Twilight Türkiye Fan Forumu
Twilight-Vampire Türkiyeye Hoşgeldiniz..
Sitemizden daha çok faydalanmak,mesajları,resimleri,videoları ve linkleri görmek için lütfen sitemize üye olunuz.
Sitemizde iyi eğlenceler dileriz.


Twilight-Vampire Türkiye Yönetimi
Twilight Türkiye Fan Forumu
Twilight-Vampire Türkiyeye Hoşgeldiniz..
Sitemizden daha çok faydalanmak,mesajları,resimleri,videoları ve linkleri görmek için lütfen sitemize üye olunuz.
Sitemizde iyi eğlenceler dileriz.


Twilight-Vampire Türkiye Yönetimi
Twilight Türkiye Fan Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Twilight Türkiye Fan Forumu
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:38 pm

Bu hikâyede iki ana karakter var. Sena ve Ceren… Bu ben ve Sena(Allstar01 yani).Telefonda mesajlaşırken birlikte hayal kurduk. Güzel bir konu olmuştu. Ben bunu taslak haline getirip toparladım ve sonra ortaya böyle bir şey çıktı. Bakalım beğenecek misiniz? XD

Not: İsimlerimizden başka bunların hiçbiri gerçek değildir.

Bölüm 1 Tanıtma:

-Ceren-
‘Bu işi mutlaka almalıyım. Bu işi mutlaka almalıyım.’Aylardır iş arıyordum ve şansım pek yaver gitmemişti. Eğer bu işi de alamazsam bu hiç iyi olmaz.'düşünüyordum. Çünkü aylardır iş aramama rağmen doğru düzgün hoşuma giden bir iş bulamamıştım. Anne ve babamı bir trafik kazasında kaybettiğimden beri kendimi derslerime vermiştim.Onları kaybettiğimden beri bana teyzem bakıyordu.Ben de onu gururlandırmak için okulumda burs kazanıp birinci oldum.Burs kazanmamın bir diğer nedeni de teyzemin maddi durumunun fazla iyi olmamasıydı.Türkiye’deki okulumda burs kazanıp büyük başarılar elde edince beni Amerika’ya gönderdiler.Sevinmiştim ama gene de fazla değil.Çünkü bu teyzemden ayrılmam gerektiği anlamına geliyordu.Ben teyzeme düşüncelerimi söyleyince benim için böylesinin daha iyi olacağını söyledi.Hem buralardan uzaklaşırsan senin için de iyi olur demişti.İşin ucunda beni gururlandırmak da var demişti gülümseyerek.Onu kıramazdım ve onu gururlandırmak istiyordum.Böylece Amerika’ya geldim.O günden beri buradayım.Tabi ara sıra onu ziyaret ediyordum ama bunun ona yetmediğini görerek ben de üzülüyordum.Sonra birgün öldüğü haberini aldım.Ağlayamamıştım bile.Çünkü ağlamamın onu çok üzeceğini biliyordum ve onu üzmeyi asla istemezdim.Onun için gözyaşlarımı hep içime akıttım.Ve bugünlere geldim.Şuan 22 yaşındayım ve iş arıyorum. Ya kuytu bir otelde sevmediğim bir işti. Ya kuytu yerde ama güzel bir işti.Ya da çok güzel bir yerde tam istediğim gibi bir işti.Ama ne yazık ki bu sonuncusunu ne zaman bulsam çoktan biri benden önce davranıp işi kapmış oluyordu.Ben bir otel işletmecisiyim.Amerika’da okuyup mastır yaptım.Ve okullarımı birincilikle bitirdim.Ayrıca İngilizceyi neredeyse ana dilim gibi konuşuyordum.Ama bu gene de Amerika’da iş bulmaya yetmiyordu.Gittikçe umutsuzluğa kapılıyordum.İşte bunun için içimden :‘Bu işi mutlaka almalıyım.’diye haykırıyordum.Bu sırada da mülakat için bana sıra gelmesini bekliyordum.

-Sena-
‘Üff sıra bana gelse de gitsem. Hiç bu kadar uzun zaman bir yerde kalamazdım.Beni sıkıntı basardı.. İngiltere’de okuyup mastır yaptım. İngilizcem ana dilim olmuş durumda. Çünkü uzun zamandır Türkçe konuşmuyorum. Tabi arada sırada arkadaşlarımla konuşmayı saymazsak. Buraya beni ailem göndermişti. Ama onları kısa bir süre önce kaybetmiştim. Artık bir yaşama amacım yoktu. İntihar etmeyi bile düşündüm ama onlar aklıma geldikçe’Hayır bunu yapmamalısın’diyordum kendime. ‘Sadece onları gururlandırmalıyım. Eminim beni güzel yerlerde görmek isterlerdi.’ Şimdi 22 yaşındayım ve istediğim yerdeyim. Tabi şu iş meselesini saymazsak. Önce İngiltere’de iş bulmayı denedim.Malesef olmadı.Bir de şansımı Amerika’da deneyim diyerek buralara geldim.Neredeyse dört aydır buradaydım ve doğru dürüst bir iş bulamamıştım.’Bu sefer olsa bari.’diyerek beklemeye devam ettim.


En son cerenbode tarafından C.tesi Eyl. 12, 2009 6:01 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:38 pm

Bölüm 2 Tanışma

-Ceren-
Bir saati aşkındır bekliyordum.Ve artık sıkılmaya başlamıştım.Sonra biri omzuma dokundu.Dönüp baktığımda esmer tenli siyah saçlı koyu kahve gözlü 1.70 Smile boylarında hoş bir kızla karşılaştım.
‘Merhaba.’dedi.
‘Merhaba.
‘Şeyy…Sürekli karşıya bakıyordunuz da…Sanırım meraklı bir insanım.’dedi gözlerini kaçırarak.Gülümseyerek karşılık verdim.
‘Önemli değil.Teşekkür ederim.Sadece dalmışım.Sanırım otel işi için geldin ha.’
‘Evet öyle’
‘Ben de o iş için bekliyorum.Ama hiç bu kadar bekleyeceğimi düşünmemiştim’deyip kafamı sallayınca gülerek cevap verdi.’Sanırım aynı durumdayız.’Cana yakın bir kıza benziyordu ve ona kanım ısınmıştı.
Sonra arkadan görevlinin sesi geldi.
‘Otel işletmeciliği için gelenler sıraya girsin.’
Birbirimize şans dileyip insanların arasına karıştık.
Mülakata girdikten sonra herkesin eline bir kağıt tutuşturdular.Heyecanla kağıdı açtım.
‘Tebrikler…İşe alındınız.Ayrıntılar için bir saat sonra yanımıza geliniz.’yazıyordu.Yazılanları görünce resmen havalara uçtum.
Kazandım.Kazandım.Kazandım.’diye bağırıp duruyordum.Herkes de bana bakıyordu.Sonra arkadan biri bana sarıldı.Dönüp bakınca yeni tanıştığım kızı gördüm.İşin garibi adını bile sormamıştım.Nasıl olsa bir daha karşılaşmayız diye sorma gereği duymamıştım.Ama şimdi karşımda durmuş bana sarılıyordu.
‘Ben de kazandım.Ben de kazandım.’Artık birlikte havalara uçuyorduk..Ne kadar bağırdık bilemiyorum.Ama etrafa baktığımda artık şaşkınlıkla bakan gözlerde kızgınlık görmeye başlamıştım.Sarıldığım kızdan uzaklaşarak’Sanırım buradan gitsek iyi olur.’dedim.
Şaşırmıştı.Kaşımla insanları gösterince o da anladı.Sırıtarak
‘Evet sanırım gitsek iyi olacak.Bazıları sevincimizi kaldıramadı.Ben de kıkırdadım.Birlikte dışarı çıktık.
‘Hadi gidip işe alınmamızı kutlayalım.’dedi.Ben de’Tamam’diyerek peşine takıldım.Gidip bir kafeye oturduk.Ben bir limonata o da bir kola ısmarladı.Mutlulukla birbirimize bakarken ilk konuşan o oldu.
‘Çok şaşkınım adını bile sormadım.
‘Ceren …’diyerek elimi uzattım.Biraz şaşırmıştı.
‘Ben de Sena…’dedi ve tokalaştık.’Sanırım Türk’sün ha.’
‘Evet.Sen de öyle değil mi?İkimiz de şaşrmıştık.Şu ana kadar İngilizce konuştuğumuzdan ve adlarımızı bilmediğimizden bir şey anlamamıştık ama şimdi her şey ortadaydı.
‘Nerelisin?’diye sordum.Tabi artık Türkçe konuşuyordum.
‘Bursa ama baba tarafım Trabzonlu’
‘Gerçekten mi ben de Trabzonluyum’ dedim.
‘Ne kadar ortak yanımız var’dedi gülerek.
‘Evet gerçekten öyle.Sen benim artık kardeşim sayılırsın.Ne de olsa hemşeriyiz.’
‘Teşekkür ederim.Beni bu kadar yakın görmene çok sevindim.’
Ondan sonra birbirimize kendimizi anlattık.Saatler su gibi akıp geçmişti.
Ben bir ara saatime baktım.
‘Ahh hayır.İş görüşmesine geç kaldık.Son bir saat.’dememle birlikte koşarak şirketin yolunu tuttuk.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:38 pm

Bölüm 3 Yolculuk Nereye Acaba????? :

-Sena-
Şirketin kapısına vardık ve doğruca mülakat görüşme odasına gittik.Sanırım azıcık da olsa bizde şans vardı.Kapıdaki son kişi girdi içeriye.Biz de oturup beklemeye başladık.O sırada Ceren ellerimi tutup sıkıyordu.Ne demek istediğini anlamıştım.’Ucuz atlattık.’Gülümsedim.Sonra onu gerçekten gördüm.Daha önce inceleme fırsatım olmamıştı.Daha çok kişiliğiyle ilgilenmiştim.Zaten kişiliği iyi değilse dış görünüşün bende hiçbir anlamı yoktu.Buğday tenli koyu kahve saçlı ela gözlü 1.75 boylarında gerçekten hoş bir kızdı.Tıpkı içi gibi güzel diye düşündüm.
Sonra kapı açıldı ve bizi içeriye çağırdılar.İçerde orta yaşlı iki adam ve bir kadın oturuyordu.
‘Buyrun’diyerek koltukları işaret ettiler ve biz de gidip oturduk.CV’mizi uzattık.Önce şöyle bir göz gezdirmeyi düşündükleri açıkça belliydi.Ama ikimizin CV’sine de hayran gözlerle bakmaya başlamışlardı.Önce kadın konuştu.
‘Hmmm….İkinizin de CV’leri çok güzel.Bu işe alınmanızın nedenini şimdi anlıyorum.Fakat sizin için vereceğimiz işi yapıp yapamayacağınızı bilemem.
‘Söyleseniz de biz de bilsek’dememek için kendimi zor tuttum.Onu yerine
‘Lütfen buyurun.Eminim yapmaktan zevk alacağımız…Kadın sözünü kesti.
‘Fazla konuşanı sevmem küçük hanım.Sadece diyeceğim şu ki…Beş yıldızlı bir oteli geçici olarak işletmeniz söz konusu.Bunu yapabilecek misiniz?’
Kadına sinir olmuştum.Ama bu işi kaçırmayı istemiyordum.Ters bir cevap vermemek için kendimi tuttum.Benim halimi gören Ceren cevap verdi.
‘Zevkle yapacağımızdan emin olabilirsiniz efendim.’dedi.
Kadın başını sallayarak’Peki.Yalnız şunu da belirtmeliyim ki hanımlar…Eğer bu işi başarıyla bitiremezseniz bu şirkette yeriniz olamaz.Çünkü o zaman size güvenimizi kaybetmiş olacağız.’dedi ve sırıttı.Önümdeki vazoyu kadının kafasına atmamak için içimden 10’a kadar saydım.Kadın resmen başaramayacağımızdan emin konuşmuştu.Tam ağzımı açmış kadına haddini bildirecektim ki Ceren benden önce davrandı.
‘Bize güvenebilirsiniz efendim.’Ceren’in yumuşak başlılığı hoşuna gitmiş olacak ki kısa kesmeye karar verdi.
‘Peki o zaman uçağınız yarın kalkıyor.Çabuk hazırlansanız iyi olur.Oteliniz Hawaii’de…
Çok heyecanlanmıştım.Hemen Ceren’e baktım.O da bana bana aynı heyecanla bakıyordu.
‘Teşekkür edip dışarı çıktık.Her ne kadar teşekkür etmek yerine o kadının kafasını kırmak istesem de…Ama neyse Hawaii’ye gidiyoruz ya harika.
Dışarı çıktığımızda sessizce birbirimize bakıyorduk.Sonra ne istediğimizi anlamış gibi ikimiz birden koşarak merdivenlerden aşağı indik.Dışarı çıktığımızda bağırmaya başladık.Ceren bana sarıldı.
‘Hawaii’ye gidiyoruz.İnanamıyorm’diyerek ben de ona sarıldım.
Şimdi iş hazırlanmaya gelmişti.Birlikte büyük bir alışveriş mağazasına geldik.Fazla paramız olmadığından birkaç parça bir şey alacaktık.Yeni işimizi kutlama niyetine…Ceren deniz mavisi çok tatlı ayrıca çok seksi XD bir bikini aldı.Ben de bakınmaya başladım.Hala istediğim gibi bir şey bulamamıştım.

-Ceren-
Ben bikinimin parasını kasada ödeyip Sena’nın yanına geldim.Hala istediği şeyi bulamamıştı.Ben ona yakışabilecek şeyleri gösterip duruyordum.O ise hiçbirini beğenmiyordu.Sonra gözüme siyah çok hoş bir bikini takıldı.Bu Sena’nın teninde çok hoş hem de çok seksi dururdu.(Beni sapık sanmayın.XD)Onu hemen kapıp Sena’nın yanına koştum.Sena halen bakınıyordu.
‘Sena…’diye seslendim.Arkasını döndü.İstediği şeyi bulamadığından çok üzgündü.
‘Bu nasıl?’diyerek elimdeki bikiniyi gösterdim.Resmen gözleri ışıldadı.
‘İşte bu tam aradığım şey’ dedi ve elimdeki bikiniyi alarak bana sarıldı.Onu mutlu görünce ben de çok mutlu olmuştum.Denedi.Sanki bikini onun için yapılmış gibi çok güzel olmuştu.Onun da parasını ödeyip dışarı çıktık.En önemli şeyi halletmiştik.Sonra da birkaç parça bir şey alıp kendimizi taksinin kollarına attık.Evlerimiz ayrı olduğundan mecburen ayrılacaktık.Ona sarıldım sonra yarın 8:00’da havaalanında buluşmak üzere sözleştip ayrıldık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:39 pm

Bölüm 4 Macera Başlıyor:

-Sena-
Ertesi sabah 7.00 gibi kalkıp duşumu aldım ve hazırlandım. Aylardan zaten hazirandı. Ve inanılmaz sıcaktı. Bu yüzden ben de kısa siyah şortumla turuncu askılı bluzumu giydim. Saçımı atkuyruğu yapıp altıma da siyah spor ayakkabılarımı giydim. Çabucak kahvaltımı yapıp bavulumu aldım. Ve taksiye binip havaalanının yolunu tuttum.
Vardığımda taksiciye parasını verip teşekkür ettim ve içeri girdim.Girmemle birlikte Ceren’i gördüm.Zaten görmemek imkansızdı.Gri şortu ve beyaz tişörtüyle gerçekten çarpıcı görünüyordu.Ona yalakalık yapmak isteyen erkekler yanında fink atıyordu.Ama o hepsini kibarca geri çeviriyordu.Ona hayranlığım daha da arttı.Ne kadar daalçakgönüllüydü.Yanına gittim.
‘Ceren hanım randevu almam gerekiyor mu?’dedim gülümseyerek.
Beni görünce çok mutlu olmuştu.Ayağa kalkıp bana sarıldı.
‘Sena…Günaydın canım.Nasılsın bakalım görüşmeyeli?’
‘İyiyim.Asıl seni sormalı?Bu kadar hayranı ne zaman edindin?Valla kıskanmaya başladım.’
Gülümseyerek:’Öyle deme Sena.Gerçekten ben bir şey yapmadım.İnsanları anlayamıyorum.Hani senin gibi güzel olsam neyse…’
Bu iltifat beni şaşırtmıştı.Demek güzel olduğumu düşünüyordu.
(Ama Ceren’in dedikleri doğruydu.Sena da esmer teni ve güzel gözleriyle gerçekten en az Ceren kadar güzel ve çarpıcı bir kızdı.)
Ben bunları düşünürken uçağımız anons edildi.Ve biz de bavullarımızı görevliye verip sıraya girdik.

Uçak gerçekten de büyüktü ve yerlerimiz yan yanaydı.En çok buna sevinmiştim.Yabancı bir yerde birbirimize desteğimizi esirgememeliydik.Ceren’in elini tuttum.
‘Macera başlıyor ha ne dersin?’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:39 pm

Bölüm 5 İlk Gün

-Ceren-
Uçaktan indiğimizde etrafımızdaki güzellikleri gördük ve hayretler içinde kaldık.Fotoğraflarda görmüştük ama bu kadarını da tahmin etmemiştik doğrusu.Masmavi deniz tertemiz bir hava yemyeşil çimenler….O kadar güzeldi ki.Taksiye binip çalışacağımız otelin ismini verdik.Gerçekten çok lüks bir oteldi.Ünlüler bile bu otelde kalıyordu.Belki onlardan biriyle tanışma şansımız olabilirdi.Ne de olsa artık bu otelin yetkili kişilerinden biriydik.

Otele girdik.Ve yöneticilerle konuştuk.Zaten onlar da bizden haberdarmış.Bize karşı çok sıcakkanlı davrandılar.Bir personel görevlendirdiler.Bize oteli gezdirip tanıtmak için yani.Gezinin sonunda hala gözlerimize inanamamıştık.İlk konuşan ben oldum.
‘Hala burada olduğuma inanamıyorum.Rüyadayım sanki…’
‘Evet burası gerçekten harika.Rüyadan da öte bir şey…’dedi Sena.
Sonra personel bizi yalnız bıraktı.Bunu biz istemiştik.Böylece otele kendi başımıza adapte olacaktık.
Önce kumsala indik.Ama orada bir karmaşa vardı.Koşarak toplanan insanların yanına gittik.İki kadın boğulmuştu.Ve kimse suni teneffüs yapmayı bilmiyordu.Bu otelin can kurtaranı neredeydi.
‘Açılın açılın…’diyerek araya girdik.Ve kadınlara suni teneffüs yapmaya başladık.Öksürmeye başladılar.Gülümsedim.Başarmıştık.Kadınları görevlilere
teslim edip alkışlar arasında oradan ayıldık.Buradaki ilk maceramızı da yaşamış olmuştuk.Havuz başına geldiğimizde bir çocuk ayağını burkmuş ve yalnız başına ağlıyordu.Gidip başını öptüm.
‘Noldu canım?Neden ağlıyorsun?
‘Ühüü…Ayağımı burktum çok acıyor…’ayağına baktım.Biraz da masaj yapıp acısını almaya çalıştım.Bu sırada Sena da buz alıp gelmişti.
‘Şimdi seni annenin yanına götürelim bakalım…’diyerek çocuğu kucağıma aldım .Annesinin yanına gittiğimizde şaşkın bakışlarıyla karşılaştık.
‘Billy…!!!!Ne oldu sana böyle?
Çocuğu annesinin yanına bırakıp konuşmaya başladım.
‘Sanırım ayağını burkmuş.Buzu bir iki saat oraya tutsanız iyi olur.Şişmesini engeller.’dedim.Annesi bize minnettar bakışlarla bakıp:’Çok teşekkür ederim.Her ikinize de.’Bu sefer Sena konuştu.
‘Ne demek efendim.Sadece insanlık görevimizi yaptık.Kim olsa aynı şeyi yapardı.’
‘Yok yok.Bu devirde sizin gibi insanlar çok nadir bulunur.Acaba isimlerinizi öğrenebilir miyim?Eminim eşim de size ayrıca teşekkür etmek ister.’
‘Peki.O zaman ben Ceren.Ceren Dilek.Arkadaşım da Sena Soğuksulu.Burada geçici olarak otel işletmeciliği yapıyoruz.’diyerek elimi uzattım.Sonra da Sena…
‘Çok memnun oldum.Sanırım Türksünüz.’
‘Evet efendim öyle.’
‘Çok ilginç.Daha önce hiç bir Türk’le tanışmamıştım.Tekrar teşekkürler.’diyerek bizi yanaklarımızdan öptü.Ve oradan ayrıldık.
‘Bir günde iki macera hiç fena değil ha.’dedim gülerek.Sena da güldü.
‘Evet gerçekten de hareketli bir gün oldu.Ama daha hiç başlamadık bile.Ayrıca şu deniz olayını da unutmuş değilim.’dedi kaşlarını çatarak.
‘Yarın ilk işimiz can kurtaranın neden orada olmadığını araştırmak olmalı.’dedim.
‘Bence de.Ama artık biraz dinlenmeliyiz.Çok yoruldum.Hatta şurada uyuyabilirim yani.’deyip uyuma numarası yapınca kıkırdamaya başladım.Sonra o da kıkırdamaya başladı.Ve kıkırdamalar kahkahaya dönüştü.Neredeyse odamıza kadar böyle güldük.
Otel 12 katlıydı.Bizim odamız ise 7.Kattaydı.Denize bakan hoş bir manzarası olan iki yataklı balkonlu güzel bir odaydı.Girer girmez odaya içim ısınmıştı.Bu odada güzel günler geçireceğimizi düşünüyordum.Yatağa atladım.Çok rahattı.Gülümsedim.
Sonra Sena’nın sesini duydum.
‘Cerenn…Ben duş alacağım canım.Yorucu bir gündü.
‘Tamam tatlım keyfine bak.’Sonra gözlerimi tavana dikerek hayal kurmaya başladım.
Mesela bu otele çok yakışıklı iki genç geliyormuş.Ama ikisi de çok yakışıklı…Biz onlarla tanışıyoruz.Ve mutlu iki aşk doğuyor.Üff benim ki de ne hayal ama .Gerçekleşmesi imkansız.Hadi gelseler bile o kadar güzel kız varken bize mi bakarlar…
Neyse sanırım biraz uyumalıyım diyerek uykunun derin denizine daldı.

(Acaba Ceren’in dedikleri imkansız mı ???? Bekleyip göreceğiz…..) XD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:39 pm

Bölüm 6 Beklenmeyen Misafirler

-Sena-
Sabah erken kalkıp personelle görüştük.Meğer uzun zamandır otelin bir cankurtaranı yokmuş.Personelle kimin ilgilendiğini sorduğumuzda bir yöneticinin ismini verdiler.Adı’Daniel Shephard’mış.Değişik bir isim. Odasını tarif ettiler.Biz de gittik.Kapıyı tıkladım.İçerden’Gel’diye gür bir ses geldi.Biz de girdik.Masanın başında oturan adam şaşırtıcı derecede yakışıklı ve karizmatik orta yaşlı bir adamdı.’Buyrun’diyerek koltukları işaret etti.Biz de gidip oturduk.
‘Merhaba genç hanımlar isminizi öğrenebilir miyim?Geleceğinizden bahsetmişlerdi.Ama acil bir işim çıktığından sizi karşılayamadım.Kusura bakmayın.’
‘Önemli değil efendim.Ben Ceren bu da arkadaşım Sena.’dedi Ceren ve sırayla tokalaştık.
’Zaten biz bu kadar sıcak karşılanacağımızı ummazdık.Sonuçta biz sadece burada geçici olarak çalışacağız.’dedim.
‘Olur mu?Sizin gibi genç güzel ve çalışkan bayanlara herkesin ihtiyacı vardır.’
Özelliklerine bir şey daha eklemeliyim.Bu adamda biraz çapkınlık da var.Her kadına böyle yapıyorsa.İşimiz var demektir.Bu sefer ben konuştum.
‘Teşekkürler efendim.Yalnız biz sizinle başka bir konu hakkında konuşmaya geldik.’
‘Buyrun.’
‘Dün buraya geldiğimizde oteli daha yakından tanımak için gezintiye çıkmıştık.Kumsala indiğimizde bir kalabalık görüp yanlarına koştuk.İki kadın boğulmuştu.Dışarı çıkarmışlar ama kimse suni teneffüs yapmayı bilmiyordu.Biz de duruma el attık.Söyler misiniz neden kumsalda bir cankurtaran yok?’
Adam çenesini sıvazlayarak düşündü.’Sanki nasıl bir bahane bulsam?’der gibiydi.Bu adamı pek gözüm tutmadı.Odadan çıkınca Ceren’e söylemeliyim diye düşündüm.Umarım o da fark etmiştir.Ama adamla güzel güzel sohbet eden Ceren’in pek bir şey fark ettiği söylenemezdi.Gerçekten iyi kalpliydi.Ama çok saftı.Etrafındaki insanları da kendisi gibi sanıyordu.Sonra adam bir bahane bulmuş olacak ki konuşmaya başladı.
‘Sanırım personelle bir toplantı yapmam gerekiyor.Bu iş en kısa zamanda çözeceğimden emin olabilirsiniz hanımlar.’Ceren biraz da cilve yaparak XD
‘Teşekkürler efendim.Bunu hallettiğimize göre biz de işimizin başına dönelim.’dedi.
‘Tabi olur ama birlikte çelışacağımıza göre resmiyete gerek yok.Sizce de öyle değil mi?Bana Daniel diyebilirsiniz.’
Ben sınayarak adama bakarken Ceren bana baktı sorarcasına.Sonra da adama dönüp’Peki siz …Yani sen nasıl istersen Daniel.’dedi.Adam Ceren’in elinden nazikçe öptü.Sonra sıra bana gelince anlamamış gibi yaparak sadece tokalaştım.
‘İyi günler’dedim soğuk bir biçimde.Ve Ceren’i kolundan tutarak dışarı çıkardım.Hışımla ona dönerek’Kızım ne yapıyorsun sen?Adam resmen asılıyordu ya bize.’
Ceren şaşırarak:‘Adam sadece kibarlık yapmak istedi Sena.Bence altında kötü bir şey aramamalısın.’dedi.
‘Ama…’sözümü kesti.
‘Bu konu burada bitsin artık.Lütfen…Ayrıca adam bizim patronumuz .İyi geçinirsek bizim için de iyi olur.Zaten adam kaç küsür yaşında.Yakışıklı olsa bile…’
Ceren’in adamdan etkilendiği belliydi.’Umarım sen haklısındır.’diye geçirdim içimden.’Umarım.’
Sonra Ceren’in neşesi yerine geldi.
‘Hadi gidip havuz başına neler oluyor bakalım.’dedi.Onun neşesini bozmak istemedim.
‘Tamam hadi gidip bakalım ayağını burkmuş başka çocuk var mı?’
İkimiz de gülmeye başladık.Kahkahalar arasında havuz başına vardık.Etrafta bir koşuşturmaca vardı.Ama nedenini anlayamamıştık.Soran gözlerle birbirimize baktık.Bir müşteri garsona’Bakar mısınız?’dedi ama garson o sırada yanından fırlayarak geçti.Müşterilerin sinirlenmesine izin vermeyerek olaya el koyduk.Sırayla siparişleri aldık ve büfeden temin etmeye gittik.Ama orada da kimse yoktu.Biz de’İş başa düştü .’diyerek siparişleri kendimiz hazırlamaya başladık.Müşterilere servis yaptıktan sonra neredeyse bir öğleden sonrayı da havuz başında garsonluk yaparak geçirdik.Ve gittikçe sinirlenmeye başlıyorduk.Burada bu işleri bizim değil garsonların yapması gerekiyordu.Ama garson olmadığından kendi işlerimizin yanında bir de garsonluk yapıyorduk.Nöbetleşe çalışıyorduk.Mesela ben otelin yıllık harcamalarına bakarken Ceren garsonluk yapıyordu.Sonra o personel listesine göz gezdirirken ben müşterilerle ilgileniyordum.Bu böyle akşama kadar sürdü.Sonra bir garson geldi.Neden ona hiçbir garsonun görevinin başında olmadığını sorunca
‘Önemli misafirlerimiz var efendim.Ve otel yöneticisi onların rahatlığı için özel talimat verdi.Herkes işini bırakıp onlar için hazırlık yaptı bu vakte kadar.’
‘Hmmm…Sanırım bu işle ilgilenmeliyiz’dedi Ceren.
‘Bence de .Hem de acilen.’
Sonra büfeyi garsona teslim edip tekrar benim gözümün pek tutmadığı Daniel Shephard’ın odasına doğru yola çıktık.Yola çıktık diyorum.Çünkü otel o kadar büyük ki.İnsanın burada kaybolması işten bile değil.Odasına vardığımızda kapıyı tıklattık.Ama içeriden ses gelmedi.Tekrar tıklatıp gene içeriden ses gelmeyince bizde kapının tokmağını çevirip içeri girdik.İçerde kimse yoktu.
‘Herhalde kölelerinin başındadır.’dedim kaşlarımı çatarak.Ceren kinayeli lafımı duymazdan gelip
‘Hadi sahile inelim.Belki oradadır.’dedi.
Sahile doğru giderken beyefendi uzaktan görüldü.Etrafa emirler yağdırıp duruyordu.Yani bize karşı takındığı kibar tutumun yalan olduğunun bir kanıtı daha.Yanına gittik.Tam ağzımı açmış konuşacakken adam benden önce davrandı.
‘Merhaba hanımlar.Bir sorun mu var?’
‘Hayır sadece….’sözümü kesti.
’O zaman beni tutmayın.İki önemli misafirim var ve akşam üstü gelecekler.Onlar gelmeden hazırlıkların bitmesi lazım.Kusura bakmayın sizinle daha sonra görüşürüz.’dedi Ceren’e bakarak.Özellikle beni es geçmişti.Pek arkadaş canlısı davrandığım da söylenemezdi hani.Bu durumu pek yadırgamadım.Ama sonra tam gidecekken arkasını döndü.Gözleri ışıl ışıldı.Tam bunun arkasında kesin bir bit yeniği var diye aklımdan geçiriyordum ki konuşmaya başladı.
‘Bu arada hanımlar…Misafirlerimizle özellikle sizin ilgilenmenizi istiyorum.Kendileri çok önemli kişilerdir.Twilight filmini izlemişsinizdir umarım.'dedi kaşlarını kaldırarak.
‘Evet.’dedik biz de kayıtsızca.
‘Bu önemliydi.Sonuçta sohbet edecek bir konunuz olmalı.İşte o filmin iki oyuncusu burada en az iki hafta kalacaklar.’dedi heyecanlanarak.'Bu otelimiz ve bizim için çok önemli.Eğer memnun kaldıklarını basına iletirlerse müşteri sayımız patlama yapacak demektir.Bunun için çok dikkatli olun.Size güveniyorum kızlar.’
Ben de: ‘Tamam biz onlarla ilgileniriz.Ama bu ne tür bir ilgilenme olduğuna bağlı.’
‘Ne bileyim .İlk geldiklerinde direk odalarına çıkartır birkaç açıklama yaparsınız.Ama bu arada sohbetinizi esirgemeyin.Güler yüz çok önemli.Daha sonraki gün etrafı gezdirir bilgi edindirirsiniz.İşte kültürel sportif etkinliklere beraber katılıp onlara rehberlik falan edersiniz.’
Başımızı sallayıp kayıtsız tavrımızı sürdürerek’Peki tamam.Siz işinize bakın isterseniz.Biz sizi tutmayalım.’dedim.
‘Tamam sonra görüşürüz o zaman.’
‘Güle güle…’
‘Vay canına diyemiyeceğim.O kadar yorgunum ki.Personele sordum.Akşam 21.00 gibi geleceklermiş.O zamana kadar sanırım biraz dinlenebiliriz.Oppss çok yoruldum.'
‘Ben de .Hadi odaya çıkıp biraz dinlenelim.'
Odaya çıktılar.Rahat bir şeyler giyip yatağa uzandılar.Konuşacak mecalleri kalmamıştı bile.Sonra ne olduğunu anlayamadan uykuya daldılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:40 pm

Bölüm 7 Yeni Görev

-Ceren-
Esneyerek uyandım.Hala akşamdı.Sonra kafama dank etti.
‘Hayııııııırrrrrr.Sena kalk geç kalacağız.Senaaaa….’
Sena gözlerini ovuşturarak:’Noluyo yaaa?Hiiii kahretsin.’diyerek ayağa fırladı. ‘Ayy nasıl da uyumuşuz.Saat kaç?’
‘Son beş dakikamız.İyi ki uyanmışım.Yoksa çok kötü olacaktı.’dedim bize işi veren kadını düşünerek.Sena da kaşlarını çatmıştı.Sanırım o da aynı kişiyi düşünüyordu.
Çabucak giyinmek gerekiyordu ama aynı zamanda şık olmak...
Gidip dolabı açtım.Ne giysem ne giysem…’diye düşünürken Sena benim yerime seçti.Beyaz mini spor bir elbise.Altına da yeni aldığım beyaz sandaletler…Evet gerçekten güzeldi.
‘Teşekkürler Sena…’
‘Bir şey değil canım.Zaten sen ne giysen yakışır güzelim benim…’
Utanmıştım.’Sen de çok güzelsin canım benim.’dedim.
Kaşlarını kaldırarak:’Moral vermeye çalıştığını biliyorum tatlım ama herkes kendini biliyor sonuçta.’
‘Hayır Sena sen de…’sözümü kesti.
‘Cerencim biraz daha benim güzelliğim çirkinliğim hakkında konuşmaya devam edersek geç kalacağız’ diyerek giyinmem için beni odanın diğer tarafına yönlendirdi.
Sonra Sena da dolabından mavi askılı elbisesini giyip altına da kahve sandaletlerini geçirdi.O kabul etmese de çok güzel bir kızdı.İçi gibi güzel…
Birlikte hafif bir makyaj yapıp dışarı çıktık ve otelin girişinde beklemeye başladık.Saat 21.15 ti.Gecikmişlerdi.Ama az sonra kapıdan sesler duyuldu.Kadın ve erkek sesleriydi bunlar.
‘Aman tanrım…………’dedim içinden.Kapıdakiler resmen Kellan Lutz ve Jackson Rathbone’du.Yanındaki kızlar da sarışın ve aynı zamanda aptal…
‘Selam bebekler…’diyerek Kellan Sena’nın yanağından makas almaya çalıştı.Sarhoş oldukları her hallerinden belliydi.Yerlerinde bile düz duramıyorlardı.Sena sakince yanağına uzanan eli tutup aşağı indirdi.Görevlilere seslendi.Görevlilerle birlikte onları 7. kattaki(evet bizimle aynı katta kalıyorlardı)odalarına taşıdık.Kızlarla odaları ayrıydı.Onları yanlarında süs getirdikleri apaçık ortadaydı.Sena Kellan’ı içeri çekti.Ben de Jackson’u içeri çekmeye çalışırken beni durdurdu ve duvara yasladı.Sonra elini yanağımda gezdirerek:’Çok güzelsin.’diyerek dudaklarını dudaklarıma gömdü.Çok şaşırmıştım.Sonra Sena’nın sesini duydum.’Hadi ama Ceren.Getir şunu da yatıralım.Jackson’u yavaşça iterek kendimden uzaklaştırdım.Sonra ondan bir ses geldi.’Özür dilerim.’Daha çok şaşırmıştım.Sena’nın biraz daha bağırmasına engel olmak için kolunu boynuma dolayıp onu sürüklemeye başladım ve yatağına yatırdım.Gülümsüyordu.Neden gülümsediğini anlamak zor değildi.Ayaklarıma kadar kızardım.Sonra Sena’ya bir şey çaktırmamak için’Hadi biz de gidip uyuyalım.’dedim.
‘Evet zaten öyle kıyamet kopmuş gibi kalktığım için çok başım ağrıyor.’dedi ve böylece odadan çıkıp kendi odamıza girdik.Birbirimizi öpüp iyi geceler dedik ve yataklarımıza girdik.Sena hemen uyudu ama ben hala Jackson’un yumuşacık öpücüğünü düşünüyordum.
‘Amaaaaan çocuk zaten şarhoştu.Sabaha hatırlamaz bile.’diyerek kendimi kandırmaya çalıştım ve uykuya daldım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:40 pm

Bölüm 8 İddaa

-Sena-
Ceren yanılıyordu. Sena hemen uyumamıştı. O da Kellan’ın kendisine gülüşünü aklından çıkaramamıştı. Ama her halükarda çocuk sarhoştu. Gerçek bile değildi.Her neyse sadece uyumalıyım diyerek uyudu.

-Kellan ve Jackson’un sabahki görüşmeleri-

Zorla uyanan Kellan Jackson’ı da uyandırdı.
‘Başım çatlıyor…’dedi Jackson.Kellan gülerek cevap verdi.
‘O kadar votkayı bir dikişte mideye indirirsen olacağı oydu.Seni uyarmıştım.’
Jackson üffleyerek’Ben duşa giriyorum.Biraz açılmama yardımcı olur.Bu arada arayan olursa…’Kellan sözünü kesti.
‘Biliyorum biliyorum.Çağrıyı devreye sokarım.Hadi yap duşunu.Sonra da ben gireceğim.’
Jackson’Tamam dostum.’diyerek banyoya girdi.

-Ceren-

Sabah uyandığımda hala Jackson’un öpücüğünü aklımdan çıkaramamıştım.Ve hala kendimi kandırmaya çalışıyordum.
‘Çocuk sarhoştu ve aklı başında değildi.Şimdi hatırlamıyordur bile.En iyisi bu olayı unutmak ve rezil olmamak için Sena’ya bile bahsetmemek.’diyerek sabah duşuma girdim.Çıktığımda Sena hala horul horul uyuyordu.Güldüm ve yanına gittim.
‘Uyan bakalım uykucu.Öğlen oldu hala uyuyorsun.’Sena esneyerek yüzüme anlamsızca baktı.Sonra da tekrar başını yastıklara gömdü.Kıkırdadım.
‘Hadi Sena daha yapacak çok işimiz var.Misafirlerimiz kalkmıştır bile.Eğer bizi bekliyorlarsa çok ayıp olur.Sonra o kadına…’derken Sena birden ayağa fırladı ve koşarak banyoya gitti.Anlamıştım.O kadına bir ders vermeyi en az benim kadar isteyen biri daha vardı.Gülerek ortalığı toparladım ve üstümü değiştim.Pembe askılı bluzumla kot şortumu giydim.Altıma da favori sandaletlerim olan kot kumaşlı sandaletlerimi.Bu kombinasyonu çok seviyordum.Kendime güvenimi artırıyordu.Sonra da saçlarımı atkuyruğu yaptım ve hazırdım.Sena kıyafet seçmede zaman harcamasın diye ona da kıyafet seçtim.Sıfır kol spor kırmızı bir gömlek altına da beyaz diz üstü keten şort.Ayaklarına da beyaz sandaletlerini geçirdi mi harika olacaktı.Gidip makyaj masasına oturdum ve kendime hafif bir makyaj yapmaya başladım.Ağır makyajı sevmiyordum.Hele boya küpüne dönmüş insanları hiç anlamıyordum.Ne var o kadar boyayı yüzüne boşaltmanın.Her neyse ben makyajımın son hamlelerini yaparken Sena da duştan çıktı.
‘Tatlım sana bir şeyler seçtim zaman kaybetmeyesin diye.Umarım beğenirsin.Yatağın üstündeler…
‘Harikasın Ceren ya.Bunlar süper olmuş.Ben de duşta hangisini giysem diye kafa patlattım.Böylece bu sorun da çözülmüş oldu.’dedi gülerek.Ben de gülümseyerek karşılık verdim .Sonra makyajım bitti ve ayağa kalktım.
Beni hayran bakışlarla süzdü.Sonra da gelip bana sarıldı.
‘Bir kraliçeden farksızsınız madam.’
‘Teşekkür ederim beni utandırma ama bir kez daha söylüyorum sen benden daha da güzelsin.’Tam ağzını açmış konuşacaktı.Be konuştum.
‘Madem üstünü giyindin.Bugünlük makyajın benden olsun.Sana çok güzel olduğunu kanıtlayacağım.’dedim ve onu makyaj masasına oturttum.
Kıkırdayarak cevap verdi.’Beni güzel yapacağım diye umarım boya küpüne döndürmezsin.’Ben de kıkırdayacaktım ama durum ciddiydi.Belli ki Sena kendine fazla güvenmiyordu.
‘Sus bakayım’diyerek onu azarladım.’Ben güzelsin dersem güzelsin demektir.İşte o kadar…’Ciddi bir tavır takınarak
‘Sen öyle diyorsan öyledir sayın hakim.Pes ediyorum.’dedi kıkırdayarak.
‘Senaaaaaaa…’
‘Tamam tamam sustum.’dedi ve ağzına fermuar çekiyor gibi yaptı.Ben gülmemek için dudağımı ısırıyordum.Neyse bu durum böyleyken makyajı bitirdim ve onu aynaya bakması için ‘Gözünü açabilirsin'dedim.Göz makyajı yaparken mecbur gözünü kapatmıştı çünkü.Gözünü açtı ve ağzı şaşkınlıkla açıldı.
‘Bu ben miyim?’diyerek yutkundu.Güldüm.
‘Tabi ki sensin.Başka kim olacaktı ki?’
Ayağa kalkarak yanıma geldi.
‘Teşekkür ederim’dedi fısıldayarak.Böyle giderse ağlamaya başlayacaktım.
‘Tamam bu kadar duygusallık yeter.Hadi bakalım iş başı.’diyerek onu kapıya yönlendirdim ve böylece odanın atmosferinden kurtulduk.Temizlik işaretini kapıya döndürerek bıraktım.Böylece döndüğümüzde odamız pırıl pırıl olacaktı.

-Kellan ve Jackson-

İkisi de duşlarını yapıp hazırlandılar.Çok yakışıklı olduklarını bilerek aynaya kibirli modellemeleriyle bakıyorlardı.Bu şöhret ve şatafata alıştıklarından bunlarsız asla yaşayamayacaklarını düşünüyorlardı.Kızları yanlarında süs niyetine getirmişlerdi.İstedikleri zaman yanlarında olur istemedikleri zaman kaybolurlardı.
‘Ama o kızlar farklıydılar.Şu otele ilk girdiğimiz zaman bize pek de yüz vermeyen kızlar.'dedi Kellan sırıtarak.En son hangi kızın onu geri çevirdiğini düşünüyordu.
’Nasıl da güzellerdi.Bir içim su resmen…Onları elde etmek kolay olmayacak.Ama biz zoru severiz öyle değil mi kanki?’
Jackson da sırıtarak:’Her zaman.’dedi.’Ama sana bir önerim var.Süreci hızlandırmak için yani.’hınzır gülümsemesiyle.
Kellan merak etmişti.’Söyle dostum.’
‘Bir iddaaya girelim.Kızlar için yani.Ben beni taşıyanı.Sen de seni taşıyan esmeri elde etmeye çalışacaksın.Hangimiz önce onunla o da isteyerek öpüşürse iddayı o kişi kazanacak.Ödül de yeni aldığımız arabalar olsun.Senin kırmızı ferrari.Benim sarı porshe.Nasıl fikir.’
Kellan bozuntuya vermeden’Dediğin gibi olsun.Ama ben kazanırsam sonun kötü olur dostum.’
‘Buyrun’dedi Jackson.İkisi de kendisinin kazanacağını düşünüyordu.Jackson zaten kızı öpmüştü.Eminim öpüşümü aklından çıkaramamıştır.'diye düşünerek sırıttı..
Kellan işinin zor olacağını biliyordu.O kız hemen kollarıma koşacak bir kız değildi.Ama şu ana kadar da cazibeme kapılmamış bir kız da yok.’diye düşündü.Beraber yanlarında getirdikleri süs kızları da alarak kumsala doğru gittiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:40 pm

Bölüm 9 Plaj Sefası

-Sena-
Odalarının kapısını tıklattık ama ses gelmedi.Sonra tokmağı çevirdim ama açılmadı.Kapı kilitliydi.
‘Sanırım kumsala gittiler.Belki orada zaman geçirirler de biz de biraz güneşlenebiliriz.’dedim.
‘Ay ne harika olur.Hadi o zaman odaya gidip bikinimizi içimize giyelim bari…’
‘Hadi’diyerek onu destekledim.Ve odaya geri döndük.Bikinilerimizi giydikten sonra yanımıza içinde güneş kremi ve havlu olan plaj çantamızı aldık.
Plaja doğru yürüdük.Plaj gerçekten çok kalabalıktı.Büyük ihtimalle de misafirlerimiz yüzündendi.Sonuçta binlerce hayranı olan bir filmde oynayan oyunculardı.Ve bu otelde de hayranlarının olması çok normaldi.
Bir kalabalık vardı.Yanlarına gittiğimizde tahminimizde yanılmadığımızı anladık.
Hayranları(ki kızlar çoğunluktaydı)etraflarını sarmış çığlık çığlığa imza ve öpücük istiyorlardı.Onlar da maşallah gösterilen ilgiden memnundular.
Ceren’in koluna dokundum.
‘Hadi Ceren .Beyefendilerin keyiflerini bozmayalım.Fırsat bu fırsat.Daha böyle bir şans ele geçmez.Gidip güneşlenelim.’
Beni onayladı.’Tamam hadi gidelim.’
Böylece kumsalda ilerlemeye başladık.Biraz daha uzakta iki boş şezlong bulup havlularımızı serdik.Sonra da güneş kremlerimizi sürdük.Ve şezlonga uzanıp güneşlenmeye başladık.On dakika kadar sonra başımızda iki gölge belirdi.Bunu hissedebiliyordum.
‘Kızlar keyif yapıyorsunuz ha’ Gözümü açıp baktığımda Kellan ve Jackson’ın yanıbaşımızda dikildiğini gördüm.
‘Özür dileriz.Sizin meşgul olduğunuzu görünce zaten çok yorulmuştuk biraz dinlenelim dedik biz de.’Birbirlerine bakıp gülümsediler.Sonra tekrar bize döndüler.
‘O zaman biz de katılalım.Tabi izniniz olursa.’dedi Jackson.
‘Tabi lütfen buyurun.’dedi Ceren.Jackson Ceren’in yanına Kellan da benim yanıma oturdu.
‘Bu arada bikiniler çok seksi.’dedi Kellan.İkimiz birden kızarmıştık.
‘Teşekkürler’ dedim.’Ne zaman geziye başlamak isterseniz haber vermeniz yeterli.’
‘O kadar da acele etmemize gerek yok bence.Önce biraz tanışalım kaynaşalım.Sonuçta en az bir hafta beraber gezeceğiz.’dedi Kellan.
‘Peki’dedim.Ben Sena.’
Ben de Ceren.’dedi Ceren.Şaşırmışlardı.
‘Türk müsünüz?’
‘Evet’dedik ikimiz birden.
’Bakıyorum çok şaşırdınız.Sanırım böyle bir şeyi beklemiyordunuz.’dedi Ceren gülerek.
Kellan söze girdi.’Evet sanırım beklemiyorduk.Ama her kıtadan insanlarla tanışmak lazım.Neyse bizim adımızı bilmiyorsunuz farz ederek biz de kendimizi tanıtalım o zaman.Ben Kellan.
‘Ben de Jackson.’dedi Jackson.
‘Tanıştığımıza memnun olduk.’dedim gülerek.
‘Sanırım biz daha fazla memnun olduk’dedi Kellan gözlerimin içine bakarak.Bir an o gözlerin maviliğinde kaybolacağım sandım.Sonra yanlış anlaşılmasından korkarak başımı başka yöne çevirdim.
‘Başka ne öğrenmek istiyorsunuz peki?’dedi Ceren.
Bu sefer Jackson konuştu.’Öncelikle şu sizli bizli halleri bırakalım.Sonuçta arkadaş olacağız öyle değil mi?’dedi.
‘Tamam peki o zaman birbirimize isimlerimizle hitap edebiliriz.’dedim.
Birden ayağa kalktılar.’Konuşurken soğuk bir şeyler iyi gider ha.Biz gidip bir şeyler alalım.Bir yere kaybolmayın kızlar.’
Onlar gider gitmez Ceren konuşmaya başladı.
‘Senaaaa….’Ona baktım.
‘Efendim.’
‘Noluyoruz?dedi gülerek.Şaşırmıştım.
‘Nasıl noluyoruz?’
‘Yani Kellan’la bakışmalar falan ne iş?
‘Ya kızım yok öyle bir şey.Sana öyle gelmiş.’Sonra gülerek konuştum.’İster misin gazozumuza ilaç atıp getirsinler.?’Ceren de güldü.
Kızım Amerika’da Yeşilçam yok.O tür şeyler ancak Türk filmlerinde olur.’dedi.
‘Olabilir yine de biz dikkatli olalım.’derken Jackson’la Kellan geldi.
‘Niye dikkatli olacakmışsınız kızlar?’Şaşırmıştık.Ani baskın oldu.Ben ne cevap verceğiz diye düşünürken Ceren hemen atladı.
‘Şey günün bu saatlerinde denizde çok denizanası olurmuş da onun için yani.’dedi.
Oppss …Ucuz atlatmıştık.
‘Hmmm…Evet sanırım dikkatli olmak lazım.Ama bir saate kadar giderler merak etmeyin.Onlar gidince birlikte denize gireriz.Hem deniz topuyla voleybol da oynarız.’dedi Jackson.
‘Olabilir.Sonuçta patron sizsiniz.’dedim.
Böyle bir saat kadar konuştuk.Aslında göründükleri kadar kibirli ve şımarık
değillermiş.Gittikçe kanım ısındı onlara.Onlarla gerçekten arkadaş olabilirdik.
Sonra denize girdik ve voleybol oynadık.Gerçekten çok eğlenceliydi.Özellikle de Kellan.Çok esprili bir kişiliği vardı.Bizi kırıp geçirdi.Ama Jackson’ın da ince esprileri vardı.Herkes anlayamazdı onları.Baya oynadıktan sonra Jackson araya girdi.
‘Yeter artık.Bu voleybolu çok uzattık.Daha farklı bir şeyler yapalım.’dedi.Hep beraber düşünürken gene fikri ortaya atan o oldu.
‘Deve güreşine ne dersiniz?’
Ceren’le ikimiz birden’Nee?’
‘Neden olmasın.Hadi kızlar.Eğleniyoruz şurada.’dedi Kellan.
‘Peki ama nasıl yapacağız bu işi.’
‘Çok kolay.Sen benim omzuma Ceren de Jackson’un omzuna çıkar.Sonra da siz yukarıda birbirinizi aşağı düşürmeye çalışacaksınız.Denize düşen kaybeder.’dedi Kellan.
‘Tamam’dedi Ceren.Onların yardımıyla omuzlarına çıktık ve dövüş başladı.

-Ceren-
Dövüş başlayınca Sena’ya uzandım.Ne yapacağımı bilmiyordum.Ama önemli olan denize düşürmekti.Çocuk gibi dövüşmeye başladık.Ben onu itiyordum.O beni…Bir ara düşecek gibi oldum.Ama dengemi düzletip tekrar düşmanın üzerine saldırdım.XD Ve sonunda Sena’yı denize düşürmeyi başardım.Jackson beni aşağı indirdi.
‘Kazandık kazandık’diye sevinç çığlıkları atmaya başladım.Jackson da aynı halde yanıma gelip’Evet senin sayende…’deyip yanağıma bir öpücük kondurdu.Afallamıştım.Ama bozuntuya vermedim.Sena’yla Kellan’ın yüzleri düşmüştü.
‘Hadi ama sadece bir oyundu.Söz bir dahakine ben düşerim.’dedim Sena’ya sarılarak.Bana baktı.
‘Söz mü?’dedi.
‘Söz’dedim gülerek.Sonra aklıma geldi.Nerdeyse akşamüstü olmuştu.Arkamı döndüm.Bir şeyler fısıldaşan Jackson’la Kellan beni görünce fısıldaşmayı kestiler.
‘Eee şeyy….’dedim.’Program biraz aksadı ama…’
‘Hiç önemli değil.Bu plaj macerası programa dahil olmasa bile biz çok eğlendik.Teşekkürler kızlar.Umarız yemeği beraber yiyebiliriz.dedi Jackson.
‘Bilmem ki’dedim Sena’ya bakarak.'Sevgilileriniz bozulmasın sonra 'dedim.
Gene birbirlerine baktılar.
'Merak etmeyin onlar bizim sevgililerimiz değil.Olamazlar da zaten.Sedece beraber tatil yapmaya geldik.'dedi Kellan.
‘Pekala’dedi Sena .’O zaman akşam yemeğinde görüşürüz’ dedi ve odamızın yolunu tuttuk.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:41 pm

Bölüm 10 Güzel Bir Akşam Yemeğini Kim Ya da Kimler Mahvedebilir ki?

-Ceren-
Odamıza çıktık.Belli etmemeye çalışsak da ikimiz de heyecanlıydık.Sonuçta ünlü olmalarını saymazsak iki yakışıklı erkek bizi yemeğe davet etmişti.
Ne giysem ne giysem diye düşünürken aklıma yaprak yeşili straplez elbisem geldi.Hemen dolabımda onu aradım ve buldum.Bu elbiseyi önceden çok severek almıştım.Ama özel davetlere pek gitmediğimden(Aslında davet gelmişti ama ben kabul etmemiştim.)giyme fırsatım olmamıştı.Elbiseyi üzerimde tutarak boy aynasına baktığımda bronzlaşmaya başladığımı gördüm.Bu elbise bronz tenin üzerinde gerçekten çok hoş dururdu.Ama ben yılın en az 11 ayı beyaz olduğumdan belki de giymek istememiştim.Onu üstüme giyip altıma da gerçekten ürkütücü gözüken beyaz topuklu ayakkabılarımı giydim.Bunların üzerinde nasıl durduğum hakkında bir fikrim yoktu.Ama alırken çok rahat gelmişti ve hala öyleydiler.Küçük beyaz davet çantamı da aldığım zaman hoş gözükecektim ama kesinlikle güzel değil.Genellikle çok güzel olduğumu söylerlerdi ama ben güzel olduğumu düşünmüyordum.Hele çok güzel hiç değil.Aynaya baktım.Ela göz…Normal bir burun…Dolgun dudaklar…Buğday ten…Belirgin elmacık kemikleri…Gayet sıradandı.Herkeste olabilecek türden bir yüze sahiptim.İnsanları anlamıyordum.Neden böyle sıradan bir yüze güzel sıfatını yakıştırıyorlardı ki.Her neyse kendime daldım Sena’yı unuttum.Ona doğru döndüğümde hala elbisesini seçememişti.İş başa düştü diyerek yanına gittim.
‘Hadi Sena daha bulamadın mı bir şey?’Yüzüme baktı.
‘Ya ne bileyim.Böyle bir yemeğe çıkacağımızı hiç düşünmemiştim.Onun için günlük şeyler getirdim sadece.’
‘Hmmm….’dedim.’Tamam o zaman benden bir şeyler bakalım.’
‘Gerçekten bunu bana yapar mısın?’Gülümsedim.
‘Tabi yaparım.Biz kardeş değil miyiz*’dedim.
‘Teşekkür ederim… Teşekkür ederim…diye bağırarak yüzüme öpücükler konduruyordu.
‘Bir bakalım’ dedim dolabıma göz gezdirerek.Sonra gözüme kırmızı bir elbise takıldı.Bu elbisenin Sena’da çok güzel duracağından emindim.Hemen onu alarak askıdan çıkardım ve Sena’ya gösterdim.O da beğenmişti.
‘Çok güzel Ceren.Çok teşekkür ederim.’deyip duruyordu.Gülerek’Hadi koş giyin yoksa geç kalacağız ‘dedim.O banyoya koştu.Ben de makyaj masasına oturup nasıl bir şey yapabilirim diye düşünmeye başladım.Değişik bir şey yapmak istiyordum ama aklıma bir şey gelmemişti.O sırada Sena fevkalade olmuş bir şekilde banyodan çıktı.Şöyle bir dönerek’Nasılım ‘dedi.
‘Harikasın canım.Elbise sana çok yakışmış.’dedim.
‘Teşekkür ederim bir tanem ‘diyerek yanağıma bir öpücük daha kondurdu.
‘Bir daha teşekkür lafı duyarsam çok kötü olacak ona göre’dedim.
‘Tamam tamam teşek…’Kaşlarımı kaldırdım.O da lafını yarıda kesti.
Sonra önüme döndüm ve yanıma geldi.
‘Ne düşünüyorsun?’
‘Bilmem.Makyajım hep aynı…Belki daha başka bir şey yapabilirim diye düşünüyordum ama gene aynı modele döneceğim gibi gözüküyor.'
‘Hmmm…Sanırım ben bir şeyler yapabilirim.Hem geçen sen bana yapmıştın.Bu sefer de ben sana yaparım.Bunu bir teşekkür hediyesi olarak alabilirsin’dedi sırıtarak.
‘Peki.Sana güveniyorum.!’
‘Sadece kendini bana bırak.Harika olacaksın söz veriyorum.Şimdi gözlerini kapat.’deyip işe koyuldu.Dediğini yaptım.
Yüzüme fırça darbeleri inip duruyordu.Ama ne yaptığı hakkında bir fikrim yoktu.
‘Tamam gözlerini açabilirsin’dedi.Gözlerimi açtım.Bu gerçekten çok hoştu.Gene hafif bir makyajdı ama gözlerim daha belirgin ve daha güzel gözüküyordu.
Tam ona dönmüş teşekkür ediyordum ki beni taklit etti.
‘Eğer bir daha teşekkür ettiğini duyarsam çok kötü olacak ona göre….’dedi.Güldüm.
‘Tamam dediğin gibi olsun ‘dedim.O da ayaklarına siyah topuklu bir ayakkabı ve siyah küçük bir davet çantası almıştı.Kendisine makyaj yaptı.Saçlarını fırçaladı.Sonra da benimkini fırçaladı.Beraber aynanın karşısına geçtik.
‘Dergi kataloglarından fırlamış gibiyiz.’dedim.
‘Evet aynen öyle ‘dedi gülerek.’Bekleyin bizi biz geliyoruz’dedi sırıtarak.
Odanın kapısını kilitleyip çıktık.Ama arkamızı döndüğümüzde güllerle kaplanmış olan yeri gördük.Aşağı doğru güller gidiyordu.Merdivenleri teker teker indik.
‘Bu ne böyle.Acaba biri kamera şakası mı yapıyor’dedi Sena.
‘Bilmiyorum.Bekleyip göreceğiz.’
Gülleri takip ettik.Otelin bahçesindeki yemek salonuna doğru gidiyordu.Ve süslü bir masada son buluyordu.Arkamızda keman sesleri duyunca döndük.Kellan ve Jackson ellerinde güllerle bizi izliyorlardı.Yanımıza geldiler.
İkisi aynı anda’Madam’diyerek Jackson benim önümde Kellan Sena’nın önünde diz çöktüler.Gülleri bize uzattılar biz de aldık.Sonra ayağa kalktılar.
‘Bu gülleri sizin kadar güzel olmasa da sizin için aldık.’dedi Jackson.
‘Teşekkür ederiz.Bizi mahcup ediyorsunuz.’dedim.
‘Lütfen…dedi Kellan.'Hadi yemeklerimizi yiyelim .' diyerek bizi masaya yönlendirdi.Sandalyemizi çekip bizi oturtturduktan sonra kendileri de karşımıza geçtiler.Sonra garsonlar gelip siparişleri aldılar.Yemek boyu konuşup gülüştük.Jackson ve Kellan sette veya günlük hayatlarında yaşadıkları komik anıları anlattılar.Hele Kellan öyle bir anlatıyordu ki.İnsanların yaptıklarını taklit edip bizi gülme krizine soktu.Gözlerimi Jackson’dan alamıyordum.O kadar yakışıklıydı ki.Yeşil gözleri ve saçları.Saçlarına bitiyordum.O saçları karıştırabilmeyi o kadar isterdim ki…İşte yemek böyle geçti.Bu süre zarfında sadece küçük sevimsiz bir olay oldu.Bir ara biz gene konuşup gülüşürken beyefendilerin süs kızları geldiler.Ama nasıl bir samimilik.Bizi yok sayarak beyefendilere sarılmalar koklaşmalar.Bize sevgili olmadıklarını söylemişlerdi.Ama sadece bir sevgili sevgilisinin dudaklarından öpebilirdi.
‘Aşkımmm.Neden bizi yalnız bırakıyorsunuz.’dedi biri Kellan’a sarılarak.Beyefendilerin keyifleri kaçmıştı.
‘Şu anda bir iş yemeğindeyiz tatlım.Daha sonra konuşsak olmaz mı?’
'Tamam o zaman gece bekliyorum’dedi Kellan’a cilvelenerek.
Sena’ya baktığımda onun da suratının asıldığını gördüm.Bunlar bizi ne sanıyordu.Çocuk mu?...Aptalca yalanlarına kanacağımızı sanmışlardı heralde.Sevgili değillermiş.Hiç bir şey demeden yerimizden kalktık.En soğuk sesimle ‘Siz keyfinize bakın beyler.Daha sonra nasılsa iş konuşabiliriz.’deyip Sena’yı da kolundan çekerek otele doğru yürüdüm.Arkamızdan ağızları açık kalmıştı.Böyle bir tepki beklemedikleri açıktı.
Odamıza girdik.. ‘Ne aptalız’dedim.Sena da çantasını yatağa fırlatarak’Katılıyorum.’dedi.
‘Bir daha iş dışında hiçbir konuda onlarla konuşmayacağız Sena.Israr ederlerse nazik ve soğukça geri çevireceğiz.Her ne olursa…Bizi de bebek koleksiyonları arasına koyamayacaklar.’
‘Asla…!!!!’dedi Sena.Banyoya girip kapıyı çarptım.Ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Nasıl da kanmıştık onlara.Aramızda bir şey olabileceğini sanmıştık.
Hele Jackson.Gözlerime bakışlarında bir ilgi görür gibi olmuştum.Sena gayet soğukkanlıydı.Belli ki etkilenmemişti.
‘Ben gerçekten koca bir ahmağım.’diyerek içimden kendime lanetler okudum.Ağlamaktan gözlerim şişmişti.Belli olmasın diye yüzüme ne kadar su çarptım bilmiyorum.Sonra banyodan çıkıp geceliğimi giydim ve yatağıma girdim.Sena uyumuştu bile…Kendime lanetler okurken uyuyakalmışım.

…………Oysa Sena uyumamıştı…………..

-Sena-
İçimden hala binbir küfür ediyordum.Ceren banyodayken az kalsın ağlayacaktım.Ama kendimi tuttum.Ağlamaya değmezdi o.Kellan…..Onu unutup sadece kendi hayatıma bakmalıyım.İşten başka hiçbir şey dedim kendime.Hiçbir şey…Asla……
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:41 pm

Bölüm 11 Plan Zamanı

-Jackson ve Kellan-

‘İşte bu kötü oldu.’dedi Kellan.Jackson da onayladı.
‘Evet hem de çok kötü.Kızları başlarından savdılar.Ve odalarına çıktılar.Kellan kravatını fırlatıp attı.
‘Kahretsin.Üff Mary ve Tina’yı acilen göndermemiz lazım.Sakız gibi yapıştılar mı bir daha bırakmıyorlar ya.’
‘Haklısın.Ama gerçekten kızlara hak veriyorum.Onlara sevgili olmadığımızı söylediğimiz gün yalanımız ortaya çıktı.'dedi Jackson.
'Mary de hiçbir fırsatı kaçırmayıp ağzıma yapışıyor.Önceden hoşuma gidiyordu.Ama bugün hiç hoşuma gitmedi.Hem de hiç.’dedi Kellan.Kaşları çatılmıştı.
‘Onları kendimizden iğrendirmenin bir yolunu bulmalıyız.Ne bileyim.Bizden uzaklaşmalarını sağlayacak bir şey.Yoksa planlarımız suya düşecek ona göre kanki.’
‘Haklısın ama ne?’dedi ve birlikte kara kara düşünmeye başladılar.

Fazla zaman geçmemiş ve bulmuşlardı.Planları başarıya ulaşırsa önlerinde fazla bir engel kalmayacaktı.

Mary ve Tina’nın odasını tıklattık.Fazla beklememize gerek kalmadan kapı açıldı.Tina kapıyı açan kişiydi.(Bu arada not eklemeliyim.Mary Kellan’ınki.Tina da Jackson’ınki. XD)Bizi hemen içeri aldılar.Nasıl bir ortam yaratmışlardı böyle.Loş bir ortamdı.Ve oda mumlarla aydınlatılmıştı.Bekleyeceğiz dediklerinde yalan söylemiyorlardı demek ki.Resmen iç çamaşırlarıyla bizi beklemişlerdi.’Başka zaman olsa kesin kalırdım’diye düşündü Kellan sinsice sırıtarak.Ama gitmeliydik.Daha gönülleri alınması gereken iki kişi vardı.Gelip boynumuza sarıldılar.Ve dilleriyle erotik oyunlar oynamaya başladılar.(Ben sapık değilim senaryo gereği özür dilerim XD)Dudaklarımıza yanaklarımıza alınlarımıza kısa baştan çıkaran öpücükler konduruyorlardı.
Kendimizi tutmalıydık.İkimiz birden kızları ittik ve’Bizi rahat bırakın.Bugün itibariyle buradan gidiyorsunuz kızlar.Sizinle işimiz bitti.’dedi Kellan.
Kızlar şaşırmış bir şekilde bize bakıyorlardı.
‘Siz ne diyorsunuz.Şaka mı bu?’
‘Hayır tatlım .Hadi bavullarınızı toplayın.’
‘Bunu bize yapamazsınız.’
‘Üzgünüz ama bu kadar.Sizden sıkıldık anlamıyor musunuz?Hadi hadi biraz çabuk olun.Sabaha gitmiş olursunuz umarım.Yoksa kötü şeyler yaşabiliriz anladınız mı?’dedi Kellan en korkutucu haliyle.İşe yaramış olmalıydı ki kızlar bir adım geri çekildiler.
‘Pe-peki.Tamam sabaha gi-gitmiş oluruz merak etmeyin.’
‘İyi ‘dedi Jackson.İstediği zaman o da korkutucu olabiliyordu.Twilight’a seçilmelerinin nedenlerinden biri de buydu zaten.Sonra da odadan çıktılar.
‘Çak bir tane.’dedi Jackson.Çakıştılar.
‘Oğlum biz bu oyunculukla Oscar’ı almamız yakındır.’dedi Kellan.
‘Ona ne şüphe.!!!’dedi Jackson.’Kesin alırız.’
İlk engel kalkmıştı ama işin zor kısmı şimdi başlıyordu.Ceren ‘le Sena’nın kalplerini nasıl kazanacaklardı?Gerçek zaferi bunu yaptıklarında kazanacaklardı.Ama nasıl?????

Sanırım bulmuştuk ama işe yarayıp yaramayacağını bilmiyorduk.Fakat denemekten zarar çıkmaz değil mi?Şimdi sıra bunu uygulamaya koymaktı.Gidip bol renkli karton aldılar.Bir de güzel iki çiçek.İşte…Bunun işe yaraması lazımdı.Gidip odalarının önüne çiçekleri bıraktık.Tam karşı duvara da birkaç karton yapıştırdılar.Birinde ‘Özür dileriz.’
İkincisinde’Ayrılmıştık ama onlar ısrar ediyorlardı.
Üçüncüsünde’Lütfen bizi affedin.
Dördüncüsünde de ‘ kalpp ’ sembolü vardı.
Sempatik bir özür dileme tarzıydı.’Umarım işe yarar.’dedi Jackson başı önünde.
Kellan sırıtıyordu.’Ne o yoksa Ceren’e vuruldun mu?Kabul ediyorum gerçekten güzel kız ama iddaayı unutma’diyerek Jackson’ın omzuna vurdu.
‘Saçmalama sadece hoş kız ve de iyi niyetli.Sena da öyle.Bu işi mümkün olduğunca onları üzmeden yapalım Kellan.
‘Kusura bakma ama Jacky.Acaba kızlarla sevgili olup onları öptükten sonra ‘Bu bir iddaa’ydı diyerek ayrılınca üzülmemelerini nasıl beklersin.
‘Haklısın’dedi Jackson.’Ama belki gerçekten sevgili olsak…’
‘Saçmalama Jackson.Bu bir iddaa.İşini ciddiye alma.Ayrıca hadi kızlara vurulduk diyelim.Sıradan bir kızla çıkınca şöhretimiz nasıl büyük bir yara alır biliyor musun?Sıradanı geçtim.Hem de ciddi bir sevgiliyle…Özellikle kız hayranlar yüzünden düşüş yaşarız.Bunu mu istiyorsun.’dedi kaşlarını kaldırarak.
‘Tekrar söylüyorum.Gene haklısın.’dedi Jackson Kellan’a.
‘Bu kararda beraber olduğumuza göre hadi gidip yatalım.Çok yorucu bir gündü.’dedi Kellan.Jackson da:’Hadi ‘diyerek onu tasdikledi.Gidip yattılar.Ama olacaklardan habersiz….

Acaba yeni bölümde neler olacak?
Mary ve Tina bu kadar çabuk mu pes edecekler yoksa daha maceradan çekilmeye hazır değiller mi?
Kızlar sabah özür gösterisini görünce yelkenleri suya indirecekler mi ?
Hepsi bir sonraki bölümde….


En son cerenbode tarafından C.tesi Şub. 13, 2010 2:08 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:41 pm

Bölüm 12 Çelişkiler

-Sena-
Sabah uyandığımda hala sinirim geçmemişti.Ama artık bu halimden kurtulmalıydım.Sonuçta önemli bir işim vardı.Elimden geldiğince de bu süreçte Ceren’e destek olmalıydım.Çünkü o benden daha fazla etkilenmiş gibiydi.Yani sedece benim dışarıya yansıttığım kısmıyla karşılaştırılırsa…
İnsanlar benim çok soğukkanlı olduğumu söylerlerdi.Ama içimde yaşadıklarımdan kimsenin haberi yoktu.Ailemi kaybettikten sonra üzüntümü acımı hep içime attım.İnsanlar benim hep neşeli halimi gördüler o günden sonra.Çünkü daha fazla üzülmeye dayanamayacağımı hissetmiştim.Gözyaşı benim için çok uzaklarda kalmıştı artık.Ve asla olmayacaktı.
Ama dün gece neredeyse ağlamanın eşiğine gelmiştim.Ve bunu bana yaptıkları için yapanlara karşı nefretim daha da körüklenmişti.Artık unutma zamanı…Sadece işim ve Ceren…Başka hiçbir şey yok.
‘Şimdi duş almalıyım.Sinirimi geçirir belki.’diyerek banyoya girdim.

-Ceren-
‘Jackson…!!!!!’diyerek uyanmıştım.Hemen etrafıma bakındım.’Ohh..’Şükürler olsun ki Sena odada değildi.Su sesleri geliyor.Sanırım duşta…
Onun adını nasıl ağzıma almıştım ki.Beni hayal kırıklığına uğratan zampara adamın tekiydi.Neden bu kadar etkilendim acaba? Ben sadece bir yakışıklılık için kul köle olacak kadar aptal değildim.Ama onda beni çeken bir şeyler vardı.
Her neyse bunun hiç önemi yok.Artık istesem de böyle bir şeyin olmasına izin vermeyeceğim.Sadece iş ve Sena…Tekrar ediyorum sadece iş ve Sena…

-Sena-
Duştan çıktığımda Ceren’i yatağının üzerinde düşünür halde buldum.Neşeli ifademi takınarak’Ne o fıstık.Karadenizde gemilerin mi battı?’
Onu gülümsetmeyi başarmıştım.
‘Hayır canım .Sadece......Boşver unut gitsin.’Yanına gidip oturdum.
‘Tatlım ne düşündüğünü biliyorum ama adamların ne olduğunu gördük.Şimdi bile bile kollarına mı koşacağız?Nerede kaldı bizim gururumuz haysiyetimiz?’
Bana itiraz etmek için havaya kalkan elleri kucağına düştü.
‘Haklısın.Hemde sonuna kadar…Bana destek olduğun için teşekkür ederim kardeşim.’
‘Biz kardeşiz öyle değil mi?’dedim ona sarılarak.O benim hayattaki tek varlığımdı artık.Başka samimi olduğum kim vardı ki hayatta.Bir tek o. Ceren.Yani kardeşim…
‘Hadi üstünü giy de kahvaltıya inelim.Karnım guruldamaya başladı.’dedi Ceren.
‘Tamam bekle’diyerek koşup üstüme bir şortla bir tişört geçirdim.Sonra da saçımı fırçaladım.Ceren askılıyla şort giymişti.Saçını da atkuyruğu yapmıştı.
‘Hadi ‘dedim ve birlikte kapıya yöneldik.Kapıyı açtığımda yürümeye başlamıştım ki.Ceren’in suratında şaşkınlık acı üzüntü ifadelerinin sırayla geçmesini izlemek için durdum.
‘Ceren ne oldu?’hiçbir şey demiyordu.Sadece yere bakıyordu.Onun baktığı yere doğru başımı çevirdim.Anlamıştım.Salaklar…Sonra da duvardaki kartonları gördüm.'Özür dileriz.Ayrılmıştık ama onlar ısrar ediyorlardı.Bizi affedin.Falan filan…'
Bizi saf mı sanıyordu bunlar.Aptal şeyler…İki çiçekle sempatiye kollarına koşacağımızı sanmışlardı heralde.Daha çok beklerlerdi.Ceren’e dönerek’Hadi şu işi halledelim’dedim.Hiçbir şey demeden beni onayladı.Beraberce çiçekleri ayaklarımızla ezdik.Kartonları duvardan kopartıp yırttık.Ve hepsini öylece çöpe attık.Rahatlamıştım.Aynı şeyin Ceren için de geçerli olduğunu biliyordum.Böylece asansöre yönelerek kahvaltıya indik.

-Kellan ve Jackson-
Kızların yaptıklarını gizli bir köşeden izleyen Kellan ve Jackson hayal kırıklığına uğramışlardı.
‘Bu kızlar çok farklı.’dedi Kellan.
‘Ve gerçekten çok gururlular.’dedi Jackson.
Kellan pes etmemişti ve etmeyecekti.Bu iddaayı kazanmak için elinden ne geliyorsa yapacaktı.
‘Kanki sanırım başka bir yol bulmamız gerek.Kahvaltıya inelim.Belki midemiz yemek görür de beynimiz çalışırsa bir şeyler bulabiliriz.’dedi Kellan.
‘Tamam gidelim.Umarım kafamızı kırmazlar.’
‘O kadar da değil.Ama gene de şüpheliyim.’dedi Kellan sırıtarak.Jackson karşılık vermek istedi ama o gücü kendinde bulamadı.Galiba Kellan haklıydı.Ceren’e vurulmuştu.
‘İddaanın canı cehenneme…’diye düşündü.Sadece onu istiyordu.Ve kendisini affetmesi için elinden geleni yapacaktı.

-Mary ve Tina-

Akşamdan beri kendilerini içkiye vermiş olan kızlar kendilerinden geçmişlerdi.Bir ara uyanır gibi oldular.Tina Mary’i sarsarak uyandırdı.
‘Haaadiii Marrrryyyyy …Kaaalllkkkkk arrrrttıııkkkkk….Buraaadannnn gitttmeeeliiiiyiiiizzzzz....Bunları söylerken bir yandan da sallanıyordu.Dik duramıyordu ki.
Mary kalktı ama o pek içkiden etkilenmemiş gibiydi.Gözleri nefretten kıpkırmızı olmuş bir halde Tina’ya baktı.Onun bu halini gören Tina ürkmüştü.Sonra Mary konuşmaya başladı.
‘Bunu onların yanına mı bırakacağız yani.Hadi Tina.Bunu onlara ödetmeliyiz.Bizi kirli bir peçete gibi bir yana atamazlar.’Tina’nın bir an için uçup giden öfkesi tekrar yerine gelmişti.
‘Evet kesinlikle bunu onlarla ödetmeliyiz.Ve benim aklıma bir şey geldi.’dedi sinsice sırıtarak.

-Sena-
Kahvaltıya indiğimizde Ceren’in yüzü hala solgundu.Onu üzmek istemiyordum ama böyle üzgün olmasına da dayanamıyordum.
‘Tatlım lütfen böyle yapma.Bak sana ne diyeceğim.Başka iş mi yok.Bırakıp gidelim buraları.Onlardan uzak kötü anılardan uzak.Ha ne dersin?Bir umut bakıyordum.Ama bir etkisi olmamıştı.Biraz düşündü.Sonra da konuşmaya başladı.
‘Sena bunu sana yapamam.Sırf benim yüzümden hayatının mahvolmasına izin veremem.Bu işin bizim kariyerimiz için harika bir fırsat olduğunu biliyorum ve bunu başarmalıyız.Buraya ne amaçla geldiğimizi hatırlamalıyız.’Onu hayranlıkla izliyordum.Ne kadar güçlüydü.Çok acı çekmesine rağmen hem beni düşünüp hem doğru kararlar alabiliyordu.
‘Artık unutup hayatımıza devam edelim.Çünkü başka şansımız yok.’Gözleri yaşarmıştı.Ama kendini tutup ağlamayacağını biliyordum.Uzanıp elini tuttum ve sıktım destek olmak istercesine…

Kızlar dediklerini yapacak gücü kendilerinde bulabilecekler mi?
Kellan ve Jackson 'ın bir sonraki planı ne?
Acaba planları işe yarayacak mı?
Ya Mary ile Tina'nın kötü planlarıı....
Hepsi bir sonraki bölümde....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:42 pm

Bölüm 13 Görev Kendini Affettirmek

-Ceren-
Bu böyle bir hafta devam etti.Kendilerini bize affettirmek için ellerinden geleni yaptılar.Ve bunları yaparken bazen çok komik oldular.Jackson kendini affettirmede o kadar istekliydi ki.Sena olmasaydı ne yapardım bilemiyorum.Herhalde ona tekrar kanardım.Ve tekrar geri dönülemez bir biçimde sarsılmış olurdum.Kararımdan dönmemeliydim.İlk amacım bu olmalıydı.

Bunun dışında otele alışmıştık.Personel de bize…Bu iki sevimsizle olanlar hariç hayatımız çok güzeldi.Sabah kalkıp kahvaltı yapıyor.Akşama doğru işimizi bitiriyor.Sonra plaja inip güneşleniyor.Akşamda sakinliğimizi koruyup yemeğimizi yiyor sonra da rahatlamış halde odamıza çıkıyorduk.Ama bazen uykumuz kaçıyordu.Biz de sahile inip orada biraz yürüyorduk.O akşamları gerçekten çok seviyordum.Ve yürüyünce kendimi daha dinç hissediyordum.Gene öyle bir akşam uykumuz kaçmış ve sahilde yürüyüşe çıkmıştık.Etrafta kimse olmadığından sadece dalgaların sahile vuruş sesi vardı.Sonra arkamızda tıkırtılar duyduk.Dönüp baktığımızda ise kimse yoktu.
‘Herhalde kedidir.’dedim.
‘Herhalde’dedi Sena.Ama tıkırtıların kediden geldiğine pek inanmamış gibiydi.Yürümeye devam ettik.Sonra tekrar tıkırtılar duyduk.Ve bir ses…
‘Üff…Kahretsin.’diye bir fısıltı duymuştuk.Etrafa göz gezdirirken ağacın arkasında karartılar gördüm.
‘Sanırım davetsiz misafirlerimizi buldum.’diyerek Sena’nın elinden tutup ağaca doğru yürümeye başladım.Ağacın arkasına geçtiğimizde misafirlerimizin tanıdık olduğunu gördüm.Kimler olabilirdi ki? Jackson’la Kellan…Bizi görünce ne yapacaklarını şaşırdılar.Onları daha fazla zora sokmamak için Sena’yı kolundan çekerek yürümeye başladım.Arkamızdan koştuklarını duydum.
‘Kızlar lütfen dinleyin.’
'Sizi dinlemeyi bırak sesinizi bile duymak istemiyoruz.’Sonra biri beni kolumdan tutup kendine çevirdi.Tabi ki Jackson’du.Yüzlerimiz o kadar yakındı ki soluğunu yüzümde hissedebiliyordum.
‘Lütfen bana bir şans ver.Sadece beş dakika.’
‘Seni dinlemek istemiyorum Jackson.Benden uzak dur tamam mı?’
O sırada Sena’nın çığlıklarını duyup ona bakan yüzümü çevirdim.
‘Bırak beni tamam mı gerizekalı.Bunu sana ödeteceğim.’diyerek kendisini omzuna atmış olan Kellan’ı yumrukluyordu.Jackson’a dönerek’Onu nereye götürüyor?’
‘Sadece konuşmak istiyor.Benim gibi…’
‘Konuşmanı istemiyorum Jackson.Sadece susup önümden çekilmeni istiyorum.’
‘Kızlar bizim için bir şey ifade etmiyordu Ceren.Onlara karşı içimizde bir sevgi kırıntısı bile dahi yoktu.Bana inanmalısın.’Gözlerinin içine baktım.
‘Sana inanmayı o kadar çok isterdim ki.Ama inanmıyorum.Ve de inanmayacağım Jackson.Şimdi lütfen çekil yolumdan.’Hiçbir şey demeden sessizce bana baktı.Sonra ani bir baskınla dudakları dudaklarıma hücum etti.Çırpınıp kurtulmaya çalıştım.Ama nafile…Sonuçta benden bin kat güçlüydü.Ben çırpındıkça o öpüşünü daha da sertleştiriyordu.Çaresizce beklemeye başladım.Sonra dudaklarımız ayrıldı.Bana baktı.Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken tekrar dudaklarımız birleşti.Ama bu seferki öpüşünde öfke yerine sevecenlik ve tutku vardı.Farkında olmadan ona karşılık vermeye başladım.Kalbim beynime ihanet ediyordu.Onu istiyordum..Her nasıl biri olursa olsun.
Bu böyle ne kadar sürdü bilmiyorum.Başını kaldırdığında yüzünde bir gülümseme gördüm.Ama ben bunu bir zafer gülümsemesi olarak aldım ve onu ittim.Zaten sahilde kaldırım yaptıklarından deniz kaldırımın altında kalıyordu.Ben onu itince ‘Ahhhh….’diye bağırarak denize düştü.Aman Tanrım ben ne yaptım? Akşamları deniz korkunç derecede soğuk olurdu.Eminim donmuştur diye düşündüm.Sonra düştüğü yerde oluşan baloncuklardan bir kafa çıktı.Ohh Jackson….
‘Jackson özür dilerim.Çok özür dilerim.Seni asla bu duruma düşürmek istemedim.’dedim ve koşarak otele gidip personelden bir battaniyeyle havlu aldım.Ve tekrar koşarak sahile döndüm.Jackson denizden çıkmış tir tir titriyordu.

Battaniyeyi bedenine sarıp havluyla saçlarını kurutmaya çalışırken bir yandan da konuşuyordum.
‘Jackson çok ama çok özür dilerim.Çok üzgünüm.Asla bunu yapmak…’
Titreyen ellerini dudaklarıma bastırarak beni susturdu.
‘Şşşttttt…Sadece sarıl bana…’Dediğini yaptım ve ona sarıldım.Hayalimde binlerce kez ona sarıldığımı hayal etmiştim.Ama hiç bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim.

-Sena-
Kellan sessiz ve kuytu bir yer bulana kadar yürüdü.Bu süre zarfında da beni bir heybe gibi omzuna atmış olduğundan onu yumruklayıp duruyordum.
‘Bırak beni kas yığını.Eğer güçlerimiz eşit olsaydı suratının ortasına bir yumruk yerdin.’Bir ağacın yanına geldik ve beni yere bıraktı.Artık ağaçla Kellan’ın arasındaydım.
Sırıtarak yanıma geldi ve’Bak güzelim bazı şeyleri açığa kavuşturmamız lazım.Sen çok inatçısın diye buralara geldik.Çünkü başka türlü konuşmama izin vermedin.’Sonra bana iyice yaklaşmaya başladı.Ben de geri geri yürümeye başladım.Ve sonra sırtımın ağaca değdiğini hissettim.İyice bana yaklaştı ve sırıtarak ‘Yolun sonuna geldik.Ha tatlım ne dersin?’
‘Üff…Senden nefret ediyorum.’
‘Bak Sena.Artık konuşmaya başlamanın zamanı geldi.Şimdi ben sana beni affetmenin nedenlerini söyleyeceğim.Sen de sayacaksın.Anlaştık mı?’dedi.Bu pişkinliği iyice sinirime dokunduğundan işe yaramayacağını bile bile karnına bir tekme savurdum.Ki öyle oldu.
‘Tatlım bu işi zorlaştırıyorsun.Lütfen beni dinle.’dedi ellerini ağaca yaslanmış olan başımın iki yanına koyarak.Bu hareketiyle kaçacak yerin yok der gibiydi.Pes edip başımla onayladım.Ve konuşmaya başladı.
‘Öncelikle o kızlarla bizim bir alakamız yoktu.Ayrılmıştık ama nolur tekrar sevgili olalım diye bize yalvarıyorlardı.Zaten onları bir hafta önce buradan yolladık.Planlarımızı bozan onlardı.Sizi sevdiğimizi anladığımız anda onlar bizim için bitmişti zaten.Ki akşam yemeğinde gelip huzurumuzu bozmasalardı eğer o akşam size söyleyecektik.’diyerek dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu.Hareketsiz kaldım.
‘Sizden başkası yok bizim için.’deyip bir kısa öpücük daha kondurdu dudaklarıma.
‘Kalbimiz sizin için atıyor bundan sonra.’Tüy gibi bir öpücük daha.
‘Sensiz yaşayamam Sena.Nolur affet beni.’diyerek tekrar dudaklarıma yaklaştı.Bu sefer de kısacık bir öpücük beklerken hiç de beklediğim gibi olmadı.Kollarıyla belime sarılıp beni kendine çekti.Ben de kollarımı boynuna dolayıp öpücüğüne karşılık vermeye başladım.Ona inanmak istiyordum.Ve inanıyordum….

Kızlar çok mutlular...Bir kez daha hayal kırıklığını nasıl karşılarlar sizce?
Acaba iddaa gerçeği su yüzüne çıkınca kızlar ne yapacak?
Mary ve Tina 'nın planı hala ortada yok.Yoksa ani baskın mı yapacaklar?
Hepsi bir sonraki bölümde....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:42 pm

Bölüm 14 Konuşulacak Konular Var

-Jackson ve Kellan-
Kızlarla barıştıkları gece beraber odalarına döndüler.Ama ikisinden de çıt çıkmıyordu.Sanırım iddaa sona ermişti.Sadece kızları öptükleri saati söyleyeceklerdi.Ve ilk öpmüş olan kazanacaktı.Böylece geri dönmemek için bir neden kalmayacaktı.Önce Jackson konuştu.
‘Bak Kellan.İddaanın canı cehenneme tamam mı? Ben Ceren’i seviyorum ve bu iddaanın ilişkimizi mahvetmesine izin vermeyeceğim.Arabamı alabilirsin.Kazanmış olmam bile umrumda değil anlıyor musun?’ Tek kelime etmeden Kellan Jackson'ın yüzüne baktı ama yüzünde şaşırmış gibi bir ifade yoktu.Konuşmaya başladı.
‘Jackson.Ben hak etmediğim bir şeyi bu zamana kadar almadım.Almam da zaten…Ama yeni yeni anlamaya başlıyorum ki…’Biraz duraksayıp derin bir nefes aldı.’Bak dostum sanırım sana hak veriyorum.Ceren’i seviyorsun ve sanırım ben de….’Sustu.Söylediklerini hazmetmeye çalışıyordu.
‘Sanırım ben de Sena’yı seviyorum.Bu nasıl oldu bilmiyorum ama bunu itiraf etmeliyim.Artık ondan uzak duracak gücüm kalmadı.İddaayı unut gitsin.Bu konu hakkında kızlara tek kelime etmeyeceğiz.Yoksa bizi hayat boyu affedeceklerini sanmıyorum.Onları seviyoruz şu anda tek gerçek bu…’

-Sena-
İki hafta ne çabuk geçmişti.Dördümüz harika iki çifttik.Sabahları beraber kahvaltı yapıyor.Gülüp eğleniyor.Sonra denize giriyor.Biz işlerimizi yaparken de onlar bize yardımcı olmaya çalışıyorlardı.Akşamları da bazen romantik bazen eğlenceli yemekler yiyorduk.İşte böyle koca iki hafta geçmişti ve bu zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştık.Ama onlar ilk geldiklerinde burada en fazla iki hafta kalacaklarını söylemişlerdi.Ve bu süre çoktan aşılmıştı.İçten içe onlardan nasıl kopacağımızı düşünürken çok acı çekiyorduk.Son günlerde bu konuyu Ceren’le çok konuşmaya başlamıştık.Fakat beyler bu konuda tek laf etmiyorlardı.Sanki sonsuza kadar beraber olacağız gibi bir hava içindelerdi.
Gene böyle bir günün sonunda beraber yemek yiyecektik.Hazırlanmak için yukarı çıkmış olan biz aşağıya indik.Bu konu bu akşam konuşulacaktı.Başka çare yoktu.Güzelce süslenmiş bir şekilde aşağı indik.Takım elbiselerini giymişler.Bütün yakışıklılıklarıyla bize bakıyorlardı.Hayran gözlerle bizi süzdüler.
‘Prenses….’dedi Jackson.Ve sonra Ceren’in elini nazikçe öptü.Aynı sahne Kellan ve benim aramda da tekrarlandı.Sadece kelime farklıydı.
‘Tatlım…’
Onun ağzından dökülen bu güzel kelimeleri her şeye değişebilirdim.Onu o kadar seviyordum ki.Ama bu güzel kelimelerle beni konuşmaktan vazgeçiremezdi.
Beraberce masaya oturduk.Orkestra harika parçalar çalıyordu.Dinlerken kendimden geçmiştim.Sonra Kellan konuşarak beni dünyaya indirdi.
‘Güzeller.Hadi biraz yemek yiyelim.Karnım gurulduyor…’dedi gülerek.O gülünce bizde gülümsememize engel olamadık.Etrafa neşe saçıyordu.
Yemeklerimizi sipariş ettik.Çok güzel geçen gecemizin yavaş yavaş sonuna geliyorduk.Ben de Ceren’e baktım.Konuşma zamanı gelmişti.Hafifçe başını salladı.Ben de konuya girdim.
‘Çocuklar bizim sizinle konuşmak istediğimiz bir konu var.’dedim.Birbirlerine baktılar.’Ne olabilir ki?’dercesine.
‘Sizi dinliyoruz.’dedi Jackson.Ceren konuştu.
‘Siz buraya gelmeden önce burada iki hafta kalacağınızı otele bildirmiştiniz.Tabi planlarınızda biz yoktuk.Fakat biz en az temmuzun sonuna kadar buradayız.Ve şu an daha temmuzun başı sayılır.Buraya para ödüyorsunuz.Ve size zorluk çıkartmak istemiyoruz.’deyip başını önüne eğdi.Daha fazla konuşamayacağını anlayıp lafa girdim.
‘Evet.Bizim yüzümüzden kendinizi burada kalmaya zorunlu hissetmenizi istemiyoruz.İstediğiniz zaman buradan ayrılabilirsiniz.’dedim.Bunları derken kendi ses tonuma şaşırmıştım.Ne kadar soğukkanlı bir konuşma olmuştu.
Tekrar birbirlerine baktılar.Kellan atladı.
‘Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Ayrılalım diyorsunuz öyle mi?’Tam konuşacakken lafımı ağzıma tıktı.
‘Bakın biz buraya gelirken planlarımızda siz yoktunuz doğru.Ama artık varsınız.Ve ona göre hareket etmeye hazırız.Para sorun değil.Burada sizinle olduğumuz sürece istediğiniz kadar kalırız.Siz bizim her şeyimizsiniz.’Başta sinirli olan sesi konuşmasının sonlarına doğru yumuşamıştı.
Konuşmayı Jackson devraldı.’Öncelikle biz size sormalıyız sanırım.Biz cevabımızı verdik.Siz bizi istediğiniz sürece yanınızda olacağız.Peki siz…Siz bizi yanınızda istiyor musunuz?’Alındıkları çok belliydi.Ama onlara da hak vermeden edemiyordum.
‘Sizi her zaman isteriz.Her zaman…’Kellan kalkıp alnıma dudaklarını bastırdı.Jackson hala hiçbir şey demeden Ceren’e bakıyordu.Ceren de neredeyse ağlamaklı gözlerle onu izliyordu.İlk konuşan Jackson oldu.
‘Ya sen Ceren.Sen bizim kalmamızı istiyor musun?’
Endişeli gözlerle bir Ceren’e bir Jackson’a bakıyordum.Kellan’ın da aynı durumda olduğundan emindim.Ceren Jackson’a inanamaz gözlerle bakıp ‘Tabi ki isterim.Bu ne biçim bir soru böyle.’Jackson hala emin değildi.Özellikle o çok kırılmıştı. ‘Emin misin Ceren.Bu basit bir soru değil.İstemiyorsan zorlamanın bir alemi yok.’Ceren’in ağlamanın eşiğinde olduğunu hissedebiyordum.Ki biraz sonra dayanamayıp kalktı ve hıçkırarak otele doğru koştu.Jackson’a döndüm.Ceren’i ağlattığı için ona sinirlenmiştim ama önemli bir durumdu ve bir krizin önlenmesi bana kalmıştı.
‘Jackson böyle bir soru çok saçmaydı.Ceren seni seviyor.Gitmeni ister mi hiç.Kalbi çok kırıldı.Sanırım peşinden gitsen iyi olur.’dedim hatasının farkına varmasını umarak.Ki Allahtan öyle oldu.Elini başına koyarak yakındı.
‘Ne yaptım ben?’diyerek o da otelin yolunu tuttu.Jackson gittikten sonra destek almak için Kellan’a yaslandığımı fark etmiştim.Kellan’a doğru dönerek ona sarıldım. ‘Umarım barışırlar.’Nefesini saçlarımda hissettim.
‘Umarım sevgilim.Umarım…’

Jackson Ceren’in gönlünü almayı başarabilecek mi?
Mary ve Tina neden hala ortaya çıkmadılar?
Kellan ve Sena’nın mutluluğu uzun sürecek mi?
Eğer sürmeyecekse bu güzel mutluluğu bozan şey ne olacak?
Hepsi bir sonraki bölümde….
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:43 pm

Bölüm 15 Gerçekler Ortaya Çıkıyor Ama sadece Bir Kişi Biliyor!!!!!

-Jackson-

Yaptığım hatanın farkına varıp Ceren'in peşinden gittim.Neredeyse odaya aynı anda vardık.Ama Ceren benden önce davranıp kapıyı kapatmaya çalıştı.Ben ise ondan daha hızlıydım.Ayağımı kapının girişine koyarak kapının kapanmasını engelledim.
'Ceren lütfen beni dinle.Ben eşşek kafalının tekiyim.O sözleri düşünmeden söyledim.Lütfen...Seni böyle üzgün görmeye dayanamıyorum güzel gözlüm.'
Ceren yaralı gözlerle bana baktı.Ne kadar kırıldığı anlaşılıyordu.Duraksadı.Sonra da kapıyı açıp içeri girdi.Hala Ceren'in üzgün olduğunu anlayınca onunla beraber içeri girdim.Ellerinimi Ceren'in kollarına koyarak yüzüne baktım.
'Prensesim lütfen beni affet.Seni seviyorum.Ve senin de beni sevdiğini biliyorum.'dedim.Yüzüme baktı.Ve bana sarıldı.Ben de ona.Bir an bir daha hiç ona böyle sarılamayacağımı bile düşünmüştüm.Onu bu kadar severken bir kez daha ayrılmaya tahammül edebileceğimi sanmıyordum.

-Ceren-
'Seni seviyorum.Bana asla bir daha öyle sözler söyleme.'Jackson içinden yeminler ediyordu.
'Asla sevgilim.'Sonra Jackson benden uzaklaştı.
'Affettin mi beni?'Gülerek cevap verdim.
'Yoksa affetmese miydim?'
'Sakın ha!!!'diyerek beni kaldırdı ve yatağa taşıdı.Tepkisini duyunca kıkırdamıştım.Sonra kendi de yanıma uzandı.
'Bu gece benimle kalır mısın?Sena da Kellan'la kalır.Sorun çıkaracağını sanmıyorum.Aksine hoşuna gider.'
'Sen nasıl istersen tatlım.Bana kalsa yanından hiç ayrılmayacağım.'Bu sözle beni duygulandırmıştı.Saatin geç olduğunu biliyordum.Artık uyumalıydık.Ama oun yanında hiç uyku kalmıyordu ki bende.Doğrulup ona baktım.
'Noldu sevgilim.Rahat mı edemedin.İstersen karşıya geçebilirim.'deyip yataktan kalkmaya çalışınca kolundan tutup onu tekrar yatağa oturtturdum.
'Hayır beni çok düşünen sevgilim.Sadece beni öpmeni istiyorum.Çünkü hiç uykum yok ve...'Sözümü tamamlamama fırsat vermeden dudaklarıma yapıştı.Bundan önceki kısacık saniyede gözlerinin tutkuyla karardığını görmüştüm.Kollarımı boynuna sarıp kendimi bu harika duyguya bıraktım.

-Sena-
Jackson gittikten sonra bizde umarız barışırlar ümidiyle sahile inip yürüyüş yapmaya karar verdik.Yol boyu el ele ama hiç konuşmadan yürüdük.Konuşmaya gerek yoktu.Hislerimiz zaten her şeyi açıklıyordu.Yakışıklı adamım benim!!!(My monkey man koysam garip kaçacaktı.XD)Onu çok seviyordum.Mutluluğumuzu umarım hiçbir şey bozamazdı.Umarım...
Ben bunları düşünürken arkamızda şuh kadın kahkahası duyduk.Dönüp baktığımızda Mary ile Tina'yı gördüm.Bize yaklaşıyorlardı.Sinirlenmiştim.Kellan'a dönerek
'Bunların burada ne işi var Kellan?Hani onları göndermiştiniz buradan.'
Kellan'ın da sinirlendiğini hissetmiştim.Ve bu beni içten içe rahatlatmıştı.Dönüp sarışın aptallara baktığımda yanımızda bitmişlerdi.Ben seni bu kadar severken hem de.'Artık kendimi kontrol edemeyip sinirden titriyordum.Hırsla Kellan'a döndüm.
'Kellan.Ne diyor bu kız?'Kellan'ın da şaşırdığı her halinden belliydi.Mary'i kendinden uzaklaştırarak itti.
'Gerçekten Mary söylediklerinden hiçbir şey anlamadım.Biz sizi göndermiştik.Niye tekrar geri geldiniz?'Mary harika bir rol çıkararak şaşırmış numarası yaptı.
'Kellan.Çok şakacısın hayatım.Biz hiç gitmedik ki.Burada beraber geçirdiğimiz geceleri ne çabuk unuttun.'diyerek bir şuh kahkaha daha savurdu.Kendimi tutamayıp Kellan'a döndüm.Ve ona bir tokat patlatmak üzereyken bileğimden tutup beni engelledi.
'Sena ona inanma.Biz onları göndermiştik.Yalan söylüyor.'Ona inanıp inanmamakta kararsızken Mary tekrar konuştu.
'Kellan hala ona ne olduğunu söylemedin mi?'Kolunu Kellan'ın omzuna koymuştu.
'Neden bahsediyorsun Mary?'Sanırım onu denize atmamak için kendini zor tutuyordu.
'Tabii ki iddiadan hayatım.'Kellan taş kesilmişti.
'Ne iddaası?Neden bahsediyor bu?'dedim.Ben Kellan'dan cevap bekliyorken Tina onun yerine konuştu.
'Sizi elde etme iddiası canım.Jackson ve Kellan sizin üzerinize iddiaya girmişlerdi.Kim daha önce sizin de rızanız olup sizi öperse o kazanacaktı.Ve kazanan kaybedenin arabasını alacaktı.Belli oluyor ki sizi çoktan öpmüşler.Ama sanırım oyunları hoşlarına gitmiş olacak ki devam etmekte bir sakınca görmemişler.'Söylediklerini hazmetmeye çalışıyordum.Kellan konuştu.
'Sena ben...'Sözünü söylemesine fırsat vermeden suratına bir tokat fırlattım.Çok sert atmış olmalıyım ki başı yanına savruldu.
'Aşşağılık herif.Bir daha yanıma sakın gelme.Arkadaşını da kardeşimden uzak tut.Yoksa sonuçlarına katlanırsınız.İnan bana çok ciddiyim.'dedim ve koşarak oradan uzaklaştım.Ama otele gitmemiştim.Otelden ve Ceren'den uzaklaşıp kafamı toparlamalıydım.Ceren'e bu olayı en az zarar vercek şekilde anlatmanın bir yolunu bulmalıydım.Ama nasıl?

-Kellan-
Sena gittikten sonra arkasından bakakalmıştım.Kahretsin...Ölümcül bakışımı yanımdaki aptal kızlara yönelttim.
'Sizi burada bir saniye bile daha görürsem öldürebilirim.Canınızı seviyorsanız sabahı bile beklemeden hemen bu gece ayrılırsınız buradan.'diyerek oradan uzaklaşıp odasına gitti.

-Mary ve Tina-
Mary Kellan'ın arkasından sinsi bakışıyla baktı.
'Hadi Tina.Nasılsa burada işimiz bitti.İntikam...Baldan tatlı intikam...

Sena kafasını toparlayıp bir yol bulabilecek mi?
Ceren olanları duyunca nasıl tepki verecek?
Kellan ve Jackson gene faka bastı.Bakalım neler olacak?
Hepi bir sonraki bölümde....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:43 pm

Bölüm 16 Sorunlar Üst Üste

-Sena-
O gece otele hiç gitmemiştim.Ceren'in beni merak edeceğini biliyordum.Ama henüz konuşmaya hazır değildim.Bu yüzden cep telefonumu da kapatmıştım.Gece otelin dışında deniz kenarında bir bankta yattım.Buranın insanları güvenilir olduğundan ve etraf sıcak olduğundan serin serin uyumak iyi bile gelmişti.Boynumun tutulmasını saymazsak tabi...O gece ve ertesi gün bol bol yürüyüp düşünmüştüm.Kafamı toparlama fırsatı ancak bulduğum için telefonumu açma gereği duymamıştım.Kellan'ın Jackson'la konuşacağından emindim.Fakat Jackson'ın Ceren'e gerçekleri anlatacağını sanmıyordum.Bu işime geliyordu.Çünkü olaları ona ben anlatmalıydım.Eğer Jackson anlatırsa derin bir yara alması söz konusuydu.Hem de ömür boyu iyileşmeyecek olan bir yara...
Otelden ayrıldığımdan beri bunları düşünüyordum.Ve artık bir yolunu bulmuştum.En iyi taktik buydu.Hem de unutmanın daha kolay olacağı bir yol.Ya da ben öyle düşünüyordum.Kellan Jackson'a olanları anlattığı zaman Jackson'ın eğer birazcık vicdanı varsa Ceren'den uzak dururdu.Ceren de benim desteğimle kısa zamanda kendini toparlardı.Ama düşündüğüm gibi olmayıp da Jackson hala Ceren'in etrafında dolanırsa işi ele alıp kendisi onunla konuşacaktı.Her halükarda da onlardan uzak bir hayatımız olacaktı.Onları görmeyecektik.Ve bu gerçekten ikimiz için de iyi olacaktı.

-Ceren-
Sabah uyandım ve onu yanımda gördüm.Jackson'ı...Ne de güzel uyuyordu.Prensim benim.Uzanıp dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum.Ve tabii ki uyanmıştı.Mahmur gözlerle bana gülümsedi.Ben de ona gülümsedim.
'Günaydın hayatım.'deyip bu sefer yanağından öptüm.
'Günaydın sevgilim'diye karşılık verdi o da.'Sevgilim'O söyleyince ne tatlı oluyordu.
'Ben odaya gidip giyineyim on beş dakika sonra kapıda buluşuruz.'diyerek kapıya yöneldi.Sonra vazgeçmiş olacak ki geri döndü.
Dudaklarıma bir öpücük daha kondurdu.
'Sevgilerin en güzeli seni sevmek,
Özlemlerin en güzeli seni özlemek,
Ve hayatın tadı sabah kalktığımda,
Senin varolduğunu bilmek...'Senden bir türlü kopamıyorum.'Bu sözler üzerine ağlamak istedim.Ama onun yerine işi şakaya vurdum ve kıkırdadım.
'Kopman lazım.Yoksa ikimiz de açlıktan öleceğiz.'dedim.Guruldayan karnım da bunu kanıtladı.Kıkırdayıp tekrar kapıya yöneldi.O gittikten sonra ben de giyindim.Yırtık kot şort ve üstüne pembe askılı bir tişört...Parmak arası teliklerimi de giyince biraz da makyaj ve saçlarımı fönle düzleştirdim.Artık hazırdım.Kapıyı açmamla Jackson'la burun buruna gelmem bir oldu.Eli havadaydı.Anlaşılan o kapıyı çalmadan ben kapıyı açmıştım.
Sırıtarak konuştum.'Daha hızlı olmalısın.'Kapıyı kilitlememle birlikte kendimi onun kucağında buldum.
'Dur biri görecek.Sonra rezil olacağız.'Sadece omuz silkmekle yetindi.
'Hiçbir şey olmaz.Kim hızlı kim değil gösteririm ben sana...'diyerek hızla merdivenlere yöneldi.Bu sırada da beni sırtına almıştı.Düşmekten korkup ona iyice sarıldım.Ama gülmekten de kendimi alamıyordum.Ben kahkaha atarken o daha da hızlanmıştı.
'Sevgilim lütfen biraz yavaşla.Rezil olmayı geçtim düşmekten korkuyorum.'Birazcık yavaşladı ve kahvaltının bulunduğu bahçeye indik.Etrafımıza bakındığımız halde Kellan'la Sena'yı göremeyince merak ettik.
'Herhalde geç yattılar.Ondan kalkamamışlardır.'dedim.Jackson sırıttı.
'Kim bilir?...'Karnına dirsek attım.Ama fazla bir etki etmemişti.
Sonra gidip boş bir masa bulup oturduk ve açık büfeye yöneldik.En çok bu açık büfe kısmını seviyordum.Ama tabi ki fazla yemiyordum.He he...Formumu korumam lazım sonuçta.XD.Neyse sevdiğim şeylerden azar azar alıp tabağıma koydum ve masaya yöneldim.Jackson daha gelmemiş diye düşünmüştüm ki geldi.Gezmez olaydı.Ellerinde dolu dolu tabaklarla masaya geldi ve tabakları yerleştirdi.Gözlerimi tabaklarda gezdirirken konuştu.
'Çok az yiyorsun.Güçsüz kalacaksın.Biraz yemen lazım.'Ağzım açık ona bakıyordum.
'Ne yani bütün bunları ben mi yiyeceğim.Jackson eğer bunları yersem yanında bir balonla dolaşmak zorunda kalırsın ona göre.'Yanıma yaklaşıp yanağımdan bir makas aldı.
'Sen her halinle güzelsin bebeğim benim.'
'Jackson iltifatın için teşekkür ederim ama ben balon olmak istemiyorum canım.O yüzden lütfen ısrar etme.'diyerek yanağından öptüm.'Umarım işe yaramıştır.'diye düşünürken'Peki öyle olsun.Ama benden kolay kolay kurtulamayacaksın.'
'Tamam kurtulacağım kişi sen olacaksan kurtulmayı asla istemem.'
'Bugünde yarın da yüreğin kadar yanındayım ,
Kendini yanlız hissettiğinde
elini yüreğine koy..
ben hep oradayım!!'Şakaya vurma olayına burada da devam ettim.
'Ooooo beyimiz neler biliyomuş da haberimiz yokmuş.Ama Jackson yılmadan deva etti.
Ben seni dün sevmedim çünkü dün bitti.
Ben seni bugün sevmedim çünkü bugün bitecek.
Ben seni yarın sevdim çünkü yarınlar hiç bitmeyecek.'Bu söz üzerine kendimi daha fazla tutamayıp ona sarıldım.Ensesindeki saçları okşayarak kulağına fısıldadım.
'Seni seviyorum.'Beni sımsıkı sararak saçıma soluğunu verdi.
'Ben de.Ben de seni seviyorum.'Biraz öyle kaldık.Sonra zorla da olsa birbirimizden ayrılıp masaya oturup kahvaltımızı yaptık.Kahvaltımız bitmek üzereydi ki Sena bahçenin girişinde göründü.Gözleri bizi aradı.Bulduğundaysa bize doğru yürümeye başladı.
'Günaydın.'dedim.'Sabah sabah nereye gittiniz?Yani sen ve Kellan.'dedim.Omuz silkti.
'Hiçç.Hiç bir yere gitmedik.Sadece uyuyakalmışım.'
'Kellan'lasın diye seni aramadım.Ama merak etmeye başlamıştım doğrusu.Dün gece Jackson benimle kaldı.Sen de Kellan'la kaldın değil mi?'
'Evet evet.Onunla kaldım.'Sonra Jackson'a yöneldi.Ses tonunda bir ima yoktu ama gene de sanki eski samimiliği kaymetmiş gibiydiler.
'Jackson Kellan seninle konuştu mu?Yani bir ara?'Jackson önce biraz düşündü.
'Hayır.Dün geceden beri hiç görmedim.'dedi.
'Hmmm....Peki teşekkürler.Ben odaya çıkıyorum.Siz keyfinize bakın.'diyerek bahçeden çıktı.Tacrına şaşırmıştım.Bu hiç Sena'lık bir davranış değildi.Ama herhalde bir şeye kafası bozuk diye düşündüm.Sonra Jackson'la ayıldık.Ben odaya çıktım.Sena'ya bakmaya...O da Kendi odasına çıktı.Kellan'a bakmaya...

-Jackson ve Kellan-

Jackson odaya girmesiyle beraber keskin bir kokuyla karşılaştı.Burası leş gibi içki kokuyordu.Ve o anda Kellan'ı gördü.Elinde viski şişesiyle kıpkırmızı gözlerle karşı duvara dik dik bakıyordu.Arada da viskiden büyük yudumlar alıp Sena'nın adını sayıklıyordu.
'Ahhh Sena.Ahhh...Bir beni dinleseydin.Kahretsin Maryy....Senden nefret ediyorum.Üffff....'
'Ne diyor bu?'diye düşündü Jackson.Bir iki adım daha attı ve Kellan'a gözüktü.Kellan Jackson'a baktı.Sonra deli gibi kahkaha atmaya başladı.
'Hhahahhahahhahahhahahhaaaa....Sen daha hiçbir şey bilmiyorsun tabi.Ama nereden bileceksin.Sana da hak vermek lazım.'
'Ne saçmalıyorsun Kellan.Hiçbir şey anlamadım.'Jackson'a acıyan gözlerle baktı Kellan.
'Şu ana kadar çok mutluydun dimi?Kusura bakma dostum ama bu mutluuğu bozmak zorundayım.Hem de acilen.Otursana...'diyerek koltuğu işaret etti.Jackson da kendisine gösterilen yere oturdu.
'Öncelikle konunun seni pek memnun etmeyeceğini belirtmeliyim.Zaten beni hiç etmeyen şey seni nasıl memnun etsin ki.'Jackson artık sabırsızlanmaya başlamıştı.
'Konuşmaya başlasan da ona ben karar versem ha...!!'
'Tamam.Bunu sen istedin.Dün gece sen Ceren'in arkasından gittikten sonra biz Sena'yla sahile yürüyüşe gittik.Tahmin et kim geldi.'
'Kim?'
'Mary v Tina..!!!!'Jacson birden ayağa fırladı.
'Ne ? Kahretsin.Onların burada ne işi varmış?Biz onları buradan göndermemiş miydik?'Kellan sırıttı.
'Ne kadar zekisin kardeşim.Ben de aynı şeyleri sordum.Kızlar belli ki intikam almaya gelmişler.Ki gerçekten de emekleri boşa çıkmadı.'dedi acı acı sırıtarak.
'Ne yaptılar peki?'
'Ne yapacak işte.Bana askıntılık yaptı.Sanki hiç ayrılmamışız gibi.Ve bizim şu iddia işini anlattı.'
'Hayırr...'Jackson ellerini yüzüne kapattı.Ama Kellan konuşmaya devam etti.
'Nerden duymuş bilmiyorum ama anlattı.Ve Sena ne yapacağını şaşırıp suratıma tokat attı.Zaten ben de itiraz etmemiştim.O gittiğinde kızları tehdit ettim.Ama zaten onlar intikamlarını almışlardı bile.Gitmemek için bir sebep yoktu.İşte böyle.Sana anlatmamı istedi benden.Ve ikimizin de onlardan uzak durmamızı...Sanırım Ceren'e kendisi anlatmayı düşünüyor.'
'Belki de şimdiye anlatmıştır.'diye fısıldadı Jackson.İçine doğmuş olmalı ki az sonra kapı yumruklanmaya başladı.Jacson gidip kapıyı açtı.Açmasıyla yüzüne bir tokat yemesi bir oldu.
'Seni aşşağılık herif.Bunu bana nasıl yapabildin?Demek o söylediğin sözlerin hepsi yalandı.Senden nefret ediyorum.Bir daha asla yanımıza yaklaşmayın.Anlıyor musunuz?'dedi arkada duruyor olan Kellan'a da bakarak.
Jackson ve Kellan sadece kafa sallamakla yetindiler.Ceren hırsla dönüp odasına doğru yürüdü.Sena'nın da girmesiyle beraber kapı sertçe kapandı.
Kellan bana da bir viski doldurdu.
'Kendime bu hayatı zehir edecektim.Ben onsuz yaşayamazdım ki.....!!!!!'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:43 pm

Bölüm 17 Sorunlar Hiç Bitmez Mi???

-Ceren-
Odamıza döndükten sonra hiç konuşmadık.Ne ben ne de Sena tek kelime etti.Sessizce balkonda oturup engin ve bir o kadar da durgun olan denizi seyrettik.Deniz sakinleştirir umuduyla bütün dikkatimi vermiştim.Ama beynimi kurcalayan sorular beni rahat bırakmıyordu.
'Neden?'
'Neden böyle olmuştu.'
'Daha geçen gece birbirimizin kollarında uyumamış mıydık?'
'Ne yani ben mi hayal görmüştüm.'
'Hayır.Olacak şey değil.'
'O güzel sevgi ve aşk sözlerini söylerken o kadar içten davranmıştı ki.Ona inanmamak elde değildi.'
'Dünyaya oyun oynamak için gelmiş işte.Ne bekleyebilirsin ki.'
'Dünya bir oyun sahnesi.'
'Bir de kendimi ona öyle inandırmıştım ki Sena olanları anlattığında ona inanmayıp karşı çıkmıştım.Ne aptalmışım.Ama sonunda kabullendim.Sena neden bana yalan söylesindi ki.Beyefendiler daha önce de yalan söylemişlerdi.Neden şimdi yalan söylemesinlerdi.'
'Değişmişler umuduyla onlara bir şans daha vermiştik.Ama artık böyle bir şeyin olmasına ne ben ne de Sena izin verirdi.Bundan böyle onlar bizim için normal bir insandan farksız olmalıydı.Daha önce hiç tanışmamışız gibi...Ve değersiz bir oyuncak gibi...'
Bu kötü düşüncelerle kafam dolmuştu.Uyuyamayacağımı bile bile yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.

-Sena-
'Ceren beklediğimden daha iyi tepki verdi.Ben Jackson'a kafa göz dalar diye düşünmüştüm.İçimden sinsi kıkırdamamı duydum.Benim yapamadığımı o yapar diye ümitlenmiştim.Ama ne yazık ki olmadı.Her neyse onun bileği iyidir.Jackson'ın kafası savrulduğuna göre sert vurmuş olmalı.'diye düşünüp sırıttım.
Her neyse ona sardım kendimi unuttum.Ama bu unutma olayı benim için iyi oluyordu.Çünkü Kellan'ı düşündükçe lanetler küfürler savuruyor etraftaki şeyleri kırıp paramparça yapmak istiyordum.Aynı kalbim gibi...Parçalara ayrılmış kalbim...
Yatağıma yattım.Karanlık odada düşüncelerimle baş başaydım.Kafamı dağıtmak için walkman kulaklığımı kulağıma takıp düşüncelerden kurtulmaya çalıştım.Genelde slow şarkılar dinlerdim.Ama bu şarkılar onu daha fazla düşünmeme sebep oluyordu.Ben de Linkin Park dinlemeye karar verdim.
'From The Inside'Ardından da'A Place For My Head'
Evet bu iyi gelmişti.Ve uykunun ağırlığıyla gözlerim kapandı.

-Ceren-
Ertesi sabah ikimiz de ruh gibiydik.Düşünmüyor, konuşmuyor,buradaki günlerin çabucak geçmesini diliyorduk.Ama olmuyordu.Zaman bize isyan ediyor gibiydi.Dakikalar asır gibi geçiyor.Buradan hiç gidemeyeceğiz hissi veriyordu.
Ağzımız kağıt gibi olduğundan bir şey yiyemeyecek haldeydik.Biz de sırf midemizi bastırsın diye zorla da olsa bir iki bisküvi kemirdik.Sonra da işimizin başına geçtik.Sadece işle ilgileniyor hayatla bağlantımızı sağlayan damarımızı sıkıyormuşuz gibi bir his vardı içimde.
Kağıtlarla ilgilenirken gözlerim karardı.Ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum.Kulaklarım uğulduyor hiçbir şey hissetmiyordum artık.Sanki ölüme doğru yola çıkmış gibi...Acı yoktu.Sadece hissizlik...Gözlerimin önünde hayaller dolaşıyordu.
Sena başımda durmuş'Ceren... Ceren...'diye feryat ediyordu ve etrafımda durup bana bakan bir sürü insan...O an gözlerim karardı.Artık bir şey yoktu.Sadece karanlık...


Gözlerimi kırpıştırarak açtım.Uyandığımı biliyordum.Ama uyanmak istemiyordum.Sorunlu dünyaya dönmeyi ise asla...
Sena'nın sesini duydum.Bağırıyorken sesi fısıltılara dönüşmüştü.
'Neden beni anlamak istemiyorsun Jackson?Uyandığında seni görürse emin ol daha kötü olacak.'Sesi ağlamaklı gibiydi.Ama sözleri aklıma takıldı.
'Jackson mı?Jackson...'diye fısıldadım.Sena hemen yanıma geldi.
'Ceren...Tatlım nasılsın?Kendini nasıl hissediyorsun?'
Hiç bir şey demedim.Gözlerim ağır ağır odayı taradı.Jackson uzakta bana özlemle bakıyordu.Ama yanıma gelmiyordu.Yanıma gelmesini istiyordum.Ne garip...Demek ki insan nefret ettiği,bir daha yanında asla görmek istemeyeceği bir insanı bile isteyebiliyordu.O anda bile...Güçsüz ve zayıfken...
Sonra başımı tekrar Sena'ya çevirdim.Hala bana bakıyor ve bir cevap bekliyordu.Bense sorusuna soruyla karşılık verdim.
'Ne oldu?Nerdeyim ben?'Sesim fısıltıdan farksızdı.Sena duyabilmek için eğilmek zorunda kalmıştı.
'Otelin hastanesindesin canım.Çalışırken birden bayıldın.Sonra seni hastaneye getirdik.Saatlerdir uyuyorsun.'Gözlerindeki sevgi paha biçilemezdi.Uzanıp elini tuttum.
'Teşekkür ederim.Ama bir şey soracağım.Neden böyle olmuş?'
Sena'nın gözleri öfkeyle Jackson'a gidip bana döndü.
'Doktorun dediğine göre ruhsal travma geçirmişsin.Bir çeşit bunalım...Sebebini boşver...Zaten belli olan bir şeyin üstüne güneşte çok kalınca olanlar olmuş işte...Her neyse canım.Şimdi iyisin ya önemli olan bu.'Bakışlarımı Jackson'a çevirdim.Hala aynı yerde aynı halde duruyordu.Ve perişan gözüküyordu.Bir süre birbirimize öylece baktık.
Sonra gözü başka bir şeye kaydı ben ne olduğunu anlamadan da dışarı çıktı.Başımı döndürdüğümde nedenini anladım.Sena hala onun durduğu yere nefretle bakıyordu.Bana döndüğündeyse gözleri sevgiyle ışıldadı.Beni ne çok seviyordu.Kardeşim benim.Benim onu sevdiğim kadar...Hayatımda ondan değerli ne vardı ki...
Bir süre sonra tekrar uykuya daldım.Uyumadan önce de Sena'nın odadan çıkış tıkırtılarını...

-Sena-
Ceren'in odasından çıktığımda o iki sevimsizi gördüm.Perişan gözüküyorlardı.Ama şimdi onlara acıma zamanı değildi.Nefret kusma zamanıydı.
Yanlarına gittim.Bana saf ve masum bir çocuk gibi bakıyorlardı.
'Neden burada beklyorsunuz?'Jackson cevap verdi.
'Cevabını biliyorsun Sena.Ona bir şey olsaydı yaşayamazdım.'
'Bir oyun daha...Neden bizi rahat bırakıp gitmiyorsunuz.Hem sevgilileriniz de bekler.Biz sizi tutmayalım.'
'Sevgililerimiz yok Sena.Onların hepsi yalandı.'
'Ne yani iddaa da mı yalandı şimdi?
'....'Ben cevabımı almıştım.
'Çocuk mu kandırıyorsunuz siz? Yalanlarınıza iki kez kandık.Ama bir üçüncüsü olmayacak.Bunu anlamak istemeyen beyninize sokun ve gidin buradan.Sizden tek istediğim bu.'Kellan elini Jackson'ın omzuna koydu.'Hadi gidelim.'dercesine.Ama Jackson gidip gitmemekte kararsız gözüküyordu.
'Hiç olmazsa bunu Ceren için yap Jackson.Lütfen...'Bana baktı.Acı çekiyor gibi gözüküyordu.Sonra da Kellan'la beraber çıkışa yöneldiler.
Garip...İddaa bitti.Neden hala rol yapıyorlar ki.'Biraz düşündükten sonra kaşlarım çatıldı.
'Belki de yeni bir iddaa dahadır.'diyerek Ceren'in odasına girdi.

Bir gün sonra Ceren'i hastaneden çıkarıp otele döndük.Yani biz.Ceren'le ben...
Doktorun dediğine göre birkaç gün dinlenmesi gerekiyormuş.Ve bu süre zarfında kötü şeyler düşünmemek.Sakin olmak.
Bu ortamda mümkün olmayan bir şey istiyordu.Sırıttım.Sinirleri gerçekten bozulmuştu.

Ondan sonraki günler Jackson'la Kellan'ı hiç görmedim.Ceren de bahsetmediğine göre o da görmemiştir diye düşündüm.Ama gene de belli olmaz.Hazırlıklı olmak lazım diyerek tetikte bekliyordum.En azından Ceren iyileşene kadar onu görmesini engellemeliydim.

Bir haftadan sonra artık Ceren iyice kendine gelmişti.Konuşuyor gülüyor.Hatta bazen şaka bile yapıyordu.Bunda oyun oynamayı seven insanları görmemizin de payı vardı.İsimlerini ağzıma bile almak istemiyordum.Onun için onlara böyle isimler takmıştım.
'Sevimsizler...'
'Oyun oynamayı seven insanlar...'gibi.Çünkü adlarını duymak bile çileden çıkmama yetiyordu.
Ve böylece geldik bu günlere.XD.Otelde işimizin bitmesine sadece sayılı günler kalmıştı.Buraya gerçekten alışmıştım.Ayrılmak zor olacaktı.Her ne kadar buradan ayrılmaya can atsam da burada kötü anıların yanında güzel anılarımız da vardı.
Sadece beş gün...Sonra gidiyorduk.Oysa buraya ne hayallerle gelmiştik.İstediğimiz gibi yakışıklı birilerini bulmuştuk.Ama hayal kurarken dürüst olmalarını gözden çıkarmışız.Eğer dürüst olsalardı anları ne de çok severdik.Belki de evlenebilirdik bile...Amaaaan ne hayal ama.Jackson'la Kellan'dan bahsediyorum.Hiç değişmeyecekler.Ve bu neden bizim onları unutmamız için yeterli bir nedendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:44 pm

Bölüm 18 Kamp

-Ceren-
Bugün itibariyle de gitmemize dört gün kalmıştı.Buradaki gidene kadar yapacağımız tek aksiyonlu iş otel müşterileriyle gideceğimiz kamptı.Bir gece kalıp sonra dönecektik.Tabi kaç kişi gelir bilemezdik.Sonuçta deniz,kum,güneş varken ıslak toprağı tercih edecekler ya çok az ya da hiç olmayacaktı.Ben severdim bu kamp olaylarını filan.Sena'nın heyecanına bakılırsa o da seviyordu.Ne güzel.İnşallah birileri katılır da biz de değişik bir anı yaşayabiliriz.Rehberliği biz yapmayacağız.Sebebini Daniel'e sorduğumuzda bizim daha fazla yorulmamızı istemediğini söyledi.Bu işin içinden de bir şey çıkarsa hiç şaşırmam yani.'Her neyse sırt çantamı hazırlamam lazım.' diyerek gardırobuma yöneldim.'

-Sena-
Bugün kamp yapacaktık.Güzel geçmese bile kafamız dağılacağından gitmek için sabırsızlanıyordum.Sırt çantamı hazırlayıp balkona çıktım.Ceren'i beklerken temiz hava almak iyi olacaktı.

-Ceren-
Çantamı hazırladıktan sonra artık gitmeye hazıdım.Balkondaki Sena'yı görüp ona doğru yöneldim.
'Evet ben hazırım.'dedim kollarımı iki yana açarak.Gülümsedi.
'Tamam canım.Hadi gidelim.'dedi.

.......Yaklaşık on dakika sonra..........


Ormana doğru yürüyüşe çıkacağımız mekana gelip herkesin gelmesini bekledik.Rehberimiz çıtı pıtı hoş bir kızdı.Ama tanışmaya fırsat olmadı.Çünkü
tahminimizden fazla katılım olmuştu.Ve rehberimiz onları listeden denetlemekle meşguldü.Herkesi sırayla saydıktan sonra bize döndü.
'Arkadaşlar neredeyse herkes burada.Ama iki kişi yok.Biraz daha bekleyelim.Eğer gelmezlerse onlarsız gideriz ne yapalım.'Sözleri duyan kampçılar etraftaki kütüklere oturdular.Ya da ortalıkta dolanmaya başladılar.Biz de gölgelik bir ağaca yaslandık.
'Üff gelseler de gitsek ya.Zaten kampa kafa dağıtmaya gidiyorum.Başka türlü ııh gitmezdim.Yani bu kadar derdin arasında...'dedi Sena.
'Haklısın canım.Ama sonuçta bizim için de bir değişiklik olacak.'
'Evet.Uzaktan birileri geliyor.Sanırım gelmeyen katılımcılar.'dedi gözlerini uzaklara dikerek.Ben de onun baktığı yere doğu bakışlarımı çevirdim.Önce birilerine benzettim.Ama sonra...
'Hayııııııırrrrr.Neden ya.....'

'İnanmıyorum.O kadar zaman ortalıkta görünmemelerinden anlamalıydık.Bu işte bir bit yeniği var diye düşünmüştüm ama üf ya kahretsin.Ne işi var bunların burada?'dedi Sena.
Jackson'ı görünce gözümden bir damla yaşın yanağımdan aşağı süzüldüğünü hissettim.Neden ben?Ben hiç mutlu olamayacak mıydım?Sanki herkes her yer bana ihanet ediyordu.Ama bununla başa çıkmanın zamanı gelmişti.Bunu hem kendime hem de onlara ispat etmeliydim.Sena'yla birlikte...

-Sena-
Yüzlerinde pişman ifadelerle bize doğru ilerliyorlardı.İşte o an özel bir gücümün olmasını diledim.Onları geri püskürtebilecek bir fırtına çıkartabilmek gibi...Ama ne yazık ki böyle bir şeyin olmayacağını biliyordum.Malesef...
Ceren'e baktım.Kendisiyle savaşıyor gibiydi.Ki ona hak vermeden edemiyordum.Tam kendimizi toparladık derken gene bizi alt üst etmişlerdi.Eğer bizi tekrar dağıtmalarına izin verirsek...Her neyse uzanıp Ceren'in elini tutup sıktım.O da karşılık verdi.
Neyseki uzakta durmuşlardı.Çünkü yanımıza gelselerdi kafa göz dalabilirdim birilerine...XD.Aslında bunu çok isterdim.Stres atmak için ideal bir yöntemdi.Ama gene de topluluk içinde kendimi rezil etmeyi de istemezdim.
Bize bakıyorlardı.Ve kim baksa af dilediklerini anlarlardı.
Evet iç savaşımız şu andan itibaren başlamıştı.

-Ceren-
Rehberimiz herkesin geldiğini görünce'Sanırım artık yola çıkabiliriz.Malum yolumuz uzun...'dedi gülerek.Gurbete gider gibi söylediği sözler bazılarının kıkırdamasına yol açtı.Yürümeye başladık.Sevimsizler arkamızdan geliyorlardı.Onları görmemek daha iyiydi.Böylece onları yok sayıp kampın tadını çıkarabilirdik.
Yürümeye başladık.Ormana girdiğimizden itibaren rehberimiz ağaçlar ve otlar hakkında bilgi verip durdu.Gerçekten çok ilginç isimler vardı.Örneğin.....
Hepsini söylemeye kalksak herhalde gece boyu bile biteceğini sanmıyordum.Kız bu kadar şeyi nasıl aklında tutmuş diye şaşırarak hayranlıkla ona baktım.Ama baktığım anda başımı çevirmem bir oldu.Nedenini sorarsanız...Kızın yanında Jackson ve Kellan'ın bulunması.Ve bunun yanında bu iki sevimsizin kıza hararetle bir şeyler anlatıyor olmasıydı.Sena'yı dirseğimle dürtükledik.Ve başımla onları gösterdim.Önce gösterdiğim yere baktı.Sonra başını bana doğru çevirdi.Omzunu silkip yoluna devam etti.Yerimde kalakaldım.Ve peşinden gittim.Sena haklıydı.Bize neydi ki.Sonuçta onlarla bir bağımız yoktu.Sadece iki yabancı...Aynı Teoman'ın şarkısındaki gibi...Üff ne saçmalıyorum ben.Teoman'la ne alaka şimdi.Her neyse ormandaki yolculuk devam ederken Sena ve ben tek kelime etmedik.Katılımcılar bol bol konuştuğundan biz de fazladan güültü çıkarmak istemedik.
Büyük uğraşlar sonucu XD kamp alanına vardığımızda çoktan hava kararmıştı.Rehberimiz sonunda bitkiler hakkında bilgi vermeyi bırakıp çadırlarımızı kurabileceğimizi söyledi.Bir saat sonra ateş yakıp müzik sohbet karışımı bir şey yapacakmışız.Katılmayı pek istemesek de sonunda biz de otelde çalışıyorduk.Ve Daniel bizim her etkinliğe katılmamızı istemişti.
Beraber çadır kurmaya giriştik.Daha önce kampa katılmıştım.Ama hiç kendi çadırımı kurmamıştım.Benim yerime hep başka biri gönüllü olmuştu.Ama şimdi kendimiz yapmak zorundaydık.Sena'ya baktım.Ama onun da pek bilgisi olmadığı direk ve çadır yığınına bakmasından belliydi.Biz öylece çadıra bakarken arkamızdan bir ses yükseldi.
'Hanımlar isterseniz çadır konusunda yardımcı olabiliriz.'Bu ses tanıdık olmadığından bir bakıma rahatlamıştım.
.Döndüm ve arkamda bizim yaşlarımızda iki adam gördüm.Yakışıklılardı ama bu bizim ilgimizi pek çekmemişti.Önemli ola çadırı yapabilmeleriydi.En güzel gülümsememi takınıp konuştum.
'Ahh beyler çok naziksiniz.Teşekkür ederiz.Eğer çadırımızı kurarsanız bizi gerçekten çok mutlu edersiniz.'Sırıtarak birbirlerine baktılar.
'Ne demek..'diyerek işe koyuldular.Onları izlerken nasıl yapıldığını öğrenmeye
çalıştım.Kolaymış ama neyse...
Bitirdiklerinde çömelmiş oldukları yerden kalkıp bize döndüler.Uzun olan konuştu.
'Ben Michael.Tanıştığımıza memnun oldum.'elimi tokalaşmak için uzattım.Ama o elimi çevirerek nazikçe öptü.Şaşırdım ama gene de gülümsedim.O da gülümsedi.Eğer Jakson'la tanışmamış olsaydım çok yakışıklı olduğunu kabullenebilirdim.Sena'yla da aynı sahne tekrarlandı.Ondan biraz daha kısa olan diğeri araya girdi.
'Ben de George.Memnun oldum.O da önce Sena'ya yöneldi.Ama Sena'nın benim gibi nazik karşılık vermesini beklemiyordum.Şaşırdım fakat bozuntuya vermedim.Hatta benden daha cana yakın konuşup elini uzatmıştı.Her neyse biz böyle havadan sudan konuşurken arkamızdan bu sefer tanıdık bir ses yükseldi.
'Acaba bir sorun mu var?Çadırınızı kurabildiniz mi acaba?'
Yerimde donup kaldım.Bu Jackson'dı.Hışımla arkamı döndüm.Ama etrafta insanlar olduğunu hatırlamamdan ve o insanların bize baktığını gördüğümden ona tokat atmaktan vazgeçtim.Ses tonumu normal düzeyde tutmaya çalışarak konuştum.
'Hayır.Teşekkürler.Nasıl olsa biz hallettik.Michael ve George sağ olsun çok yardımcı oldular.'dedim sahte bir gülümsemeyle.Sanırım ses tonumdan rahatsız olmuş olmalı ki yere bakmakla yetindi.Kellan söze girdi.
'Biliyorum sizi rahatsız ettik ama...'Sözünü Sena kesti.
'Madem bizi rahatsız ettiğinizi biliyorsunuz,o zaman neden bu saçma konuşmayı kesip çadırınıza dönmüyorsunuz.'Sinirlendiği bariz belliydi.Ve bu öfkeyi saklamakta sıkıntı çekiyordu.Ben devreye girdim bu sefer.
'Lütfen gidin.İlginiz için teşekkür ederiz.'Aslında tam olarak demek istediğim'Bizi rahat bırakın.Canınız cehenneme...'demek idi.Ama insanların bize bakmakla yetinmeyip dinlediklerini görünce cümlemi değiştirmiştim.Ve cümlemin üstüne de soğuk,sahte gülümsememi dudaklarıma yerleştirdim.Ben böyle bakarken Jackson da gözlerimin içine'Beni bu kadar çabuk unuttun ha.'der gibi acıyla bakıyordu.Yüz ifademi korumakta güçlük çektim.Ve başardım.Ama onu öyle bakarken görünce resmen içim acıdı.Tanrım ne zordu.Keşke bize bunu yapmasaydınız.İşte o zaman gerçekten mutlu olabilirdik.
Ama aklımın almadığı mesele...Bunlar bir iddaaya girmişlerdi.Ve iddaa sona ermişti.Peki neden hala gönlümüzü kazanmaya çalışıyorlardı.....????


Kellan'ın yüzünde de aynı acılı ifadeyi gördüm.Ama o saklamakta daha başarılıydı.Jackson arkasını dönüp hızla uzaklaştı.Kellan da önce yerinde kaldı.Başını iki yana salladı ve uzaklaştı.Arkalarından bakarken ağlamamak için kendimi zor tuttum.Michael ve George'a dönüp'Çadır için teşekkürler beyler.Ama şimdi yalnız kalmak istiyoruz.'dedim.Anlayışla karşıladılar.
'Peki.Ama mümkünse daha sonra görüşebilir miyiz acaba?'dedi Michael çapkın bir gülümsemeyle.Aslında amaçları baştan belliydi ama çadırın kurulması önemli olduğundan bir şey dememiştim.Gülümsemeye çalıştım.
'Tabi olur.Tekrar teşekkürler.'dedim ve çadıra girdim.Arkamdan da Sena...


Ateş yakma zamanının geldiğini duyurduklarında Sena'yla birlikte çadırdan çıktık.Vay canına.Güzel ortam yapmışlardı.Gidip kendimize boş bir yer buluup oturduk.Etrafı seyrederken Michael ile George'yi gördük.Bize el salladılar.Sonra da yanımıza geldiler.
'Selam kızlar.'
'Selam çocuklar.'Michael konuştu.
'Güzel kızlarımızı yalnız bırakmayalım dedik.Sonra kurtlar kapıp kaçar.'dedi gülerek.Ormanda olduğumuz için bu espri yerindeydi.Gülümsedim.
'Teşekkürler...'

Ateş yakıldıktan sonra iki gitarcı çocuk ateşin karşısına geçip çalmaya başladılar.Romantik şakılar çalıyorlardı.Birinin kolunu belime doladığını ve beni kendine çektiğini hissettim.Michael'ın bu hareketi hoşuma gitmemişti ama Jackson'ın bana baktığını fark edince bir şey demedim.Ateşe bakmaya başladım.Sanki o ateşin içinde yanıyormuş gibi acı çekiyordum.Ve hiçlik...
Boş uzayda gezen bir gök taşı gibiyim.Amaçsız,hissiz ve en önemlisi sevgisiz...

Gitarları çalan kişiler ara verdiler.Biraz sonra müzik etrafı doldurdu.Ama bunlar aynı kişiler değildi.Başımı kaldırdım.Jackson'la Kellan gitarları alıp çalmaya koyulmuşlardı.Ama ne çalma.Harika çalıyorlardı.Sanki o iki gitar karşılıklı konuşuyordu.Ve bize doğru dönüklerdi.
Neden biz...???

-Sena-
Onların parçalarını dinlerken birlikte geçirdiğimiz zamanlar zihnimde canlandı.Bu kadar güzel çalabileceklerini hiç düşünmemiştim.Aman banane canım.Sonuçta yabancılarla bizim ne işimiz olur.Yani...
Bizim anılarımızı canlandıran parçalarını çaldıktan sonra bize doğru yöneldiler.Ki diğer gitarcılar çalmaya başlamıştı.Ellerini bize uzattılar.
Hayır ya şimdi mecburen onlarla dans etmek zorundaydık.Eğer Daniel'e bizim onları reddettiğimizi söylerlerse(Sırf intikam için)son günlerimizde olsak bile işten atılabilirdik.Ve bu çok kötü olurdu.Zorla da olsa elimi kaldrıp Kellan'ın elinin üstüne koydum.Ceren'e bakarak başımı salladım.Şaşırmış yüzündeki ifade aynen şöyleydi.'Nasıl ya...'
Neyseki zorluk çıkarmadan kabul etti.Ve ateşe yöneldik.Kellan nazikçe elini belime koydu.Sonra da ellerimiz birleşti.Yüzüne bakmıyordum.Nasıl bakabilirdim ki.Bizim zayıf yönümüzü kullanabilecekleri aklımın ucundan bile geçmezdi.En azından o kadar gururları vardır diye düşünmüştüm.Ama ne yazık ki yanılmışım.Gittikçe beni kendine çekiyordu.İçimden 'Yeter artık'diyerek elini sıktım.Başını çevirdi.Bizim ardımızdan Ceren ve Jackson...Onlardan sonra da katılımcılar ikişer ikişer ateşin etrafında dans etmeye başladılar.
'Sena üzgünüm.Gerçekten...Böyle olmasını asla istemezdim.Ama sana asla yalan söylemedim.'Gözlerim kısıldı.
'Tamam başta size karşı iddaadan başka bir ilgimiz yoktu.Ama sonrasında...Sonrasında sizsiz yaşamayacağımızı anladık.'Kaşlarımı çattım.
'Ya evet.Kesin öyledir zaten.Bak Kellan.Bizi iki kez aptal yerine koydunuz.Ama size neredeyse hiçbir karşılık vermedik.Hatta o kadar hoşgörülü davrandık ki yani yaptıklarınız için size teşekkür edecek duruma geldik.Ama bir üçüncüsünü yaşayamayız anlamıyor musunuz?Bir kez daha hayal kırıklığına uğramak istemiyoruz.Ya sizin hiç mi vicdanınız yok.Biz buraya ne hayallerle gelmişiz.Sizin yüzünüzden her şey zehir oldu.Bizi bırakın artık.Eğer biraz gururunuz varsa peşimizi bırakıp gidersiniz buradan.'Artık ağlayacak duruma gelmiştim.Yaralı gözlerle ona baktım.Önce duraksadı.Sonra da sessizce başını salladı.Sanırım biraz da olsa vicdanı var olmalı ki beni anlamıştı.Şarkı bittiğinde hiçbir şey söylemeden yerime geçip oturdum.

-Ceren-
Dans ederken kendimi Jackson'dan uzak tutmak için neredeyse bütün gücümü kullanıyordum.Ama sonunda pes ettim.O da beni tahminim doğrultusunda kendine çekti.
'Jackson lütfen.'
'Ceren asıl benim sana bunu söylemem gerekiyor.Lütfen...Mary ve Tina biz intikam için bir tuzak hazırlamışlar.Ve biz de bu tuzağın içine düştük.Asla size yalan söylemedik.Söylemeyiz zaten.Bize inanmalısınız.Seni seviyorum.Ve Kellan da Sena'yı...Lütfen bize inanın.'Gözlerindeki ifade yalan söylemiyor diyordu ama ona bir daha inanırsam ve gene bir hayal kırıklığı yaşarsam...
'Jackson...İkinci kez bizi kandırdığınızda...'Sözümü kesti.
'Biz sizi asla kandırmadık Ceren.'
'Sözümü kesme lütfen.Ayrıca şu iddaa meselesini de burada açmak istemiyorum.Her neyse önemli olan şu ki ben seni affetmeden önce daha doğrusu denize düşürmeden önce sana söylediğim şeyi hatırlıyor musun? Sana inanmak isterdim ama inanmıyorum demiştim.'
'Evet.'O anı hatırladığından galiba gözleri buğulandı.
'İşte şimdi sana inanmak bile istemiyorum.'diyerek kollarından kurtuldum ve Sena'ya doğru yürüdüm.Onu yerinden kaldırdıktan sonra da çadıra ilerlemeye başladık.
Sonuçta etkinliğe katılmıştık.Ve kimse bize sonuna kadar kalmamız gerektiğini söylememişti....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:45 pm

Bölüm 19 Kamp Devam...

-Sena-
Çadıra döndük.Konuşmaya ne gerek.İkimiz de duygularımızı ezberlemiştik artık.Karmaşık ve aynı zamanda sinir bozucu duygular...
Fazla zaman geçmeden de uyuyakaldık.
Rüyamda birileri bizi çadırdan çıkarıp ormana götürüyorlardı.Ama ben onları göremiyordum.Çünkü gözlerim kapalıydı.Nasıl bir rüyaydı ki bu.Saçma sapan ve gereksiz.Hah...O kadar da cesaretleri yoktur herhalde.Ayrıca her rüyanın gerçek olması olanaksızsı.Zaten ne alaka...

Gözlerimi açmamla kapatmam bir oldu.Yakıcı güneş gözlerimi de yakmıştı ve tam tepemdeydi.Gözlerimi açmadan yerimden doğruldum.Sonra da açtım.Bu ne ya...Ormandaydım.Rüya mı bu?Daha doğrusu bir kabus.Tamam çadırımız ormandaydı ama çadır neredeydi?Ve Ceren???....

-Ceren-
Kıvrılmış olduğum yerde gözlerimi açtım.Ama burası neden çadırın içine benzemiyordu.??'Ben neredeyim böyle?'diye düşündüm.Ya da Sena...O neredeydi?
'Üff ne yapacağım ben şimdi?'diyerek çimenlerden kalkıp etrafa bakındım.Ağaçlar o kadar sıktı ki hiçbir şey göremiyordum.Gözlerimi kısıp bir kez daha etrafa göz attım.Dönerken biri belime sarıldı.
'Noluyo ya??'Hışımla arkama dönünce Jackson'ı gördüm.
'Ya sen benim başıma bela mısın?Neden peşimi bırakmıyorsun?Seni istemiyorum anlamıyor musun?'
'Anlıyorum ama bunu hak etmiyorum.Sen Mary ve Tina'nın tuzağa düşürdüğü ama sizin bu tuzaktan haberiniz olmadığı için masum olan beni istemiyorsun.Eğer masum olduğumuzu sana anlatmama izin verirsen...'
'Jackson neden anlamak istemiyorsun?Sana inanmıyorum.İnanmayı da istemiyorum.Ayrıca masum olduğun yalanlarını duymayı hiç mi hiç istemiyorum.
'Seeennnniiiiiii iisssssttteeeemmmmiiiiiyyyooooorrruuuummmm...'diyerek ormana doğru haykırdım.Dudaklarıma yapışıp kaldı.Hareket etmeden gözlerim fal taşı gibi açık bir halde ona bakıyordum.Yaklaşık iki dakika sonra pes etmiş olmalı ki benden uzaklaştı.
'Beni istemediğine gerçekten emin misin Ceren?'
Sessizlik rahatsız ediciydi ama bir türlü bitmek bilmiyordu.
'Evet.'dedi.
'Bak Jackson bilmiyorum.Sana güvenim çok sarsıldı.Eğer doğru söylüyor olsan bile sana olan güvenimin aynı derecede olabileceğinden emin değilim.'Yüzü düştü.
'Anlıyorum.'Şaşırmıştım.Bu kadar çabuk pes etmesini beklemiyordum.
'Ama gene de dinlememek istiyorum.'Yüzü umutla bana döndü.
'Gerçekten beni dinler misin??'
'Evet sanırım.'dedim gözlerimi devirerek.Birlikte bağdaş kurarak çimenlerin üstüne oturduk.
'Seni dinliyorum.'dedim.
'Nerden başlayacağımı bilmiyorum.'
'En baştan başla.'
'Biz size başta o lanet iddaa yüzünden ilgi göstersek de bu ilgi zamanla aşka dönüştü.İddaayı unutup sizi sevmeye başladık.Düşünmüştük ki eğer bu iddaayı öğrenirseniz bizi dinlemeden çekip gidecektiniz.Ve malesef aynen öyle oldu.Mary ve Tina nerden öğrendilerse artık...Onları buradan göndereceğimizi söylediğimizde bizim için intikam planı hazırladıkları malum...Ve bizi en hassas noktamızdan vurdular Ceren.Sizden...Size anlatmak için uğraştık fakat olmadı.Şimdi her şeyi biliyorsun.'Biraz düşündüm.Kafamda daha binbir türlü soru vardı.Ama bunlar iddaa konusunda değildi.Yalan söylemediği belliydi.Fakat ben kendimle girdiğim savaşta kim galip gelecek merak ediyordum.Bir şey demeden ayağa kalktım.Tek sorum şuydu.
'Beni ne kadar seviyorsun Jackson?Gözlerimin içine bakarak cevap ver.'
'Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamını taşısaydı ve sen bana, seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inanki bir tanem her gün yağmur yağardı…
Peki sen...Sen beni ne kadar seviyorsun?Ya da şöyle sormalıyım.Hala beni seviyor musun?'
'Seni hep sevdim. Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen yağmur damlalarını tutmaya çalış, tutabildiklerin senin sevgin tutamadıklarınsa benim sana olan sevgimdir…'Bana sımsıkı sarıldı.Nazikçe kendimi ondan uzaklaştırdım.Şaşkın hali o kadar belliydi ki sırıtmama engel olamadım.
'Üzgünüm Jackson.Yani bir an nefes alamadım da onun i...'Cümlemi tamamlamama fırsat kalmadan Jackson'la dudaklarımız birleşti.Tutku her yanımı sarmıştı.Ama kalbimin küçük bir yanı hala ona güvenmiyordu.O tümörü oradan çıkarıp başımdan savdım.Bundan sonra başka ne denilebilir ki...???

-Sena-
Ceren'in haykırmasını duyduğumda çok korktum.Sonuçta burası bir ormandı.Ve her şey olabilirdi.Ağzımı bir el kapattı.Bu kocaman eli tanımıştım.Yerimde kaldım.Sonra da ağzımdaki el gevşedi.Kellan'a fırsat vermeden kollarından kurtulup ormanda hızlıca koşmaya başladım.Ama kahretsin.Ağacın köküne takıldım ve tam toprağı öpecekken Kellan belimden tutup beni kaldırdı.
'Sena benden kaçma.'Belime sarıldığından artık istesemde bir kurtuluş yolu bulamazdım.Ve zaten kendimin de bu sarılmayı çok arzuladığını hissettim.Ona sarılmayalı uzun zaman olmuştu.Ve ondan nefret etmek istesem bile bünyem izin vermiyordu.O olmadan ben bir hiçtim.Ayrılık küçük sevgileri öldürür, ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp, yangını körüklediği gibi…
Ama her halükarda ondan uzaklaşmam gerektiğini biliyordum.
'Lütfen bırak beni...'Sesim fısıltı halinde çıkmasına rağmen ben bile zor duymuştum.
'Seni asla bırakamadım.Bırakmam.
Bırakma beni sevdiğim gidişine dayanamam,
Hasret gözyaşlarımla kendimi avutamam,
Dönerim dersin ama kadere inanamam,
Bıraktığın anılarla sensiz yaşayamam...
Biz bir tuzağın kurbanı olduk Sena.Yapma böyle...Seni sevdiğimi bile bile onlara inandın.Yapma bunu bize...'
'Kellan...'
'Sena...'Ona doğru döndüm.
'Üff..Kahretsin seni çok seviyorum.'Sımsıkı sarıldık birbirimize.
'Ben de...Ben de seni çok seviyorum bebeğim.'

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:45 pm

Bölüm 20 İnsanın Güveni Sarsılınca Bazı Şeyler Aynı Olmuyor Malesef!!!

...Rüzgar dalı kırdıktan sonra dal rüzgarı affetse bile dal kırılmıştır bir kere...

..............................Ama o da ne? İşler değişecek mi?????.............................

-Ceren-
Son üç gün kaldığını anladığımızda ondan sonraki iki günü harika geçirdik.Sanki masallar diyarında yaşıyormuşuz gibi..Aşkla donatılmış muhteşem bir diyar...
Ve bugün son günümüzdü.Şu an saat 24:15 i gösterdiğinden dolayı yarın olan bugün diyordum.Prenslerimizle çok güzel iki gün geçirdik.Deniz, kum, güneş,birbirinden güzel leziz yemekler,şakalar,takılmalar,sevgi ve aşk dolu sözcükler...İşte bu iki gün bu saydıklarımı bolca barındırıyordu.Ama elbet her güzel şeyin bir sonu vardı.Yarından sonra herkes kendi hayatına dönecek.Ve bunlar hiç haşanmamış gibi olacaktı.Bir yanımız onları hep yakınımızda istese de işleri gereği tabi ki bizden uzak olacaklardı.Biz buna dayanamazdık.Onun için birlikte yediğimiz son harika yemekten sonra Sena ile konuştuk.Ve yarın bu işin yürümeyeceğini söylemeye karar verdik..Sevgili olsak ne yazardı ki.Elbet bir gün bizi unutup başka birilerine giderlerdi.Bunun için en iyisi baştan ayrılalım ki daha büyük yaralar almayalım diye düşündük.Yatağımda uzanıp gecenin karanlığında kendimle yalnız kaldım....

-Sena-
Evet...Kabus gün gelip çatmıştı.Dün gece hiç bitmesin istemiştik.Ama lanet gün bizi dinlememişti malesef.Bugün gidiyorduk.
'Kahretsin'diyerek her yeri birbirine kattım.Yatak yorgan yerdeydi.Duvara yaslandım.Sonra duvardan süzülüp yere oturup başımı iki elimin arasına aldım.Ceren birden banyodan çıktı.Etrafı darmaduman görünce bir an şaşkınlıkla ağzı açıldı.Sonra beni gördü ve yanıma gelip bana sarıldı.Ben de ona...
'Ağla canım ağla.İçini döküp rahatla biraz.'deyince zorla tuttuğum gözyaşlarım birden akmaya başlamıştı.Artık duramazdım.Ceren'in omzunda ağladım... ağladım... ağladım...O da ağlıyordu.Birlikte bütün acılarımızı gömdüğümüz suları dışarı akıttık.Ama hala içimizde bir parça alev alev yanıyordu.
'Neden ya neden?Onlar da normal bir insan olsalardı her şey ne kadar farklı olurdu.'dedim gözlerimi silerek.
Ceren önce bir duraksadı.
'Sena onlar iyi insanlar olsalar da bize göre değiller.Biz birine bağlanırsak onun için her şeyi göze alırız.Ama onlar...'Yerinden doğrulup dağılmış olan yatağa oturdu.
'Aslında pek bilmiyorum.Bazen bağlanabileceklerini kanıtlayacak davranışlar sergiliyorlar.Ki şu anda öyleler.Ama ya öncesi...Güvenimin baştaki gibi sapasağlam olduğunu söyleyemem malesef.'
'Haklısın.'dedim.'Benim de öyle...Onların bizim gibi olmadıklarını düşünüyorsun ve sanırım ben de buna katılıyorum.Ama kahretsin ki Kellan'ı çok seviyorum.'Bu sözleri robot gibi duygusuz bir biçimde söylemiştim.Ceren bana döndü.
'Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz Sena.Ben de Jakson'ı seviyorum.Hem de kalbimin tamamı onun.Ama onları unutup eski hayatımıza dönmeliyiz.Yapılacaklar belli ve bunu uygulamaya koyma zamanı geldi.Her ne kadar zor olsa da kendimizi toplayıp onlara ayrılmak istediğimizi söylemeliyiz.'dedi.Hiçbir şey demeden üstüme gözümün ucuyla bile bakmadığım bir şeyler geçirdim.Ceren de giyindi.Ağlamaktan kızarmış olan gözlerimiz için yüzümüze biraz su çarptık.Ve sonra kaderimize doğru bir adım yol aldık...

-Ceren-
Bavullarımız hazır olduğundan ve zaten ikimizin de sadece birer bavulu olduğundan çabucak onları aşağı indirdik.Sonra bir adam bize doğru yöneldi.Yanında da Billy...Evet ilk gün bileği burkulan çocuk.Onu o günden sonra pek görmemiştik.Eşi kocasının bize ayrıca teşekkür etmek isteyeceğini belirtmişti.
'Merhaba genç hanımlar.'dedi.
'Merhaba efendim.'dedim gülümsemeye çalışarak.
'İşlerim dolayısıyla vakit bulamamıştım ama sizi kaçırsaydım gerçekten çok üzülecektim.Billy için geç olsa da çok teşekkür ederim.'
'Ne demek efendim biz sadece insanlık görevimizi yaptık.'dedi Sena.
'Biliyorum ama malesef bugünkü dünyamızda insanlığı unutmuş insanlar pek fazla...Her neyse tekrar teşekkürler.Gidiyorsunuz galiba...'
'Evet gitme günümüz geldi.'dedim.
'Peki o zaman size iyi yolculuklar.Bu arada hangi şirketin çalışanlarısınız?'Şirketin ismini söyleyince başını salladı ve iyi günler dileyerek Billy'i de aldı ve bizden uzaklaştı.
Tam o sırada Kellan ile Jackson geldi.Jackson yanağıma bir öpücük kondurdu.
'Günaydın kızlar.'
'Günaydın.'dedim fazla istekli olmamakla birlikte.Kellan Sena'ya sarıldı.
'Oww biz kıyamayız size.Bir süre ayrı kalacağımız için biz de çok üzgünüz ama böyle üzülmenize de dayanamayız.'Sena sessizce Kellan'ın kollarından sıyrıldı.
'Gitmeden sizinle konuşmak istediğimiz bir konu var.'dedi duygusuz tonuyla.
Jackson da:'Olur tabi konuşalım.Neymiş bakalım bizimle konuşmak istediğiniz konu güzeller...??'
'Biz sizinle beraber olamayacağımıza karar verdik.'dedim çabucak.Jackson anlamadığından ya da anlamak istemediğinden:'Ne..Nasıl yani?'dedi.
'Öyle işte.'dedim.'Sizden ayrılmak istiyoruz.Biz gerçek bir ilişki istiyoruz.Sürekli yanımızdan ayrılan,acaba yarın da sevgilimiz olarak kalacak mı diye karmaşalar içinde yaşamak istemiyoruz.'dedim.
'Evet aynen öyle.'dedi Sena beni tasdiklemek için.Jackson birden kolumu tuttu.
'Ceren sen ne dediğinin farkında mısın?'Kararlı gözlerle ona baktım.
'Evet gayet farkındayım.'dedim.Bir süre öylece birbirimize baktık.Kellan sessiz kalan Sena'ya doğru dönerek konuştu.
'Ya siz ne diyorsunuz?Sizi üzecek kıracak bir şey mi yaptık?Yaptıksak söyleyin.'dedi.Sena artık kendini tutamadı.
'Yaptıklarınızı sayarsak burdan öteye yol olur Kellan.Belki farkında olmadan ya da önceden yaptıklarınızdı.Ama size olan güvenimiz çok sarsıldı ve artık biz durmadan çabalasak da hiçbir şey aynı olmayacak.'diyerek Kellan'ın cevap vermesine izin vermeden koşarak bizi bekleyen taksiye bindi.Tam ben de biniyordum ki Jackson sıkıca kolumdan tuttu.
'Hayır Ceren böyle bir şeye izin vermiyoruz.'
Kararlı halimi devam ettirmeyi umarak:'Sizden izin alan yok.Ayrıca bize karışabileceğinzi nasıl düşünürsünüz?'Siz kimsiniz?Bizim nişanlımız mı yoksa kocamız mı?'Kaşlarımı kaldırarak devam ettim.
'Hiç biri.Şimdi bırak kolumu...'diyerek hışımla kolumu çektim ve taksiye bindim.

..........................................................................................

Havaalanına vardığımızda ruhsuz bir şekilde işlemlerimizi yaptırdık ve bizi Amerika'ya götürecek olan uçağa bindik.Bitmişti...Her şey bitmişti.Son bir umut gelirler diye düşündüm ama gelseler bile ne değişecekti ki.Uçak kalktı.Artık bundan sonra onlarsız bir hayata kendimizi hazırlamalıydık.
İki saatlik uçuşumuzun ilk bir buçuk saati tamamlanmıştı.Ama hala servis başlamamıştı.Sonra arkadan servisin başladığına dair 'Ne alırsınız?'tarzı sorular duyduk.Yaklaşık on dakika sonra sıra bize geldi.Başımızda bir değil iki kişi duruyordu.Ama önemsemedik.Ve istediğimiz şeyleri söyledik.Yiyemeyecek olsak bile...
Sonra merak edip kafamı kaldırdığımda Jackson'la Kellan'ı gördüm.
'Yine mi siz ya.Peşimizi bırakıp gidin artık.Size söyledik.Bize karışamazsınız.Ne nişanlıyız ne de evli.Zaten artık bizim için iki yabancısınız.Bizden uzak durun.'dedim.Bunları söylerken hiç nefes almadığımdan sözlerim bittiğinde derin bir nefes aldım.Bağırdığım için uçaktaki herkes bize bakmıştı ve bakmaya devam ediyorlardı.Kellan'ın diz çökmesiyle şaşkın ve meraklı gözler daha da arttı.Ardından da Jackson diz çöktü.
'Hani dedin ya ne nişanlım ne eşimsin.Seninle güldüm, seninle ağladım ben. Yaşamı sende bulup sende doğdum ben. Hiçbir şey tadımlık, bir anlık, bir adım sonrası yalnızlık olsun istemiyorum. Tüm aşkım, tüm varlığımla sorsam sana; benimle evlenir misin????'Hala kavrayamamıştım.Ben ona ne diyor bu dercesine bakarken Kellan söze girdi.
'Sena...'dedi.
'Ne var?'dedi Sena.'Eğer sen de Jackson gibi bana evlenme teklif edeceksen cevabım HAYIR.!!!'Kellan pes etmeyip Sena'yı çekip kucağına oturttu.
'Denizim değil dalgam olur musun? Ateşim değil külüm olur musun? İlk sevdiğim değilsin affet son sevdiğim olur musun bebeğim?'
Biz ne yapıyorduk böyle.Onları seviyorduk.Ve onları sevmemize rağmen terk ediş nedenimiz bizden birgün ayrılabilecekleri değil miydi?Ama şimdi bize evlenme teklif ediyorlardı.Bir ömür boyu beraber olmak için...
Dudaklarımdan'Evet.'sözcüğü çıktı.Müthiş bir alkış koptu.Jackson da dudaklarıma saldırıp kıkırtıların yükselmesine sebep oldu.Biz durduğumuzda Sena'ya baktım.Kararsız görünüyordu.Onu çekip uçağın ucuna götürdüm.
'Sena...Burada evlilikten söz ediyoruz.Şaka değil.Ben evet dedim diye sen de kendini evet demeliyim baskısına sokma.Ama zaten bizim onlardan ayrılma nedenimiz evlenmeyeceğimiz ve onların bizi bırakma ihtimali değil miydi?Şimdi bizimle evlenmek istiyorlar.Yani bizi bırakmamaya ant içmek istiyorlar ve bizi seviyorlar.Şimdi ne diyeceksin?'dedim ve onu yalnız bırakıp çıt çıkmayan uçakta Jackson'ın yanına gittim ve ona sarıldım.Kellan meraklı ama bir o kadar da Sena hayır diyecek diye üzgün görünüyordu.Sena yanımıza doğru geldi.
'Sanırım...'dedi.Sesi üzgün geliyordu.Eyvah bu kız hayır diyecek dedim.Ama birden Sena coşkulu bir sesle.'Evet.Seninle evlenirim'diyerek Kellan'a sarıldı.Kellan da coşkuyla'İşte bu.'diyerek Sena'yı döndürmeye başladı.Bir alkış kıyamet de onlar için koptu.
'Bravo...Tebrikler....'seslerinde uçak inmeye hazırlanıyoruz raporu verince herkes kahkahaya boğuldu.Uçağın yolcu kısmı ne dertlerle boğuşmuştu pilot ne derdindeydi.Jackson'la koltuğa oturduk ve başımı onun omzuna yasladım.Kellan ve Sena da karşı koltuklara oturmuşlardı.
Başımı kaldırıp prensime baktım.Yakında kocam olacak prensime...O da beni seyrediyordu.
'Seni seviyorum.Ve bu artık bir ömür boyu devam edecek.'Gülümsedi.
'Bir ömür boyu bizim sevgimize yetmez.Seni sonsuza kadar seveceğim.'diyerek dudaklarıma uzandı.
'Hey yavaş olun'diye kıkırtılı bir ses yükseldi.Kim olabilirdi ki ?Kellan...
Jackson karşılık verdi.
'Bakalım kim daha hızlı olacak?'dedi Kellan'a hınzır ses tonuyla.Biz daha ne olduğunu anlayamadan dudaklarımız hapsolmuştu.....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:46 pm

Bölüm 21 Kutlama...

-Sena-
Uçaktan uçarak inmek garip olmasına rağmen uçarcasına indik.XD.Ellerim sevgilimin avucunun içinde...Müthiş bir duygu.Hava kararmaya yüz tutmuş olduğundan eve gitmeye karar verdik.Hem bavulları da bir yere koymak gerekiyordu.Kellan benim evime Jackson da Ceren'in evine gitti.Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra biz Ceren'lere gidecektik.Ve orada beraberce kutlama yapacaktık.
Kellan evimi ilk kez göreceğinden bir bakıma da heyecanlıydım.Acaba beğenecek miydi???

-Ceren-
Önce eşyaları yerleştirme kararı aldığımızdan herkes çiftler halinde evlerine dağıldı.Jackson benim evimde,Kellan Sena'nın evinde kalacaktı.Onları otel köşelerine bırakamazdık değil mi?(Ay çok acıklı oldu sanki.XD.)
Her neyse eve vardık.Ben anahtarımla kapıyı açtım.İçeri girdiğimde evimi özlemiş olduğumu fark ettim.Kokusunu bile özlemişim resmen.Ama bunu özel kılan bir şey vardı.Jackson'ın da evimde olması...
'İşte evim...'diyerek onu içeri davet ettim.
O da:'Çok güzelmiş.'diyerek karşılık verdi.Birkaç dakika sessizce öylece durduk.Sonra ben sessizliği bozmak için'E tamam o zaman sen otur ben bavulumu boşaltayım.'dedim.Ama o oturmak yerine:'Ben de sana yardım edeyim.'dedi.
'Peki.'diyerek odama yönlendim.O da peşimden tabi...Tam bavulumu kapmıştım ki:'Yardım edeyim.'diyerek bavulu aldı ve gülümsedi.Ben de gülümsedim.Odama girdik.Odam normal yatak odalarına göre biraz daha büyüktü.Ben de rahatça yatayım diyerekten çift kişilik almıştım.Ama galiba bundan biraz da olsa pişmanlık duydum.Her neyse...
Beraber bavulumu boşalttık.Sonra da salona geçtik.
'Ne içersin?'dedim.Gülümsedi.
'Bilmem.Soda var mı?'Buz dolabını açıp bakındım.Ve köşede iki tane soda gördüm.Hemen onları alıp son kullanma tarihleri baktım.Ki geçmemişti.Bu iyiye işaretti.
'Varmış.Getiriyorum şimdi.'diyerek sodalarla birlikte salona yöneldim.
'İşte.'diyerek bir tanesini ona uzattım.O da aldı.
'Teşekkür ederim sevgilim.'Ve sonra dudağıma yumaşacık bir öpücük kondurdu.Ortamın duygusallığını bozmak için kollarımı iki yana açtım.
'Ne demek.'dedim sırıtarak.Birlikte sodalarımızı içerken televizyonu açtım.Haberlerde Kellan Luztz Ve Jackson Rathbone'nin uzun zamandır ortalıkta görünmedikleri vardı.'Acaba kaçırıldılar mı?'Başlıkları altında daha bir sürü asılsız haberler...Jackson'a baktığımda sinirlenmiş olduğunu gördüm.
'İlk işim şu gerzek menejeri kovmak olacak.'dedi.Şaşırmıştım.Neden menejerleri tatilde olduklarını söylememişti ki?
'Beden tatilde olduğunuzu söylememiş?'Bana dönünce gerilmiş suratı bir gülümsemeyle aydınladı.
'Bilmiyorum tatlım.Ama bunu ödeyeceğine kalıbımı basarım.'Kıkırdadım.Ona sarılarak:'Sakin ol sevgilim.Yarın bir telefon edersiniz düzelir her şey...'Ama bu arada başımı göğsüne yaslamıştım ve kıkırdamamı durduramıyordum.
'Demek gülersin ha.'diyerek beni birden gıdıklamaya başlayınca iyice zıvanadan çıktım.
'Jackson.Hahahahhah....'Bu arada da elinden kurtulmaya çalışıyordum.Onu ittim ve koltuğa sırtüstü düştü.Bu sefer ben onu gıdıklamaya başladım.Ama pek etkilenmişe benzemiyordu.Sadece sinsice sırıtıyordu.
'Denemeye devam et tatlım.Bir etkisi olmayacak.
'Oppsss...Bu hiç iyi olmadı.'dedim ve evde bir koşuşturmaca başladı.Önce kanepenin arkasına saklandım.Ama o beni koltuğun üstünden atlayarak yakalamaya çalıştı.Kıl payı kurtulup koridora doğru koştum.Bu sırada da aklımdan bütün seçenekleri geçiriyordum.Banyo olmaz.Beni hemen kıstırırdı.Ütü odası hiç olmazdı.En iyisi yatak odasına kaçmaktı.Pencereyi her ne hikmetse açık bırakmıştım.Belki oradan bahçeye kaçma şansım olabilirdi.Böylece yatak odama girdim.Yatağın üstünden atladım ve pencerenin mermerine sağ ayağımı koydum.Tam atlayacakken bir kol beni tutarak geri çekti.Hayır ya...Kahretsin yakalanmıştım.Beni içeri çekti.O sırıtarak bana doğru ilerlerken ben de geri geri gidiyordum.
'Eee bundan sonraki kaçma yerin neresi acaba sevgilim?'Tam koşmayı planlamışken ayağım yatağın kenarına takıldı.Ve hooppp yatağa gömüldüm.Jackson da yatağa oturdu.
'Artık hiç şansın kalmadı aşkım.'dedi gülerek ve sıcacık dudakları dudaklarıma mühürlendi.

-Sena-
Kellan'la birlikte evdeki işi bitirmiş ve Cerenlere doğru giderken gözüm bir pastaneye takıldı.Madem bir kutlama olacaktı.Pastasız olur muydu?..Kellan'ı elinden çekerek pastaneye yöneldim.Kellan şaşırmıştı.
'Noluyo Sena?'Ona pastaneyi işaret ettim.Yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı.Zaten Kellan oldu olası midesine düşkündür.Kıkırdayarak pastaneye girdim.Herkesin çikolatalı pasta sevdiğini bildiğimden gözüme ilk takılan ve ağzımı sulandıran çikolatalı pastayı aldım.Daha doğrusu Kellan aldı.Sevgilisine para ödetmezmiş.Elimi tuttu ve arabama bindik.Sonra da Cerenlere...

...

Vardığımızda pastayı Kellan kaptı.Ben de arabayı kilitledim ve beraber kapıya ilerledik.Kapıyı tıklattım.Ama bir ses gelmedi.Sonra da Kellan zili çaldı.Ama ne çalma..Bütün evi yıkma derdindeydi galiba...
'Dur dur...'diyerek kolunu tuttum.O ise bana baktı.
'Beni öpersen zile basmayı bırakırım.'dedi.Kıkırdadım.
'Çok pazarlıkçısın.'dedim ve onu öptüm.Her an Ceren ya da Jackson kapıyı açabilir olasılığına karşı öpücüğü kısa tutmuştum.Neyseki Kellan elini zilden çekti.Az sonra da kapı açıldı.Ceren biraz dağılmıştı.Ama sadece bir kadının gözüyle fark edilebilecek kadar...Ama şişmiş dudakları sanırım her şeyi ele veriyordu.Arkadan da Jackson kapıya çıkınca kahkaha atmaya başladım.Sonra da diğerleri bana katıldılar.Böylece eve kahkahalar eşliğinde girmiş olduk.
Gülmemi zorla da olsa durdurup gülümsedim.
'Pasta getirdik ama isterseniz biz gidebiliriz yani...'Sonra da Kellan söze girdi.
'Aslında bana kalsa sizi hiç rahatsız etmeyecektik ama...Malum...'Her zamanki dalgacı suratı oluşmuştu.Ama bu sefer daha bariz biçimde...XD.Ceren ayak baş parmaklarına kadar kızarmış olsa da bozuntuya vermedi.
'Her neyse hadi içeri geçelim.Kutlama zamanı...'dedi ve içeri girdik.Evde yıllanmış bir şarap vardı.Hafif bir müzik açtık.Sonra da biz hamarat kızlar pastayı geniş bir servis tabağına yerleştirmek gibi müthiş bir iş yaptık.Tabi onları sofraya getirmek de emek ister.XD.Böylece kutlama başlayabilirdi.Ceren konuştu.
'Evet arkadaşlar önce kim konuşmak ister?Şunu da belirtmeliyim ki herkes en az bir iki cümle söylemek zorunda.Günün anlam ve önemi üzerine...'dedi.Biz de düşünmeye başladık.Önce Kellan başladı.
'Tamam.'diyerek bana döndü.Gözlerindeki yoğun duygular içimi yakıyordu.
'Belki hatıralar unutulup gidecek,
Belki bu sevgiler yok olup eriyecek,
Ama şunu unutma,
Bu kalp sonsuza dek seni sevecek...'Ağlamamak istedim ama gözümden bir yaş yanağımdan süzüldü.Kellan da bana sarıldı ve öptü.Ama ben de ona cevap vermeliydim değil mi?'
'Bugünde yarın da yüreğin kadar yanındayım ,
Kendini yanlız hissettiğinde
Elini yüreğine koy..
Ben hep oradayım!!'Onun da duygulandığı belli oluyordu.Ama ağlamak hiç ona göre bir şey değildi.Elini omzuma attı ve diğer çiftimize döndük.
'Hadi ama...Sıra sizde.'dedik gülerek.

-Ceren-
Jackson sözü almak istedi.Gene yüreğimdeki sevgiyi dolup taşıracak bir şey yapacağına emindim ama sadece öylece durup onun konuşmasını bekledim.
'Yeşile inat ağaç hala yeşermekte,
Geceye inat gün hala ağarmakta,
Ben ise sana inat seni hala sevmekteyim
İnat bu ya seni hep seveceğim..'dedi.Ona sarılarak sözlerime başladım.
'Bulutlara yükledim özlemimi, rüzgarlarla yolladım sevgimi,
Yağmurları yağdırdım gözyaşlarımla,
Küçücük melekler gönderdim,
Seni öpmeye gelmediler mi?'dedim ve birbirimizi tutkuyla öpmeye başladık.

-Sena-
Kellan kıkırdadı.
'Eee madem kutlama herkes katılmalı değil mi?'diyerek o da beni öpmeye başladı.Çiftler halinde sanki yarışırcasına öpüşüyorduk.Ta ki Ceren'in kahkahasını duyana kadar...Halimiz o kadar komikti ki...Biz de ona katıldık.Bu kadar duygusallık yeter manasında...
'Sonra da biz hamarat kızlar pastayı kesip servis yaptık.Ve beraberce pastalarımızı yedik.Güzel seçim yapmışım gerçekten de pasta süperdi.Kellan yanıma gelip kolunu belime doladı.
'Bebeğim sen de böyle yapabiliyor musun?'Birden Ceren'le göz göze geldik.Kıkırdadık.
'Malesef canım.Aslında pek yemek yapmanın yanından geçtik sayılmaz.Ama Ceren gene bir şeyler bilir.Bense umutsuz vakayım.'dedim gülerek.
'Olsun canım.Seni böyle sevdik böyle alacağız napalım.'dedi Kellan sırıtarak.Ben de dayanamadım ve omzuna bir yumruk attım.Etkilenmemiş olsa da şakacıktan canı acımış gibi yaptı.
'Sanki canın acıdı.Hissetmemişsindir bile...'dedim.Kellan ise tam tersini söyledi.
'Sen boks filan mı yaptın?Vay canına omzum gerçekten de acıdı.Her ne kadar bu utanç verici olsa da...'dedi gözlerini devirerek.Demek gelişme kaydetmiştim.'Hmmm bu ilerde işime yarayabilir sanırım.' diye düşünerek sinsice sırıttım.Jackson bu bu sırıtmamı görünce Kellan'a döndü.
'Oğlum halin yaman diyim ben sana.Yenge fena kaptırdı kendini.'diyince bir gülme krizi daha...Anlaşılan bu akşam bol bol gülecektik.Ama benim için bir mahsuru yoktu.Her zaman içinden kahkaha yükselen evleri sevmişimdir.
Yeme faslı bitince bu sefer de oyun faslı başladı.Son zamanların favori oyunu tabu..Hem de XL.Oleyy.....
Oynamaya başladık.Büyük bölümü bitince kukla kısmına geçtik.Sıra Kellan'daydı ve biz çift olduğumuzdan bana anlatıyordu.Kukla yanında minicik kaldığından hiçbir şey anlamadım.Ve süremiz doldu.Diğer çift çok sevinmişti.Ama ne olsa onlar rakibimizdi.Onların sırası geldiğinde onlar da yapamamıştı.Anlaşılan bu kukla işini kimse beceremecekti.Biz de boşverip koltuklara geçip sohbet ettik.Ama birden çok yorulduğumu fark ettim ve esnemeye başladım.Kellan beni görüp yanıma geldi.
'Gidelim mi tatlım.Çok yorulmuşa benziyorsun.'dedi gülümseyerek.
'Valla ne yalan söyleyim acayip yoruldum.Gidelim bari.'diyerek ona yaslandım.Ama yorulan sadece ben değildim.Ceren de belli etmek istemese de çok yorulmuştu.Ceren'e sarılıp iyi geceler diledim.Sonra da Jackson'a...Kellan da iyi geceler diledi.Ve arabaya binip eve gittik.Uykum ağır basınca Kellan'a yaslandım.O da kıkırdayarak beni kucağına aldı ve içeri taşıdı.Ve yatağıma yatırdı.Onun kollarında kendimi hiç olmadığım kadar güvende hissediyordum.Ve farkında olmadan uykuya dalmışım.

-Ceren-
Sena ile Kellan gidince prensimle birlikte etrafı topladık.Müzik setini kapattık.Ve biz de odaya yollandık.Aslında onunla ilk defa aynı yatağı paylaşmıyordum.Ama bu sefer farklıydı.Burası benim evimdi.Ona başka yatak hazırlamam gerekiyordu.Ama öyle bir şeyi de hiç istemiyordum.Onun huzurlu kollarında uyumak daha cazip geliyordu.XD.Böylece beraberce yatakta uzandık.
'İyi geceler öpücüğü isterim.'dedi.Kıkırdayarak dediğini yaptım.Tutkulu bir biçimde onu öptüm.
'Mmmm....Sevgilim iyi geceler...'Gözlerini devirerek:'Her ne kadar sabaha kadar başka şeyler yapmak istesem de...'dedi.Söylediği laflar karşısında kızardım.Ama fark etmesin diye uyur numarası yaptım.Teyzem küçüklüğümden beri çok iyi rol yaptığımı söylerdi.Ki öyle olmalı ki Jackson inandı.
'Neyse bugünlük olmadı.Artık başka sefere...'diyerek dudaklarını alnıma bastırdı.Sonra gözlerimi açıp ona haddini bildirmek istesem de gözlerimi açamadım ve uykunun derin denizine daldım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:47 pm

Bölüm 22 Kahvaltı Kabusu

-Ceren-
Sabah uyandığımda Jackson yanımda değildi.Esneyerek yataktan kalktım ve banyoya yöneldim.Yüzüme biraz su çarpıp ayılmaya çalıştım.Sabahları nedense yüzümü iyice yıkamazsan ruh gibi dolanıyordum ortalıklarda..XD.Sonra da üstüme düzgün bir şeyler giyip aşağı indim.Ama ne göreyim...
Kellan,Jackson ve Sena oturmuş bir güzel sohbet ediyorlardı.Beni fark ettiklerinde,üçü birden bana baktı.Sonra da kahkahalara boğuldular.Gözlerimi kırpıştırıp onlara bakmaya devam ettim.Bu arada da neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordum.
'Hey neler oluyor burada?'dedim.Kimse bir açıklama yapmaya kalkmayınca sinirlenmiştim.Kellan teslim olma havasında ellerini kaldırdı.
'Heyy sakin ol.Sadece sen gelmeden çok acıktığımı söylemiştim.Evde bir şey olmadığını görünce nasıl olsa sen uyuyosun.Çaktırmadan seni mi yesek diyordum hani?'derken sesi git gide kısıldı kısıldı ve duyulamaz bir hal aldı.Çünkü gözlerimi kısmış ona bakıyordum.Kellan öyle kolay kolay pes etmezdi ama bakışım çok kötü olmalıydı ki onu alt edebilmiştim.
'Hahahhaha...Hadi gülün.Deli gibi komikti.'dedim.Sena beylerimize dönerek:Birileri bu sabah tersinden kalkmış anlaşılan.'dedi benim duymayacağımı sanarak.
'Seni duydum.'dedim hışımla...
'Peki tamam..Teslim oluyorum.'dedi ama gülmemek için kendini zor tuttuğu belliydi.Çünkü dudakları titriyordu.Jackson araya girdi.
'Tamam.Madem evde bir şey yok.Kahvaltıyı dışarda yapalım.Sonra da alışverişe çıkarız..'diyerek yanıma geldi ve bana sarıldı.
'Zaten ben biricik sevgilimi yamyamlara yedirir miyim.??'dedi kıkırdayarak.Beni saran kollarını ittim.
'Jackson sen de mi ya...Üff..'diyerek dışarı çıktım.Onlar da arkamdan geldiler.Arabaya bindik ve yola çıktık.Ben biraz kafamı toplayınca çok sert tepki verdiğimi anladım.Sadece şakaydı sonuçta.Niye bu kadar büyük bir tepki vermiştim ki sanki.Bunları düşünürken farkında olmadan konuşmaya başladım.
'Tamam.Biraz aşırı tepki verdim.Hepinizden özür diliyorum.Sanırım stresten...'dedim.Kellan sırıtmaya başlayınca:'Ama bari bir daha böyle saçma espriler yapma Kellan.Tamam mı?'Sırıtmaya devam etti.
'Peki.Siz nasıl isterseniz sultanımız.'Güldüm.
'Aferin öğreniyorsun.'deyince Sena ile Jackson da bize katıldılar.
Böylece kahvaltı mekanına vardık.Çimenlerin üzerine kurulu, ağaçların içinde çok hoş bir yerdi.Gelir gelmez çok beğenmiştim.Dört kişilik bir masaya geçip oturduk.Biraz sonra da garson gelince sipariş verdik.
Hoş sohbet içinde kahvaltımızı yaptık.Konu genelde evlilikti.Nerede tören yapacağımız.Gelinlikler,yüzükler, alışveriş falan filan...Bunları konuşurken gülmekten ölüyorduk.Örneğin Sena kendi gelinliğini anlatırken Kellan ona öyle bir bakıyordu ki gülmemek elde değildi.Çünkü Sena dediğine göre mini ve tüylerden oluşmuş bir gelinlik diktirmeye karar vermişti.Kıkırdayıp duruyordum.

Sonra bir ara tepemizde iki adam gölgesi belirdi.Sena ile ben yan yana oturuyorduk.
Birden kafamı kaldırınca gözüm karardı.Çünkü karşımda duran iki adamdan biri benim eski sevgilimdi.İlişkimiz tam üç sene bir barışık bir küs sürmüştü.Ben evleneceğimizi sanıyordum ama kahrolası bir haber bile vermeden ortalıktan kaybolmuştu.Sonradan çok sevdiğim annesinden oğlunun İngiltere'de bir iş teklifi aldığını ve uçarak oraya gittiğini öğrendim.Kadın gerçekten üzgündü.Çünkü oğluyla benim evlenmemi çok istiyordu.
Bu tam beş sene önceydi.Ama daha dün gibi hatırlıyordum.Lisedeyken gerçekten çok başarılıydı.Ve çok zekiydi.İmkanlar dahilinde İngiltere'de çok büyük bir firmada hem eğitim görecek hem de çalışacaktı.
Nefretle karşımdaki aşağılık herife baktım.Adı Furkan'dı.Evet hem de Türk...Bana sırıtarak bakan o herifin suratına bir okkalı tokat atmak için neler vermezdim.Ama şu anda gerçekten ortam müsait değildi.

-Sena-
Karşımda duran adam İngiltere'deyken iki buçuk yıl sevgili kaldığım adamdı.Ben eşşek gibi üniversitede çalışırken onun da çalıştığını ve benimle buluşmaya pek zaman ayıramadığını sandığım ama aslında sevgili olmaya başladıktan sadece bir ay sonra beni binbir çeşit kızla aldatmaya başlamış olan adam yani...Ben onu deliler gibi severken o başka kızlarla düşüp kalkıyormuş meğer.Bunu öğrendiğim gibi yüzüne bir tokat patlatmıştım ve beni bir daha aramamasını söylemiştim.Adı Mehmet'ti.Evet İngiltere'de aynı üniversitedeydik.Zaten orada tanışmıştık.Yabancı olmadığından kendimi ona daha yakın hissetmiştim o zamanlar...
Ve şuanda karşımda duruyordu.Nefretle ona bakmaya devam ettim.


.........


-Sena-
Ben Mehmet'e nefretle bakarken o da bana pişman gözlerle bakıyordu.Artık ona karşı içimde sevgi kırıntısı kalmamış demeyi çok isterdim.Ama malesef öyle değildi.O beni ilk aşkımdı ve beni derinden etkilemişti.Sonradan kendimi onu unuttum diye sınırlandırsam da kendimi kandırdığımı onu gördüğümde anladım.Ya Kellan..???

-Ceren-
Birlikte otel turizmciliği okuyacağız diye hayaller kurardık o zamanlar...Aynı üniversitede okuyup mümkünse aynı iş yerinde çalışmak gibi şeyler.Ama ne yazık ki Furkan'ın İngiltere'ye uçmasıyla bu hayaller de onunla beraber uzak diyarlara uçmuştu.Geri dönmemek üzere...Ama karşımda duran adam eskilerden kalma biri değildi.Gerçekten değişmişti ama tanımamak elde değildi ki.Yakışıklılığı kat be kat artmış olsa da ve pişman yüz ifadesiyle bana en masum haliyle baksa da nefretli bakışımı değiştirmedim.

-Sena-
Ben ona iğrenerek ve eski anılarımın gözümün önünden kalkmasını beklerken Mehmet konuştu.
'Eee...Merhaba Sena.'
'Senin burada ne işin var diye sormaya bile gerek duymuyorum.Çünkü kabus gördüğümü varsayarak bu kabustan uyanmak istiyorum.'dedim ona bakarak.
'Üzgünüm Sena.Bak açıklayabilirim tamam mı??Seni yıllarca aradım.Ama bulamadım.Şimdi karşımda duruyorsun ve konuşmama izin vermiyorsun.'dedi.Pişmanlık sesine yansıyordu.
'Birincisi sabahtan beri konuşan ben değilim Mehmet.İkincisi bir açıklama yapmak için bir kaç sene kadar geç kaldın.'dedim.Kellan'ın sinirlendiğini ve Mehmet'in suratına bir yumruk atmamak için kendini zor tuttuğunu hissedebiliyordum.Ki fazla geçmeden söze girdi.
'Kardeşim.Kızı duydun.Sanırım gitme zamanı.Bas git hadi.'Mehmet'in çenesi kasıldı.Onun da Kellan'ın kim olduğunu merak etmekle beraber konuşmaları karşısında sinirlendiği belli oluyordu.Mehmet Kellan'a dönerek konuştu.
'Size herhangi bir şey söylediğimi hatırlamıyorum.'Kellan ayağa kalkarak yumtuğunu masaya vurdu.
'Ama şuanda benim sevgilime sulanıyorsun.Yakında evleneceğim kadına yani...'Kellan'ın sözlerini duyan Mehmet bir an sarsılsa da bozuntuya vermedi.
'Ben sadece eski bir arkadaşıyım.İzin verirsen konuşacağım sadece.'Kellan gözlerini kısarak Mehmet'e baktı.
'Ya izin vermezsem.'Bu karışıklığa bir son vermek için ayağa kalkmıştım ki Mehmet'in yanındaki adam konuştu.
'Bir dakika...Sinirlenmeye gerek yok.Sadece arkadaşlarımızla görüşmek istiyoruz.Onları elinizden almak gibi bir niyetimiz yok merak etmeyin.'dedi sırıtarak.Jackson sakinliğini korudu ve Kellan'a oturmasını işaret etti.Böylece Kellan da oturdu.
'Sadece beş dakika.'dedi Jackson.Onun da bu kişileri gözü tutmadığı belli oluyordu.

-Ceren-
Hiç istemesem de Sena'nın da desteğiyle yerimden kalktım ve onlarla beraber sakin bir köşeye doğru ilerledik.Furkan bana doğru döndü.
'Selam Ceren.Nasılsın?'
'İyiydim.Hatta en güzel günlerimden biriydi.Ama bazıları yüzünden günüm berbat oldu.'diyerek onu tersledim.
'Hey bak.Sadece konuşmalıyız tamam mı?'O anda kafama dank etti.Diğer adamın Sena'yla ilgisi neysi?Ayrıca bir ilgi olsa bile Furkan'la işi neydi?Merakıma yenilerek Sena'ya döndüm.
'Bu kim?'Kulağıma fısıldadı.
'Eski sevgilim.Ya yanındaki.?'
'O da benim eski sevgilim.'
'Nee??'
'Ne saçma bir şey bu böyle.Biz daha önceden birbirimizi tanıyor olsak sizi tanıştırırdık.Ama sadece birkaç aydır tanışıyoruz.Ve bir de bakıyoruz ki birbirimizin hiç tanımadığı eski sevgililerimiz karşımızda duruyor.Hem de yanyana....'dedim.Furkan açıklamak istercesine elini kaldırdı.
'Evet biraz garip bir rastlantı.Bakın biz Mehmet'le şirketten arkadaşız.Ve sizden birbirimize bahsetmiştik.Ama İngiltere'de işler yolunda gitmedi ve şirket iflas etti.Sonra da Amerika'ya geldik.Burada yaklaşık 6 aydır yaşıyoruz.Sizin burada olduğunuzdan haberimiz yotu.Zaten birbirinizi tanımadığınızdan nasıl sizi bir arada görecektik ki.Ama rastlantıya bakın ki karşımızdasınız.Kader bile bizi ayıramıyor.'dedi.Cümlesinin sonuna doğru gayet ciddi bir hal almıştı.Ama saçma sapan konuşmaktan başka bir şey yapmıyorlardı.
'Gidin işinize.'dedim.'Süper hikaye ama yemezler canım.'Mehmet araya girdi.
'Ceren seni Furkan'ın anlattıklarından az çok biliyorum.Ve bu kadar acımasız olabileceğine inanmıyorum.En azından sadece bizi dinleyin.Yarın bir yerde buluşalım.Lütfen...'dedi.Sena kararsız görünse de ben ondan daha kararsızdım.Onunla aramdaki her şeyi bitirdiğimi sanıyordum.Ama onu görünce küllerim tekrar canlanmıştı.Kahretsin.
'Peki.Ama sadece konuşacağız.Eğer hikayenize inanmazsak peşimizi bırakırsınız tamam mı?'dedim hırsla.Sena söze girdi.
'Zaten eğer peşimizi bırakmazsanız,evlenme arefesinde olduğumuz sevgililerimiz sizi doğduğunuza pişman ederler haberiniz olsun.'dedi gözlerini kısarak.
'Tamam.'dedi Mehmet.'Öyle olsun.Bu benim kartım.Nerde ve ne zaman buluşmak istediğinizi düşünüp söylersiniz.'diyerek Furkan'la beraber dibimize gelmeden önceki masalarına gittiler.

-Sena-
Elimdeki karta baktım.Şu anda resmen şu kartı yırtıp atmak istiyordum.Ama cebime koydum ve Ceren'le beraber masamıza döndük.Kısılmış gözlerle bizi izleyen Kellan ve Jackson tek kelime etmediler.Çünkü eğer biri konuşursa kavga başlayacağı kesindi.Bunun üzerine kalktık ve sükunetimizi koruyarak arabaya yöneldik.
Önce bizi Ceren'in evine bırakan beyler bir taksiye atlayıp gittiler.Gitmeden önce söyledikleri tek söz'Kafamızı toplamaya ihtiyacımız var.Bizi beklemeyin yatın siz.'
Sadece bu kadar yani.Biz de Ceren'le beraber eve girdik.Ceren bana bir yatak hazırladı.Konuşacak halimiz yoktu.Çünkü ben gitmemeyi önerecektim.O ise içindeki meleğe karşı gelemeyip dinlemek en uygunu diyecekti.Zaten konuşacak halimiz de yoktu.Böylece direk odalarımıza çekildik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:47 pm

Bölüm 23 Karşılaşma

-Ceren-
Gece boyu düşündükten sonra sabah gözlerimin altı mosmor olmuş bir şekilde kalktım.Sanırım bugün yüzüme bolca kapatıcı uygulamak zorunda kalacaktım.
Gece boyu düşündüklerim kafamı kurcalayıp durmuştu.Eğer geçerli bir sebebi varsa ona şans vermeli miydim?Hayır...Bunu Jackson'a yapamam.O benim hayatımın aşkı.Onu bırakamazdım ki.Ya Furkan...Bir zamanlar onun da hayatımın aşkı olduğunu düşünmüştüm.Ama o beni hiç düşünmeden bırakıp gitmişti.Demek ki beni benim düşündüğüm kadar sevmiyordu.Ki zaten sevse bile onca yıldan sonra ona bir şans vermeli miydim?Tabi ki hayır.Jackson'ı deli gibi seviyordum.Onu bırakıp gitme düşüncesi karnıma ağrıların girmesine neden oluyordu.Duşa girip içimdeki saçma düşüncelerden arınmaya çalıştım.Ama ne yazık ki olmadı.

-Sena-
Uyumaya çalışsam da düşüncelerim beni bütün gece rahat bırakmamıştı.Günün aydınlandığını görünce içimden lanetler okuyarak yataktan kalktım.Ve misafir banyosuna yönelip bir duş aldım.Ardından da üstüme bir tişörtle bir şort geçirip odadan çıktım.Mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya karar verdim.Buzdolabını açmamla kaşlarım çatıldı.Çünkü dün olanları hatırlamıştım.Zaten hiç halimiz olmadığından alışveriş yapamamıştık.Ve buzdolabı bomboştu.Gene aç kalmıştık.Gerçi dün olanlardan sonra bir lokma bile yiyebileceğimizi sanmıyordum.Evden çıkıp köşedeki marketten peynir zeytin falan aldım.Bir de taze çıtır çıtır ekmek.Normalde bu ekmek benim iştahımı açmaya yeter de artardı fakat şuan içimden hiçbir şey yemek gelmiyordu.
Eve gidip kapıyı çaldım.Doğru ya anahtarım yoktu ki.Fazla zaman geçmeden kapı açıldı.
'Nerdesin Sena ya.Merak ettim seni.'Gülümsemeye çalıştım.Artık bu moral bozukluğuna ne kadar gülümseyebilirse insan.
'Sana da günaydın canım.Sadece markete gittim.Buzdolabı tam takır.'diyerek mutfaya yöneldim.Ve malzemeleri yerleştirdikten sonra sofrayı kurmaya yeltendim.Ceren solgun yüzünü bana çevirdi.
'Ben bir şey yemeyeceğim canım ya.Hiç havamda değilim.'diyerek koltuğa oturdu.Zaten ben de yemeyecektim.Elimdekileri geri bırakıp Ceren'in yanına oturdum.Biraz sessiz kaldıktan sonra dayanamayıp konuştum.
'Şimdi gerçekten onları dinleyecek miyiz?'Sadece sıkıntıyla bir iç çekti.
'Bilmiyorum Sena.Bilmiyorum.'Bunu fırsat bilip atıldım.
'Ben biliyorum.Bence dinlemeyelim.Bunca yıldan sonra dinlemeye gerek yok bence.Kartı yırtıp atalım.Hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edelim.Eskisi gibi...'Acı bir sırıtışla ekledim.
'Tabi Kellan'la Jackson'ın kızgınlıklarını saymazsak.'Ceren devam etti.
'Evet o da var.Onları çok kırdık biliyorum ama...Ne bileyim ya.Bir yanım en azından dinlemelisiniz diyor.Diğer yanım ise boşver gitsin.Mutluluğunuzu bozmayın diyor.Ne yapacağımı şaşırdım inan Sena.'Ona hak veriyordum.Bir çıkmaza girmiştik.Ve ne yapacağımızı bilmiyorduk.Sonra kendi sesimi duydum.
'Tamam.O zaman bugün bir yere çağıralım.Ne diyeceklerse desinler.Bitsin bu iş.Böyle çıkmazda yaşamaktan iyidir.'Ceren'in kararsız yüz ifadesini görünce:'Tamam kartı ve telefonu bana ver..Ben hallederim.'dedim.O da dediğimi yaptı.Telefonu kapıp numarayı çevirdim.Biraz beklemenin ardından'Efendim.'sesi duydum.Sade ve kuru bir ses tonuyla:'Merhaba Mehmet.Ben Sena.'Karşıdakinin ses tonu sevinçli bir edaya büründü bir anda.
'Merhaba Sena.Nasılsın?'
'Teşekkürler.İyi sayılırım.Sen nasılsın?'
'İyiydim.Sen arayınca daha iyi oldum.'Bu konuşmayı sonlandırmak istercesine direk konuya girdim.
'Sizi dinlemeye karar verdik.Bugün buluşmamızda bir mahsur yok.'Karşıdaki sevinçli edaya bir de heyecan eklendi.
'Peki olur.Nerede ne zaman?'Hemen kafamda bir yer belirledim ve söyledim.
'Furkan'a haber verirsin.'
'Elbette.Bizi dinlemek istediğiniz için çok sevindim.'
Ya...Evet..'diyerek geçiştirdim.'Tamam öyleyse öğleden sonra görüşürüz.'diyerek telefonu kapattım.
'Bu iş bu kadar.'diyerek telefonu yerine koydum.'Onları dinleyeceğiz.Sonra artık bir önemi yok.Biz evleniyoruz diyerek onları bırakıyoruz.Ardından sevgililerimiz kollarına koşup kendimizi affettiriyoruz.Ve en kısa zamanda evleniyoruz.'diyerek sözlerimi tamamladım.Ceren başını salladı.
'Gerçekten çok emin konuşuyorsun.Senin gibi olmayı dilerdim.'Ona gidip sarıldım.
'Emin olmamak için bir neden yok Ceren.Onları dinleyeceğiz.Ki anlattıkları yalan ve bahanelerden oluşacak.Daha sonra da bu işi bitirip ait olduğumuz yere gideceğiz.Müstakbel kocalarımızın yanına...'Sözlerimi bitirip odama yöneldim ve tekrar düşüncelere daldım.Malesef Ceren'in dediği gibi kararlı değildim.Sadece olmaya çalışıyordum.Mümkün olduğunca dinler görünüp dinlemeyecektim.Çünkü karar değiştirmekten delicesine korkuyordum.Delicesine...

-Ceren-
Sena odasına çekilince tekrar düşüncelerimle yalnız kaldım.İçimden bir ses doğrusunu yapıyorsunuz diyordu.Ve ben bu sese güveniyordum.Sadece dinleyecektik.Sanırım bundan bir şey çıkmazdı değil mi?Sonuçta evlenmek üzereydik yani.Bu saatten sonra ne ben ne de Sena geri adım atardı.

Öğleden sonra giyindim ve dışarı adımımı attım.Sena da giyinmiş, beni bekliyordu.
'Hadi gidelim.'dedim.
'Evet.'diyerek beni onayladı.'Gidelim ve şu işi bitirelim.'dedi ve böylece arabaya binip buluşacağımız cafeye doğru yola çıktık.

Vardığımızda arabayı park ettim.Sonra da cafeye girdik.Zaten girmemizle göz göze gelmemiz bir oldu.Furkan bize el salladı.Biz de onlara doğru ilerledik.
'Merhaba.'dedi Mehmet hevesle.
Onlara acıyordum.Bizim onlara dönmemizi çok istiyorlar gibi gözüküyorlardı.Ama öyle bir şey olmayacaktı.Yanlarına gidip oturduk.Mümkün olduğunca gülümsemeye çalışarak:'Merhaba.'dedim.
Tam söze girecektim ki Sena benden önce davrandı.
'Çocuklar bu işi bir an önce bitirmek istiyoruz.Ne diyecekseniz deyin de gidelim.Daha çok işimiz var.'Bu sözler üzerine Mehmet'in yüzü düştü.Havayı biraz yumuşatmak için objektif bir ses tonuyla:'Dinliyoruz.'dedim.Furkan derin bir nefes aldı.Sanırım önce o anlatacaktı.Ki tahminimde yanılmadım.
'İlk ben anlatacağım galiba.'dedi Furkan sakince.
'Farketmez anlatın işte.'dedim.Sinirlenmeye başlıyordum.O kadar zaman sonra çık gel.Sonra da ne anlatacağına karar vereme.Ki biz onlara bu şansı vermeyebilirdik.Ne sanıyor bunlar kendilerini.
'Peki tamam.Anlatıyorum.Ama senden bir ricam olacak Ceren.Anlattıklarımı dinlerken sakin ve tarafsız olursan sevinirim.Çünkü buna çok ihtiyacım var.Bana söz verebilir misin?'Boğazımı temizledim.
'Tamam...Sanırım olabilir.Söz veriyorum.'dedim.Ve anlatmaya başladı.
'Ben İngiltere'ye gitmeden önce beraberliğimiz sürüyordu.Seni seviyordum.Senin de beni sevdiğini bilerek...'Gözlerimin içine bakarak devam etti.
'Teklifi kabul etmemin nedeni ise ilerde evleneceğiz diyeydi.Sana rahat bir hayat sunabilmek için.'Onu dinlerken farkında olmadan ağzımdan şu kelimeler döküldü.
'Peki neden beni hiç aramadın?'Bunu o kadar sakin söylemiştim ki şaşırmadan edemedim.Gözlerini yumdu.Acı çekiyor gibiydi.
'Aradım.Hem de defalarca.Ama sen telefonlarımı açmadın.Sonra da numaranı değiştirdin.Annemi aradığımdaysa senin eve gelişini ve üzüntünü anlattı.Kahroldum inan bana.'
'Neden gitmeden önce benimle konuşmadın ki sanki.Ben salak mıyım?Anlamaz mıydım?Seni beklemeyeceğimi mi düşündün?Söylesene Allah'ın cezası.'Konuşurken sesim gittikçe yükselmişti.Etraftaki insanların bize baktığını görebiliyordum.Ama umrumda değildi.
Elimi tutup'Lütfen Ceren.Sakinliğini koruyacağına söz vermiştin.'Hemen elimi çektim.Bunun üzerine devam etti.
'Sorun, senin beni beklemeyeceğin değildi.Oraya gitmeyi çok istiyordum.Ve bunu ikimiz için yapacaktım.Ama sonra düşününce bunun sana karşı haksızlık olacağını anladım.Ben orada,sen burada.Hem de senelerce...Bunu sana yapamazdım.Ve en iyisinin sana bir şey söylemeden gitmek olacağını düşündüm.Ama vardıktan sonra da en azından bir bilgin olmalı,böyle yok yere gitmemi yadırgamanı ve kendini terk edilmiş hissetmeni istemedim.Bunun üzerine seni aradım.Ama sen çoktan annemle görüşmüştün.Benden duymanı istediğim şeyleri anlatmış.Ve tahmin ettiğim gibi bir yanlış anlama yüzünden...'Gözlerim dolmuştu.Bana neler yaşattığı hakkında hiçbir fikri yoktu.Beni böyle gören Sena konuyu devraldı.
'Her neyse...Yalnış anlama olabilir.Sonuçta sen gitmiştin.Ha öyle ha böyle ne fark eder.İlişkiniz bitmiş olmayacak mıydı?'İçimi okur gibi söylemişti bu lafları.Ona minnettardım.Kardeşim benim...Dayanamayıp söze girdim.
'İlişkimiz bitmiş.Seni tam unutmuşken,kendi yolumu çizip hayatımın aşkını bulmuşken neden???Neden tekrar hayatımı alt üst ettin?Söyler misin bana?'Önce bir durdu sonra da pişmanlık dolu bir ses tonuyla:'Biliyorum.Üzgünüm ama...Seneler çok şeyi değiştirdi Ceren.Senden sonra birçok ilişki yaşadım.Ama hiçbiri senin yerini tutamadı.Sen başkaydın.Ve anladım ki hala seni seviyorum.'
'Hah...Eminim öyledir.Hep böyle olmaz mı zaten.İnan bana yıllarca seni sevdim.Senden başkası benim için olamaz.Bahane bahane...'dedi Sena sinirle.Kızgınlığı yüzünden okunan Furkan bir şey demedi.Ama kendini zor tuttuğu da belliydi.Sena söylediklerini bir çırpıda yok etmiş.Değersiz kılmıştı.Bir şey söylemek için ağzını açmış olan Furkan'ı susturdum.
'Her neyse...Seni dinledim.Ve düşünmek için biraz zaman istiyorum tamam mı?'Beni duyan Sena bana bakarak:'Ne?'dedi.Kulağına eğildim.'Sadece başımdan savmak için merak etme.'dedim.Böylece rahatlayan Sena Furkan'a keskin bir bakış attı.Sonra da hemen Mehmet'e döndü.
'Buyrun.Sizi dinliyoruz.Ama önce bir şey soracağım.Siz nerden tanışıyorsunuz.Bu rastlantı olamaz herhalde.'Biraz önceki konuşmaları sessizlik içinde fakat rahatsız olmuş bir şekilde dinleyen Mehmet:Tamam.Furkan'ın çalıştığı iş yerinde ben de çalışıyordum.Öylece tanıştık.Ayrıntılar önemli değil.Gittikçe yakın dost oldukve sırlarımızı birbirimize söyledik.Lakin sizin tanışıyor olduğunuzdan haberimiz yoktu.Sadece ikinizin de Amerika'da olduğunu duymuştuk o kadar.Bir iş için Amerika'ya geldik.Ve sadece kahvaltı ediyorduk.Yani sizi takip etmedik.Fakat bu sizi aramadığımız anlamına gelmez.Ama anlattıklarımızın bahane olduğunu düşünmeniz...'Sena sözünü kesti.
'Hey asıl meseleyi anlatacak mısın?Yoksa biz artık gidelim mi?'Sena'ya baktım.Gözyaşlarını öfkesinin arkasına saklamaya çalıştığı açıkça belliydi.Tabi benim gözümden...Başkası bunu kolay kolay anlayamazdı.
'Peki...Tamam sakin ol.'Kafasında toparlayıp söze başladı.
'Bak.Seni aldatmadım tamam mı?Başından beri böyle düşündüğünü biliyorum.'Sena kafasını salladı.
'Aaa demek öyle.Yani mesela kucağında gördüğüm kızla beni aldatma işinde değildin.Evcilik oynuyordunuz değil mi?Ahh ben bunu nasıl düşünemedim aptal kafam.'Sonra birden sesi bıçak gibi keskin bir tona büründü.
'Sen beni salak mı zannediyorsun?'Sena'nın tavrından ürken Mehmet oturduğu sandalyeye sindi.
'Hayır hayır.Kesinlikle değil.Yanlış anladın.Yani demek istediğim...'Durup düşündü.'Demek istediğim...'Hala söyleyecek laf bulamayınca Sena ayağa kalktı.Beraberinde de beni kaldırdı.
'Ben seni anladım Mehmet.Ama sen de şunu anla.Bir daha beni kandırmana izin vermeyeceğim.Bırak sevgilim,arkadaşım bile olmanı istemiyorum.Hayatımından defol git.'Sonra da Furkan'a döndü.'Sen de şunu anla Furkan efendi.Şimdi söyleyeceklerim sadece kendi düşüncelerimi içermiyor.Ceren'in düşünceleri de bu yönde.Ama o bunları söyleyemeyecek kadar nazik bir insan olduğundan kırılmanı istemiyor.Fakat ben onun kadar nazik değilim.Siz gelmeden önce hayatımız gayet yolundaydı.Yani size gerek yok anladınız mı?Düşüneceğim dediğinde demek istediği bu işin olmayacağını söylerken en az kırılacağın yolu bulmak için düşüneceğim idi aslında.Sizin için bir şans daha yok.Sadece bunu anlasanız yeter.Hayatımıza tekrar girmeyin.Zaten girmenizi isteyen de yok.'diyerek beni kolumdan çekti ve arabaya doğru gidip kendimizi koltuklara attık. Söylemek istediklerimi sanki beynimden okumuştu.Ve beni bu eziyetten kurtarmıştı.İşte ona minnettar olmam için bir sebep daha.Konuşmayıp sadece elini tuttum ve 'Teşekkür ederim.'dercesine sıktım.Karşılığı da elimin'Bir şey değil!!'denilircesine tutulması ve gözlerimin içine kapkara gözlerin dikilmesiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:48 pm

Bölüm 24 Yüzleşme

-Sena-
Cafeden ayrıldığımızda doğruca benim eve gittik.Kellan ve Jackson'dan hala haber yoktu.O akşam bizden "Kafamızı toplayacağız"diyerek ayrıldılar.Sonra da...
Üff...Neden hayatımız hiç düzene girmiyordu ki sanki.Tam mutluluğu yakaladık derken eski hatıralar ağzımızda acı bir tat bıraktı.Keşke hafıza silici yeni bir şeyler çıksa.Her şeyi icat ederler.Gerekli gereksiz...Ama benim istediğim gerekli şeyleri icat etmek bir türlü akıllarına gelmez.

Eve gidince Ceren'le üstümüze rahatsız edici bir sessizlik çöktü.İlk konuşan ben oldum.
'Ne yapacağız Ceren?'Belirsizlik beni kahrediyordu.
Ceren sıkıntıyla buruşmuş yüzünü bana çevirdi.
'Bilmiyorum.Aslında biliyorum ama nasıl yapacağımız hakkında herhangi bir fikrim yok.'
Yani onlara gidip olağan şeyleri anlatacaktık.Ama onlarında bir gururu vardı sonuçta.Evleneceğimiz adamları bırakıp eskilere koşuyoruz gibi bir durum olmuştu onların tarafından bakınca...Fakat asla öyle bir şey yapmaya niyetimiz yoktu.
'Bence öncelikle gidip onları hangi delikteyseler bulmalıyız.Ardından da olayları sırasıyla anlatmalıyız.Bize inanmazlarsa demek ki onlara bu güveni verememişiz demektir.Ve bu evlilik işi de başlamadan biter.'Söylediklerime ben bile inanmak istemiyordum ki...
Kellan...Hayatımın aşkı beni bırakıp gitmezdi.O beni anlardı.Bütün kalbimle bunu diliyordum.
'Hadi çıkalım.'diyerek kapıya yöneldim.
an
.................

Yolda defalarca ikisinin de cebinden aradık.Ama açan olmadı.Ondan sonra gidebilecekleri yerlere baktık.Barlara,otellere...Biliyoruz saçmaydı.O kadar çok yer vardı ki;hangi birinden bulmayı düşünüyorduk acaba?Ama bir umut arıyorduk işte.
Onları parkın içinde bir bankta otururken görünce:'Sanırım bu sefer şans yüzümüze güldü.'dedim.

.................

Ceren'le beraber arabadan uçarcasına indik ve bir maratondaymışız gibi onların yanına koştuk.Sevgililerimizin yanına...

-Ceren-
Nefes nefese kalmıştık ama onların şaşkın bakışlarını görmeye değerdi.
'Siz ne arıyorsunuz burada?'dedi Kellan.Jackson'sa küçük dilini yutmuş gibiydi.Kıkırdamamak için kendimi zor tuttum.
'Evleneceğimiz adamları görmek hakkımız diye biliyorduk.'gülümseyerek.Jackson hele şükür konuştu.
'Evet öyle ama.Siz...Yani eski sevgililerinize gitmiştiniz.Yani anlamıyorum.'Sonra kaşları çatıldı.
'Hey bizimle oynamayın tamam mı?Biz oyuncak değiliz.'Sena sinirlenmişti ama alttan almaya çalıştı.
'Öyle bir niyetimiz yok zaten.Bakın bizi çok yanlış anladınız.Biz sadece bizi mal gibi ortada bırakmalarının sebeplerini öğrenmek istiyorduk.'Kızgınlıktan suratı kıpkırmızı olmuştu Sena'nın.Ama sonra gözleri doldu.'Bir an bile sizi bırakmayı düşünmedik tamam mı?Zaten öğrendikten sonra da umutlandılar.Biz de intikam istemiyor değildik.Tabi işimize geldi.Sonra da tekmeyi basıp yanınıza gelmeye çalıştık.Ama ne yazık ki sizi ararken ettiğimiz telefonlar cevapsız kaldı.Sonra da etrafta dolanmaya başladık ve sizi bulduk.'Sanırım rahatlamıştı.
'Evet ne diyorsunuz?Bize güveniyor musunuz?Yoksa...'dedim.Devamını getirmeye dilim varmıyordu.
Önce birbirlerine baktılar.Sonra da ayağa kalkıp bize sarıldılar.Sanırım cevabımızı almıştık.Bizi asla bırakmayacaklardı.Ne olursa olsun...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:49 pm

Bölüm 25 Düğünümüz Var..!!!

-Ceren-
Sonraki gün hiç vakit kaybetmeden nikah hazırlıklarına başladık.Çifte düğün olacaktı.Ailelerimizin olmayışı içimizde ukde kalsa da Kellan ve Jackson'a üzüntümüzü belli etmemeye çalışıyorduk.

Onların aileleri yurtdışında ve yol gidemeyecek kadar yaşlı olduklarından düğünden sonra gidip ellerini öpmeye karar verdik.

Sena'yla benim pek içime sinmese de artık beklemek istemiyorduk.Araya bir sürü sorun girmişti ve gerçekten büyük mücadele vermiştik.

Bu mücadelelerden alnımızın akıyla çıktıysak,bu sevgimizin de bir ömür boyu süreceğin göstergesidir diye düşünüyorduk.Ve içimiz çok rahattı.

.....

Günler geçti ve düğün günü geldi çattı.Basının gündeminde sadece bizim düğünümüz vardı.
'Twilight filminin ünlü vampirleri iki güzel kızla evleniyor.Bu sürpriz evlilik haberi basına bomba gibi düştü.Acaba nasıl tanıştılar?'
Falan filan...
Son günlerde magazincilerden kaçmak için yapmadığımızı bırakmadık.Ne zor işmiş...

Neyse öyle böyle bu güne geldik.Yarın basına açık çifte düğün olacak.Sena'yla kendi aramızda olmasını istedik.Ama bizimkiler ille de tutturdu.'Olmaz.Mutluluğumuzu bütün dünya duymalı...'
Tamam güzel düşünüyorsunuz da...Neyse...

Gelinliğimiz hazır dolapta bekliyor.Bu gece Sena'nın evinde kalacağız.
'Nikah gecesi gelinlerle damatlar bir araya gelmez.Ancak mihrabın önünde...'deyince nasıl da bozulmuşlardı.Hala yüzlerini hatırladıkça kahkaha atasım geliyor.Din farkı olduğundan bir de Türk'lere özgü bir düğün yapacaktık.Eh tabi...Olmazsa olmazlardan biri...

Ve o gece neredeyse hiç uyuyamadım.Sena'nın da uyumadığını biliyordum.Çünkü nefes alış verişleri uyuyan biri gibi değildi.
Gece boyu zihnimden Jackson'la beraber yaşadığımız anıları geçirip durdum.Hele ilk anımı hiç unutmayacağımı biliyordum.
Sarhoşken beni odanın kapısında 'Çok güzelsin.'deyip öpmesi...Sonra da 'Özür dilerim.'demesi...Ve sonra gülümseyerek uykuya dalması...O gün anlamıştım aramızda bir şeyler olacağını.Çünkü kendimi ona çok yakın hissetmiştim.(Her ne kadar sarhoş olsa da.Öyle işte...)

Gözlerim dolaptaydı.Onun içinde ikimizin de gelinliği saklıydı.Benimki straplez,kabarık ve kuyruğu cidden çok uzun bir gelinlikti.Kellan gelinliğin kuyruğu hakkında her ne kadar sinir bozucu espriler yapsa da moralimi bozamadı.Yok efendim'Bu kuyrukla girişten mihraba kadar halı olurmuş.'falan da filan da...XD.Aman onu mu takacağım bu mutlu günlerimde...
http://www.yelizindunyasi.com/wp-content/uploads/2007/06/gelinlik82.jpg
Bu iki gelinliğin arasında çok kaldım.Ama sonunda sağdakini seçtim.Hayallerimde hep straplez geinlik giymek vardı fakat soldakini görünce onu da seçimlerimin arasına katmıştım.Fakat hayallerim galip gelmişti.

Sena'nın gelinliği belli olunca zaten benimle dalga geçmeyi bırakmıştı.Çünkü gelinliği sıradışı bir şey.Ben bile hayret ettim.XD.Ay Kellan'ın o anki suratını hatırlayınca kopmak elde değil...

Gelinliği tarif edersem katlı, derin yırtmaçlı eteğiyle Sena'ya çok yakışacağından emindim.
http://4.bp.blogspot.com/_7a6ENdXLIt0/SXMxuE46fuI/AAAAAAAAErs/rc-4nhSU5og/s400/gelinlik-modeli4.jpg
Teni esmer olduğundan bacakları çok hoş duracaktı.Tabi bu tür bir gelinliğin sıradışı olması çevrede büyük yankı uyandırabilirdi.Ama hayallerindeki gelinliği bulduysa bir kereliğine giyecekti sonuçta.Onun için de insanları takmaması lazımdı zaten.XD.

Gelinliklerimizi hatırlarken farkında olmadan gözlerim kapandı ve uykuya daldım.

-Sena-
Ertesi gün bir curcuna Ceren'le hazırlıklarımızı tamamladık.Saçlarımızı yaptırmak için kuaföre gittiğimizde istediğimiz modeli anlatmak için canımız çıktı ama olsun değdi.Bu düğünü kusursuz yapmak için elimizden geleni yapacaktık.Yaptık da...
Düğün çok ünlü bir otelin bahçesinde yapılacaktı.Ceren'le o kadar büyük bir organizasyon istemediğimiz halde beyefendiler bizi bir kez daha dinlememişlerdi.Ama bizim için en iyisini yapmak istediklerini bildiğimizden sesimiz çıkmadı.

Ve böylelikle düğün saatimiz yaklaşırken Ceren'le gelin odasındaki yerimizi aldık.Heyecandan karnımızda kelebekler uçuşuyordu.Ve piyanonun sesleri duyulurken biz de birbirimize baktık.Ardından da minik adımlarla odadan çıktık.Ellerimizde çiçeklerle yanyana sevdiceklerimize (XD) yürürken bir yandan da mutluluka gülümsüyorduk.Kafamızdan aşağı konfetiler atılırken önümü görmekte zorlanıyordum.Bir an tökezler gibi oldum ama çabuk toparladım.İçimden 'Umarım fazr etmemişlerdir.'diye düşünürken Kellan'ın sırıtmasını gördüm.Kahretsin görmüştü.

Yanlarına vardık ve ben Kellan'ın sırıtışını suratından silmek için kimseye fark ettirmeden elini cimcikledim.Yüzüm ise tam bir tezat oluşturarak mutlulukla gülümsüyordu.Kellan'dan hafif bir inilti duyuldu ama benden ve Ceren'den ve Jackson'dan başka kimse duymamıştı.

Jackson'ın gülmemek için kendini zor tuttuğu her halinden belliyken nikah töreni başladı.Biz de yüzümüze ciddi bir ifade oturtarak mihraba döndük.

Peder'Hastalıkta,sağlıkta...'konferansını sürdürürken bitmesi için içimden dua ediyordum ve bitti.Allah'ım şükürler olsun.Bir an hiç bitmeyecek sanmıştım.

Yeminlerimizi içtenlikle sırayla yerine getirdik.Ve pederden'Sizi karı koca ilan ediyorum.'sözlerini beklerken arkadan bir gürültü geldi.Ve merakla herkes o tarafa döndü.

Ve gözlerime inanamadım.Mehmet...Arkasından da Furkan gözüktü.Ceren'e baktığımda ağzının şaşkınlıktan açılmış olduğunu gördüm.Mehmet bana seslendi.

'Sena...Sakın onlarla evlenmeyin.Bir inat uğruna hayatınızı mahvetmeyin.Biliyoruz hala bizi seviyorsunuz.Gelin beraber gidelim buralardan.Kaçalım.'Ben ne dediğini anlamaya çalışırken etraftan şaşkınlık dolu sesler yükseliyordu.
'Ne?'
'Yoksa evliler miymiş?'
'Bunlar da kim?'
'Sence kaçarlar mı?'
Bu sefer Furkan konuştu.
'Ceren bunu bize yapmayın.Sevgimizi heba etmeyin.Biz sizi çok seviyoruz.Kalbimiz sizin için atıyor.Siz olmadan biz birer hiçiz.Lütfen...Lütfen bizimle ge.'Daha sözlerini bitirmeden korumalar onları kollarından yakalayıp dışarı çıkartmaya çalışırken Kellan'ın bir el hareketiyle durdular.Ve sonra bana bakmadan konuştu.
'Hala bir şansınız var Sena.İsterseniz onlarla gidebilirsiniz.Daha evliliğimiz kutsanmadı.Yani evli değiliz.Eğer onlarla beraber gitmek isterseniz...'Derin bir iç çekti.'Saygı duya...'Sözlerini bitirmeden dudaklarına saldırdım.Ve beraberce yere düştük.Böyle bir şeyi nasıl düşünebilirdi ki?Hıncımı dudaklarından alırken Kellan'ın başka bir el hareketi yaptığını fark ettim.Korumalardan homurtular duyunca emrini değiştirmiş olduğunu anladım.Ve arkadan pederin sesi geldi ve düğüne gelen misafirlerden kahkahalar...'Evet ben de sizleri karı koca ilan ediyorum.'Ve kahkahalar yükseldi.Pederden de bir kıkırtı gelince hala Kellan'ın üstünde olduğumu fark ettim.
Kızararak kalktım ve üstümü düzelttim.Sonra da Kellan'ın yüzüne bakınca onun da bana baktığını fark ettim.İkimizin de yüzünde bir sırıtış vardı.

-Ceren-

Kellan ve Sena'nın durumuna Jackson'la beraber kahkahalarla gülerken bizim de evlenmiş olduğumuz aklıma geldi.Gülümseyerek sevgilime doğru döndüm.'Arada kaynadı ve bir şey diyemedim ama onunla gitmek istediğimi hiç sanmıyordum.Benim yerim senin yanın sevgilim.Sensiz bir hayat asla düşünemem.Yani eğer için rahat edecekse bunları söylemek istedim.'
Dudaklarına kısa bir öpücük kondurmak isterken beni kollarımdan tuttu ve bu kısa öpücüğü uzun ateşli bir öpüşmeye döndürdü.Kafasını kaldırdığında 'Saçım bozulmuş mu?'diye fısıldadım.Gülmeye hazırlanan dudakları titredi ve bir kahkaha kopardı.'Hayır canım.Tek bir teli bile yerinden oynamamış.'İçim rahatlayınca misafilere doğru döndük.Ve onlarında aklına gelmiş olmalı ki alkışlamaya başladılar.Ama ne alkış.Çığlıklar,ıslıklar...
Dördümüz de çok mutluyduk.Bundan adım gibi emindim.

Ardından dans başladı.Biz yeni evli çiftler olarak dansı başlattık.Ve bizim ardımızdan davetliler dans pistine...
Başlangıç için fazla slow bir parça seçmemiştik.Çünkü içimizdeki heyecanı bastırmayı pek başarabileceğimizi sanmıyorduk.
İkinci parçaya geçtiğimizde hareketli bir dans müziği başladı.Dans ederken Jackson'ın yüzüne bakmaya özen gösteriyordum.Çünkü bu bir rüya gibi geliyordu.Ve az sonra bu harika rüyadan uyanıp hayal kırıklığı yaşayacakmışım gibi...
Birlikte dönüyoruz ,zıplıyoruz ve coşku içinde gülüyoruz.Sonra Jackson beni döndürerek koluna yatırdı.Gözleri aşkla parlarken ben de gülümseyerek yüzüne bakıyordum.
'Sanırım söylemeye fırsatım olmadı.Çok güzelsin.'dedi.Güldüm.
'Teşekkür ederim canım.Sanırım söylememiştin ve ben de bir şey demek istiyorum.Seni çok seviyorum Jackson.Ömrüm boyunca seveceğim.'Son iki cümlemde ses tonum duygusal ve sevgi dolu bir ifadeye bürünmüştü.Jackson'ın gözlerindeki aşk parıltısı daha coşkulu parlıyordu şimdi.
'Ben de sevgilim.Ben de seni seviyorum.Ve ömrüm boyunca seveceğim.'

Ve dudaklarımız birleşti.Herkes dans ederken biz kimseye aldırmadan öpüşüyorduk.'Canıma minnet.'diyerek diyerek kollarımı boynuna sardım.

-Sena-

Dans ederken gözüme öpüşen bir çift takıldı.Onların kim olduğunu görmek isterken Kellan beni döndürdü ve göremedim.Ama sonra net bir biçimde gördüm.Sırıtarak Kellan'a gösterdiğimde onun yüzünde de aynı ifadeyi gördüm.
Ve bana döndü.Aynı biçimde beni kollarına yatırdı.
'Eh bari geleneği biz de sürdürelim.'deyince kıkırdadım.Ama kıkırdamam yarıda kaldı.Çünkü çok geçmeden Kellan'ın dudaklarına konsantre olmuştum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allstar01
Admin
Admin
Allstar01


Mesaj Sayısı : 1077
Vampir Gücü : 1353
Rep Puanı : 7
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : ßursa

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 16, 2009 1:32 am

Cereeeeeeeeeen xD

Son bölümleri tekrar tekrar okudum xD

Süpersin gerçekten <3

Düğün bölümü süperdii Wink

Devamını bekliyorum anladın sen xD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
cerenbode
Kurt
cerenbode


Mesaj Sayısı : 563
Vampir Gücü : 642
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : ...Bursa...

....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] Empty
MesajKonu: Geri: ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]   ....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...] I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 16, 2009 1:42 am

Anladım ben kuzu..

başladım biliyosun..

Bi boş zamanda yazacam inş. XD afro
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
....Hakkımda Ne Biliyorsun?.... [...25 Bölüm Birden Eklendi...]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ~Ayrılık Vakti..~ ..Ros[E]mm.. Yeni Bölüm - [ 2.Sezon || 4.Bölüm ~ sf.3 !! ] - Sonunda GeLdi..
» ~Dönüm Noktası..~ ...Alice/Jasper... [ 5. Bölüm !! Yeni bölüm !! ]
» Sonsuz Karanlık! (:
» Sonsuz Son'um/tüm bölümler eklendi)
» Anlaşılmaz (Acarpous) || 18. ve 19. Bölüm Eklendi !! (:

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Twilight Türkiye Fan Forumu :: Twilight :: Hayran Hikayeleri-
Buraya geçin: