Twilight Türkiye Fan Forumu
Twilight-Vampire Türkiyeye Hoşgeldiniz..
Sitemizden daha çok faydalanmak,mesajları,resimleri,videoları ve linkleri görmek için lütfen sitemize üye olunuz.
Sitemizde iyi eğlenceler dileriz.


Twilight-Vampire Türkiye Yönetimi
Twilight Türkiye Fan Forumu
Twilight-Vampire Türkiyeye Hoşgeldiniz..
Sitemizden daha çok faydalanmak,mesajları,resimleri,videoları ve linkleri görmek için lütfen sitemize üye olunuz.
Sitemizde iyi eğlenceler dileriz.


Twilight-Vampire Türkiye Yönetimi
Twilight Türkiye Fan Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Twilight Türkiye Fan Forumu
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İmkansız

Aşağa gitmek 
+2
MissPattinson
~ Of"Gldof "
6 posters
YazarMesaj
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 10:29 pm

Kızlar 12. bölüme kadar hazır okursanız hemen eklerim afro

1.Karşılaşma

“Bella hadi kalk artık geç kalacaksın.”

Kalk mı? Bu yanlış bir sözcük seçimi oldu sanırım. Renee bana eskiden kalk derdi. Uyuyabiliyorken… Bu da o zamanlardan kalmış bir alışkanlıktı işte. Ama artık ona şikayet etmekten bıkmıştım. Onu üzmek de istemiyordum. Sonsuza kadar bitmeyecek bir günü yaşamaya devam ediyordum işte.Hiç bitmeyen ve hiç başlamayan bir gün… Renee’nin aşağıdan bir daha bağırmasıyla yatağımdan kalktım. Dolabımın önüne geçtim. Dar paça beyaz kotumla lacivert v yaka bir bluz giydim. Makyaj aynamın önüne geçip biraz allık sürdüm. En azından biraz daha insana benzeyebilmek için. Beyaz bir şal alıp boynuma doladım. Ayaklarıma da lacivert çizmelerimi geçirip dışarı çıktım.Arabama binip okula doğru gitmeye başladım. Ve Mike her zamanki gibi park yerimde durmuş beni bekliyordu. Arabayı park ettim ve onu görmemiş gibi yapıp okula yürümeye başladım. Ve yine sanki şans eseri karşılaşmışız gibi yanıma gelip konuşmaya başladı.

“Günaydın Bella.”

“Günaydın Mike.”

“Güzel olmuşsun.” İlk defa bunu demeye cesaret etmişti.Ona korkunç bir bakış atıp biraz daha hızlandım ve arkamda kaldı.Korktuğu için mi yoksa bana yetişemediği için mi bilmiyorum ama en azından rahattım. Bu çocuk her zaman yanıma gelerek hem kendinin, hem benimi hem de insanlığın hayatını tehlikeye atıyordu.

Derslere girip çıkarak yine günümü bitirdim. Kafetaryada fazla kalamadım. Bugün nedense herkes çok güzel kokuyordu. En son ne zaman avlandığımdan emin bile değildim. O yüzden insanlardan olabildiğince uzak kalmaya çalıştım. Son dersim ispanyolcaydı. Bu derste yanımda kimse oturmadığı için şanslıydım çünkü gerçekten kendime hakim olmakta zorlanıyordum. Ama kendimi zorlamalıydım. Dayanabilirim son 5 dakika. Zaman sanki bugün daha yavaş geçiyordu. Of çok zorlanıyorum. Ama çok az kaldı birazdan özgürüm.

Ve işte zil çaldı.Zilin çalmasıyla kendime göre çok yavaş insanlara göre çok hızlı bir şekilde sınıftan çıktım. Hızla otoparka doğru ilerledim. Bu kadar hızlı çıkmama rağmen Mike arabama yaslanmış beni bekliyordu! Bu çocuk beni delirtecek. Yine onu görmemiş gibi yaparak arabamın kapısını açtım.Hala ne bekliyordu bu? Çekilse de gitsem.

“Bella seninle bir şey…”

“Yolumdan çekilebilir misin Mike?”dedim tuttuğum son nefesimle.”

“Bella ben acaba…”

“Üzgünüm Mike ama anneme yardım etmeliyim.Gerçekten geç kaldım.” Dedim ve arabama dayanmaya devam ederken park ettiğim yerden çıktım. Biraz sendeledi ama hala yüzünde o sırıtması duruyordu. Ben de ona teşekkür eder gibi gülümseyip arabayı sürmeye başladım. Ormanın girişindeki ağacın altına arabamı bırakıp havayı kokladım. Bugün şanslı günümdeydim. 200 metre ilerde bir ceylan sürüsü vardı. Karnımı canice doyurduktan sonra tekrar arabama yerleştim ve Renee’nin pastanesine doğru sürdüm.

Buranın her zamanki gibi dolu olmasını bekliyordum ama sadece bir masa doluydu. Ben onlara bakarken onlar da kalkmak için hazırlanıyorlardı zaten. Bu pastanede olmaktan nefret ediyordum ama anneme yardım etmek için ara sıra buraya gelirdim. Yalnızken ve insan yemeklerinin kokusunu almıyorken gerçekten güzel bir yerdi. Eskiden Renee’nin yaptığı pastaları iştahla yerdim. Ama şimdi hepsi bana iğrenç görünüyordu.

“Burası boşaldığına göre kapatıp eve gidelim mi ne dersin?”

“Ben biraz burada kalacağım Renee sonra gelirim.”dedim ve cam kenarındaki en sevdiğim masaya oturup yağmuru izlemeye başladım.

“Pekala.Geç kalma.”dedi saçımı okşayarak ve ormana daldı.Sanırım o da bugün zorlanmıştı. Ben de yine düşüncelere daldım. Sonsuzluğumu daha da katlanılmaz hale getirmek konusunda yetenekliydim. Ben kara kara düşünürken kapının açılmasıyla ve içeriyi muhteşem bir kokunun doldurmasıyla kendime geldim. Şimdiye kadar hiç böyle bir kokuyla karşılaşmamıştım. Başımı kaldırdım ve bu kokunun sahibiyle karşılaştım. Kendisi de kokusu gibi büyüleyiciydi. İlk defa bir insan beni böyle etkileyebiliyordu. Ama kokusuna dayanabileceğimden emin değildim. Hemen nefesimi tutup kapıya yöneldim ve kapıyı açtım.

“Kapalıyız.”

“Yağmur dinene kadar burada kalsam olmaz mı?”dedi.

“Kapalıyız’ın tam olarak neresini anlayamadın!”Zaten muhteşem kokuyordu ve üstüne ıslanmıştı. Onu şimdi burada öldürebilirdim. Üstelik kimse de yoktu. Ama hayır! Ben şimdiye kadar kimseyi öldürmemiştim. Şimdi de bunu yapmayacaktım. Of hala yüzüme bakıyor. Şimdiye kadar kimse bana böyle bakmamıştı.

“Çok kabasın.”dedi sonunda.

“Olabilir ama bu kapalı olduğumuz gerçeğini değiştirmez”dedim ve parmağımla dışarıyı gösterdim. Homurdanarak dışarı çıktı. Ben de yağmurda kayboluşunu izledim. Bu çocuğu burada daha önce hiç görmemiştim. Tanrım lütfen buraya taşınmış olmasın. Liseye gitmeyecek kadar küçük ya da üniversiteye gidecek kadar büyük değil. Buraya taşındıysa onunla aynı okulda okumak zorunda kalırım. Lütfen buraya taşınmış olmasın !


En son damla* tarafından Ptsi Eyl. 14, 2009 5:50 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
~ Of"Gldof "
İnsan
~ Of


Mesaj Sayısı : 38
Vampir Gücü : 47
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 11/09/09
Yaş : 29

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 11:02 pm

Damal, sen 12. bölüme kadar ekle hepsini buraya, ne olur ne olmaz, yeni üyeler gelirse onlarda okusunlar. Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MissPattinson
Kurt
MissPattinson


Mesaj Sayısı : 694
Vampir Gücü : 962
Rep Puanı : 21
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : Rob'un yanından

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 11:03 pm

evet damall ve sonra yeni bölüm pleasee bak çatlıycamm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 11:14 pm

Tamam bari yavaştan yavaştan ekliyim santa
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
~ Of"Gldof "
İnsan
~ Of


Mesaj Sayısı : 38
Vampir Gücü : 47
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 11/09/09
Yaş : 29

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 11:25 pm

Yavaştan mı?!
İtiraz ediyorum sayın hakim!
Biz yeni bölüm istiyoruz salla eski bölümleri, bizim bilmemiz yeter. Very Happy
lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 11:30 pm

Tamam ya ikinci bölüm sana gelsin ila lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 1:06 am

2.Bölüm
İşte yeni bir şehir yeni bir hayat daha önümde duruyordu.Babamın mesleği yüzünden taşınıp durmaktan nefret ediyordum,ama onunda kendine göre haklı sebepleri vardı bizi daha rahat yaşatabilmek için hangi hastaneden daha iyi bir iş teklifi gelirse oraya sürükleniyorduk.
6 kişiye bakmak öyle kolay bir durum değildi. Esmede çalışıyordu ama her zaman daha iyi olmak istiyorlardı.Bu durum benim için sıkıcı olmuşken Rosalie için hepten katlanılmaz bir durum olmuştu.Ama başka çaresi mi vardı ki itiraz edebilir miydi ki ailesinden kalan tek kişi Jasperdı.Ailelerini bir trafik kazasında kaybetmişlerdi.
Ve tek tanıdıkları Carlisle ve Esme olduğu için bizim yanımızda yaşamaya başlamışlardı.
Küçüklükten beri bu böle sürdüğü için artık onlarda kardeşlerimiz olmuşlardı.

Sabah Forks’a varmıştık.Bugün okula başlamak için geç kalmıştık daha kayıt bile, olmamıştık.Carlisle geldiği gibi hastaneye gitmişti.
Esme’de Alice le birlikle bizi okula kayıt ettirmeye gitmişlerdi.
Bende direk kendimi eve attım.
Rosalie,Emmet ve Jasper da dışarı çıkmışlardı.Evde biraz uyuyup dinlenip yemek yedikten sonra biraz gezinmeye karar verdim.İşte şansızlık yağmur yağmaya başlamıştı.
Islanıyordum aslında yağmuru severdim fakat Forksda her zaman yağmur yağdığından dolayı bundan sonra sevebiliceğimi hiç sanmıyordum.
Hemen bir yere bulup yağmur dinene kadar orda bekleyebilirdim ve biraz ileride bir pastane vardı hemen pastaneye doğru yöneldim.
Pastanenin içinde mükemmel güzellikte bir kız oturuyordu belli ki bir şey düşünüyordu fazlasıyla dalgındı.Resmen ona bakıp kalmıştım ama yağmur beni hemen harekete geçirdi ve kapıya yöneldim.
Kapıyı açmamla kızın bana “kapalıyız demesi” bir oldu.
“Yağmur dinene kadar burada kalsam olmaz mı ? “ dedim.
“Kapalıyız’ın tam olarak neresini anlayamadın!”.
Uzaktan onu gördüğümde ona güzel demiştim,güzellik kavramı onun yanında hiç kalıyordu.Bu kızda güzellikten öte başka bir şey vardı fazlasıyla çekiciydi.Bakışları beni büyülüyordu.
Bir an gerçek hayata dönebildim kız bana bakıyordu belli ki benden bir cevap bekliyordu en son ne demişti bu kız tamamen beni allak bullak etmişti.Ve ne dediğine odaklanmaya çalıştım ve hatırladım.Ah ne kadarda kabaydı biraz beklesem nolurdu ki sanki.
Ve sonunda “Çok kabasın” diyiverdim.
“Olabilir ama bu kapalı olduğumuz gerçeğini değiştirmez” dedi ve parmağıyla dışarıyı göstermişti.
Sinirlenmiştim böle kaba olması gerekmezdi napmıştım ki ben ona yağmur dinene kadar otursam hiçbişi olmucaktı.
Kendi kendime söylenerek çıktım.

Her şeye rağmen o kızdan çok etkilenmiştim hayatımda böylesine etkilendiğim kimseyi görmemiştim.
Sanırım bu pastanenin sahibi veya kızı akrabası filandı.İçimdeki onu tekrar görme dürtüsüne karşı gelebiliceğimi hiç sanmıyorum.Umarım aynı okulda oluruz diye düşündüm kendi kendime…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Halbmond_HT
Vejeteryan
Halbmond_HT


Mesaj Sayısı : 1079
Vampir Gücü : 1282
Rep Puanı : 14
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 31
Nerden : Taylor'un kalbinden (:

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 2:37 am

kuzum devam hadi yaa 12 bölüme kadar çatlarım ben hihihihihiih lol! lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 2:57 am

hahahah ekleriz ya vakit buldukça kuşum lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ayLax
Kurt
ayLax


Mesaj Sayısı : 590
Vampir Gücü : 743
Rep Puanı : 4
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : Malatya

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 8:26 pm

kızım hepsini birden eklesene Sad Sad Sad Sad Sad Sad
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allstar01
Admin
Admin
Allstar01


Mesaj Sayısı : 1077
Vampir Gücü : 1353
Rep Puanı : 7
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : ßursa

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 8:33 pm

Hadi Damal ya çatlayazaaam lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MissPattinson
Kurt
MissPattinson


Mesaj Sayısı : 694
Vampir Gücü : 962
Rep Puanı : 21
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : Rob'un yanından

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 9:24 pm

kızaaamm biraz daha yeni bölşüm koymazsan isyan çıkartıcam valla
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:15 pm

tamam 13e kadar ekliyorum siz istediniz afro
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MissPattinson
Kurt
MissPattinson


Mesaj Sayısı : 694
Vampir Gücü : 962
Rep Puanı : 21
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : Rob'un yanından

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:15 pm

damla* demiş ki:
tamam 13e kadar ekliyorum siz istediniz afro

taam ama yei bölümüde eklee
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:22 pm

3.Karmakarışıklık
Buda neydi şimdi! Kimdi bu benim dünyamı allak bullak etmişti.Avlanmış olmama rağmen kokusu niye beni baştan çıkarmıştı.İlk kez bir insanı masum bir insanı öldürmek için plan kurmuştum.Kokusunun dışında beni etkileyen daha başka şeylerde vardı.Yüzü hala zihnimde tekrar tekrar canlanıyordu.Şu ana kadar vampirlerden biri bile beni etkileyememişti.Bir insanda mı etkilenmiştim.Hah işte bu katlanılamazdı.
Hayır böyle bişi olamazdı! Olmamalıydı.Ben tehlikeliydim.
Tek yanlış bir hareketinde onu öldürebilirdim hele ki kokusunu düşünürsem.Zihnim bu düşüncelerle boğuşurken hava çoktan kararmıştı.Pastanenin kapısını kitlemiş tam kepenkleri indirirken arkamda biri olduğunu fark ettim.Arkamı dönmeden Mike selam vermişti bile!
“Selam” dedim yarım ağız bir şekilde daha ne kadar sınırlarımı zorlamamı bekliyordu.
“Şey aslında yemeğe çıkabiliriz diye düşünmüştüm senin için sakıncası yoksa.”
Çıldırmak üzereydim bu çocuk tam anlamıyla yüzsüzdü daha bugün reddetmemişmiydim.
“Çok yanlış düşünmüşsün Mike eve gitmem lazım annem bekliyor iyi akşamlar” diyerek araba doğru ilerdim.
Kolumdan yakalayarak beni kendine çevirdi.Ah bu çocuk kendini ne sanıyordu böyle benden uzak durması için illa onu öldürmem veya keskin dişlerimi göstermem mi gerekiyordu.Kolumu sinirle silkeleyip elinden kurtardım.
“Ne yaptığını sanıyorsun sen!” diye bağırmaya başladım.
Bu çocuk benden korkmuyor muydu.Bir anda lafımı kesti.
“Bella benden kaçmandan sıkıldım seni seviyorum ve seninde beni sevebiliceğini umuyorum” bu son cümleleri bardağı taşıran son damlaydı.
Onu öldürebilirdim şuan burada ve kimsede fark etmezdi.
Evet kesinlikle onu öldürmeliydim.Ama anneme bunu yapamazdım kendime hakim olmalıydım.
“Yeter Mike kes şu saçmalığı artık seni sevmiyorum sevmicem de senden hiç mi hiç hoşlanmıyorum arkadaşlığımızı bitirmek istemiyorum beni zorlama!” diye hırladım.Geri adım atmış tı belli ki korkmuştu.Böylesi daha iyi olmuştu.
Hemen kendimi arabama attım.Ve hızla ordan uzaklaştım.Mikeda arkamdan aval aval bakmakla yetindi.Zaten sinirliydim o çocuk yüzünden birde üstüne Mike eklenince tamamen can sıkıcı bir durum olmuştu.
Daha hızlı gitmek istiyordum.Ama insanlarında fark etmesindende korkuyordum.Hemen eve girdim.Annem fark edemediğim bir şeylerle uğraşıyordu.Zaten fark etmek gibi bir niyetim yoktu.
“Bella tatlım geldin mi ?” diye seslendi annem.
“Evet anne odamdayım ben “dedim
“Tamam canım” dedi annem.
Hemen hızla odama yöneldim.Direk kendimi yatağa attım gözlerimi kapadım.
Aslında ne kadar gereksiz bir hareketti.Uyuyamıcağımı bile bile uyumayı istemek boşa bir umuttu.
İstem dışı yine o çocuğu düşünüyordum.Kulağıma kulaklıklarımı takarak kafamdaki sesleri bastırmaya çalıştım.
Yeni günün neler getireciğini ilk kez merak ediyordum…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:22 pm

4.Karmakarışıklık
O kızı düşünmekten alamıyordum kendimi.Saatlerdir dışarıda gezerek onu düşünüyordum.Acaba tekrar görebilirmiydim.Neden böyle olmuştum.Şu zamana kadar kimse beni bu denli etkileyememişti.Onca okul değiştirmiştim çevremde çok fazla kız olmuştu ama biri bile bana çekici gelmemişti.Ama bu kız çok ayrıydı beni kesinlikle büyülüyordu.
Tam bunları düşünürken bir anda telefonum çaldı.Arayan Aliceydi.
“Efendim noldu Alice” dedim
“Edward nerdesin saat kaç haberin var mı? Bilmediğin bi şehirde bu kadar saat gezmeyi nasıl beceriyorsun.”dedi hızlı hızlı.
Gülmeye başladım.
“Ne söledim şimdi çabuk eve gel bence kayda değer bişiler oldu ki sen bu saate kadar gelmedin çabuk bana anlatıcakların var” dedi ve telefonu yüzüme kapattı.Ah bu Alice küçücüktü ama canıma yetiyordu.
Kardeşimin sözünü dinleyip eve doğru ilerlemeye başladım.Eve vardığımda Alice beni camda bekliyordu.
“Sonunda gelebildin,bişeyler yicek misin,noldu,odana mı çıksak acaba” sözünü kestim bıraksam soru sormaya bıkmadan devam edicekti.
“Sakin Alice o sorulardan hangi birini cevaplıyım sonucunda normal bi insanım” dedim.
“Şimdi aç değilim,odama çıkalım sana bişeyler anlatmalıyım kafam çok karışık” ilk kez birine karşı hislerimden bahsedicektim birinden hoşlandım nasıl diyebilirdim.Alice elimden çekiştire çekiştire odama çıktık.
“Evet seni dinliyorum” diye atladı Alice.
Ah ne demeliydimki şimdi ilk kez böle bi konu hakkında konuşucaktımm.Ben düşünürken belli ki uzun bi süre geçmişti.Alice eliyle ritim tutmaya başladı.
“Imm… tamam başlıyorum nasıl anlatmalıyım ki Alice” derken sözümü kesti.
“Hadi ama Edward sadece ikimiz varız her zamanki gibi dertleşicez bu kadar zorlama kendini.”dedi haklıydıda o benim kardeşimdi.
“Alice bir kızlar karşılaştım tüm dünyam resmen allak bullak oldu ilk kez biri beni etkiledi ve napıcağımı inan bilmiyorum onu görmek için her şeyi yapabilirim.” Anlatırken Alicenin ağzı bi karış açılmıştı.
“ Ne yani sen şimdi sen bana birinden hoşlandığını mı sölüyorsun? Edward sen ciddi misin? “ bunları söylerken hala bana şokla bakıyordu.
“Alice inan bilmiyorum ama o kız beni çok etkiledi hiç kimseye böyle şeyler hissetmedim sanırım hoşlanıyorum hemde fazlasıyla”
“Adı ne peki burada mı oturuyor kaç yaşında? “ dedi.
“Hiçbişey bilmiyorum Alice hakkında dolaşırken yağmur yağmaya başladı bende ıslanmamak için bir pastane buldum ve o kızda içerideydi tam içeri giricekken beni kapalıyız diye tersleyip kapı dışarı etti” dedim üzülerek.
“Hımm anladım baya karışık bir durum var yani ortada bakarsın aynı lisede oluruz zaten başka bi şansımız yok Forksda 2 tane lise var biri buranın yakınlarında biride terkedilmiş bir arazide sanıyorum ki oda bizimle aynı lisededir”dedi sözleri biraz beni rahatlatmıştı.
Aynı lisede olabilirdik hemde pastanenin bana kapalı olduğunu söylediğine göre oranın sahibi filan olmalıydı.Bir anda içimi bir umut sardı.Ama o kızın bana bakmasıda bir hayaldi.
Bunları düşününce yine aynı durumuma geri döndüm.O kadar güzellikteki bir kız neden bana baksın ki hem nerden biliyordum bir sevgilisi olup olmadığı iyice umudumu yitirmiştim.
Alice yüzüme bakıyordu şuan sanırım söylenebilicek bir şey yoktu kardeşi ilk kez birinden hoşlanmıştı ve karşılıksızdı ne ile teselli edilebilirdi.
“Okula ne zaman başlıyoruz.”dedim o kızı görme umuduyla.
“Bu haftanın bitmesini beklememizi sölediler yani 3 gün var daha.”dedi.
Kendimi yatağıma attım.İlk defa kendimi bu kadar çaresiz hissetmiştim.O kızı tekrar görmeliydim adını öğrenmeliydim.Bundan sonra onu görmeden durabiliceğimi hiç sanmıyordum.
Bir an önce sabahın olmasını ve onu görmek için pastaneye gitmeyi istedim…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:24 pm

5.Karşılaşma
Sabah yine Renee’nin ‘Kalk artık ‘demeleriyle uyandım.Yine saçma bir sözdü uyumuyordum ki kalkayım.Biraz daha insana benzemek için yine uğraştım.Üstüme bir şeyle giydikten sonra aceleyle kapıdan çıktım.Neden bu kadar aceleciydim.O çocuğu görmek istiyordum belki de aynı okuldayız diye heyecanla okula gidiyordum.Bir yanımda kesinlikle bunu istemiyordu.
O kokuyu tekrar duymak kötü olurdu.Hatırlaması bile zehrimi ön plana çıkarıyordu.
Araba atladığım gibi okulun yolunu tuttum.Okulda her zamanki park yerime park etmiştim.Etrafta ne farklı bir araba ne de aradığım koku vardı.
Fark etmeden üzülmüştüm yüzüm düşmüştü.
Ama kesinlikle bir fark vardı.Her gün arabamın yanında olan Mike’ın kamyoneti bugün benden olabildiğince uzakta duruyordu.Onu belli ki korkutmuştum.Mutlu olmuştum.
Ondan uzak olmak kesinlikle iyi gelecekti.
Kantine doğru ilerlerken yanıma Angela ile Ben geldi.
“Selam Bela!”dediler ikisi birlikte tüm içtenlikleriyle.
Kesinlikle mükemmel bir çiftti.Bir gün acaba bende böyle birini bulup mutlu olabilecek miydim?
Aklıma o çocuk gelmişti.
Bu fikirde nerden çıkmıştı bu zamana kadar yanımda kimseyi istememiştim.
Peki şimdi ne değişmişti.Bunları düşünürken Angela ve Benin benden cevap beklediğini fark ettim.
“Selam Angele selam Ben nasılsınız “ diye soruverdim.
En azından onların konuşmasını sağlamıştım.Salak yerine düşmeyecektim.Onlar konuşurken kantine ulaşmıştık.Her zamanki masamıza oturmuştuk.
Bir sürü kişi vardı ama onlara hallerini hatırlarını soracak durumda değildim.Yine her zamanki köşeme çekilip sessizce oturdum.
İnsanken de sessizdim.Bu özelliğimi vampirliğe taşımıştım.
Ve sonunda zil çalmıştı.Sınıflarımıza gitmiştik.
Yine her zamanki gibi yanım boştu.
Okulda hiçbir şekilde yeni bir koku yoktu.Demek ki o çocuk bu okula gelmiyordu.
Aslında sevinmiştim ona zarar vermeyecektim. Onu tehlikeye atmayacaktım.
Bir insanı ilk kez bu kadar önemsiyordum ne oluyordu bana.
Derse odaklanmaya çalıştım neyse ki son dersti.
Okul bitmişti.Normalde annemin yanına gitmem gerekirdi ama istemiyordum içimden bir ses gitme diyordu.Bende onun yerine ormanda yürüyüşe çıktım.Birazdan avlandım.Her ihtimale karşı onu tekrar görebilirdim.
Ormanda otururken uzun zamandır hiçbir sosyal aktivite yapmıyordum.
Sinemaya gitmeyi düşündüm.İlk başta annemi arayıp haber vermeliydim.Buda insanlıktan kalma bir alışkanlıktı.Başıma ne gelebilirdi ki benim hakkımda endişelenmesi bile gereksizdi.
“Alo anne!”dedim
“Bella nerdesin gelmedin.” dedi.
“Evet anne ormanda dolaşmaya çıkmıştım.”dedim.
“Şey seni bir kız sordu adını da adınıda bilmiyordu Bella mı dedim evet evet dedi bana birini mi bekliyordun?” dedi. Buda kimdi şimdi.
Kim beni sorabilirdi ki?
“Hayır anne beklemiyordum neyse elbet tekrar gelir.”diye geçiştirdim anneme.Ama kesinlikle çok merak etmiştim.
“Şey anne ben sinemaya gidiyorum merak etme tamam mı ?” dedim.
“Tamam tatlım evde görüşürüz “dedi ve telefonu kapadım.Kimdi bu kız ne istiyordu benden ben dün pastanedeyken kimse gelmemişti ki o dışında.
Aklım karışmıştı.
Bunları düşünürken sinemaya varmıştım.
Film seçecek durumda değildim.
Şuan hangi seans varsa onu girmiştim.
Oturmuş başlamasını beklerken bir anda beni delirtecek o kokuyu tekrar duymuştum.Etrafıma bakındım.Oda neydi bana bakıyordu.Hem de yanımda oturuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:25 pm

6. Bölüm


Onun yanında olmak bile muhteşem bir histi. Gözlerime böyle nefretle bakarken bile nasıl onun gözlerinde kaybolabiliyorum anlamıyorum. Of hala nefret eden gözlerle bana bakıyor. Ben bu kıza ne yaptım?



“Selam.Beni hatırlar mısın bilmiyorum.Ben Edward.”



“Unutmak mümkün mü?”dedi ve uzattığım elime ters ters bakarak önüne döndü. Ellerini yumruk yapmış o şekilde oturuyordu. Beni böyle umursamıyorsa neden yanımda böyle stresli bir şekilde oturuyordu ki? Tanrım bu kız nefes almıyor mu?



“Nefes al Bella.”dedim.İsmini Alice sayesinde öğrenmiştim.



Ben söylediğim anda bir nefes aldı ama sinirden içini çektiğini anlayabiliyordum. Bütün film boyunca öylece oturdu. Ben de hiçbir şey söyleyemedim tabiki. Her denememde bana kötü kötü bakıyor ve filme geri dönüyordu ama yüzünde hiçbir ifade yoktu.Üzülmesi gereken yerde de, korkması gereken yerde de suratındaki ifade asla değişmiyordu. Sanırım filmi izlemiyordu. Film arasında yerinden uçarı gibi kalktı. Ben de peşinden gittim ama nereye gittiğini göremedim. Lavabonun kapısının önünden geçerken Bella’nın hıçkırma seslerini duydum. Film başlamıştı ama o ordaydı. Acaba artık herkesin sesini Bella’nın sesi olarak mı duyuyorum diye merak ettim. Konsantre olmaya çalıştım ama yine Bella’nın ne düşündüğünü anlayamıyordum. Aslında bu yüzden de hep onun yanında olmak istiyordum. Onun yanında kendimi her zaman normal hissediyorum.

Bu adam kızlar tuvaletinin önünde ne yapıyor? Sanırım birini bekliyor. Ama çok yakışıklıymış.



Bu düşünceleri duyduğum anda etrafıma bakındım ve bir kadını bana bakarken gördüm. Hala bana bakıyordu. Hemen başımı çevirdim. Çevirdiğim anda Bella çıktı.



“Burada ne yapıyorsun?”



“Seni bekliyorum.Ağlıyordun.”Aslında bu cümleyi söyledikten sonra yüzünde hiçbir ağlama belirtisi olmadığını fark ettim. Sanırım deliriyorum.



“Ağlıyor muydum?”dedi acı acı gülümseyerek. Acı ifadesi bile ona yakışıyordu. “Ben ağlamam!”



“Ama hıçkırıyordun kulaklarımla duydum.”



“Demek ki bir doktora görünme vaktin gelmiş.Ayrıca benim ağlamam seni ilgilendirmez.Sen kimsin ki?”



İşte bu lafına kırılmıştım. Ama sanırım haklıydı. Ben kimim ki? Ona sadece etrafında dolaşan bir sülük gibi göründüğüme eminim. Kim bilir kaç kişi böyle onun peşindedir benim gibi. Hemen arkamı döndüm. Ben döndüğüm anda da o bana döndü. Arkamdan baktı ama peşimden gelmedi. Biraz baktıktan sonra o da arkasını dönüp yürümeye başladı. En azından bir özür dileyebilirdi değil mi? Düşünerek arbaya doğru yürüdüm. Binip anahtarı taktım ama aptal araba çalışmıyordu.BENZİN! Benzinim bitmiş olmalı! Hemen telefonumu çıkardım ve Emmett’i aradım.



“Yoldayım seni almaya geliyorum.”dedi ve telefonu suratıma kapattı. Bu koca adamın kabalıkları asla sona ermeyecekti. Ama nasıl geliyordu? Tabii Alice haber vermiştir. Böyle bir ailede olmak bana çok acayip geliyordu ama zamanla alıştım. Bunda benim bir deli değil de telepat olduğumu bana ispatlayan psikoloğumun büyük yardımı oldu. Ama aynı şeyi Alice için söyleyemeyeceğim çünkü onun yaptıkları gerçekten ilginç… Ve bir açıklaması da yok. Ben bunları dalmış düşünürken Emmett arabanın farlarını açıp kapayarak yanıma gelmeye başladı. Bu çocuk manyak.



“Küçük kardeş?”

“Sonunda gelebildin.”

ah her zamanki gibi abartıyor.

“Abartmıyorum!”

“Abarttığını sen de biliyorsun ve beynimden uzak dur.”

“Ben de memnun olurdum ama üzgünüm.”

“Neyse sizin psişik güçlerinize alıştım artık,yani sayılır.”

“Tamam Emm kes.Benzin getirdin mi?”

“Bulamadım ama seni yeni taşınmış biri olarak kaybolmadan bulmam da bir mucize değil mi?”

“Senin için mucize gerçekten.”

“Hey! Benzinin yok, yolu bilmiyorsun, bu havada neredeyse donacaksın ve hava karardı bile.Tüm bunlar benimle iyi geçinmeni gerektiren maddeler.Yoksa burada kurtlara yem olacaksın. Hadi ben çıkarken yemek hazır olmak üzereydi açlıktan öleceğim.”

“Her zamanki gibi.”diyerek arabaya bindim.Eve gittiğimizde Esme oturmuş bizi bekliyordu. Tabi ki düşüncelerini duyabiliyordum.



Hava çok soğuktu.Üşümüşlerdir.Zaten buradaki havaya daha alışamadılar.Hasta olmasınlar.

Hemen gelip elini benim ve Emm’in alnına koydu.



“Donmuşsunuz.”



“Endişelenme anne biz iyiyiz.Hadi bir şeyler yiyelim.”dedi Emmett ve masaya doğru koştu. Yine yemek peşindeydi. Ama benim önce üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Zaten aç da değildim.



“Anne ben gelmeden önce yemiştim. Odama çıkıyorum.Size afiyet olsun. Bu arada anne…”



“Efendim canım.”



“Imm…yemeklerin çok güzel kokuyor diyecektim.” Az kalsın anneme Bella’yı duyamadığımı söyleyecektim. Zaten Alice ve benim bu sıradışı yeteneklerimiz yüzünden çekmediği kalmamıştı. Şimdi bir de bu saçma yeteneğim üzerindeki bir değişiklikten bahsedip onu üzmek istemiyordum. Odama çıkıp hemen kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapattım. Bir gün daha geçti. Okula başlayacağım güne bir gün daha yaklaştım…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:26 pm

7.İtiraflar

Kesinlikle şok olmuştum.Ama bi şekilde belli etmemem gerekirdi.
Ama bu koku beni baştan çıkarıyordu.Onun kanını istiyordum.
Onu öldürmek istiordum.Bir yandanda kendimden nefret ediyordum.
Masum bir insan hakkında böyle planlar yapmak bu şekilde canileşmekten nefret ediyordum.Hemde ona zarar vermeyi nasıl düşünebilirdim.
Şuan ona nefretle bakıyordum.
Ama elimde olan bir şey değildi.Bu çocuk benim için bir tehditti.
Hele ki bu kadar yakınımdayken.
“Selam.Beni hatırlar mısın bilmiyorum.Ben Edward” dedi.
Evet sonunda adını öğrenmiştim.Nasıl unutabilirdim böyle bir kokuyu hemde böyle güzellikte yüzü nasıl unutabilirdim.
“Unutmak mümkün mü ?” dedim.Elini uzatmıştı.
Nasıl bende elimi uzatabilirdim benim soğukluğum onu tedirgin ederdi.
Böyle bir şeye hakkım yoktu.Konuştukça kokusu beni baştan çıkarıyordu.
Kendimi çok sıkıyordum çıkmalıydım buradan gitmeliydim bidaha dönmemeliydim.
“Nefes al Bella “ dedi.
Adımı nerden öğrenmişti.Son karşılaşmamızda söylememiştim nereden öğrenmişti.Sinirlenmiştim hakkımda acaba daha ne biliyordu.
Dediğini yapıp nefes aldım ve kokusu boğazımı yaktı iyice sinirlenmiştim.
Kafamı çevirip filmi izliyormuş gibi yaptım.Tabikide izlemiyordum.
Bu çocuk niye beni böylesine etkiliyordu.Çıldırıcaktım.Bana baktığını fark ettim.Dayanamadım filmin yarısında hızla kalkıp lavaboya gittim.Şuan ağlayabilseydim kesinlikle ağlardım.
Onun yerine hıçkırıyordum.Susturamıyordum kendimi vampirlerde bi şekil ağlamaktı sanırım.Onu seviyordum evet kimseye böyle bir şey hissetmemiştim.
Bir insana ölümlüye mi aşık olmuştum.Kendimi susturup buradan biran önce buradan çıkmak için kapıya yöneldim.
Kapıdaydı sanırım beni bekliyordu.Çevredeki tüm kızlar ona bakıyordu.Kıskançlık içimi kemirdi.Buda neydi şimdi ne saçmalıyordum kıskanmak mı.


“Burada ne arıyorsun” dedim sinirle.

“Seni bekliyorum.Ağlıyordun.” dedi bir yandanda kafası karışmıştı.


Nerden duymuştu.Hem ağlamamıştım yani insanlara göre belli olmazdı hiçbirşekilde.
İnkar etmeliydim.

“Ağlıyor muydum.” dedim acı acı gülümsedim.İçimden gelmiyordu kesinlikle.”Ben ağlamam!”dedim.Bu kesinlikle doğruydu kendimle ilgili bir doğru sölemiştim.
Ağlayamazdım ben.t

ırlar mısın bilmiyorum.Ben Edward.”
“Ama hıçkırıyordun kulaklarımla duydum” dedi.Duymuştu haklıydı ama inkar etmeliydi başka hiçbir seçeneğim yoktu.


“Demekki bir doktora görünme vakti gelmiş.Ayrıca benim ağlamam seni ilgilendirmez.
Sen kimsin ki?” dedim . Çok kabaydım bunları söylemekten nefret ediyordum.Ama böyle davranmak zorundaydım.Bana aşık olmamalıydı.Kendimden uzak tutmalıydım onu.
Acı çekiyordu.Kesinlikle üzülmüştü.Napmıştım ben onu üzmeye hakkım yoktu.
Kendimi berbat hissediyordum.Ama yapmak zorundaydım.
Arkasını döndü.O döndüğünde bende döndüm.Ama ilerleyemedim.
Ona tekrar baktım.Belkide onu son görüşümdü.Bu dayanılmazdı.
Hemen arkamı dönüp yürümeye başladım.Nereye gittiğimi bilmeden.
Hemen arabama bindim uzaklaşabildiğim kadar uzaklaşmalıydım buradan.
Peki ya annem onu nasıl bırakabilirdim.Belki bana ihtiyacı yoktu.
Ama benim kesinlikle ona ihtiyacım vardı.
Hem o yalnız yaşamayazdı.
Eve doğru gitmeye başladım.Anneme her şeyi anlatmanın vakti gelmişti.
Bunun nedeni neydi öğrenmeliydim.Kendimi berbat hissediyordum.
Ölme imkanım olsa şuan ölebilirdim.
Onu kırmıştım.Ama başka seçeneğim mi vardı.Önünde güzel bir hayatı vardı.
Benle harcamamalıydı.Hemde benim bir vampir olduğumu öğrenince yanımda olmak istemicekti.Benden kesinlikle kaçabildiği kadar kaçıcaktı.
Vampir olmaktan bir kez daha nefret ettim.
Herşeyden ,kendimden nefret ediyordum.
Eve varmıştım.Annem beni kapıda karşıladı.
“Ah Bella bu halin ne”dedi şokla.Belliki bitkinliğim üzüntüm yüzümdende belli oluyordum.
Kendimi annemin kollarına atıp hıçkırmaya başladım…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:27 pm

8.Şaşkınlık
İğrenç bir gece geçirmiştim.
Uyuyamamıştım.Bir araba dayak yemiş gibiydim.
Evin içinde telaş vardı.
Herkes koşturup duruyordu.Odama bi anda Alice daldı.
“Uykunun sırası mı Edward hadi çabuk aşağıya in bir şeyler ye hemen çıkmamız lazım yoksa geç kalıcaz!”dedi ve kapıyı kapatıp yine koşturmaya başladı.
Okula başlıcaktık.Şahane.
Hemen giyinip aşağıya indim.Dün gecede bir şeyler yememiştim.Gerçekten acıkmıştım.
Hemen oturup yemeğe başladım.
Ve evdekilerin istemsiz olsa bile kafalarındakileri dinlemeye başladım.
Alice yeni insanları düşünüyordu.Biryandanda geleceği görmeye çalışıyordu.
Ama kayda değer bir şey yapabilmiş değildi.
Rosalie her zamanki gibi güzellik peşindeydi.
Ve okuldaki erkeklerin ondan nasıl etkileniceğini düşünüyordu.
Hemen onu kafamdan uzaklaştırdım onun kendini beğenmişliğinden sıkılmıştım.
Emmet acaba okuldakilerin bizden birine bulaşmasını ve onlarla kavga etmeyi düşünüyordu.Gülümsedim.Hiçbir zaman değişmicekti.
Jasperda farklı bir şeyler sezdim.Aliceyi kıskanıyordu.Onu beğenmelerinden korkuyordu.Ama bu kardeşce bir kıskanma değildim.
Farklı birşekildeydi.Şaşırmıştım.Alice ve Jasper onları yan yana düşünemek zordu.Hem böyle bir şey olsa Alice bana anlatmazmıydı.
Anlatmazdı sanırım kızıcağımı biliceği için ama öğrenmeliydim.Daha dikkatli dinlemeye başladım.
Tam o sırada Alice bağırmaya başladı.
“Edward kime diyorum hadi gidiyoruz biraz daha boş boş bakınmaya devam edersen geç kalıcaz ilk günden” dedi gülerek.
“Off tamam geldim Alice hadi” dedim ve kapıya yöneldim.
Tabiî kide arabayı Emmet sürüyordu.Ve yanında Rosalie oturuyordu.Onların arasında kesinlikle fark edemediğim bir bağ vardı.
Ama bunu tabiî kide inkar ediyorlardı.
Ve okula doğru ilerlemeye başlamıştık.Kardeşlerimin kafasını dinlemek istemiyordum.Onun yerini onu düşünmek istiyordum.
Bellayı.
Benim imkansız aşkımı.
Ne kadar bana kaba davransada onu seviyordum.Ne engelleyebilirdiki.Seviyor olabilirdim ama peşinde kuyruk gibi geziniceğim anlamına gelmiyordu tabiî kide.
Benden hoşlanmıyordu belliydi.Onu uzaktan sevicektim.Belkide bida karşıma çıkmıcaktı.Ama emindimki onun gibi kimseden etkilenemezdim.Bu aşktı.Ve benim açımdan bir kere aşık olunurdu.Ve bende olmuştum.Eğer ilerde hayatımda biri olursa ona karşı hissettiklerim aşk olmucaktı.
Bu düşüncelerimden bir anda Alicenin gördüğü şey beni uzaklaştırdı.
Alicenin gördükleride neydi öyle.Bella ve ben yan yana hemde o bana gülümsüyordu.Yanımda olmaktan mutluydu.
Bu nasıl olurdu o benden nefret ediyordu.Gülümsemeyi bırak yan yana durmamız bile bir mucizeydi.
Alice kafasının içinde resmen bağırıyordu.”Benden ne saklıyorsun” diye.
“Senden ne saklayabilirim ki” diye fısıldadım.Diğerlerinin duymasını istemiyordum.Çünkü bizim bu güçlerimizi uydurduğumuzu düşünüyorlardı.Ama onlara kanıtlamıştık.Alice taşınıcağımızı görmüştü.Hem doktorada gitmiştik.Böyle durumlar olabiliyormuş.
Ama anlamıyorlardı.Ve onlara belli etmek istemiyordum.Yine dalga geçmelerini çekemicektim.

Ve sonunda gelmiştik okula ama belli ki geç kalmıştık.Herkes kampuslere doğru koşuşturuyordu.
Emmet ve Roselienin dersleri tamamen aynıydı.Hemde bizden 1 sınıf büyüklerdi.Onlar hemen gittiler.
Alice ve Jasperinda dersleri aynıydı.
Benim şansım işte benim hiçbir dersim onlarla ortak değildi.Onlarda yanımda ayrılmıştı.
Bende hemen İngilizce sınıfına doğru ilerledim.
Bayan Pamelanın dersiydi.Evet öğretmen içeriye girmişti bile.Çok süper ilk günden geç kalmıştım.
Bayan Pamela”Bay Cullen” dedi
“Evet “ dedim bende nazik bir şekilde.
Hemen kitaplarımı uzattı.Sınıftakilerin hepsi ayrı şeyler düşünüyordu.Kızların yarısı nerdeyse bana şimdiden aşık olmuştu.
Erkeklerde kızların tepkisine karşılık kıskanmışlardı.Bana hiç hoş bakmıyorlardı.Önemsemedim.
Nasılsa ilk gün hep aynı şeyler oluyordu.
Arkada bir sıra boştu.Hemen oraya geçtim.
Kesinlikle hayal görüyordum.O mükemmel gözler hayaldi.Yoksa böylesine gülümsemesi mümkünmüydü.
Evet karşımda Bella vardı.Ve bana tüm güzelliğiyle gülümsüyordu.Hayalde görmüyordum.Şuan eminim salak gibi gözüküyordum.Ama Bellanın burada olması ve bana gülümsemesini görüp şok olmamak eldemiydi.
Daha fazla salak gibi görünmeden bende ona gülümseyip selam verdim.Ve önüne döndü.
Evet o buradaydı.Ve bana selam vermişti.Dün her ne olduysa bir şeyler değişmişti.Ve ben o değişen şeylere şükrediyordum.
Şuanki duygularımı açıklamayamazdım.Hayatımda ilk kez bu kadar mutluydum.Dersi boşverip onu izlemeye daldım…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:28 pm

Bellanın ağzından
8.Bölüm

“Bella bu çocuğun kokusu seni baştan çıkarıyor ve sen onu seviyorsun doğru anlamışım değil mi?” dedi annem şok olmuş bir vaziyette.Evet kesinlikle doğru anlamıştı.Hatta bu durumu en güze bu cümleler açıklardı.
"Evet anne!”dedim.Ve yine hıçkırıklarım beni yalnız bırakmıyordu.Koşa koşa odama çıktım.Anneme her şeyi anlatmıştım.Olanları hazmetmesi için ona biraz zaman tanımalıydım.
Hemde benim yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.Şu an tek istediğim insan olmaktı.
Herşey daha kolay olurdu.Uyumak ağlamak istiyorum.Ve en başta babamı istiyordum.Babamı…
O salak yangın olmasaydı babamla yeterince vakit geçirmiş ve bu salak şehre gelmemiş olurduk.Hem belkide insan olarak kalsaydım şimdiye çoktan ölmüş olurdum.
O yangından ne hikmetse sadece ben kurtulmuştum.Annem o zamanlar kayıptı.
Babamla bizim için çok zordu.
Annem yoktu üstüne üstlük yangın çıkmıştı.Babam beni kurtarmak adına kendini öldürmüştü.
Annem döndüğünde artık çok farkı biriydi en baş artık insan değildi.
Beni kurtarmıştı.
Fakat sonucunda vampir olmuştum.Ama babam için çok geçti.Annem onun için çok çabalamıştı.Ama babam geri dönmüyordu.Yine ıstırap çekiyordum.Hemen kafamdan uzaklaştırdım bu fikirleri.
Banyo yapmanın iyi geliceğini düşünüp hemen duşa girdim.
Şampuanımın kokusu beni rahatlatıyordu.Ama zihnimdekilerden kurtulamıyordum.
Akıp giden su ile zihnimdekilerin akıp gitmesini düşündüm.Ne hoş olurdu!.
Sanırım yeterince olayalanmıştım.Nerdeyse sabah oluyordu.Güneş dağların arkasından doğmak üzereydi.Aşağıya indim.Annem resimlere bakıyordu.Yanına gidip ona sarıldım.
Ona kızmaya sinirlenmeye hakkım yoktu.Benim çektiğimi oda çekiyordu.
Hem o isteyerek bu hale gelmemişti.Benide kaybetmemek için bu hale getirmişti.
Ne diye bilirdim ki ona.Oda babamı özlüyordu.Ve kendini sorumlu tutuyordu.
Geç kaldığını onun yüzünden öldüğünü düşünüyordu.Gidip anneme sarıldım.
Onun dikkatini dağıtmak için benim saçma hayatımı bahane ettim.
“Evet anne napmalıyım sence bir fikrin var mı açıkcası ben bulamadım da!” dedim onu gülümsetmeyi başarmıştım.
“Tatlım onun kokusu seni deli edebilir ama onu kaybetmeyi göze alamazsın bundan sonra istesende ondan uzak duramazsın bence bunlara göre bir karar ver”dedi gayet ciddi bir şekilde.
“Ve sakın unutma ne olursa olsun ben her zaman senin düşüncene saygı duyarım.
Hemde o Edward çok tatlı bir çocuk ayrı bir havası var diymi!” dedi kahkaha atarak
“Saol annecim çok yardımın oldu” dedim burun kıvırarak.
Artık okula gitme zamanım gelmişti.Yine boş bir gün geçicekti.
Ben sadece Edwardı görmek istiyordum.Kokusuyla başa çıkabilirdim.
Onu öldüremezdim.Babamdan sonra başka bir ölüm daha kaldıracak durumda değildim.
Hem onu seviyordum nasıl zarar verebilirdim.
Ve okula varmıştım.Mike yine sırnaşma günündeydi anlaşılan.
Bu çocukta bir problem vardı.
Daha o gün benden kaçmıyormuydu.Ne değişmişti.Nefret ediyordum ondan.
“Günaydın Bela” dedi resmen 32 diş halinde
“ Sanada günaydın Mike “ dedim ve koşarcasına kampüse ilerledim.
Ders İngilizceydi.Bayan Pamelanın dersiydi.Dersler kolay geçiyordu seviyordum bu dersi.
Hemen sınıfa gidip yalnız oturduğum sırama geçtim.
Zil çalmıştı.Mike hala bana bakıyordu.Sinir olmuştum.Onu öldürmek istiyordum.
Sonunda bayan Pamela derse geldi.Tam derse başlıcağı zaman kapı açıldı ve ardından esintiyle o koku!
Tanrım tüm zehrim ağzımın içinde yüzüyordu.Ve ardından o mükemmel yüz.
Onu gördükten sonra kendime hakim olmayı başarabilmiştim.Bir yandanda kendimi motive ediyordum.
Bayan Pamela “Bay Cullen” dedi
Ve ders için gerekli gereçleri verdi.Edward daha beni görmemişti.
Tüm kızlar ona bakıyordu.Sinir olmuştum.Hepsi şimdiden ona hayran hayran bakıyorlardı.Çok sinirlenmiştim.Bu hissettiğim duygu kesinlikle kıskançlıktı.
Edward en arkada bir sıraya geçip oturdu.Sınıfı tarıyordu.Ve ben arkamı döndüm.
Gözlerimi ona diktim.Acaba beni ne zaman görücekti.Ve bana bakmıştı.
Ona en sıcak gülümsememle gülümsemiştim.Ama Edward belli ki şoktaydı.
Yüzüme anlamsızca bakıyordu.Bense gülümsemeye devam ediyordum.
Edward sanki kafasına bir şeyle vurulmuş gibi irkilip kendine geldi.
Ve bana karşılığında mükemmel bir gülümseme verdi.
Kesinlikle çok kibar biriydi.Ona çok kaba davranmıştım.O hala bana iyi davranıyordu.Hoşuma gitmişti.
Önüme döndüm.Ve bütün ders arkamı dönmemek için kendimi tutmak zorunda kaldım…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:29 pm

Edwardın ağzından
9.Sır
Sonunda tenefüs zili çalmıştı.Yavaşça kitaplarımı topladım.Yavaş hareket ediyordum.Merak ediyordum acaba gelip benimle konuşucak mıydı? O konuşmazsa napıcaktım ben mi gidip konuşucaktım.Terslenmekten korkuyordum.Her zamanki gibi bana kaba davranmasından korkuyordum.Ama daha karar vermemiştim.Onun davranışlarına bağlı hareket edicektim.Bella sırasından kalkmıştı sonunda.Yürümeye başladı tam kapıdan çıkarken arkasını dönüp bana gülümsedi.
“Edward” dedi
Şoktaydım yine bu kızın değişen ruh halleri beni fazlasıyla etkiliyordu.Evet cevap vermem gerekiyordu.Kendimi toparlayıp cevap vermeye odaklandım.
“Bella” dedim şok olmuş durumu bırakıp gülümsedim.
“İngilizce dersimiz ortak çıktı bundan sonraki dersin ne?” diye sordu.
“Bir saniye en başta bakmam lazım “ dedim ve ceketimin cebinden Alicenin bana verdiği ders programını çıkarıp baktım ve bir sonraki dersim matematikti.Kardeşlerimde aynı derslerde olmamanın ne kadar iyi olduğunu şimdi fark etmiştim.Onu daha fazla bekletmek istemiyordum.
“Matematik bundan sonraki bay Billy “dedim ve aynı derste olmamızı umarak.
Onun yüzünü izliyordum unutmamak üzere.Yüzünden aynı anda bir çok duygu geçiyordu.
En baş sinirlendi gibi oldu daha sonra üzüldü gibi oldu ve en sonunda gülümsedi.
Mükemmel bir gülümsemeydi.Altın rengi gözlerinin içi gülüyordu ona bakmaktan alamıyordum kendimi bembeyaz kireç yüzü ne kadarda güzeldi.Güzel olduğunu biliyordum ama bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum.O bir melekti gökyüzünden inmiş benim kalbimi paramparça etmek için gelen bir melekti.
“Süper benimde bir sonraki dersim matematik beraber gidebiliriz sakıncası yoksa senin içinde” dedi.İşte bu mükemmeldi bir ders daha onla beraber olmak harika gelicekti sorduğu soruda çok saçmaydı ne sakıncası olabilirdi onun için ölüp biten bendim farketmiyormuydu.
“Tabikide Bella çok sevindim ve büyük bir zevkle sana eşlik ederim.”dedim gülümsüyordum.Hiç olmadığım kadar mutluydum onla beraber olmak çok güzeldi anlatılamazdı.Kardeşlerimle geçirdiğim hiçbir vakit bu ana kıyaslanamazdı bile.
Koridorda yürürken herkes bize bakıyordu.Herkesin kafasında ayrı bir soru işareti vardı onların seslerini durdurmak istiyordum çünkü resmen bağırıyorlardı.
Kimisi “Bellanın yanındaki yeni gelen çocuk olmalı çokda yakışıklıymış.Bellada hemen kapmış” diye geçiriyordu aklından.
Kimiside “ Bella birisiyle muhabbet mi ediyor yok artık!” diye geçiriyordu.
Onları bir yana atıp Bellaya odaklandım ama her zamanki gibi onun zihninden çıt bile çıkmıyordu garipsemiştim herkesin kafasının içindeki sesi duyup birini duyamamak fazlasıyla garipti.
“Kızlar her an üstüme atlayabilirler farkında mısın?” dedi .
“Yoksa erkekler mi demeliyim baksana herkes bize bakıyor!” dedim şok olmuş bir vaziyette.
İkimizde gülmeye başladık.
Ve sonunda sınıfımıza gelmiştik.Bella önden yürüyüp sırasına geçti.Tam arkaya geçmek üzereyken
“Niye burada oturmuyorsun tek başına oturmak can sıkıcı bir durum “ dedi gülerek.
Bu teklifi nasıl reddedebilirdim bende bunu istemiyormuydum.
“Zevkle” dedim ve yanına oturdum.
Herkes bize şokla bakıyorlardı.Bella her zamanki gibi aramızdaki mesafeyi koruyordu.
Bunu kafama takmadım onla yan yana olmak bile yetiyordu.Sınıfa bir çocuk girdi.Kafasında Bellanın yanına gelmeyi planlıyordu ve onu bugün dışarı çıkarmak için ikna ediceğini düşünüyordu.
Ama beni gördüğü an her şey değişti.Bu kimdi Bellanın sevgilisi mi hayır bunu bana yapmazdı dimi sevgilisinin geliceğini bile bile beni yanına çağırmayı bunu kaldıramazdım.
Yıkılmıştım sadece düşündüğüm sınıfı terk etmekti.Ama çocuğun kafasında bir şeye rastladım.Bellanın sevgilisi değildi ama Belayı seviyordu Bella her seferinde onu tersliyordu.
Ama çocuğun anlamaya niyeti yoktu.Bella çocuğu görür görmez.
“Of” dedi. Ne yani bu çocuk Belayı rahatsız mı ediyordu ben halledemesem bile bu durumun Emmetin çok hoşuna gidiceğine emindim.
“Bella”dedim koluna dokunarak.Koluna dokunmamla elimi çekmem bir oldu.Kolu buz gibiydi.
“Bella donuyorsun sen” dedim.
Bella şok olmuştu.Hiçbirşey demedi ve son hızla sınıfdan çıkıp gitti.
Ne demiştimki ben napmıştım sadece gerçekleri söylemiştim gerçektende çok soğuktu.
Durmadım hemen peşinden koşmaya başladım.Ağaçlığa doğru ilerliyordu nereye gidiyordu.
Yağmurda başlamıştı Bella br ağaca oturup ellerini yüzüyle kapadı.Yine hıçkırıyordu yanlış duymuyordum.Ama napmıştım ben ona neden bu denli üzülmüştü.
Arkasından gidip olduğu yere ilerledim.
“Bella” diye seslendim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:30 pm

Bellanın ağzından Sanırım biraz uzun

10.İtiraflar
Kendimi son hızda ormana attım yeşillik beni belki rahatlatabilirdi bir ağaç kovuğuna oturdum ve yine hıçkırıyordum.Ağlamak ne kadar güzel olurdu içimdeki acıyı biraz olsun atabilmek çok iyi gelebilirdi Ama ağlayamazdım onun yerine hıçkırıyordum ama iyi gelmiyordu dahada kötü oluyordum.
Edward’dan artık vazgeçemezdim ama onun yanında da olamazdım bugün ki olay çok iyi bir örnek olmuştu onun için ne hayaller kurmuştum ama onunla birlikte olamazdım ya bir daha eli yine koluma veya elime değerse ne diyecektim.Ondan uzak durmalıydım zaten ben ondan kaçmazsam bir süre sonra o benden kaçıcaktı hemde onun korkulu rüyası olucaktım.O beni tamamiyle insan sanıyordu ama benim bir tane bile insani özelliğim yoktu.Kendimi daha da kötü hissediyordum.Ondan nasıl uzak durucaktım ona aşıktım.Yağmur yağmaya başlamıştı Edwardın kokusu geliyordu.Ne yani buraya mı geliyordu onu görmeye dayanamazdım kokusu artık benim için bir sorun değildi tabiî ki kokusu benim iştahımı açıyordu ama kendimi durdurmayı öğrenmiştim.Evet Edward geliyordu kafamı ellerimin arasına aldım ona hazırlıksız yakalanmıştım.
“Bella” dedi o berrak ses tonuyla.
“Edward git buradan hemen hemde yağmurda yağıyor git lütfen!” dedim hıçkırıklarımın arasından.
“Bella inanki yağmur umrumda değil naptım sana Bella yanlış bir şey mi söyledim niye ağlıyorsun niye benden kaçtın” dedi üzgün bir sesle
Ayağa kalkmıştım ama ona sırtım dönüktü yüzüne bakamazdım benim yüzümden acı çekiyordu tüm suçu üstüne almıştı ona bunu yapmaya ne hakkım vardı dünyasını berbat etmeye ne hakkım vardı gitmeliydim hemde hemen onun dünyasını daha karıştırmadan.
“Edward senin bir suçun yok bu beni son görüşün anladın mı unut beni lütfen ve şimdi git çünkü bende gidiyorum” dedim ciddi bir sesle onu ikna etmeliydim.
“Bella lütfen lütfen bana bunu yapma gitme lütfen!” dedi ağlıyordu ona bunu nasıl yapmıştım onu üzmüştüm kırmıştım en baş onu ümitlendirmiştim.
“Edward lütfen anla beni böyle yapma gitmek zorundayım ikimiz için senle ben olamayız lütfen anla!” dedim evet bende vampirlere özel ağlamaya başlamıştım.Nasıl bu duruma gelmiştik nasıl buna izin vermiştim.Ve bu kadarı yeterdi gidiyordum onu birdaha görmicektim oda beni.Yürümeye başladım bacaklarım titriyordu ayakta duramıcak gibiydim ama onun için buna katlanmalıydım onun güzel dünyası için.
“Bella gitme ben sensiz yaşayamam artık Bella yapma lütfen !” dedi bağırarak ve yine konuşmaya başladı
“Seni seviyorum Bella seni her şeyden çok seviyorum bırakma beni lütfen!” dedi kısık bir sesle.
Son söylediği şey beni olduğum yerde kaskatı kesmişti beni seviyordu oda benim gibi bensiz yaşayamazdı peki bu durmama yeter miydi?
Arkamı döndüm onu görmek için Edward yere çökmüş başını ellerinin arasına almıştı yüzünü benden saklıyordu buna dayanamazdım hemen yanına gittim.
“Edward” dedim ona dokunmak istiyordum ama tenimin ısısı onu rahatsız ederdi bu yüzden ellerimi yerinde tuttum.Edward konuşmuyordu yüzüme bile bakmıyordu napmalıydım onu bu acıdan kurtarmalıydım.
“Edward lütfen bana bak böylesi inan ikimiz için en iyisi ben senin için iyi bir seçim değilim anla beni.Ben senin gibi değilim Edward ben insan değilim senin dünyanı karartamam anla beni lütfen!” dedim ona bunları söylemek zorundaydım yoksa beni başka türlü anlamıcaktı.
Son söylediğim şeyler belli ki ilgisini çekmişti.Kafasını kaldırıp bana şok olmuş bir biçimde baktı.
“Bella insan olup olmaman umrumda değil anladın mı ben hayatımda hiç kimseyi bu denli sevmedim kimseye aşık olmadım seni kaybedemem ne olursan ol seni seviyorum ve bu gerçeği hiçbirşey değiştiremez anladın mı?” dedi .
Bense şok olmuştum nasıl önemi yoktu şimdi ona ben bir vampirim dersem ya direk kaçıcaktı.Ben insan değilim lafını başka şekilde anlamıştı belli ki.Ona her şeyi söylemem mi lazımdı benden kaçıp gitmesi için evet ona her şeyi anlatmalıydım.Yıllardır bu sırrı kimseye anlatmamıştım anlatsam nolurduki en fazla Volturiler tarafından katledilirdim ne önemi vardı ki yaşamak isteyen kimdi zaten.
“Edward beni iyi dinle şimdi ben senin gibi değilim ben insan değilim hiçbir insan özelliğini taşımıyordum ben bir vampirim anladın mı senle ben olamayız derken bunu kastediyordum bunları öğrenmeni istemezdim ama başka türlü beni anlamıcaksın ve şimdi gitmelisin sanırım bunlar senin benden uzak durman için yeterli!” dedim pes etmiş bir şekilde kafamı eğmiştim onun gidişi hatta kaçışını izlemeye katlanamazdım.
“Söyliceklerin bu kadar mı Bella aramızdaki engel bu muydu yani?” dedi rahatlamış bir şekilde.
Napıyordu bu çocuk ona daha demin vampir olduğumu söylememişmiydim neresini anlamamıştı ona zarar verebilirdim hiç mi vampir filmi falan izlememişti vampirleri ne sanıyordu gayet şeker tatlı kan emiciler olarak görüyordu.
“Edward neresini anlamıyorsun vampirim ben vampir!Senin gibi değilim istersem seni şurada öldürebilirim kanla besleniyorum 60 yıldır 17 yaşındayım daha ne söylememi istiyorsun benden nefret etmek için!” dedim sinirlenmiştim kaçıp gitmeliydi benden.
“Bella vampirlerin tüm özelliklerini biliyorum beni öldürebiliceğinide biliyorum ama sende şunu bil beni öldürmen beni bırakıp gitmenden daha iyi “ dedi.
Edward korkumuyordu benden her şeyimi öğrenmişti ama beni bırakmıyordu hala beni seviyordu beni istiyordu beni her koşulda kabul ediyordu.Evet mutluydum ama üzen bir mutluluktu bu.
“Edward senin kanının kokusu beni deli ediyor şuana kadar hiçbir insanı öldürmek istemedim ona zarar vermek istemedim ama seni ilk gördüğümde seni tek başına yakalayıp öldürmek istedim.” Dedim şansımı zorluyordum ona her şeyi söylemeliydim sonradan pişman olmamalıydı.
“Ama öldürmedin ve bak karşındayım Bella “ dedi.
Ne desem boşa konuşuyordum.
Gittim yine ağaca oturdum .Hemen gelip yanıma oturdu rahatlamıştım artık ondan sakladığım hiçbirşey yoktu ve beni hala seviyordu.
“Peki bundan sonra nolucak Edward hayatın eskisi gibi olmucak ailenden hep bir sır saklamak zorunda kalıcaksın bunu kaldırabilicek misin?” dedim.
“Sen yanımda olduktan sonra üzülebiliceğim hiçbir konu yok.Bu arada Bella sana anlatmam gereken bazı şeyler var.”dedi.
“Evet Edward seni dinliyorum.”dedim meraklanmıştım acaba ne anlatıcaktı.
“Bella aslında bakarsan şuan senin vampir olduğunu bilen tek kişi ben değilim” dedi.Tam ağzımı açacıcakken beni susturdu.
“Bella lafımı bölmeden dinle beni lütfen açıklıcam sana her şeyi.Tek ben bilmiyorum çünkü benim kardeşim geleceği görebiliyor eminim ki şuan her şeyi tüm netliğiyle gördü.Benimde bir gücüm var bende insanların zihinlerini okuyabiliyorum ama senin dışında sanırım insan olmadığın için seninkini okuyamıyorum.”dedi.Şok olmuştum Edward insandı ama vampirler gibi özel güçleri vardı ve kardeşi geleceği görebiliyordu.Böylr bir şey olabilir miydi insanlar için geçerli miydi ?
“Edward bu nasıl olur senin insan olduğundan eminim ama senin özel güçlerin var ben bunları sadece vampirler için olduğunu sanıyordum.İnsanlar içinde geçerli mi ?” dedim.
“İnan bizde ilk duyduğumuzda şok olmuştuk ama bazı insanlar için geçerli bir durummuş bu ve kimse bize inanmıyor bize bu yüzden kimseye söyleyemiyoruz biz garip gözle bakmalarını istemiyoruz.”dedi.
“Tamam sen benim vampir olmamı hazmettin benimde bu şoku atlatmam lazım dimi.Peki bu kardeşin ya herkese anlatırsa naparız Edward”dedim sonunda bu konuya telaşlanmıştım.Edward beni böyle kabul ediyorsa ölmek için bir sebebim yoktu.
“Sakin ol dedim ya kimse bize inanmıyor ve eminim ki Alice kimseye tek bir laf etmez.”dedi.Ona nedense güveniyordum şuan o yanımdaydı dünya umrumda değildi hem o söylemez dediyse söylemezdi.
Birbirimize hayat hikayelerimizi anlatmıştık babam içi üzülmüştü.Bende onun ailesinden Jasper ve Rosalie’ye üzülmüştüm hikayelerimiz benziyordu ama onların ne annesi nede babası hayattaydı.Onunlayken vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştım.Hava çoktan kararmıştı ders bitmek üzereydi.Yokluğumuz kardeşleri tarafından fark edilmemeliydi.Okula doğru yürümeye başladık.
Elimi tutmuştu hayır dicek durumda değildim hem zaten her şeyi öğrenmişti kaçmanın ne anlamı vardı ki.
“Bella bir şey sormam lazım bu kadar soğuk olman ve göz rengin vampirlikle mi ilgili?” dedi utanmıştı.
“Evet hepsi vampir olduğumdan kaynaklanıyor” dedim gülerek ve elini daha sıkı tuttum.Bu duygunun tadını çıkardım.Okula varmıştık ve insanlar bize garip gözle bakıyordu ama hiçbirini önemseyemezdim.Edward’ın kardeşleride bize garip gözlerle bakıyordu biri dışında.Demek ki Alice bu kızdı bana gülümsedi bende ona göz kırptım onunla tanışmak için can atıyordum çok tatlı birine benziyordu.Artık ayrılmamız gerekiyordu durduk onu öpüp kulağına
“Seni seviyorum artık benden kaçısın yok dünyanın sonuna gitsen seni bulurum “ dedim sinsice gülümseyerek.
“Böyle düşünmen çok hoşuma gitti çünkü aynıları benim içinde geçerli.Seni seviyorum” dedi ve ayrıldık arabama yürüdüm.Mike bana bakıyordu ama onu önemsemicektim.Arabama bindim ve ilk işim annemi aramak oldu.
“Annecim pastanede misin gelmemi istiyor musun?” dedim .
“Bella bu mutluluğun sebebi ne acaba? Tatlım sen direk eve git bende geliyorum pastaneyi kapatıp eminim ki bana anlatıcağın çok şey var” dedi gülerek.
“Öff anne peki hadi evde görüşürüz o zaman” dedim ve telefonu kapadım bu durumu birilerine anlatmalıydım annem belki kızıcaktı yıllardır sakladığımız sırrımızı söylediğim için ama olayı anlayınca bana hakvericeğine emindim.
Ve keyifle evimin yolunu tuttum onu şimdiden çok özlemiştim…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:32 pm

Edwardın ağzından
11.Geleceğim
Bir rüyada gibiydim daha bir gün önce Bellanın beni sevmesi hatta yanımda bulunması bile anca rüyamda görebiliceğim bir olaydı.Ama oda beni seviyordu yani seviyor olmalıydı yoksa bu kadar şeyi niye bana anlatsın ki!
Onu seviyordum her şeyden çok hemde ondan hiçbir zaman vazgeçmicektim.O benden vazgeçse beni terk etse bile bu aciz kalbim ömrümün sonuna kadar onun için atıcaktı.Bunları düşünürken sonunda arabaya varmıştımBellam çoktan gitmişti.Alice dışında tüm kardeşlerim bana garip bir gözle bakıyordu.Tabi onların dışında okuldakilerde.
“Adamım süpersin ilk günden sevgili olayı ha “ diye geçirdi içinden Emet bana inanmasada duyabilceğime inanıyordu.
“Ne yani Edward bu kızdan mı hoşlanıyor peşinde onca kız varken bu kıza mı kaldı” diye aklından haykırıyordu Rosalie açıkcası onu takmadım çünkü kıskandığı her halinden belliydi.
Jasper her zamanki gibi sessizliğini koruyordu.Sonunda yağmurda ıslanmayı bırakıp arabaya binmiştik.Herkes bana garip gözlerle bakıyordu bekliyordum acaba hangisi sessizliği bozucak diye.
Ve her zamanki gibi tüm zevzekliğiyle Emet kahkaha atmaya başladı.
“Edward kardeşim sen baya hızlıymışsın haberimiz yokmuş” diye gülmeye devam etti.Herzamanki Emmetti hiçbir zaman değişmicekti.
“Salak salak konuşmayı kessene Emmet” dedi Rosalie .
Emmet ve Rosalie çoktan atışmaya başlamıştı.Alice bana bakmıyordu Jasperla bir şeyler konuşuyorlardı ama kafasında çoktan plan yapmıştı hatta bana sesleniyordu.
“Tamam her şeyi görmüş olabilirim ama bana anlatıcakların vardır mutlaka “ .
Ona bakmadım yol boyuncada hiç konuşmadım onlarla uğraşmak yerine Belayla bugün geçen günümüzü düşündüm tamamiyle mükemmeldi Bella imkansız derecede güzeldi ve oda beni seviyordu bundan önemli ne vardı şuanda.Derken evimize gelmiştik hepimiz koşa koşa eve gittik.
Ve Esme bizi kapıda bekliyordu biryandan mutluydu bir yandanda bana kızıyordu.
“Evet Edward bey okulun ilk gününde dersi asmayı nasıl açıklıcaksınız bakalım!” diye konuşmaya başladı.
Off nasıl anlatabilirdimki Esme annemden çok arkadaşım gibiydi Alicele nasılsam annemde benim için öyleydi ama beni aşan şeyler vardı nasıl söylerdim anne ben bir vampire aşık oldum oda benim kanımı içmek yerine benimle sevgili olmayı kabul etti mi dicektim.Bu zihin okuma işinden sonra bunlarıda söylersem kesinlikle beni ilk bulduğu vakitte hastaneye yatırırdı.
“Tamam anne anlatıcam sana her şeyi!” dedim.
“Esme haberin yok mu Edward ilk günden sevgili yaptı kendine” diye atladı Emmet ve kahkahalara gömüldü.Karnına dirsek attım ama nerdeyse hissetmedi.
Esme şok olmuştu beni kolumdan çektiği gibi salona götürdü ve arkamızdan Alicede geldi.
“Evet Edward bey sizi dinliyorum Emmetin dedikleri doğru mu hemen bir açıklama bekliyorum”dedi.
“Öf anne tamam anlatıcam ilk başta sakin olabilir misin?” dedim ve anlatmaya başladım.
İlk pastanede gördüğümü sonra sinemayı onun bana davranışlarını ve okulda olanları tabi vampir olayını atlayıp gerçeğe en uygun şekilde anlatmaya çalıştım.
“İnanmıyorum sana Edward Forksa geldiğimizden beri bu kızı seviyorsun ve annene anlatmıyorsun” dedi bana alınarak.
“Hem şimdi anladım senin keyifsiz hallerini “ dedi.
“Taman Esme geç oldu ama anlattım işte “ dedim gülümseyerek buna dayanamazdı.
Ve bana sarıldı.
“Senin adına çok sevindim oğlum peşinde o kadar kız varken hiçbirine bakmaman beni üzüyordu ama sonunda aradığını buldun hem sana bir şey söylemem lazım o pastanenin sahibi çok tatlı bir kadın biraz garip ama çok sevimli biri bugün tanıştık bizde” dedi.
“Gerçekten mi Esme nasıl biri nerden nasıl tanıştınız” diye sordum.Bana cevap vermek yerinde kafasında her şeyi canlandırdı.Şaşırmıştım anneside Bella gibiydi beyaz tenli göz renkleri aynıydı demekki vampirlere özel bir şeydi.
Esme kapıya doğru koştu demekki Carlisle gelmişti.İşte onlarınkide gerçek aşktı hayatında sadece karşına bir kere çıkabilicek gerçek bir aşktı.
Babam gelince hemen yemeğe oturmuştuk masada her zamanki konular vardı herkes gününün nasıl geçtiğini anlatıyordu ve Emmet sayesinde kahkaha krizlerine giriyorduk .Esmenin babama her şeyi anlatıcağından emindim onun için bugünkü konuda ağzımı bile açmadım.
Alice çoktan yemeğini yemiş gözümün içine bakıyordu yemeğimi bitirip odaya çıkmak için sabırsızlandığı belliydi.Ve sonunda odaya çıkmıştık.
Onada her şeyi bilmesine rağmen en baştan anlattım.
“Şaşırmadım desem korkmadım desem yalan söylemiş olurum ama bizim bu güçlerimizden sonra hiçbirşey imkansız gelmiyor” diye yorum yaptı ve beraber güldük.
“Alice sen beni bırakta birazda sen anlat Jasperla aranızda ne var bunun farkındayım lütfen saklama” dedim alınmış gibi gözükerek.
“Ah Edward inan bende bilmiyorum Jasper seninde bildiğin gibi içine çok kapanık ama benimleyken çok daha farklı davranıyor beni koruyor beni kıskanıyor sence ne demek bu?” dedi.
“İşte bende sana aynılarını sorucaktım seni kıskanıyor ama farklı şekillerde başka biriyle birlikte olmandan çok korkuyor ailesini kaybettikten sonra sen onun her şeyi olmuşsun anlaşılan düşüncelerinden anca bunu anlayabiliyorum” dedim.
“Edward o çok farklı onu çok seviyorum ama sizden farklı seviyorum ama buna bir isim bulamıyorum kardeşi gibi büyüdük ama o çok farklı onun gözlerine baktığım zaman tüm dertlerimden arınmış oluyorum onun üzülmesinden korkuyorum anladın mı değişik bir duygu geleceğimize bakıyorum ama farklı hiçbirşey yok hep beraberiz ama ilerleme yok” dedi kendini yatağa atarak.
“Anladım küçük hanım yani diyorsunki zaman “ dedim gülümseyerek.
Oda bana gülümsedi ve kalkıp bana sarıldı.
“Konuştuğumuza göre ben aşağıya iniyorum Jasper yalnız kalmasın “ dedi göz kırparak ve uçarcasına odadan çıkıp gitti.
Bende kendimi yatağa atıp bugün olanları düşünerek uykuya daldım.
Sabah uyandığımda kendimi süper hissediyordum çünkü onu görebilicektim.Giyinmek için dolabımın önüne geçtim bugün kendime biraz özen göstermeliydim daha doğrusu bundan sonra hep özen göstermeliydim.
En sevdiğim mavi gömleğimi ve kotumu giydim üstümede ceketimi aldım.
Saçlarımı doğal haline bıraktım dağınık halde seviyordum onları hazırlanmıştım hemen aşağıya indim kahvaltı çoktan hazırlanmıştı.Hemen sandalyeme oturup atıştırmaya başladım Carlisle çoktan gitmişti.Emmet çoktan masanın yarısını yemişti bile Rosalie aynasından vakit bulup yedikleriyle yetiniyordu.Ve son olarak Alice Jasper ve Esmede aşağıya inmişti.
“Hadi çocuklar geç kalıcaksınız yine benimde işim var hemen çıkmam lazım” dedi Esme.
“Napıcaksın Esme ?” diye sordum.
“Çalışmamın vakti geldi dekorasyon için bazı yerlerle görüşücem” dedi bir yandanda kahvaltı etmeye çalışıyordu.
Evden çıkmıştık okula gelmiştik bile ve okulun bahçesinde Bellanın arabasını görünce içimdeki tüm kötü duygular gitti.Arabanın üstüne oturmuş çevresine bakınıyordu.
“Edward Bella seni bekliyor baksana “ diye atladı Emmet ve ardından yine bir kahkaha dalgası
“Bu durum çok hoşuna gitmiş durumda Emmet istersen sanada bulalım birini” dedim haince.
Rosalie bana ters bir şekilde baktı ve ardından Emmete baktı belikli cevabını bekliyordu.
Emmet içinden bana küfür ediyordu bu sefer ben kahkaha atıyordum.
Ve onları baş başa bırakıp Belamın yanına doğru ilerledim.Geleceğim karşıda beni bekliyordu tüm güzelliğiyle…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:32 pm

Bellanın ağzından bu seferde
12.Korkular Smile

Edward’la çıkalı 1 ayı çoktan geçmişti ve her şey mükemmel denilebilicek şekilde ilerliyordu.
Onunla çok mutluydum onu her şeyden çok seviyordum Edward kusursuz biriydi çok nazikti sırf bana değil tüm etrafına karşı öyleydi o benim yaşamımdı bundan sonra onsuz olamazdım yaşayamazdım.
Geçen haftalarda kardeşleriyle tanışmıştım hepsi çok iyilerdi.
Alice zaten en yakın arkadaşım olmuştu Emmet’i çok seviyordum çok komik biriydi karşısında bir evi yaksalar ondan dalga konusu çıkarabilicek biriydi.Rosalieyide seviyordum her ne kadar benden pek hoşlanmasa da iyi biriydi ama katlanılamaz derecede kibirliydi ama onu hoş görüyordum ailesini kaybetmişti kimsesi yoktu kolay bir şey değildi.
Hele Jasper çok içine kapanıktı anladığım kadarıyla sırılsıklam Alice’ye aşıktı.Onun yanındayken çok rahat oluyordum sessizliği bana huzur veriyordu.
Esme annemin çok yakın arkadaşı olmuştu özellikle yan mağazayı restore etmeye başladığından beri.
Carlisleyle tanışma imkanım yoktu ama kasabamızın doktoruydu ve orta yaşta ki bayanların ilgisini çektiği belliydi ki her zaman hasta oluyorlardı.
Öğlen olmuştu ders arasında gidip kantine oturmuştuk bugün Edward’ın kardeşleriyle oturmak yerine ayrı bir masada oturduk. Yiyemiyeceğimi bildiği halde Edward ne olur olmaz diye iki kişiden daha fazla kişiyi doyurabilecek şekilde yiyecek almıştı.
“Aşkım yine abartmışsın farkında mısın?” dedim gülümseyerek.
Başını yana eğip bana baktı ve tuttuğu elimi alıp öptü.
“Etraftan ilgi toplamak istemeyiz dimi aşkım” dedim ve beni büyüleyen gülümsemesiyle bana baktı.
Öğle arası bitmişti dersliklerimize doğru gitmiştik.Edward ile 1 aydır birlikle olmamıza rağmen hala Mike’ın şaşkın bakışlarından kurtulamıyorduk.Bizi yan yana görünce sanki ilk defa görmüşçesine şaşırıyordu böyle salak tepkileri beni deli ediyordu.
Ders bitmişti arabalarıma doğru ilerliyorduk ve telefonum çaldı.
“Alo Bella hemen yanıma gelebilir misin?” diye sordu annem ve sonradan “Tabi okulun bittiyse” diye ekledi.
“Evet anne şimdi çıktık tamam hemen gelirim “dedim ve kapadım niye bu kadar telaşlanmıştı kesinlikle bir sorun vardı.
Ben düşüncelerle boğuşurken Edward “Bella” diye seslendi.
Bir anda gerçek dünyaya döndüm kafamı salladım.
“Ah dalmışım aşkım annem aradı yanına gitmemi istiyor hemen gitmem lazım anlaşılan önemli bir konu var ortada” dedim.
“Gelmemi ister misin?” dedi.
“ Sanırım gerek yok akşam seni ararım” dedim onu yanağından öpüp gözlerinin içine baktıktan sonra arabama bindim.
Dikkat çekmemeye çalışarak hızlı bir şekilde pastaneye gittim.Arabadan koşarcasına indim hemen pastaneye girdim.
“Evet anne geldim noldu anlat bana!” dedim hızlıca.
“Sakin ol ve lütfen söylediklerime düzgün bir şekilde tepki ver çevrede insanlar var unutma tatlım” dedi.
“Seni dinliyorum” dedim iyice merak etmiştim.
“Mark buraya geliyormuş” dedi ve ben tezgaha zor tutundum kusursuz dengeme rağmen resmen ayaklarımın bağı çözülmüştü.
“Ne yani buraya mı geliyor ne için anne çok önceden gitmişti bırakıp gitmişti şimdi neden anne neden!” dedim şok olmuş bir vaziyette.
“Sakin olmanı söylemiştim insanların dikkatini çekiyorsun tatlım lütfen” dedi annem sakinleştirici bir ses tonuyla kolumu tutmuştu.
“Umurumda değil anne anladın mı bırak beni “dedim kolumu ondan kurtarıp kendimi hemen arabama attım.Nereye gittiğimi bilmiyordum ama gidiyordum.
Ve sonunda Port Angeles yakınlarında durmuştum bir ormanın yanında.
Hıçkırıyordum yine elimde olmadan niye geliyordu şimdi beni yıllar önce bırakmamış mıydı aptal bir vampir kız uğruna onunla mutlu değil miydi onun kalıntılarını tam kafamdan atmışken Edward’a tam anlamıyla aşık olmuşken ondan daha çok birine değer vermişken niye geri dönüyordu onu burada bağlıyacak hiçbir şey yokken neden geliyordu tekrardan benim hayatımı darmaduman etmek için mi yapıyordu bunları!
50 yıl olmuştu onu hayatımdan atalı zaten ona aşık değildim sadece babamın yokluğunda ona sığınmıştım ona güvenmiştim onu bir sığınak gibi görüyordum bir zamanlar her şeyimdi ama o beni bırakıp gitmişti.
Söylediği laf ise
“Bella senin yıkıntılarını toplamaktan sıkıldım ben başka birine aşık oldum” deyip çekip gitmişti.
Ne olmuştu benim yıkıntılarım şuan onun ilgisini mi çekmişti o kusursuz kız onu terk mi etmişti yoksa.
Gece yarısına kadar durup düşündüm çıldırıcak gibi oluyordum o geldiğinde Edwarda ne diyecektim ya Mark Edwarda zarar vermek isterse napardım.
Dayanamıyacak gibi oldum kafamı dağıtmam gerekiyordu ormana doğru koşup birkaç geyik avladım ama kafamdan atamıyordum düşünceleri.
Arabama dönmüştüm ve sonunda telefonuma bakmayı akıl etmiştim.
12 cevapsız vardı.
11i annemdendi 1ide Edwardandı.
Nasıl unutmuştum ona gece onu arıyacağımı söylemiştim.Saate baktım çoktan 2yi geçmişti bile aramaktan vazgeçip eve doğru ilerledim.
Eve gittiğimde annem kapıda beni bekliyordu.
“Bella nerdesin sen pastaneden çıldırmış gibi çıktın gittin ne düşünmemi bekliyordun söyler misin?” dedi sinirle belli ki çok paniklemişti.
“Tamam anne özür dilerim haber vermeliydim ama beni de anlamayı denesen Mark geliyor ve benim hayatımda Edward var sence ne demeliyim Edwarda peki ya Mark Edwarda bir şey yapmaya kalkarsa nolucak anne söyler misin bir cevabın var mı?” diye bağırmaya başladım ve ardından kendimi dizlerimin üstüne atıp ağlamaya başladım.
“Tamam tatlım sakin ol bakalım Mark gelsin her şeyi öğreniriz sen merak etme Mark’ın Edwarda dokunmasına izin vermem!”dedi kendinden emin bir ses tonuyla.
“Anne lütfen komik olma Mark’ın neler yapabiliceğini benim kadar sende çok iyi biliyorsun beni sakinleştirmek için yalan söylemene gerek yok!” dedim ve odama koştum.
Bütün gece o salak fikirlerle boğuştum durdum sabah olmak bilmiyordu acı çekiyordum sadece Edward’ı görüp acılarımı azda olsa dindirmek istiyordum.
Birkaç dakikalığına sadece onu düşündüm beni rahatlatıyordu onun güzel yüzü o gülüşü beni sakinleştiriyordu onsuz yaşayamazdım evet Markı sevmiştim ama hiçbir zaman Edward’ı sevdiğim gibi olmamıştı o hep yanımdaydı ama Mark için böyle heyecanlanmıyordum ona acılarımdan saklanmak için gidiyordum sadece bunun için…
Ve sabah olmuştu berbat görünüyordum hemen duşa girdim çilekli şampuanım rahatlatmıştı beni.
Duştan çıkınca azda olsa normale dönmüştüm hemen en sevdiğim beyaz pantolonumu ve Edward’ın bana çok yakıştırdığı mavi kazağımı giydim.
Yüzüme renk verdikten sonra insana benzemiştim.Aşağıya indim annemi öpüp kapıya yöneldim.
Kapıyı açtığımda gördüğüm altın rengi gözler nefesimi kesmişti bu Edward’ı gördüğüm zamanki nefesimin kesilmesine benzemiyordu içinde korku barındırıyordu bu sefer.
Beklediğimden erken gelmişti hiç değişmemişti altın rengi gözleri orta kalınlıktaki dudakları kemer burnu hala aynıydı.Hala çok yakışıklıydı ama benim için bir ifade etmiyordu.
“Bella “ dedi ve özlemle bana sarıldı.Bense ağzım açık bir şekilde kaskatı kesilmiş bir heykele benziyordum.
Ellerimle onu kendimden uzaklaştırdım kafamdan hayır bunu Edwarda yapmıyacağım yapmıyacağım diye kendime söz veriyordum.
“Mark” dedim huzursuz birşekilde.
“Beni gördüğüne pek sevinmiş gibi görünmüyorsun Bella” dedi belli ki darılmıştı ama onun duyguları şuan hiç umrumda değildi kafamı karıştırmasına izin vermiyecektim.
“Ne bekliyordun Mark gelişine özel parti vermemi falan mı?” dedim.
“Tamam haklısın ama özledim seni yıllar oldu görüşmeyeli”
“Evet haklısın ama birkaç yüzyıl daha görüşmesek inan seni özlemezdim”
“Bakıyorum da bana karşı kızgınsın haklısında ama beni dinleyince hak vericeksin eminim” dedi.
Ve annem konuşmamıza daldı.
“Mark hoş geldin “ dedi annem gülümseyerek.
Anneme ters ters baktım ona iyi davranmasını istemiyordum rahatsız ediyordu bu beni.
“Hoş bulduk Rene izin verirsen Bellayla azıcık dolaşmaya çıkalım akşam üstüde hasret gideririz olmaz mı?” dedi Mark.
“Tabi-“ tam annem onaylıyacak ken sözünü kesip
“Mark bence konuşulucak birşey olduğunu hiç sanmıyorum boşa gelmişsin vakit kaybetme Alaskaya geri dön hem benim okulum var beni az daha tutarsan geç kalıcam.”dedim
“Ah hadi ama Bella bir gün okulu asarsan savaş çıkmaz değil mi?” dedi ve beni kolumdan tutup ormana sürükledi
“Kolumu hemen bırakmazsan birazdan burada bir savaş çıkıcak Mark” diye bağırdım.
“Tamam sakin ol Bella oturda şuraya konuşalım” dedi oturduğu ağacı işaret ederek.
“Buradan da konuşabiliriz Mark çabuk ne söyliyeceksen hemen söyle okula yetişmem lazım!” dedim.
“Bella olmadı senin gibi değil kimse denedim ama senin gibi kimseyi sevemedim son sanş tanı bize inan bir daha seni üzmiyeceğim” dedi üzgün gibi gözükmeye çalışarak.
Ne kadarda yapmacık biriydi bu durum her halinden belli oluyordu.
“Mark saçmalamayı kes son şans diye bir şey yok unut bunu benim hayatımda biri var ve ona aşığım ve o karşıma çıktıktan sonra anladım ki seni hiç sevmemişim senin yanında olmam sadece acılarımdan kaçışımmış anladın mı beni rahat bırak” dedim bağırarak.
“Ne demek bir başkası Bella buna izin vericeğimi falan mı sanıyorsun” diye hırladı.
“Senden izin isteyen kim hayatımdan uzak dur bir kere daha beni mahvedemeyeceksin anladın mı”
“Bella aptal olma buna sessiz kalıcağımı nasıl düşündün bu budalalık tamam seni terk etmiş olabilirim ama hiç kimse sen değil anladın mı ve sen benimsin bunu hiçbir gerçek değiştiremez unutma sana gözünü diken kimse bu saatten sonra karşısında beni bulur onu diri bırakmam imkansız “dedi kendine güvenmiş bir ses tonuyla.
Dedikleri hala beynimde yankılanıyordu ya Edward’ın bir insan olduğunu öğrenirse napardım ona bir şey olmasına dayanamazdım.
“Mark ona zarar veremezsin hayır bunu yapamazsın” diye bağırdım.
“Bella kafama koyduğumu yaparım bilirsin gel yol yakınken vazgeç ne sen acı çek nede o zavallı arkadaş.”
Kaskatı kesilmiştim Edward’a zarar gelmesini engelliyecektim ve bunun tek bir çaresi vardı Markın dediklerini yapıcaktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:33 pm

Edward'ın ağzından Hilall hikaye ismini aldım bu bölüm sana gelsin
13.Sonsuz Karanlık
Dün gece hiç uyuyamamıştım Bella arıyacağım demişti ama aramamıştı bütün gece onun aramasını beklemiştım bu nedenle uyuyamamıştım.
Sabah da bir şey yemeden evden çıktım okula vardığımızda Bellanın her zaman arabasını park ettiği yer boştu içim ürpermişti onu görememek.
Ama bir şeyler olsa Bella bana haber verirdi hemde Alice görmez miydi?
Gücünü abartıyor muyduk acaba.
Bella’yı beklemeye başladım dersin başlamasına 2 dakika kalmıştı ve Bella hala ortalıkta yoktu çıldırmak üzereydim evine mi gitmeliydim yoksa annesinin pastanesine mi?
Bir şeyler yapmalıydım onu bulmalıydım ama bunu biraz geciktirebilirdim en azından okul bitene kadar gelmezse yada aramaz ise bir şeyler ters gidiyor demektir dedim kendi kendime.
Koştura koştura sınıfa girdim Bayan Pamela gelmeden yetişmiştim herkes kafasın Bella nerede acaba nasıl yalnız bıraktı onu diye geçiriyordu.Sinir olmuştum onlara ters ters baktım ve kafalarını çevirdiler ama zihinlerini susturamadılar.
Dersler işkence tadında geçiyordu o olmadan ilk okul günümdü ve gerçekten çok zordu o benim hayatımın rengiydi.Boğucu ders sonunda bitmişti ve öğle arasıydı.
Bellasız bir öğle arasıydı.
Öğlen kantine gittiğimde Alice koşa koşa yanıma geldi gözlerinde dehşet vardı.
“Alice bu halin ne “ dedim ve zihnindekileri görmeye başladım.
Ve o an yıkıldım kendimi sandalyeye zor attım.
Bella beni terk ediyordu hemde başka bir çocuk için bana hiçbir şey söylemeden
Forksu terk ediyordu.Herşey gayet net olarak görünüyordu demek ki kararını vermişti.
Bana nasıl yapardı onu böylesine severken neden!
Onsuz yaşayamıyacağımı bilmiyor muydu ona defalarca anlatmamış mıydım?
Kendimi berbat hissediyordum tam anlamıyla yıkılmış mahvolmuştum o benim nefes alma sebebimdi kendimden çok değer veriyordum nasıl dayanıcaktım onsuz olmaya .
Alice peşimden koştu.
“Edward sakin ol her şey değişebilir lütfen dur!” diye yalvardı nefes nefese kalmıştı.
“Alice hiçbir şeyin değişeceği filan yok her şey net benden daha iyi gördün ve gayet iyi biliyorsun mantıklı ol beni şimdi iyiye alıştırıp Bella gittiğinde iyice yok olmamı mı istiyorsun!” dedim ve evet yine ağlıyordum hiçbir şey yapamıyacağımı bildiğim için salak salak ağlıyordum.
“Edward “ dedi Alice “ Lütfen yapma böyle gitmeden onu yakalamalıyız her şeyi öğrenmeliyiz lütfen bırakma kendini” ded.
“Alice napabilirim ki o bir vampir tamam ona yetiştim diyelim beni dinler mi sence baksana karar verilmiş” dedim iyice içim kararmıştı ama Alice haklıydı onu durduramazsam da bana bunu neden yaptığını sormak hakkımdı.
“Alice arabanın anahtarı sende mi çabuk hemen gidelim “ dedim
Alice umutsuzca gülümsedi” Evet bunu bildiğim için Emmetin cebinden çalmıştım öğrenince canımızı okuyacak ama umrumda değil” dedi ve koşmaya başladık.
Araba hız sınırlarını zorluyordum ikimizde çok sessizdik.
Gelmiştik kapıyı çarpıp arabadan bir hışımla indim. Tereddüt etmeden kapılarına dayandım.Kapıyı resmen yumrukluyordum Alice kolumdan tuttu.
“Sakin ol Edward nerede olduğumuzu kimlerin yanında olduğumuzu sakın unutma!” dedi.
“Alice inan beni şimdi öldürse iyi eder çünkü beni terk edince gerçekten işe yaramaz durumda olucam” dedim ve yumruklamaya devam ettim.Alice buz kesilmişti sözlerim karşısında susup kalmıştı.
Kapı açılmıştı ve karşımda uğruna beni terk ettiği adam duruyordu.
“Ne vardı” dedi kibirli bir halde.
“Bella” diyebildim sadece.
“Bella yukarıda hazırlanıyor gelemez sen bana söyle ben ona iletirim” dedi kabaca.
Onu ittirerek eve girdim.Canım acımıştı taş gibi sertti kesin biryerlerim morarıcaktı ama takmıyordum.
“Bella aşağıya in hemde hemen lütfen” dedim Alice arkadam gelmişti ve kolumu sıkıyordu.
Kafasından o kadar çok sahne geçmişti ki hiçbirine kafa yorucak durumda değildim ama her birinde zarar gören ben oluyordum o sahne çok açıktı
Bella merdivenlerden koşarak indi.Markda salak salak gülümsüyordu sinsice.
“Edward ne işin var burada hemen git!” dedi şok olduğunu belli etmemeye çalışıyordu.
Mark denilen o herif konuşmaya atladı.
“Ne yani Edward denilen bu çocuk mu yani bir insan mı Bella sen kafayı mı yedin dalga mı geçiyorsun sen” dedi ve alaycı birşekilde gülmeye başladı.
“Bella sen bu çocuğu seviyorum mu demiştin komik olma beni unutmak için beraber olduğun çok belli farkediceğimi anlamadın mı?” dedi ve o aptal sinir bozucu kahkalarına kaldığı yerden devam etti.
Sinirimi çok bozmuştu üstüne tam yürüyordum ki Alice koluma yapıştı ve Bella aramıza atladı.
“Edward lütfen git buradan hemen “ dedi.
“Seninle konuşmam gerek en azından bunu hak ediyorum Bella lütfen bana açıklamak zorundasın beni terk edeceğini biliyorum seni durduramam ama bana anlatmak zorundasın” dedim.
“Zorunluluk mu konuşmak mı sen ne saçmalıyorsun Bellanın bi yere geldiği yok seni terk ediceğini biliyormuşsun işte niye şansını zorluyorsun” dedi ve Bellanın elini tuttu.
Onu çoktan sahiplenmişti dayanamıyordum bu kadarı fazlaydı ve Bella sesini çıkarmıyordu beni hiç mi sevmemişti.
“Bella” dedim son kez.
“Eh ne laf anlamaz birisin Bella seni hiç sevmedi anla işte o hep benimdi ve ona geri döndüm oda beni unutmak için seninle çıkmış belli ki olmamış, biz beraberiz seni öldürmeden önce buradan defol!” dedi ve ekledi
“Diymi aşkım?” dedi Bellaya.
Bella sesini bile çıkarmıyordu gözlerime bakıyordu.
Bu sözler artık damlayı taşıran son damlaydı.Ne olucaksa olucaktı ölebilirdim bunun farkındaydım ama bu sözler kadar hiçbir şey canımı yakamazdı artık.
Üstüne yürüdüm Alicede arkamdan geliyordu.
“Edward lütfen hemen gidelim buradan lütfen baksana Bellada istemiyor seni” dedi.
Alice’ye ters ters baktım artık dayanamıyorum bu kadar acı çok fazlaydı kendimi hemen dışarı attım ve arabaya atladım.Alice arkadam koşmuştu.Zihninde bağırıyordu.
“Edward bekle beni lütfen” diye geçirdi aklından.Durmadığımı görünce.
“Beni ve Esme’yi düşün anladın mı gerizekalı!” dedi ama onu umursayacak halde değildim.
Son sürat gidiyordum nereye gittiğimi bilmeden , ağlıyordum deli gibi hemde gözyaşlarım sicim gibi iniyorlardı.Bu utanç vericiydi ama şuan umurumda değildi tek istediğim ölmekti başka bir şey düşünemiyordum zaten o olmadan ben bir ölüydüm onsuz yaşayamazdım bu kadar basitti hem ölsem kim üzülürdü kim kahrolurdu.
Bella yoktu artık o kendini beğenmiş herifi çoktan seçmişti ve gidiyordu.Hayatında ben yoktum artık söyledikleri,dokunuşları hepsi yalandı.
Artık araba kesinlikle çok hızlıydı ibre kafayı yemiş gibiydi beynim buğulanmıştı başım dönüyordu hiçbir şey düşünücek halde değildim.
Evet Bellasız bir hiçtim ama ya ailem?
Ailem bensiz napardı.
Alice Esme onlara bunu yapamazdım hem Bellanın aptal bir aşık yüzünden ömür boyu vicdan azabı çekmesini istemezdim.
Ama artık çok geçti fren çalışmıyordu deli gibi basıyordum ama araba yavaşlamıyordu aksine iyice hızlanıyordu..
Işıklara gelmiştim kırmızı yanmıştı ama duramıyordum ve dört yola denk gelmiştim diğer yollara tarafa yeşil ışık yanmıştı.
Ölüme gidiyordum şansım yoktu artık ölücektim.
Karşıdan gelen odun taşıyan bir tıra doğru hızla gidiyordum.
Adam deli gibi kornaya basıyordu.Ama artık çok geçti duramıyordum arabayı durduramıyordum
Herşey çok hızlı gelişmişti tıra hızlı bir şekilde çarpmıştım.Araba hurdaya dönmüştüm
Arabay beni sıkıştırıyordu nefesim kesiliyordu.Kafamdan gelen sıcak sıvının kan olduğunu fark etmiştim.Canım yanıyordu tüm organlarım sanki birbirine yapışmıştı.Şuurum yavaş yavaş beni terk edip gidiyordu.Kafamdan küçük küçük resimler halinde hayatımın kesitleri geldi.En net görebildiğim Bellayla olan geçen anılarımdı.
Çevrede insanlar çığlıklar atıyordu duyabiliyordum ama kılımı bile kıpırdatamıyordum.
Sanırım artık çok geçti çoktan ölmüştüm.Ve iyice karanlığa gömülmüştüm.
Gözlerim kapanmadan önce ağzımdan çıkan tek kelime”Bella” oldu ve gözlerimi yumdum.
Sonsuz karanlığa doğru yolculuğum çoktan başlamıştı.…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 10:34 pm

Alın size 13. bölüme kadar lol!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MissPattinson
Kurt
MissPattinson


Mesaj Sayısı : 694
Vampir Gücü : 962
Rep Puanı : 21
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 29
Nerden : Rob'un yanından

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePtsi Eyl. 14, 2009 2:22 am

14.bölüm????????????''--''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePtsi Eyl. 14, 2009 3:11 am

Yazıyorumm Basketball
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Halbmond_HT
Vejeteryan
Halbmond_HT


Mesaj Sayısı : 1079
Vampir Gücü : 1282
Rep Puanı : 14
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 31
Nerden : Taylor'un kalbinden (:

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePtsi Eyl. 14, 2009 4:44 am

14!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! hadi kuzum bak koymazsan yeni bölüm benim hikayeme geçiş yaptıtırım adları aynı zaten hahahahaah lol! Mad Razz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
_eylül_
İnsan
_eylül_


Mesaj Sayısı : 127
Vampir Gücü : 142
Rep Puanı : 1
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : İstanbul

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimePtsi Eyl. 14, 2009 10:14 pm

14 14 14 14 istiyoruz yeni bölüm istiyoruzzz Question bounce
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeSalı Eyl. 15, 2009 5:22 am

Ayy bari şimdi yazıyımda ekliyim Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Halbmond_HT
Vejeteryan
Halbmond_HT


Mesaj Sayısı : 1079
Vampir Gücü : 1282
Rep Puanı : 14
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 31
Nerden : Taylor'un kalbinden (:

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeSalı Eyl. 15, 2009 5:23 am

Bende yazıyım msn bozul faydalanalım demi ama Damlaam bu bölümüm sana Cool Cool
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
_eylül_
İnsan
_eylül_


Mesaj Sayısı : 127
Vampir Gücü : 142
Rep Puanı : 1
Kayıt tarihi : 10/09/09
Yaş : 28
Nerden : İstanbul

İmkansız Empty
MesajKonu: Geri: İmkansız   İmkansız I_icon_minitimeSalı Eyl. 15, 2009 7:29 pm

evet evet ekleyin ekleyin 14 isteriz yeni bölümler isteriz Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İmkansız
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» imkansız aşkım<3 7.bölüm geldi böcükler :)
» Chris Weitz: Rob’un Kötü Bir Fotoğrafını Çekmek İmkansız
» Chris Weitz: Rob’un Kötü Bir Fotoğrafını Çekmek İmkansız

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Twilight Türkiye Fan Forumu :: Twilight :: Hayran Hikayeleri-
Buraya geçin: