin geri kalanalrı odada bizi yalnız bırakıp kapıyı kapattılar..

-Alice-
Onu neden bu kadar ertelediğimi kendime sormaya başladım,kafamdan neler geçtiğini düşünmeye başladım..En acı anlarımda bana destek olan Jass değil miydi ? Elbette oydu,çünkü o evlere şenlik yeteneği ile beni huzura kavuştururdu.
Sadece yeteneği de değil,bakışları,sözleri,duyguları ve bana hazırlayamadığı sürprizleri ile o benim diğer yarımdı.
‘Eğer bu iki genci bir elma gibi düşünürsek’ demişti peder onun ve tüm davetlilerin huzurunda bizim evliliğimizi ilan ederken ‘..geçmiş zamanda olanlar karşısında ayrıldıklarını ve reel dünyalarında bir gün buluştuklarını,birbirlerini tamamlamış olduklarının farkına varmış oluruz.Gördüğünüz gibi ikisi de birbirlerine uyumlu,uyumlu ki bunca yıldır birlikteliklerini evlilikle sonlandırıp bir daha ayrılmamak üzere birleşmiş bulunuyorlar..Umarım bu sevgi dolu aile ağacındaki siz ham meyveler tam kıvamınıza geldiğiniz de bile ayrılmazsınız..’diyerek tamamlamıştı sözlerini,o konuşmadan o kadar çok etkilenmiştim ki..Hatta Emmet orada bile herkesi kırıp geçirmişti.
‘Onları ayıracak bıçağın alnını karışlarım ’diyip elini yumruk yapıp havada sallamıştı..
Kimseler bizi ayırmamışken bizim bir bütün olmamızın önemli zamanında birbirimizden ayrılmıştık.Hala bunu nasıl yaptığımıza ve nasıl katlandığımıza inanamıyor ve hatırlayamıyorum. Jasper gerçekten tam üç aydır yok muydu?Eneas hayatımızdan ayrılalı iki buçuk yıl mı olmuştu ?
Peki ben bu zaman diliminin neresindeydim?Neden Eneas’ın da gitmesini engelleyememişken,Jasper’ı da kendi ellerimle neden o bilindik yanık kokulu ateşe yolluyordum ? Benim derdim neydi?
‘Özür dilerim’ dedim dudaklarımı onun o özlediğim iri dudaklarından ayırdım ve başımı alnına yaslayarak nefes nefese özürler dilemeye başladım.
‘Ben kendi kendime iç savaşımı verirken seni de kaybedecektim Jasper ve Eneas’dan sonra eğer sen de gitseydin arkanızdan koşarak gelirdim,benim yüzünden yandığınız ateşlerde kavrulmaktan korkmayarak gelirdim’ dedim ellerim onun saçlarının arasındaydı .Jasper’ın kolları biraz gevşedi ve söyleyeceklerini gözlerimin içine bakarak söylemek istercesine bana baktı ;
‘Sakın Alice,bana ne olursa olsun kendine asla bir zarar vermeyeceğine söz ver.’ Dedi ses tonu düzdü.
‘Asla,benden bunu isteme Jass eğer sana bir şey olursa benim sonum da belli olur,çünkü sen benim sonsuzluğumdaki tek sonsun Jasper.’ Dedim söylediklerini sindiremiyordum,beynim kabul etmiyormuşçasına başımı iki yana sallıyordum ve gözlerim de sımsıkı kapalıydı.
Avuçlarının arasına minik başımı alarak beni sakinleştirmeye çalıştı.
‘Şşş.Alice,şuanda buradayım,yanındayım sabah da yanında olacağım,ondan sonraki günler de’
‘Ben sadece o kadar az bir zaman diliminde yanımda olmanı istemiyorum Jass!Her zaman ve sonsuza kadar yanımda olmanı,benimle kalmanı istiyorum.’ dedim.
Huysuz küçük çocuklar gibi çıkıyordu sesim ama umurumda da değildi,o gitmemeliydi,onsuzluğu bırak yaşamayı düşünmek bile nefes almamı zorlaştırıyordu.Alyansımı ve parmağımı sayesinde kaldıramadığım tek taşımı öptü ve bana o güzel,engin denizleri andıran gözleriyle baktı
‘Sonsuza kadar..’ dedi ve beni her zamanki gibi tek hamlede kucağına alıp odamıza götürdü.
Perdeleri ve yaklaşık 789 kutu peçeteyi (kutular boştu) ezerek yatağımıza ulaştık ve o mükemmel gece sonu gelmeyecek şekilde başladı.
* * *
Ertesi sabah ise tek hissettiğim ve uzun zamandır söylemeyi bile unuttuğum şeydi : HUZUR..
Jass yanımdaydı,huzurla başımı çıplak ve pürüzsüz göğsüne yaslamış yatarken saçlarımla oynuyordu.
‘Seni özledim’ dedim,gözlerim huzurla kapalıydı ve nefes alış verişimde onun o mükemmel çikolata kokusunu alıyordum.
‘Ben de hayatım,ne kadar özledim bilemezsin.’ Dedi ve saçlarımdan öptü.
‘Ah!’ dedim ve yataktan sıçradım,Jass şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
‘Sorun ne Lice?’ dedi
‘Duş almam gerek Jass,çamur ve toprak parçacıklarıyla kaplıyım’ dedim huysuzca saçlarımı göstererek,rahatlamış bir şekilde gülümsedi ve
‘Ama böyle bile aklımı başımdan alabiliyorsun hayatım’ dedi ve yataktan kalkıp yanıma geldi ve dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu,üstüne kareli gömleğini giydi,gömeleğini iliklemesine yardımcı oldum ve bu sefer de ben onun dudaklarına öpücüğümü kondurdum.
Tam kapıdan çıkarken durdu ve arkasını döndü
‘Lice’ dedi arkam dönüktü,üstümdekileri çıkarıyordum
‘Hmm’ dedim ve yaptığım işleme devam ettim,tam pantolonumu da çıkarmıştım ki
‘Dün elinde tuttuğun defteri nerden buldun?’dedi Jass ve şaşırmış bir halde arkamı döndüm.
‘Ne defteri ?’ dedim,şaşırmıştım.
‘Eneas’ın defteri Lice,dün seni bulduğumda elindeydi ve hiç bırakmadın.’dedi Jass kafası karışmış gibi söylediklerini tane tane aktarıyordu.
‘Jasper,elimde defter falan yoktu ki.Kendine bir şey yapacağını gördüm ve evden ayakkabılarımı bile giymeden çıktım,nasıl geldiğimi bile bilmeden yanına vardım.Elimde defter falan yoktu ‘ dedim,nasıl yanına gittiğimi anlatırken karnıma bir ağrı girmişti.
‘Nasıl olur anlayamıyorum,Esme ile dün sen baygınken baktık Lice,hatta defter yukarıdaki odada,bakalım istersen’ dedi ve o çıplak bacaklarımla beraber yukarıdaki odaya doru ilerledik…

* * *
‘Hadi kapıyı aç Jass’ dedim sabırsızlıkla bir yandan da acaba beni bu halde kimse görecek mi diye merak ediyordum.
‘Lice,kafayı yememişimdir değil mi ?’ dedi,arkası dönüktü ve eli kapı tokmağını kavramıştı,son derece gergindi..
‘Jass’ dedim en yumuşak ses tonumla parmak ucumda havaya kalktım ve omzuna yaslanmaya çalıştım,derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı.
Yatağın kenarına doğru temkinli adımlarıyla yürüdü ve komidinin önünde durdu.Onun yanında küçük kaldığım için tam olarak önümü göremiyordum.
‘Jass orada mı ?’ dedim çok küçük titreyerek çıkan sesimle.
‘E-evet Lice,sanırım kafayı yemiyorum.’dedi ve bana hiç bakmadan kenara çekildi
İnanamıyordum!..Gözlerime inanamıyordum,be Eneas’ın defteriydi,o hiç elinden bırakmadığı ve geleceğimizi miniminnacık parmaklarıyla çizdiği defteri..
‘Bu olamaz.’ Dedim,kendimi kaybetmiştim adeta eğer gözlerimden akacak yaşlar olsaydı ve şuanda ağlıyor olabilseydim kesinlikle çok daha rahatlardım.
Defteri alıp kokladım,”O” kokuyordu,oğlum kokuyordu..Gözlerimi sıkıca kapattım ve defteri kollarımın arasına alarak sanki Enea’a sarılıyormuşum gibi,onun defterine sarıldım.
Bize ondan kalan en sevdiği hırkası,aile kolyemiz ve bu defterdi..Bundan sonra da yanımdan ayırmayacağım üç şey olarak kalacaklardı..
‘Lice,bu defter seni bulduğumda elindeydi.Nereden buldun bunu?’ dedi Jass,yanıma oturmuştu ve tedirgindi.
‘Jass,ben bilmiyorum.Dedim ya evden nasıl çıktığımı bile bilmiyordum üstelik Eneas’ın kalan eşyaları babası olduğun için sendeydi.Bana tek bir eşya bile vermemişlerdi.Üstelik bu defteri yanından bir an olsun ayırmadı ki.Bu onun “özel” defteriydi.’ Dedim ağlak sesimle.
Bir an deftere bakmak için durdum ve öylece kala kaldım.
‘Lice,iyi misin ? Bir şey mi gördün?’ dedi,uzun zamandır rahatlamadığım kadar rahatladım Jass yine iş başındaydı..
‘Ben bu defteri gördüm Jass..O yangın olduğu gün,evdeyken görmüştüm.Ben çamurlar içindeydim ve bu defteri buldum.İçini açtığım an da o yangını ve her şeyi çizdiğini görmüştüm Jass..O yüzden yetişemedim diyorum yıllardır kendi kendime. . .Jass bu defterde yaşadıklarımızın hepsi var mıdır sence?’ dedim ona acı dolu gözlerle bakarak.
‘Bilemiyorum Lice ama nasıl olur da kendi sonunu yazar ? Nasıl olur da bizi..kendisinden yoksun bırakır?’ dedi,anlayamıyordu bir türlü neler olduğunu.
‘Jass’ dedim ve göğsüne yaslanarak acı acı hıçkırdım..

Yarım saat sonra kalktık ve ben duşa o da aşağıya Emmet’ın jipini yıkamasına yardım etmeye gitti.Bir saat sonra konuşacaklarımızı ve ailemizin tepkisini bildiğim için içimdeki huzurla birlikte duşumu alıp üstüme ne giysem diye minik gardolabımın önünde durdum.(minik,evet bana göre minik bir odanın içinde minik bir dolapcık :kalp )
Birden gözüme geldiğimizden beri açmadığım valizim çarptı.Açtım ve içinden oğlumun en sevdiği kıyafetlerimi aldım,kokusunun sindiğini bildiğim için,koklaya koklaya giyindim.
Yine o mutlu aile tablosu kurduğumuz günlerden biriydi,Kosta Rika’daki evimizden çıkmış ve akşam gezmesi için yürüyüş kıyafetlerimizi giymiştik.Ben her zamanki gibi alış-verişe dalmıştım..Kendime durmadan dar kotlar ve dar elbiseler alıyordum,Jass ise Eneas ile ilgileniyordu.
‘Anne,neden hep dar giyiyorsun?’ diye sordu Eneas pusetinde biberonundaki kanı içerken.
‘Bilmem,çok hoşuma gidiyor.Sence yakışmıyor mu?’ dedim dudaklarımı büzerek.
‘Hayır anne,sen bir meleksin ve sana her şey yakışıyor.Ama tüm erkeklerin de ilgisini çekiyorsun.Babam görmesin diye ona da hissettirmiyorum.Bak şuradaki bol kotlar çok güzel.’ Dedi ve bir hamlede pusetinden zıplayarak o kendine has paytak paytak yürümesiyle kotu ve bol bir gölek alıp yanıma geldi.
Eğildim ve elindekileri alıp ona bir öpücük verdim.
‘Pekala,bakalım benim biricik oğlum da annesi kadar zevkli mi?’ dedim ve tekrar kabine girip Eneas’ın verdiklerini giyindim.(Son derece şık ve modaya uygun kot pantolon ve kısa kollu bir t-shirt)
http://images.gittigidiyor.com/1866/Lacoste-Deer-Brook-T-Shirt-BAYAN-XXL-44-K-YESIL__18665780_0.jpg
http://3.bp.blogspot.com/_rvfKL1HCBEM/R_dExSiEyTI/AAAAAAAABr0/ERySyttdLc8/s320/16688_01_d.jpg

Hemen giyinip çıkmıştım ve aynaya baktığımda gerçekten de çok hoş gözüküyordum.Doğal ve Eneas tarzı =)

‘İşte böyle giyin anneciğim’ demişti..
Yine aynılarını giyindim ve odadan çıktım.Beni ilk gören Bella oldu
‘Alice,iyisin değil mi ?’ dedi tedirgin bir ses tonuyla.Üstüme baktım ve tekrar kafamı kaldırıp Bella’ya baktım.Tedirgin,üzgün ve korkmuş bakışlarına huzur dolu bir ses ile karşılık verdim.
‘Benim hep böyle giyinmemi isterdi Bella.”İşte böyle giyin anneciğim” demişti,ve ben şuanda onun istediğini yapıyorum,o mis kokusunun dolup taştığı kıyafetlerimi giyindim ve onun yanına gideceğim,vedalaşacağım.Buradan da gideceğiz.Yine her şey eskisi gibi olacak,tek fark bir yarım hep burada ve onsuz olacak.Yasta olacağım..Evet bu doğru ama o benim hep mutlu ve huzurlu olmamı isterdi..’ dedim ağlamaklı sesimle
Bella bir adım daha attı ve bana sarıldı,sıkıca bir sarılma değildi bu.Yumuşak ve ‘omzumda ağlaya bilirsin,hep yanındayım’ denilebilecek bir sarılma..Başımı omzuna koydum ve iç çektim.
‘Alice,sen benim en berbat günlerimde hep yanımda oldun.Eğer sen olmasaydın Edward’ı kurtaramazdım.Ben sana borcumu her şekilde ödemeye hazırken lanet olası bir dans yüzünden Eneas’ı asıl ben koruyamadım.Senin biricik oğlunu korumak benim de görevlerimden biriydi..Ben tüm yaşananlar için üzgünüm ve senin yine de her şekilde yanındayım.Bunu sakın unutma küçük kardeş’ dedi ve gülümsedim.
‘Unutmama fırsat vermeyeceğine eminim.Kendini hiçbir şey için suçlama Bella..Tek suçlunun kim olduğu belli.’ Dedim ve hızla defteri alıp aşağıya indim.
* * *
‘Edward,gelin mezarlıktayım.’ Diye düşündüm,evet telefon da edebilirdim ama onların buralarda yakın avlandıklarını görmüştüm.
Onlar gelene kadar defteri açıp açmamayı çok düşündüm ama vazgeçtim,biricik oğlumun yatağına* (mezar diyecek gücü kendimde bulamıyordum) en sevdiği çiçekleri koydum.
Altın kadeh çiçeklerini..Umut anlamındaydı onlar çünkü ve Eneas bize hep umut olmuştu,zaten seramda da en sevdiği çiçek bunlardı..
http://farm1.static.flickr.com/129/407238841_2bde4c0ec4_o.jpg
Aylardan Eylül..Eneas’ın ölümünün üstünden tam 3 yıl geçti. . .Aklımdansa şarkı sözleri geçiyordu..

Summer has come and passed
(yaz geldi ve geçti.)
The innocent can never last
(masumlar asla dayanamaz)
wake me up when september ends
(eylül bitince beni uyandır)


Ben çiçekleri koyar koymaz tüm ailem karşımdaydı.Carlisle,Esme,Edward,Bella,Rose,Emmet,Reneesme,Jacob ve hayatımın anlamı Jass..
Hepsi karşımdaydı ve yüzlerindeki ifadeleri anlayamamıştım,daha doğrusu anlayacak durumum yoktu.Kollarımın arasındaki defteri sıkıca kavradım,gözlerimi ve nefesimi sıkıca tutup konuşmaya başladım.
‘Şimdi,hiç biriniz konuşmasın.Gidiyoruz,dönmemek üzere..Neden? gibi sorulara gerek yok zaten gitmemiz gerekiyor bunu biliyorum fakat “o” buradayken kımıldamayacağımı da biliyorsunuz,neyse kararımı etkileyen şey “o”nun da gitmemizi istemesi. . .’ dedim.


Ve defterin kapağını açtım….

* * *
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
~ Of"Gldof "
İnsan
~ Of


Mesaj Sayısı : 38
Vampir Gücü : 47
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 11/09/09
Yaş : 29

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 3:19 pm

Aaaaaaaa!
İlkizzzz!
Bu ne kadar uzun ve mükemmel bir bölümdü, okumamıştım bunu. lol!
Yaa,hemenn ekle devamını, çıldırıcamm yoksa ben! lol! lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allstar01
Admin
Admin
Allstar01


Mesaj Sayısı : 1077
Vampir Gücü : 1353
Rep Puanı : 7
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : ßursa

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 11:00 pm

Ay Kuziiişşş bende yeni okudum valla son bölümü Süpersiinnn I love you
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 2:44 am

Eyvallah kuzularım afro yeni bölümm..
ımmm Allah'tan umud kesilmez yeni bölüm için xD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allstar01
Admin
Admin
Allstar01


Mesaj Sayısı : 1077
Vampir Gücü : 1353
Rep Puanı : 7
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : ßursa

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 2:47 am

Demek öyle kuzum ya xD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ilkiz
İnsan
ilkiz


Mesaj Sayısı : 92
Vampir Gücü : 134
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 32
Nerden : Ankara

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 3:11 am

Kuzum translation mı yapıyım İngilizce içiin yoksa oturup hikaye mi yazayım acıyın bana daa (A)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yarı vampir
İnsan



Mesaj Sayısı : 10
Vampir Gücü : 10
Rep Puanı : 2
Kayıt tarihi : 03/03/13
Yaş : 24
Nerden : samsun

Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)   Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi) I_icon_minitimeSalı Mart 05, 2013 3:05 pm

MÜTİŞ OLMUŞ YAA! Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Anlaşılmaz (Acarpous) || 18. ve 19. Bölüm Eklendi !! (:
» Sonsuz Karanlık! (:
» ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]
» Tweaked Yepyeni Promo Resimler:)[ yeniler eklendi]
» ---> MAVİ AY!!! {Renesmee ve Jacob) JACOB'IN GÖZÜNDEN BÖLÜMLER!!! =) yeni bölüm geldi bayanlar baylar..xD

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Twilight Türkiye Fan Forumu :: Twilight :: Hayran Hikayeleri-
Buraya geçin: